Amed’de ‘Rojava’dan Gezi’ye Kadınlar Devrim ve İsyanda’ paneli
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Yeni Demokrat Kadın (YDK), Eğitim-Sen ve DTK Kadın Meclisi'nin bileşenlerini oluşturduğu Amed Kadın Dayanışması, ‘Rojava’dan Gezi’ye Kadınlar Devrim ve İsyanda’ konulu panel düzenledi.
Panele Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Sebahat Tuncel, Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Av. Sezin Uçar, YDK adına Gezi direnişi tutuklusu Elif Kaya'nın ablası Gülsev Kaya, Rojava kadın heyetinden Ramzia Muhammad ve Taksim Kadın Dayanışması'ndan Zeyno Pekünlü katıldı.
Panelde Gezi Direnişi’nin analizi yapıldı
Mücadelede yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşuyla başlayan panelde ilk olarak sine vizyon gösterimi yapıldı. Sine vizyon gösterimin ardından panel başlatıldı.
Taksim Kadın Dayanışması adına konuşan Zeyno Pekünlü, Gezi Direnişi’nin ortaya çıkış nedenlerini değerlendirerek sürecin analizini yaptı. Gezi direnişini konuşmanın bugün bile hala zor olduğunu söyleyen Pekünlü, "Üç hafta boyunca on binlerce insan Taksim Meydanı’na aktı. Meydan devlet otoritesine kapandı" dedi.
Ardından Rojava kadın heyetinden Ramziya Muhammad söz alarak bir konuşma yaptı. Yekitîya Star'ın oluşum sürecinde Baas rejiminin kadınlara çok baskı yaptığını ve bu baskılara karşı kendilerini geliştirdiklerini belirten Muahammad, Yekitîya Star çatı örgütü altında örgütlendiklerini kaydetti. Kuzey'de de Rojava’da da kadına yönelik zihniyet ve politikaların aynen devam ettiğini söyleyen Muhammad, "Rojavalı kadınlar olarak kendimizi devrimden sonrasına bırakmadık, geliştirdik. Hem silahlı savunma hem diğer alanlarda, devrimden sonraya bırakmadık" dedi.
‘Halkın yaşamına müdahale direnişi doğurdu’
Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sezin Uçar ise panelde şunları kaydetti: " Bu devrimin özelliklerini bir araya getirmek bizim bakımızdan çok önemli. Gezi Direnişi’nde gönüllü çalışan avukatlar olarak kriz masası oluşturduk. Bu nedenle yargılanan hukukçulardan biriside benim. Gezi Türkiye ayaklanmasıydı, Türk halkının ayaklanması. Bu ayaklanmada kadınların rolü çok önemliydi. Kadın cinayetleri, AKP hükümetinin çıkardığı yasalar, toplumsal cinsiyet rollerini pekiştiren kadınların yaşamına müdahale bu tepkinin yansımasıydı."
Gezi Direnişi’nde tutuklanan ve hapishanede gardiyanlar tarafından çıplak arama işkencesine maruz kalan Elif Kaya'nın ablası Gülsev Kaya YDK adına yaptığı konuşmada ise kardeşinin açtığı davaya ilişkin işleyen süreci aktardı. Kaya, mahkemenin işkence yapan gardiyanları sanık olarak değil tanık olarak dinlediğini ve koruduğunu belirterek "Dava başlamadan cezaevi idaresi Elif'e bir ay görüş cezası verdi. Bir ay boyunca görüşemedik" ifadelerini kullandı.
‘Halk otoriter rejimlere karşı sesini yükseltiyor’
HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Gezi Direnişi’nin ülkede ilk kez rastlanan bir durum olduğunu belirterek, "Halklar otoriter rejimlere karşı sesini yükseltiyor. Mısır'da, Tunus'ta, Libya'da gördük bunu. Halklar artık kapitalist moderniteye karşı güçlü bir ses çıkarıyor" dedi.
"Gezi’yle birlikte Kürdistan ile Türkiye arasındaki duvar yıkıldı” diyen Tuncel şunları söyledi: “İnsanlar aslında ‘30 yıldır ne yaşanıyormuş da biz farkında değilmişiz' hissine kapıldılar. Türkiye halkları ilk kez devletle tanıştı. Gezi'nin yüzde 51'i kadınlardan oluşuyordu. Kadınların sokağa çıktığında, eylemlerin rengini nasıl değiştirdiklerini gördük. Eylemin ilk günlerinde duvarlarda küfürler yazılıydı, kadınlar kendi elleriyle sildi küfürleri."
Başbakan Erdoğan'ın son zamanlarda yaptığı açıklamalara da değinen Tuncel, konuşmasını şu ifadelerle bitirdi: "Yurtlarla ilgili açıklamalarıyla Gezi'de meydanlara çıkan gençlerin önü kapatılmak isteniyor. Bu ülkede yurtlar zaten ayrı. Bu gerekçeyle kaç tane Kürt öğrencinin evi basılmıştır. Terörist ya da fuhuş damgası vurularak çevre baskısı oluşturulmuştur."
Panel Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) üyesi tutsaklarla Elif Kaya’nın sürece dair mesajlarının okunmasıyla devam etti. Ardından soru cevap bölümüyle panel sonlandırıldı.
Diğer Haberler
Lenin'le Clara Zetkin'in kadın sorunu üzerine sohbetinden bir bölüm
Baskı ve şiddetin olduğu her alanda kadın olmanın haklı ve meşru çabasının verileceği gerçeği birkez daha ortaya konulmasi ve alanimizda somut adımların atılması anlamında önemli olmuştur.
Bugün sadece bir saatliğine yüzünüzü nereye dönerseniz, hangi gazeteyi açarsanız, hangi TV kanalını seyrederseniz değişmeyen bir gerçeklikle karşı karşıya kalırsınız: KADINA YÖNELİK ŞİDDET!
25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete karşı Mücadele haftasında İsviçre‘nin Basel ve Zürih kantonunda Göçmen ve Yerli Kadın kurumları tarafından çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiler.
NÜRNBERG |25-11-2013 | Nürnberg kentinde 8 Mart platformu tarafından 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı mücadele haftası kapsamında birçok etkinlik organize edildi.
Kollontay’dan, Kurupskaya’ya, Olga’dan Roza’ya kadına yönelik şiddete karşı mücadele ve uluslar arası dayanışma günü olan bugüne adını veren Mirabel kardeşlerin ‘’(…) haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz’’ sözleri bizleri yüreklendirmeli.
25 Kasım’da Trijillo Diktatörlüğü’ne karşı çıkarak insan hakkı mücadelesi veren 3 kız kardeşin öldürülmesinin ardından tam 53 yıl geçti. 53 yıl önce, 1960’ta, Dominik Cumhuriyeti’nde yaşayan ve Mirabel Kardeşler olarak tanınan Patria, Minerva ve Maria Teresa’nın cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Ölümleri kayıtlara “trafik kazası” olarak geçirildi.
“Nerede, nasıl ve kiminle yaşadığımız başta Erdoğan olmak üzere kimseyi ilgilendirmiyor” denilen basın açıklamasında, “evlilik ve çocuk teşvikleriyle dayatılmak istenilen yaşam biçimlerine direniyoruz
“Bizi yargılayacaklarsa da varsın ‘kadını isyana teşvik’ten yargılasınlar” diyen Yeni Demokrat Kadın, yaklaşan 25 Kasım için bir açıklama yayınlayarak
Amed Kadın Dayanışması tarafından, ‘Rojava’dan Gezi’ye Kadınlar Devrim ve İsyanda’ konulu panel düzenlenirken, panelde çeşitli kurumların temsilcileri yaptıkları konuşmalarda yaşanan sürecin analizini yaptı
Size bu satırları “kızlı erkekli” bir evden ve kadına kadın demeye utanan bir ülkeden yazıyorum
Başbakan Erdoğan’ın kızlı-erkekli öğrenci evlerine açtığı savaş sürüyor. Muhalifiyle, yandaşıyla herkes “Başbakan ne yapmaya çalışıyor?” sorusunu sorarken, BirGün, yanıtı geçmiş açıklamalarda aradı
Başbakan Erdoğan’ın “kızlı-erkekli öğrenci evleri”ne ilişkin konuşmaları ile başlayan tartışmalara tepki gösteren Eğitim-Sen; “Baskılara, sürgünlere, soruşturmalara yaşam tarzına müdahaleye karşı kadınlı-erkekli #direniyoruz” diyerek eylem gerçekleştirdi.
Şakran Kadın Hapishanesi’nde çıplak aramaya maruz kalan ve tacize uğrayan YDK’lı Gezi direnişçisi Elif Kaya’nın, “çıplak arama”ya karşı çıktığı için hakkında istenen 1 aylık görüş yasağını içeren “disiplin cezası” onaylandı.