Cumartesi Nisan 20, 2024

HER GÜN 1 MAYIS HER GÜN KAVGA

kaypakkaya-partizan
Biz savaşınızda katlettiğiniz Ermeniler, Kürtler, Süryaniler, Rumlar, Lazlar, Çerkesler… halklarız halklarız,

 

Günlerin bugün getirdiği

Baskı, zulüm ve kandır.

7 Haziran’dan bu yana ölüm haberleri ile uyanır olduk. Öncesinde Diyarbakır’da patlayan bombalar, ardından Suruç, ardından Ankara, İstanbul… Yüzlerce canımızı kaybettik. En son Ankara ve İstanbul’un göbeğinde bombalarla sarsıldık.

Biz acıyla, öfkeyle kavrulurken devletin yetkilileri başsağlığı dileyerek başladıkları konuşmalarının ikinci dakikasında barış isteyen akademisyenlere saldırdı, onları terörist ilan etti. Hemen ardından yayın yasakları geldi.

Ölüm yalnızca mitingde, Kobane’ye giderken, beklediğimiz otobüs durağında bulmadı bizi. IŞİD’e öfkeli bir genç grup diyenlerin haklara karşı başlattığı savaşta, Cizre’de, Sur’da katledilen çocuklar, anne karnında bebekler, gençler, kadınlar, nineler, dedeler olduk. Cenazelerimiz kah buzdolabında saklandı, kah sokak ortasından alınamadı, kah yakılarak yok edildi.

Devletin saldırısı topla tüfekle obüsle sınırlı kalmadı. Tabi ölüm de. Çalıştığımız şantiyede, fabrikada, kamyon kasasında, tersanede, alınmayan önlemler nedeniyle öldük. Kah kamyon kasasında ölen Fatma olduk, kah çürümüş halat koptuğu için ölen Duran olduk, kah kireç kazanına düşen Turgut olduk.

Kadınsak üstüne bir de sokakta, boşanma davası görülürken adliye kapısında, evde çocuğumuzun gözü önünde, minibüste öldürülüyoruz. Katilimiz kimi zaman kocamız, sevgilimiz, kardeşimiz, babamızken kimi zaman da hiç tanımadığımız minibüs şoförü, sokaktan geçen adam, galoş giy dediğimiz polis, jöh, pöh oluyor.

Öğrenciysek, gazeteciysek, akademisyensek, barış isteyensek, doğayı, yaşamı savunansak kısacası itiraz edensek bize reva görülen ölüm, polis, TOMA, biber gazı, gözaltılar, tutuklamalar, şiddet oluyor. Onların çürümüş düzeninin bize reva gördüğü kan, gözyaşı ve ölümdür.

Ancak bu böyle gitmez

Sömürü devam etmez

Yepyeni bir hayat gelir

Bizde ve her yerde

Onların sistemleri o kadar çürümüş ki ayakta duramıyor. O yüzden her gün konuşmaları ve ayar çekmeleri gerekiyor. O yüzden bize her gün soruyorlar “sen kimsin ya?” diye

Biz de onlara diyoruz ki;

Biz “bir kereden bir şey olmaz” diyerek tecavüzünü onayladığınız çocuklarız,

Biz tecavüzcüleri üniversiteye giremez dediğimizde coplanan, gözaltına alınan öğrencileriz,

Biz “müjde altına değil bakır çıkarmaya izin verdik” dediğiniz Artvin Cerattepe’de yaşamı savunanlarız, Biz taşeron işçilik kalkıyor, esnek çalışma “güvenceli gelecektir” yalanlarıyla kandırmaya çalıştığınız, kıdem tazminatını kaldırmaya çalıştığınız işçileriz, Biz kanımızla beslenen sermayenin “fakirler karanfil bırakıyor ben gül aldım” dediği emeği sömürülenleriz,

Biz her gün tecavüze, tacize, şiddete uğrayan, sokak ortasında öldürülen ama katillerimiz cezasız kalan, medyanızın tecavüzden kurtulmak için 10. kattan atlayarak öldüğümüzde “su testisi su yolunda kırılır” dediği kadınlarız,

Biz tırlarla taşıdığınız silahlarla başlattığınız savaştan kaçarken kıyıya vuran cansız bedenler, yaşamları üzerine pazarlık yaptığınız insanlarız

Biz katliamlarınızı yazan, çizen, görüntüleyen gazeteciler, muhabirler, basınız

Biz zorunlu din dersi dayattığınız Alevileriz,

Biz savaşınızda katlettiğiniz Ermeniler, Kürtler, Süryaniler, Rumlar, Lazlar, Çerkesler… halklarız halklarız,

Biz ülkenin gerçek sahipleriyiz, yarının habercileriyiz

Biz elleriyle dünyayı yaratanlarız,

Biz bu çürümüş düzenden tiksinen ve yarını kuracak olanlarız

Biz kadınlarız, işçileriz, emekçileriz, öğrencileriz, çocuklarız, gençleriz, doğayı, yaşamı savunanlarız, halklarız biz,  

Bizler direnenler, umut edenler, insanlıktan yana olanlar, dünyayı yaratanlar, hayal kuranlar, barışı isteyenler. Emekçiler, halklar, kadınlar, öğrenciler, akademisyenler…

Hala bir aradayız, hala susmuyoruz, sinmiyoruz! 

Biz zalimlerin kirli savaşına boyun eğmeyenleriz

Biz barış, kardeşlik, özgürlük isteyenleriz

Biz milyonlarız

Bu çürümüş düzenle, kan emici asalaklarla, emeğimizi sömürenlerle her gün kavgada olanlarız,

Artvinde’yiz, Reno fabrikasındayız, Özgecan’lar için sokaktayız, adliye önündeyiz, her gün bu böyle gitmez diyenleriz,

Birbirimizden güç alarak kavgayı büyütelim,

1 Mayıs’ta Aka-Der'le Alanlara

AKA-DER KIZILAY ŞUBE KÜLTÜR MERKEZİ
SELANİK CAD. 48/10  KIZILAY/ANKARA 

833