Cuma Nisan 19, 2024

İbo’nun ruhuna dokunabilir misiniz?

kaypakkaya-partizan
Amed’de 1973’te işkenceyle katledilen İbrahim Kaypakkaya, Almanya’da anıldı. Etkinlikte konuşan HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, dokunulmazlıklarını “devletin ulaşamayacağı direniş damarından” aldıklarını belirtti ve ekledi: “Siz İbo’nun ruhuna dokunabilir misiniz? Tanklara karşı direnen kadınların ruhuna dokunabilir misiniz?

 

Almanya’nın Ludwigshafen kentinde düzenlenen etkinlikle 18 Mayıs 1973’te Amed zindanlarında işkenceyle katledilen TKP/ML kurucusu İbrahim Kaypakkaya ve devrim şehitleri anıldı. Binlerce kişinin katıldığı etkinlikte sanatçılar Suavi, Pınar Aydınlar, Kawa Urmiye, Ozan Rençber, Umuda Haykırış, Hasan Sağlam, Onur Olgun, Hogir ve Erbane Grubu sahne aldı.

Anma etkinliğine Kaypakkaya’nın kurucusu olduğu Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist’in (TKP/ML) Merkez Komitesi, bir mesaj gönderdi. Kaypakkaya’nın politik çizgisini sınıfsallığı referans alarak inşa ettiğini belirten TKP/ML, “Önderleşmek, ayrıca zorluğu göğüslemekle mümkündür. Kaypakkaya’yı önderleştiren de zorlu görevleri göğüslemesidir” ifadeleri kaydedildi.

TKP/ML: Yürümekte kararlıyız

Kaypakkaya’nın teorisinin Kemalizm ve Kürt sorunu tahlilleri kadar “uygulanabilirliği” ile de farklılığını ortaya koyduğunu belirten TKP/ML, mesajına şöyle devam etti: “O, reformist sınıf düşmanlarıyla arasına kalın bir çizgi çekmiştir. Çektiği bu çizgi, komünizmin çizgisidir. Kürt ulusunun özgürce ayrılma hakkını da, Kemalizm’in siyasal ve sınıfsal karakterini de netleştirmeyi böylece başarmıştır. Öğrencileri olarak onun çizdiği siyasal perspektifte yürümekte kararlıyız.”

Kürdistan’daki öz yönetim direnişlerine de değinilen açıklamada, 6 Mayıs gecesi Dersim’de şehit düşen TİKKO gerillaları Haydar Argal ve Murat Tekgöz de anılarak, “Silah elde toprağa düşmeyi kavganın töresi olarak değerlendiriyoruz. Kaypakkaya bize durmaksızın, yılmaksızın mücadele etmeyi miras bıraktı” diye kaydedildi.

‘Bu şerefsiz dünyada...’

Etkinlikte TKP/ML’nin 4. genel sekreteriyken şehit düşen Mehmet Demirdağ ile 1993’te Yel Dağı’nda şehit düşen Ali Demirdağ’ın annesi ve babası da kısa konuşmalar yaptı. Demirdağ’ın annesi, “Sizi Mehmet ve Ali Demirdağ’ın devrimci duruşuyla selamlıyorum” sözleriyle başladığı konuşmasında bir anısını şu sözlerle anlattı: “Ali evi terk etmişti. Bir gün geldi, ‘Anne’ dedi, ‘Ben kırsala gidiyorum, beni buralarda aramayın.’ Dedim, ‘Anneciğim, gitme, ben yanarım sana.’ Dedi, ‘Anneciğim, ben de yanarım sevdama. Bu şerefsiz dünyada otuz sene daha yaşayacağıma üç sene yaşarım, onurlu yaşarım.’ Ali’min sözüdür, günahı benim olsun.”

“Faşist devlet 40 senedir devrimcilerimizi öldürdü ama duruşlarını öldüremedi. Mücadeleleri yaşıyor, devam ediyor. Bu faşistler, geçmişte kravat takıyordu, şimdi de takke takıyorlar, onların da başka bir farkı yok” diyen ana Demirdağ, tutsaklara sahip çıkma çağrısı yaptı. 

Rojava’da şehit düşen Paramaz Kızılbaş kod adlı Suphi Nejat Ağırnaslı’nın annesi Nuran Ağırnaslı ise yaptığı konuşmada, “Gün birlik ve mücadele günüdür” diyerek şehitlerin yolunda mücadele etme çağrısı yaptı.

Yüksekdağ: İbo’yuz, Deniz’iz, Mazlum’uz

Etkinliğe katılan HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ ise, “HDP olarak İbo’yuz, Mahir’iz, Deniz’iz, Mazlum’uz” sözleriyle başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Direnen bütün devrimci önderlerin ruhu bugün halklarımızın birleşik mücadelesinde yaşıyor. Taşıdığımız değerlerin farkındayız. Eğer duruşumuzu sarsamıyorlarsa, bunun nedeni gücü aldığımız kaynaktır. O kaynak, İbo’nun duruşu, direnişi ve bağ eğmezliğidir. Çok net söylüyorum: Devrimci, sosyalist Kaypakkaya’nın dediği gibi, bu çelik aldığı suyu unutmayacak. Bizler İbo’nun direniş ruhunun öz suyuyla mücadelenin tavında dövüldük. O direnişle çelikleşen bu gövde yenilmeyecek, yıkılmayacak.”

‘Yeni bir tarih yazılıyor’

“İbo’nun direnişi Rojava’da, abluka altında direnen Kürt kentlerinde yaşıyor” diyen Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhuriyet tarihi boyunca ezilen halklar, işçiler, emekçiler bu zulüm ve sömürü iktidarının ensesinden ayrılmadı. Türkiye ve Kürdistan tarihi, bir zulüm ve sömürü tarihi olduğu kadar büyük direnişlerin, destansı mücadelelerin de tarihidir. Bugün bu mücadelede önemli bir aşamaya gelindi. Artık Türkiye ve Kürdistan emekçileri, bu tarihi değiştirme aşamasındadır. Rojava’dan, Şengal’den, Mexmûr’dan Amed’e, Mardin’den İstanbul’a çok geniş bir alanda halk direnişi gelişti. Yıllarca bezginlik ektiler ama geride bıraktığımız iki üç yıllık dönem, artık bu gömleğin yırtılıp atıldığı, yazgının bozulduğu, yeni bir tarihin yazıldığı dönem oldu.”

‘Diz çöktüremeyeceksiniz’

AKP/Saray iktidarının saldırılarıyla mücadelenin kazanımlarını “berhava etmeye” çalıştığını kaydeden Yüksekdağ, “İbrahim’in anısı önünde güçlü sözlerle ifade ediyoruz ki, nasıl bizden öncekilere diz çöktüremediyseniz, nasıl bizden öncekiler size en büyük direnişle yanıt verdiyse, bize de diz çöktüremeyeceksiniz, kazanımlarımızı gasp etmeye çalışanlara aynı ruh ve kararlılıkla yanıt vereceğiz” dedi.

‘O ruha dokunabilir misiniz?’

“HDP’nin dokunulmazlığını devletin asla ulaşamayacağı yerlerden aldığını” söyleyen HDP Eşbaşkanı, devam etti: “İşçilerin, kadınların direnişlerinden, meydanlardan, barikatlardan aldık dokunulmazlığımızı. Siz İbo’nun ruhuna dokunabilir misiniz? Tanklara karşı direnen bir kadının ruhuna dokunabilir misiniz? Bu halkın direnişi karşısında kaçacak yer bulamayacaksınız.”

‘Kaçtı’ diyenlere yanıt: Kaçacak yer bulamayacaksınız

Yüksekdağ, anma etkinliğine katılmak üzere Almanya’ya gelirken görüntülenmiş ve havuz medyası “kaçtığını” yazmıştı. HDP’li vekillerin yurtdışına kaçtığı iddiasına da yanıt veren Eşbaşkan, şunları söyledi: “Hiçbir yere kaçmayız, onu bırakın, gitmeyiz. O memleketin her bir karışında alınterimiz, mücadelemiz var. Aksine, kaçmadığımız, üstünüze üstünüze yürüdüğümüz için bu kadar saldırıyorsunuz. Eğer HDP de kaçsaydı, üstünüze yürümekten vazgeçseydi, bu kadar korkmayacaktınız. Ama siz gideceksiniz. Biz kaçsak bile gidecek yer de buluruz dünyanın her yerinde; ama siz kaçacak yer bile bulamayacaksınız. Zaten HDP direnişi karşısında kaçacak yer bulamayacaklar, böyle kötü yola düşüyorlar işte. Bu iktidar da kötü yola düştü ve bu yolun sonunda devrilecek. Hanedan tipi bir faşizm kurmaya çalışıyorlar. Erdoğan, kendi tarihini yazmaya çalışıyor. Tarih sizi yazacak, emin olun; ama kaybedenler olarak, suçlular olarak, asla affedilmeyenler olarak yazacak.”

‘Safları netleştirme zamanı’

Dokunulmazlık oylamasında, “AKP’nin MHP’yle kurduğu faşist koalisyona” CHP’nin dahil olduğunu belirten Yüksekdağ, “Her şerde bir hayır vardır. Karşımızda oluşan saflar netleşiyor. Bundan sonra herkes nerede duracağına karar vermeli. Arada kalmak, durumu idare etmek, artık mümkün değil. Ya faşizmin safındasın ya da özgürlüğün, demokrasinin safında. Eğer demokrasinin safındaysan, pratik duruşunu da göstereceksin” diye kaydetti.

AKP/Saray iktidarının zulmüne Avrupa Birliği’nin de ortak olduğunu kaydeden Yüksekdağ, Adnan Yücel’in “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiiriyle bitirdiği konuşmasında son olarak şunları söyledi: “Bir adım dahi geriye atmadan yürüyeceğiz. Bu fırtınalı günler geçecek. Tam da bugünlerde en sağlam olanlar, dimdik çıkmayı başarır. Sağlamlığı, bugünün direnişinden alacağız. Geleceğimizi bugün kazanacağız.”

Marksist yazar Temel Demirer de etkinlikte yaptığı konuşmada birlik ve mücadeleye çağrısı yaptı. Etkinlik, şarkılar ve marşlar eşliğinde sona erdi.

Etkinlikten notlar

*  Etkinliğin yapıldığı salonun çevresi, devrim mücadelesinin yüzlerce şehidinin fotoğraflarıyla doluydu.

*  Salonda Türkiye solunun hemen hemen bütün geleneklerinden onlarca örgütün standı yer alıyordu.

*  Yaklaşık 10 saat süren etkinlik boyunca gençler, aralıksız “Önderimiz İbrahim Kaypakkaya”, “Kürdistan faşizme mezar olacak”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür” gibi sloganlar attı.

*  Etkinliğe Almanya’nın çeşitli kentleriyle birlikte İsviçre, Fransa, İngiltere, Hollanda gibi ülkelerden de katılım oldu.

*  Etkinliğe, konuşma da yapan Mehmet Demirdağ’ın anne babası ve Suphi Nejat Ağırnaslı’nın annesi dışında, Rojava’da şehit düşen Ivana Hoffmann’ın annesi ile Ağırnaslı’nın “Nejat Paramaz” ismini alan küçük yeğeni de katıldı.

* Almanya’daki ATİK’li tutsaklar için etkinlikte hem bilgilendirme yapıldı hem de mektup toplandı.

 

OSMAN OĞUZ/LUDWIGSHAFEN

1035