Perşembe Mart 28, 2024

Kömürden kara gün...

kaypakkaya-partizan
Soma'da ölüm bu sefer "geliyorum" dedi. Göz göre göre ölüme gidildi "Dünyanın dört bir yanında bu katliama üzülen milyonlarca yaralı yürek"...

 

Soma'da ölüm bu sefer "geliyorum" dedi. Göz göre göre ölüme gidildi

Sadece kar uğruna birçok insan canından oldu. Bu ülkede daha doğmamış bebek bile yetim kalıyorsa, sadece biraz kömür uğruna... Küçük bir kız kömür torbasına sarılıp "aynı babam gibi kokuyor" diyorsa ve para için (esiri olduğumuz bir kağıt parçası için) yüzlerce insan ölüyorsa, üstüne üstlük orada acı çeken insanlara dayak atılıyorsa bunda devletin suçu vardır.

Birçok milletvekili bu iş kazaları hakkında fikir sunuyor ve başbakan bunu kabul etmiyorsa bu "kader" değil cinayettir. Burdan da anlıyoruz ki diğer ülkelerde en ucuz şeyler listesinde kıyafet yiyecek gibi şeyler varken bizim ülkemizde en ucuz şey insan canı... İşte bu yüzden Başbakan yanında yüzlerce korumayla geziyor. Kendini "HALK”tan koruyor.

Bir maden cinayetinde yüz yıl öncesinden örnek veren bir Başbakanımız varsa, o zamanki teknolojiyle şimdiki teknolojiyi bir tutan biri varsa başımızda, belki dünyanın değil de Türkiye'nin sonu geliyor demektir. Eğer bizler de buna sesiz kalıyorsak bir sorun da biz de var anlamına gelir. Soma'daki fotoğraflara bakınca sessizlik içindeki sesleri, çığlıkları duyuyoruz öylece. Bu faciayla şahit olan tulumları kefen oldu onlara. Ailelerinin gözyaşlarıyla, feryatlarıyla uğurlandılar. Bu madenin sahiplerinin yaptıkları açıklama bu ülkede Adalet Bakanlığı olması kadar saçmadır. Çünkü bu ülkede adalet bize çok uzak olan bir sözcük ve şimdi onlarca yüzlerce, belki de bilmediğimiz binlerce şehidimiz var ama bildiğim tek şey var: "Dünyanın dört bir yanında bu katliama üzülen milyonlarca yaralı yürek"...

Alınteri okuru Ezgi Deniz Karabudak 12 yasinda.

 

1858