Cuma Mart 29, 2024

Müslüm Elma : ” Duymuyormusun ? Görmüyormusun Berlin ? “

kaypakkaya-partizan
TKP /ML üyesi ve yöneticileri olarak yargılanan ATİK `li 10 devrimci komünistin devam eden mahkemelerinin 8. Duruşmasına, dün 22 Temmuz Cuma günü devam edildi. Mahkemenin izleyici salonu yine her zamanki gibi Tutsakların yoldaşları ve dostları tarafından doldurulmuştu.

 

Bu defa mahkemeye dayanışma amacıyla gelenler arasında ATİF kurucularından Osman Uludağ ile MLPD Başkanı Stefan Engel ile MLPD nin yöneticileri vardı.

Duruşma, Müslüm Elma`nın siyasi savunmasıyla devam etti. Müslüm Elma dünkü konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimine ve Türkiye`de uygulanan OHAL `e ilişkin konuşma gerçekleştirdi. 1900 lerden bugüne Alman Emperyalizmi ile Türk devleti arasında süren ilişkilere değindi ve 1915 Ermeni soykırımında Almanya’nın katkılarına ve Kemalist diktatöre Hitlerin hayranlığına dikkat çekti. Bugünkü sürece dair Alman hükümetinin rolüne ve Angela Merkel`in Tayyip Erdoğan`a olan desteğine yönelik olarak şunları söyledi.

Türk devletinin Kürt ulusuna yönelik katliamlarına vurgu yaparak.” Geçmişte Ermenilere yapılan bugün Kürt coğrafyasında  Kürtlere yapılıyor. Görmüyormusun, duymuyormusun Berlin ? Duyuyorsun vede çok iyi biliyorsun Berlin her şeyden haberin var ve suç ortağısınız“ dedi. “Bugün işlenen suçlarda ve katliamlarda rolünüz ve sorumluluğunuz var Berlin, bugünkü yapılanları kabul etmek ve özür dilemek için bir 100 yıl daha mı geçsin diye bekleyeceksiniz ? Ben, Dünya proletaryasının ve Alman İşçi ve emekçilerinin sizi bir 100 yıl daha taşımayacaklarını,tarihin çöplüğüne gönderilerek, eşit, adil ve barış içinde yaşanacak bir toplumsal sistemin kurulacağını ümit ediyorum“ dedi.

Elma Türkiye`de yaşanan darbe ve OHAL e ilişkinse, konuşmasında „ Hemen şunu net olarak ifade etmeliyizki, Bizler askeri darbelere karşıyız.Bugüne kadar Türkiye`de yapılan tüm darbelerin esas mağdurları ilerici-devrimci güçler ve ezilen geniş emekçi yığınlar olmuştur.Son darbe girişimi egemen sınıflar ve onların militarist güçleri cephesinde yaşanan bir iç iktidar mücadelesidir.Yani haydutlar arası bir çatışmadır. Tayyip Erdoğan ve çetesi, Kürt halkı devrimciler ve sosyalistler,Alevi mezhebine mensup halkımız için ne kadar büyük bir yıkımsa,darbecilerde o kadar büyük bir yıkımdır. Bunlar arasında tercih yapılmaz. Bilakis bunlara karşı mücadele edilir.“ dedi ve şunları ekledi; „ 20 Temmuz tarihi itibariyle 140 yargıtay üyesi ve 48 Danıştay üyesinin görevlerine son verildi.HSYK da 5 üyenin üyeliği düşürüldü. Toplamda ie 2843 Hakim ve Savcı gözaltına alındı- görevlerinden uzaklaştırıldı. Gözaltına alınan ve görevden el çektirilen yargıç ve savcılar, neredeyse yargı mensuplarının 5 `te birine denk geliyor. Bugüne kadar ifade etmeye çalıştığımız çürümüş sistemin,siyasallaşan yargı kurumunun resmi ortadadır.”

Birlikte çalışıp bize dair yargılama dosyaları hazırladığınız müttefiklerinizin perişanlık tablosu. Şimdi esas sorun şu ; Birbirlerini linç etmekte,kelepçeleyip hapishanelere yollamada tereddüt etmeyen bu kokuşmuş sistemin yargı kurumları tarafından verilen bilgileri, bizi yargılamakta delil olarak kullanmaya devam edecekmisiniz ?Gelinen aşamada bu davanın siyasal bir dava olduğu hukuk zemininin çok zayıf olduğu gerçeği daha bir açığa çıkmıştır Yeniden bir değerlendirmeyi zorunlu hale getirmiştir „ dedi.

Saat 17.00 civarında sonlanan duruşmada Tutsaklarla dayanışmak amacıyla ” Devrimci tutsaklar onurumuzdur ” ” Direne direne kazanacağız” ” Yaşasın Devrimci Mücadelemiz ” ” Hoch die Internationale Solidarität” ” Schulter an Schulter gegen Faschısmus” sloganları almanca ve türkçe haykırıldı. Kitlesel olarak haykırılan sloganlar, Münih Yüksek Eyalat Mahkemesi başyargıcı ile Basın Sözsüsünü rahatsız etti.

25 Temmuz Pazartesi günü saat 9.30 da  devam edilecek duruşmada Dr. Banu Büyükavcı`nın savunmasıyla devam edileceği belirtildi. 

1223