Salı Nisan 23, 2024

Abluka ve Yasaklar Değil Direniş Kazanacak; Tutsak YDG’lilere Özgürlük!

Faşist TC devletinin ülkenin dört bir yanında sürdürdüğü siyasi soykırımlar ve katliamlar her gün yeni bir isim olarak karşımıza çıkıyor.

Geçtiğimiz aylarda Cizre’de bodrum katında insanları diri diri yakan devlet, bununla da yetinmiyor yaptığı operasyonlarla demokratik mücadele yürüten birçok insanı gözaltına alıp tutukluyor. T.Kürdistanın’da halkı katlederek susturmak isteyen devlet, katledemediklerini de operasyonlarla susturmak istiyor. Susturmak istediklerinin en başında da devrimci, demokrat ve yurtseverler bulunuyor.

Gözaltına aldığı insanlar arasında katliamlar son bulsun diyen akademisyenlerden, aydınlara, hukuksuz şekilde yargılanan insanları savunan avukatlara kadar birçok kişi bulunuyor. Faşist saldırganlığın bu kadar arttığı bir dönemde yoldaşlarımızda bu saldırıların kurbanı oldu. Yoldaşlarımızdan Ömer Uca hukuksuz bir şekilde gözaltına alınıp, üzerinde sprey çıktığı gerekçesiyle tutuklanıyor. Benzer şekilde yoldaşlarımızdan Taylan Turunç’ta 12 Mart Gazi katliamının yıldönümünde Ataşehir 1 Mayıs mahallesinde katledilenler için düzenlenen yemeğe katılmış, hemen akabinde düzenlenen yürüyüşe polisin saldırısı sonrası işkence ile gözaltına alınmıştır. Yoldaşımız gözaltına alındıktan sonra zırhlı aracın içinde kafasına silah dayanarak tehdit edilmiştir.

 Gözaltı sırasında yoldaşımıza ait olmayan çuval ve maske yoldaşımızınmış gibi muamele görmüş ve işkenceye tabi tutulmuştur. Savcılık ifadesinin ardından mahkemeye çıkarılan yoldaşımız Taylan Turunç, hiç bir görüntü ya da parmak izi olmadığı halde sadece polis tutanağı kayıt gösterilerek, hukuksuz bir şekilde tutuklanıp Maltepe 1 No’lu L Tipi hapishanesine gönderilmiştir.

 Bu saldırı furyasının en son adresi ise geçtiğimiz hafta “Abluka ve Yasaklar Değil, Direniş Kazanacak” şiarı ile örgütlemiş olduğumuz kampanyamızın afiş çalışmalarını yaparken yoldaşlarımız Fırat Öztürk ve Erkin Özkanlı gözaltına alındı. Getirildikleri karakolda ters kelepçe yapıp diz çöktürülen yoldaşlarımızın kafalarına ve vücutlarına çelik cop ve kemerlerle vurulmak suretiyle işkence yapılmıştır.

İşkence gören yoldaşlarımızın darp raporu alması ise polisler tarafından engellendi. Karakolda ki işkenceden sonra mahkemeye çıkarılan yoldaşlarımız 2004 yılında açılan bir davada ki ifadeler üzerinden tutuklandı. Yoldaşımız Erkin Özkanlı Maltepe Çocuk Hapishanesine, Fırat Öztürk ise önce Metris’e, daha sonra ise Silivri’ye gönderildi.

YDG Neden Hedefte?

Peki YDG’liler afiş asmak, yürüyüşe katılmak, üzerlerinde sprey boya bulundurmak gibi basit nedenler ile tutuklanıyor? Saldırıların altında yatan nedeni görmek için ülkenin genel gündemini kısaca bir göz atmak yeterli. Devletin Kürt Ulusu üzerinde ki saldırganlığının her zamankinden fazla olduğu bir dönemden geçiyoruz. Buna karşı ses çıkaran bir şeyler yapmak isteyen her insan baskının her türlüsü ile karşı karşıya kalıyor. Saldırıların şiddeti o kadar arttı ki basın açıklamaları, stant çalışmalarına dahi devletin hazmedemediği bir aşamaya geldi.

Yeni Demokrat Gençlik’te tam da bu sebep üzerinden hedef haline geliyor. Özellikle son yıllarda YDG’nin Kürt Ulusunun direnişinin bir parçası olma hedefli yaptığı çalışmalar, YDG’yi direkt devlet nezdinde hedef tahtasına oturttu. Bizler YDG olarak 2014 Eylül’ünde DAİŞ’in Rojava ve Şengal’e saldırmasının ardından hızlıca bir kampanya örgütledik. Kampanya doğrultusunda, DAİŞ tarafından yıkılan şehirlerde ki ihtiyaçları karşılamak için yardımlar toplayıp, bölgeye ulaştırdık. Aynı zamanda Suruç’ta direniş nöbetlerine dahil olup, direnişin havasını soluduk. Sınırların yıkılıp, Rojava ile Bakur’un birleştiği sırada bizlerde oradaydık.

Yine benzer çalışmaları Newroz ve 7 Haziran seçim çalışmaları sırasında gösterdik.

Özyönetim ilanları ile beraber devlet saldırganlığının ivmesinin arttığı tarihlerde Sur, Cizre, Silopi için işgal eylemleri gerçekleştirdik. Konferansımızı bölge ile daha sıkı ilişkilenmek için Dersim’de geçekleştirdik.

En son olarak ise “Abluka ve Yasaklar Değil, Direniş Kazanacak!” şiarı ile bir kampanya örgütledik. Ve yoldaşlarımız bu kampanya çalışmaları sırasında tutuklandı. Sadece tutuklanan yoldaşlarımız baskının hedefi olmada. Yoldaşlarımıza sosyal medya üzerinden polisler tarafından tehditler savruldu. Çalışmalarımız sırasında Mersin ve Aydın Didim’de yoldaşlarımız gözaltına alındı. Aynı şekilde Dersim’de YDG’lilerin evleri basıldı ve kampanya afişlerimize el konuldu.

Tüm bu saldırılar aslında bize YDG üzerinde ki artan baskının sebebini gösteriyor. Devlet Kürt Ulusu ile yan yana yürüdüğümüz için bize bu saldırıları gerçekleştiriyor. Çünkü bizim Kürt ulusu ile beraber hareket etmemiz, hem şovenizme darbe vuracak, hem de devletin istediği gibi katliam gerçekleşmesine engel olacaktır.

Bizler Yeni Demokrat Gençlik olarak tüm bunlara karşı yılmayacak başta Kürt Ulusu olmak üzere nerede bir ezilen, nerede katliamlara karşı bir direniş varsa orada olmaya devam edeceğiz.

Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!

Abluka ve yasaklar değil, direniş kazanacak!

Tutsak YDG’lilere özgürlük!                                             

 İstanbul’dan Bir YDG’li

43343

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Misafir yazarlar

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

Sayfalar