Salı Mart 19, 2024

Ben onlardan değilim, Kaypakkayanın yoldaşıyım.

Caption: 
Savaş Erdinç

 

Bu değil,bu değil bu da değil.Uzaktan birini gösterirler adama cevap hazırdır.Bu bizden hiç değil.Ayrıntı hiç kelimesinde gizlidir.Karşısındakini hiçlikle ilişkilendirerek,üstü kapalı bir tavır konur.Onun hiç olması dilenir,psikolojik olarak kendisini rahatlatır söyleyen.Bazı anlayışlara baktığımızda bu mantığı aratmayacak traji-komik bir ruhsal şekillenme görürüz.Kendisinden olmayanı dışlayan,ya da kendisi ile aynı amaç için mücadele etse de aynı şeyleri düşünmediği için,bu bizden hiç değil tavrına maruz kalan çok devrimci vardır.Birçok varyantları olan bu şekillenme özünde karşısındakinin fikrini kabullenememe,onun yok edilme isteğiyle parelel düşer.Onu yoketmek için önce beyninde bu tavra başlamıştır.Bu kişiler büyük ihtimalle Mao'yu anlamamış sadece okumuş kişilerdir.Belki sayfa numaraları ile size ezber sunabilirler.Kuranı hatim edenler gibi.Neyse ki ben hatmedenleri pek sevmem.Merhabası ezber kokan insandan, insana özgü ne beklenir ki?

Geçen gün bir annemiz sordu?Neden bir şehitler albümü yok diye.Bu aslında içimde bir yaradır,partizan şehitlerine ve onların elleri öpülesi annelerine karşı.Hata bende aslında:

2010 senesiydi.Şehitler için bir albüm yaratmak istiyorduk.Bu vesile ile gidip bir yerden kaynak istemek zorunda kaldım.Niçin geldiğimi,ne yapmak istediğimi söyledim.Cevap çok ilginçti biz düşünelim.3. yılına girdik,hala düşünüyorlar.Hatalı olan bendim sonuçta 10 TL verip mahalledeki kültür merkezinden de temin edebilirdim.Ama para değil önce dostluk gerekirdi.Gururuma yediremedim ve yapmadım metafizik bir yaklaşımla.Bazen rüyamda Demirdağ'ı ,Halil Türker'i görürüm.Ve içime saplanır bu acı.Sonra kendimi idealist bir yaklaşımla savunmaya geçerim''.Ben onlardan değilim yoldaş,derim rüyalarımda.''

Daha sonra buna benzer olaylar yaşadım.Bana halkım diyen oldu.Ben onlara ben senin halkın değilim dedim.Seni tanımıyorduk diyenler oldu.Gülüp geçtim.

Niye bunları yazdın diyeceksiniz.Geçen gün bir yoldaşımla telefonda görüştük.Küslük müslük bişeyler anlattı.Kimse canına küsmez.Kimse düşüncelerine küsmez.Küskün dediğiniz her insanın bir tavrı vardır,eğer bir devrimci ise.

Birinden uzaklaşmak,onlara tavır almaktır gerçek anlamıyla.Ben sizi olumlamıyorum hata yapıyorsunuz demektir.O birey yaşadığı sorunlar çözülmediği veya çözüleceğine inanmadığı için uzaklaşmış ve  başka bir duruş segirlemiştir.İster teorisyen ister pratik anlamda herhangi bir seviyede olsun,temel sebep onların uzaklaşma şartlarını çözmek nedenlerini anlamaktan geçer.Bunları çözdüğünüzde zaten bu bilinci almış,bu dünya görüşünü anlamış her birey belki de sizden de önde daha yaşanılası bir dünya için mücadele edecektir.İnsanları anlamak ancak daha bilimsel yöntemlerle mümkündür.

Albüm neden yok diyen annem,cd var bende,sıfırdan yaptım.Birgün yanına düşerse yolum,onu ellerimle sana teslim edeceğim.Ben onlardan değilim ama ,ben Kaypakkaya'nın yoldaşıyım sen üzülme olur mu?

104058

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Sayfalar