Cumartesi Nisan 20, 2024

Bir Beden İki Ruh

Komünizmi sosyalist örgülerden başka bir yerde arama.
- Doğru nedir, doğrunun cevabını kimbiliyor, doğruyu nerede bulacağım ?
- Her şey ortada kalkacak.
- Bazı ajitasyon sözler vardır pratikle çeliştiğini hissedersiniz.
- Aslında çelişmez. Her şey ortada kalkacak derken anlamsızlaştığını ( gereksizleştiğini ) ifade edersiniz.
- Anlamsızlaşmada ihtiyacı ortada kaldırdığı anlamına gelmez.
- Ayrıyeten bir kez proletarya devleti ele geçirdikten sonra artık devlet o bildiğiniz kapitalist devlet değildir. Proletaryanında devletiyle (  fabrikasıyla,  toprağıyla...  ustabaşısıyla,  öğretmeniyle,  siyasetçisiyle.....) olan ilişkisi de kapitalist devletle olan ilişkisi gibi değildir.
- Değildir...  lakin gelin görünki....
-  İlginç bir dünyada  yaşıyorum. Kitselleşememe kadro sorunu değil,  teorik sorundur diyen burjuva saldırılara hala nasıl direnebiliyorsunuz sorusuna tereddütsüz herkes güçlü bir teoriye sahip olmamızdır cevabı verirken kimle neyi tartışabilirim değil mi ?
- İster Leninist olsun istersede Bakünücü Türkiye Devrimci Hareketlerinin dilinde komünizmi de okumuşsunuzdur.
- Nasılda her şeyin yerle bir olduğunu sınırların, devletlerin, partilerin....  ortada kalktığını...
- Zannedersinizki tek ortaklaştıkları noktada bu. Öyle olduktan sonra ha o, ha bu. Sonuçta hepsinin vararacağı yerde aynı değil mi dersiniz.
- Kazın ayağı öyle değil.
- Her şeyden önce her söyleyenin söylediği sosyalizm değil.
- Sonra söyledikleri komünizm değil.
- Siz hiç bağımsız değişkenlerin tarihte oynadıkları roller nedeniyle yan yana gelen karşıt insanların...
- Hasbelkader mi, bir bölgeye bir zaman dilimine mi mahsus bir araya geldiklerini,  kitle davranışları içerisinde örneklerininde var olup olmadığını ..
- Ayrıyettende...
- Kapitalist metanın iki zıt yönlü sonucu olduğunu...
-   Kitleyi, kendini...  ha monarşiyle ha cumhuriyetle ha da başka bir şeyle yönetilip yöneltilmediğine aldırış etmez hale getirdiğini....
-  Sınırları, bayrakları...  ortada kaldırdığını kendine bağımlı yaşamlar....
yönetimler....  ortaya çıkardığını...
- Görmeyerek, dikkat etmeyerek....  irdelemeyen...
- Bilhassa da memleketimizde insanlarla emperyalistleride bir araya getirenin ulusalcıların karakteristik özelliğidir diyen sığ düşüncelerin söylediklerininde sosyalizm olabileceğine inanıyor musunuz ?
- Hepsi, Marksın komünizm için söylediklerini de virgülüne kadar tekrallamaktan başka bir şey yapmıyor.
- Yani başa dönemiyorlar.
- İlk önce :
- Toplumlar hangi çağda ve hangi yönetim adı altında yaşıyor olursa olsunlar sahip oldukları yönetimin adının üretimin örgütlenmesinin görüntüsüne devlet denildiği gerçekliğini değiştirmediğini.....
- Sonra:
- İlkel toplumlarda yaşantıya komünizm denilmesinin sebebininde herkesin yapması gerekeni bilmesi nedeniyle değil, herkesin yapması gerekeni bilmesi zorunluğuyla doğduğunu, bu zorun varlığınada devlet diyemeyişimizin tek nedenininde insanlık değerlerine ters düşmemesinden kaynaklandığını...
- Ancak:
- Devlet diyemeyişimizde üretimin örgütlenmesinin görüntüsüne devlet dediğimiz sözlük anlamlığınıda ortadan kaldırmadığını...
- Söylüyemiyorlar.
- Söyleyemeyincede parçası oldukları partinin bir devleti yönetebilecek örgülere sahip olduğunu unutmaları,  partiyi yönetmek başka devleti yönetmek başka demeleri, gibi onun yerini alacağı tartışıyorlar.
- Kendilerinin söylediği gibi olmayan komünizminde vay haline.
- Üstüne üstlük  ruhunuzla hala işleri bitmemiş gibi toplumun komünizme geçişini bile buğulaştırıyorlar.
- Onlara göre dünyadaki kapitalist hegomanyanın yıkılabilmesi ve komünizme geçebilmeniz için toplumların sosyalizmi kendi başlarına gerçekleştirmiş olmaları ve gerçekleşen devrimlerinde coğrafi egemenlik kazanmış olması şart.
- Bunu derlerkende kapitalist meta üreteceklerini de söylemiyorlar.
- Böylece bir taşla da iki kuş vuruyorlar.
- Birincisi:  Marksın dünyadaki kapitalist hegomanyanın yıkılması ve komünizme geçebilmeniz için şartının coğrafi egemenlik kazanmış olmanız olmadığını...
- İkinciside: Kapitalist metanın iki zıt yönlü sonucu olduğunu da görmenizi engelliyorlar.
- Ve bu haliniz gine en iyi haliniz.
- Şu ana kadarki her şey komünizmi anlamamanız için.
- Ya..  tüm bunları Görürde: Yo...  arkadaş komünist toplumun örgütlenmesi sizin söylediğiniz gibi değil.  Nasılki sosyalist devlet kapitalist toplumun mülkiyetçi, burjuva devleti olmaktan arınmış haliyse komünizmde sosyalist devletin sorunlarında ayrılmış  halidir. En iyisi siz sosyalizmde muhalefet partilerin, sendikaların....  olmasını isteyenlere karşı Leninin söylediğini bir daha okuyun derseniz....
-  Korkusuyla  sosyalizme...  ta ilk başa kapitalizme karşı mücadele ederken kitle örgütlenmesi anlayışınıza varana kadar dahil saldırıyorlar....
- Bunun içinde kitselleşemediğiniz, sosyalizminde sorunlarını aşamadığınız hallerde....
-  Yaşadığınız ötekileştirilmelerin, kafa kol ilişkilerin.. kitselleşememelerin...  teoride diyalekleşememe sorunu olduğunu...
- Böyle hallerde kimsenin ne teorin nede insanın bir suçu olduğunu....
- Elinizde de sihirli bir değnek olmadığını...
-  Doğruyu, doğru yolu, insanın, teorinin diyalektiğini ancak kitle karşısında yaptığınız yanlışlıkları bir daha yapmamakla  bulabileceğinizin münkün olduğunu....
-  Görememeniz için kendilerine söylediklerini karşısındaki insanlara,  yaşanmış sosyalizme....  söyleyemeyip kitselleşememeyi    getirenin yaşanmış sosyalizmi geriye götürenin...
-  Kruşçev - ler - olduğunu söylüyorlar.
Böyle oluncada kimlede neyi konuşup tartışabileceğim değil mi ?

46687

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

Sayfalar