Perşembe Mart 28, 2024

Bir Çatı Altında Toplanma - Hiciv -

Konumuz değil....
Başka zaman...
Yakında ...
Pek yakında ...
Çok yakın...
Çok çok yakın da....

Bir süredir bir çatı altında toplanma...

Çağrılarının yapılmadığını görüyorum.

Aslında bence  bir çatı altında toplanma...
Çağrıları yapmanın tam zamanı.
Gezinin ayyuka çıkardığı çoğunluğun  darbeciliğini, etik olmayan davranışlarını, hukuksuzluğunu.......  enternasyonalizmsizliğimizi ... ulaşabildiğimiz her ferde ulaşabilmemiz için her türlü aracı kullanmamız gerekir derken söylenen her sözünde masa yüzerinde kaldığını ....herkes  görmüş....

Tiftik tiftik parçalarken..
Bence bir çatı altında toplanma....
Çağrıları yapmanın tam zamanı.
Tarihin hiç bir sürecinden de  çoğunluk, çoğunluğunu muhafaza edebilmek için  milli iradeye, genel ahlakımıza.....  
/ üçte ikiye  / saygı  gösterilmeli söylemlerine de bu kadar sıkı sarılmamışlarken.
Neyse dediğim gibi....
Bence   bir çatı altında toplanma...
Çağrıları yapmanın tam zamanı.
Tabii ki bu esna da bir ülkenin sosyo ekonomik yapısını farklı görmüş olmanın bir hareketi de maoist, lenist
yapıp yapmayacağına dahil yeterli bilgiye de...............
Sahip değilim.
Bence bir hareketi tam maoist - leninist.. yapan......
Salt ülkenin soyo ekonomik yapısını farklı görmesi de......
Olamaz.
Zaten böyle olmayacak olsa....
Bu bakış açısı da kimseyi ikna etmez.....
Değil mi ?
Hatta İnsanlar için bazen belirleyici olan da......
Yaşadıkları soyo ekonomik yapıyı tam tahlil edenler değil de.....
Yaşadıkları soyo ekonomik yapının biçimlendirdikleri  zihniyle örtüşen   sosyalizmi savunanlar ola gelmemişler midir ?
Bu yüzden de çoğu zaman  bir hareketin........
Maoist yada leninst olup olmadığını öğrenmek istiyorsak savunduğu.........
Sosyalizme de bakmamızın yeterli....
Olduğuna da.....
İnanıyorum...
Böyle bakınca da ...
Stalinin demokratik halk devrimlerinin eleştirisine inan bir insan olarak da....
Misalen, halkın günlüğünde göre bildiğimde..........
Savunduğu sosyalizmde....
Maoizme göre de....
Ufak tefek...
Yanlışlar olsa da........
Maoistler.
En basitinden  devrimci halkın günlüğü gibi değiller .... yeni demokratik halk devriminin ve ardılı olan sosyalizmin......
Proletarya diktatörlüğünü içermediğini...
Biliyorlar...

Diğer konulara da ülkenin sosyo ekonomik yapısını nasıl değerlendirdiğinden tutun emperyalizm hakkında ki değerlendirmelerine kadarki her türlü..........
Ufak tefek....
Yanlışlarına da gelince......
Zaten bu tür ufak tefek yanlışlıkları da......
Hepimiz...
Yapmıyor muyuz ?
Nürnberg Partizanın, halkın günlüğünü eleştirdiği, bu siteden de yayınlanan yazıda/  Halkın Günlüğü’nün yolu: Demogoji, takıntı,
idealizm ve revizyonizmde ısrarı / yazısında yazar feodalitenin çözülüp çözülmediğini değerlendirirken...
 " Ortada sanayi kapitalizmine bağımlı ve buna tabi olarak  gelişen tefeci tüccar kapitalizmi gerçekliği mi var? "  diyerek....
 hepimizi.....
Yanlışlık......
Yapıp yapmadığımız......
Konusundan da vicdanımızla kendimizi baş başa bırakmıyor mu ?
Feodaliteyi sadece sanayinin çözmediğini farklı üretim ilişkilerinin de / neo liberal politikaların da / çözdüğünü...... sekseni / bismarcıklığı  / değerlendirirken de seksenle çözülenin sadece feodalite olmadığını feodaliteyi çözmesi beklenen sanayinin de farklı bir üretim ilişkisince / neo liberal politikalarca /  çözülmeye maruz bırakıldığına dikkatimizi çekerek.
Amorfa:
Neo liberal politikaların ortaya çıkardığı proletaryaya, çözülmesi devam eden sanayide kalan proletaryaya - sanayi burjuvazisine, neo liberal politikalarla biçimlenmesi süren  toprak proletaryasına , köylüsüne -burjuvazisine...... ve bunlar arasındaki çelişkilere de ....
Bu konunun daha ikna edici olabilmesi için...
Biraz daha bu Nürnberg Partizan da kalarak devam edersem...
Nürnberg Partizan, aynı yazısında feodalitenin çözülmesi konusunda iç dinamiklerin rolünü halkın günlüğün yeterince
göremediğin de bahis etmektedir.
Piyasa koşullarından.
Piyasa koşullarının yol açtığı sermayede.
Ve bu sermayenin yol açtığı sonuçlardan....
Sonuçlar derken de Nürnberg Partizan, mahir gibi sermayenin milli burjuvaziyi ortaya çıkaracağından da...
Bahis etmiyor.
Ortaya çıkan sermayenin var olan üretim ilişkisi içerisinde yenden üretimden başka seçeneği olmadığından bahis ediyor....
Komprador hallikten.
Bunun aksini düşünmek Nürnberg Partizan tabi olduğumuz özeli biricik hale getirdiği ve de emperyalizmin ihtiyaçlarına göre de biçimlendiğimizi ret ettiği anlamı çıkar ki...
Bu da Nürnberg Partizana .....
Haksız...
Bir suçlama...
Olur.

Nürnberg Partizan bilir ki......
Özeli biricik hale getirdiğimiz...
O andan itibaren...
Hiç bir fert ülkemizin sosyo ekonomik değişimlerinde asıl belirleyici olanın emperyalizm olduğu
/ SÜREKLİ BİR DİYALEKTİK YÜZERİNDE ÜRETİM İLİŞKİSİNE SAHİP OLMADIĞIMIZ /  gerçekliğiyle ilişki kuramaz
İş adamı  işinde erbabıysa herkesçe de erbaplığı da takdir görüyorsa ve tüm bunlara rağmende
batıyorsa..
Patron için işçi çalışmamıştır, çalma mevkisidekiler de çalmıştır.
İşçi de patron batıyorsa bu kadar aynı fabrika varsa veyahut da teknolojik gelişme  karşısında erbaplık
ilkel kalınmışsa elbetteki eninde sonunda  birileri de batacaktı  der.
Patronu batıran faktörler  içerisinde  emperyalizmin değişen ihtiyaçlarıyla yeniden biçimlenen ekonomininde
olabileceği ihtimali göz ardı edilmiş olur.
Tam bir piyasa kaosu suçlu kılınır ve işin içinden çıkılır.
Suçlu emperyalizmin değişen ihtiyaçlarına göre değişmemiz değil.... doğru dürüst şehircilik, sanayi planına  sahip olmamamız söylenir.

Ve....
Avrupadaki kapitalizmin ortaya çıkışı esnasındaki şehirlerdeki, sanayi bölgelerindeki yaşanan tam bir kaos / aslında kaos değil sermayenin daha zengin olabilme yolu /...... Bizim de emperyalizmin ihtiyaçları nedeniyle  sürekli yeniden... baştan... ama bir daha baştan...  yaşamak zorunda kaldığımız tam bir kaos..... unutularak avrupada işler böyle yapılmıyor denir.
Tereciye, tere satılır
.....
Şehir planlamacılığına, sanayi planlamacılığına.... soyunulur.
İşte tüm bunları da Nürnberg Partizan bildiğinden.....
Ne feodalitenin...
Sadece salt sanayiyle çözüldüğünü....
İleri....
Sürer...
Ne de...
Özeli birinci / ikinci / hale getirerek...
Emperyalizmin ihtiyacına göre  de biçimlenmemizi...
İkincileştirir / birincileştirir /.
Nürnberg Partizanın  kelime kelime feodal çözümünde ne kadar gerçekleştiğini söylediği de aktaracak olursam:
Faklı bir konu.....
Konumuzla alakalı olmadığında .....
Yakında..
Pek yakında ...
Çok yakında ...
Onu da yazarım.
Neyse  fazla uzatmadan  da...
Konumuza da dönersek....
Konumuz neydi ya .

71319

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Ergün Aslan

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar