Salı Nisan 23, 2024

Bize devrettiğin mirası büyütecek, savaş içinde yaşayacak, seni savaşımızın kızıllığında yaşatacağız!

Partizan,"Rojava komutanı Orhan yoldaş; Elinde hep yükseklerde tuttuğun kızıl bayrağı daha yükseklere taşıyacağımızdan, sınıf düşmanlarımıza karşı amansız savaşımızı yükselteceğimizden, tüm dogmatik, bürokrat, tasfiyeci akımlara karşı tıpkı senin gibi uzlaşmasız mücadele edeceğimizden emin ol!" 

 

 "Bize devrettiğin mirası büyütecek, savaş içinde yaşayacak, seni savaşımızın kızıllığında yaşatacağız! Nubar Ozanyan’ın yoldaşları olmaktan gurur duyuyoruz..."

"Nubar Ozanyan’ın yoldaşları olmaktan gurur duyuyoruz...

“Yozgat’ta başlayan yaşam hikâyesini, Proletarya Partisi saflarında toplumsallaştıran ve aldığı görevlerle enternasyonalizm bayrağını kendinde ve mücadelesinde simgeleştiren Nubar Ozanyan yoldaş (Orhan), 14 Ağustos günü mücadele yaşamının son durağı olan Rojava’da aramızdan ayrıldı.

61 yıllık yaşamının 40 yılını aktif mücadele içerisinde Filistin’den Paris’e, Karabağ’dan Dersim’e, Irak Kürdistanı’ndan Rojava’ya, Proletarya Partisi ve enternasyonalizm bayrağını bir an olsun aşağıya indirmeden savaşan Orhan yoldaşın; sadece yoldaşları üzerinde değil temas ettiği tüm devrimci, ilerici örgüt ve kişiler üzerinde saygın bir yeri vardı.

Soykırıma, katliamlara, nefret ve aşağılamalara maruz bırakılan Ermeni ulusundan bir komünist olarak Orhan yoldaş, mütevazi, çalışkan, her anını devrimin ve halkın hizmetine sunan, sevgi dolu, yaratıcı kişiliğini sadece kendisine saklamayan, çevresindeki her milliyet ve örgütten özellikle de gençleri bu devrimci kişilikle eğitmeye, öğretmeye çalışan yapısıyla, yoldaşı olmaktan gurur duyduğumuz ve örnek aldığımız bir kişiliktir.

Orhan yoldaş, herkesin gördüğü bu devrimci özelliklerinin yanında, üyesi olduğu Proletarya Partisi içinde de dogmatizme, tasfiyeciliğe, bürokratizme karşı net tavır alarak, mücadelenin sadece egemen sınıflara karşı değil, gözünün bebeği gibi koruduğu partisinin içinde de sürdüğünü göstererek de bize örnek bir miras bırakmıştır."

"Tarihsel deneyimlerini kavgamızın kızıl hattına miras bırakmıştır"

"O iki çizgi mücadelesi içerisinde, üyesi olduğu Proletarya Partisinin gelişeceğine inanmış, halk kitleleri içinde gelişip serpileceğini kavramış ve bu kapsamda bedel ödemeden değişimin olmayacağını ilan ederek; görev bilincinin en net, en yalın simgelerinden biri olarak tarihimizi onurlandırmıştır.

Yaşanan kaos sürecinde de “tartışmaların” doğru yerinde ve doğrudan odağında yer alarak hiçbir yanlışla uzlaşmayan tavrını defalarca göstermiş, sorunların değil çözümün parçası olabilmek için elinden geleni yapmıştır.

Bu çabaları yeterince karşılık bulamamış olsa da Orhan yoldaş, düşüncelerinde ve tutumunda tavizsiz duruşunu sürdürmüştür.

O, yakına ama ileriye şiarıyla pratik hattından ödün vermeyerek, yılgınlığa, pasifizme açıktan bayrak açmış ve üyesi olduğu Proletarya Partisinin ve onun savaş güzergâhının yılmaz savunucusu, önder neferi olarak tarihsel deneyimlerini kavgamızın kızıl hattına miras bırakmıştır." denilen açıklamada devrim yürüyüşüne daha katacak çok enerjisi, emeği ve yaratıcılığı varken yaşamını yitirenlerin yoldaşı olmaktan gurur duyulduğu dile getirildi.

“Emin ol ve ışıklar içinde uyu!”

"Orhan yoldaş gibi devrim yolundaki uzun yürüyüşümüze daha katacak onca enerjisi, emeği, yaratıcılığı, birikimi varken aramızdan ayrılanlar, önemli bir boşluk bıraksa da, onların yoldaşı olmaktan duyduğumuz gurur, ideallerini yaşatma kararlılığımız, onlardan öğrendiklerimizi ileriye taşıma bilincimiz sayesinde devrim mücadelesine harc olacaklar, devrime ve halka hizmet etmeyi sürdüreceklerdir.

Rojava komutanı Orhan yoldaş; Elinde hep yükseklerde tuttuğun kızıl bayrağı daha yükseklere taşıyacağımızdan, sınıf düşmanlarımıza karşı amansız savaşımızı yükselteceğimizden, tüm dogmatik, bürokrat, tasfiyeci akımlara karşı tıpkı senin gibi uzlaşmasız mücadele edeceğimizden emin ol!

Emin ol ve ışıklar içinde uyu!

Bize devrettiğin mirası sahiplenecek, savaş içinde yaşayacak, seni savaşımızın kızıllığında yaşatacağız!

Nubar Ozanyan yoldaş ölümsüzdür!

Yaşasın enternasyonalizm!

Gerillalar ölmez yaşasın halk savaşı"  

Partizan

39778

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

TC’nin Kuruluş İdeolojisi Kemalist Faşizm ve Günümüzdeki Varyantı

Ülkemizde sorun ve çelişkiler çözülmediği gibi mevcut durum giderek daha çetrefilli bir döneme girmiş durumdadır. Bunun sonucu işçi sınıfı ve emekçi yığınların sömürüsü had safhaya varmıştır. Yoksullaşma en üst düzeye çıkmıştır. Ülkenin girdiği sarmal durumun bedeli tamamen emekçi sınıflara yüklenmiştir. Elbette ki yoksulluk ve işsizlik her zaman var olmuştur. Sınıf çelişkileri, sömürü, baskı ve diktatörlük dönemleri her zaman yaşanmıştır. Bundan sonra da sınıf çelişkileri var olduğu müddetçe baskı mekanizması varlığını devam ettirecektir. Lakin günümüzdeki mertebeye çıkmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda İzmir İktisat Kongresi, ya da Emperyalizme Bağımlılığın Belgesi

Osmanlı iktisat tarihinde önemli bir yer tutan kapitülasyonlar ilk olarak 1352 yılında Cenevizlilerle olan ticareti artırmak maksadı ile verilmiştir. İlerleyen yıllarda ise ticaret yollarında yaşanan değişiklikler ve dünya ticaretinin yeni rotalar edinmesi sonucunda başka bazı ülkeler de kapitülasyonlar yani ticaret yaparken kimi ayrıcalıklar edinme hakkı elde etmişlerdir.

Yüzyıldır Tarihin Dışında Bir Rejim: TC!

 

Türk devletinin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türk devletinin kuruluşu ve adına “Milli Mücadele” ya da “Kurtuluş Savaşı” denilen süreci ve bu sürece önderlik eden sınıfları kısaca ifade etmek, Türk devletinin hangi temeller üzerinden yükseldiğini ve sınıfsal niteliğini tanımlamak açısından önemlidir.

TC'nin Yüzyıllık Tarihinde İşçi Sınıfı ve Mücadelesi

Giriş:

İşçi sınıfının tarihi kapitalist sistemin gelişmesinden ve burjuvaziden ayrı ele alınamaz. Burjuvazinin ortaya çıktığı yerde işçi sınıfı da vardır. Ve bir çelişmenin iki yanı olan işçi sınıfı ve burjuvazi, birlikte var olurlar. Bu iki zıt kutup hem birbiriyle mücadele ederler ve hem de biri olmadan diğeri olmaz. Bu iki toplumsal sınıfı yaratan kapitalist sistem olmuştur.

 

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

Çakma komünistler! (Deniz Aras)

Her genç Kaypakkayacının biraz da alaycı bir alaycı mutlaka karşılaştığı bir cümledir “Köylü devrimcisi”! Kastedilen elbette İbrahim Kaypakkaya ve onun görüşlerini savunanlardır. Bu tanımı yapanlar için zaman mefhumu sanki bir avantaj olarak kullanılır. Zaman geçtikçe Kaypakkaya’nın görüşlerinin eskidiği sanılır ya da umulur. Kaypakkaya artık eskide kalmıştır ve şimdi “yeni şeyler” söyleme zamanıdır!

Siyasi Tutsakların Tecridi Kırma Mücadelesinin Neresindeyiz? (Yorum)

Emperyalist kapitalist sisteme karşı mücadele eden devrimcilere, komünistlere karşı hemen her ülkede gözaltı ve tutuklama sistematik bir şekilde devam ediyor.

Bu sistematik durum, bu faşist devletler nezdinde tutuklananların her gün daha da derinleşen br şekilde tecrit altında bırakılması anlamına da geliyor.

Egemenler dünyanın dört bir yanındaki devrimci ve komünistlere dönük saldırılarını, katletmekle bitiremediğinde esir alma, tutsaklar üzerinden muhalif güçleri, toplumu sindirme, hapishaneleri bu sindirmenin en önemli aracı haline getirmek hedefiyle yürülüğe sokmaktadır.

Artsakh (Dağlık Karabağ) Tehciri: Stalin Düşmanlığı ve Sosyalizme Saldırı

Uluslararası alanda sömürü, baskı, saldırı ve ilhaklar son dönemlerde katbekat artmış ve katmerli boyutlara tırmanmıştır. Emperyalist devletler ve onların güdümündeki gerici devletlerin, tüm ezilen sınıflar ve toplumlar üzerindeki saldırı furyası, had safhaya ulaşmış durumda. Öyle ki, uluslararası hakim sistem bir taraftan mevcut sorunların bedelini giderek ezilen yığınlara ve mazlum uluslara daha fazla yüklerken diğer taraftan saldırılarını da daha acımasız ve daha şiddetli boyutlara tırmandırmış durumdadır.

Sayfalar