Perşembe Mart 28, 2024

Demirci Kawa’dan Kobané’ye İsyan, Serhıldan, Zafer !

Baharın coşkusu, Demirci Kawa’nın öfkesi ve cüreti ile harmanlanan bir direnişin, isyanın simgesidir Newroz. Dört bir yanı yangın yeri olan bir halkın tereddütsüz ve korkusuzca yine aynı yangının üzerine zılgıtlarla, sloganlarla yürümesidir. Yok, sayılan kimliğinin, yasaklanan dilinin özgürleştirilmesi uğruna direnenlerin mevzisi, teslimiyete karşı Dörtlerin zindanlarda tutuşturduğu ateşle yanmaktan kendini sakınmayanların adresidir Newroz. Kalekollarla, kazılan hendek ve örülen duvarlarla sınırları aşan direnişin kuşatılmasına ve tecrit edilmesine karşı birleşme ve mücadeleyi büyütme çağrısıdır Newroz.  Ünye/Fatsa’da, Arhavi’de, Dersim’de ve birçok yerde HES’lere, yaşamın ve doğanın katledilmesine karşı bedenini iş makinelerinin önüne barikat yapanların direnişidir. Türkiye Kürdistanı’nda açığa çıkan toplu mezarları çağrıştıran katliamları Soma’da, Ermenek’te, Torunlarda “fıtratında ölüm var” diyerek işçi katliamlarını olağanlaştıranlara karşı işçi ve emekçilerin büyüyen öfkesidir Newroz. Kadın cinayetlerine karşı Özge Can Aslan şahsında isyana duran ve erkek egemenliğine karşı mücadeleyi yükselten kadınların cinsel şiddete, tacize ve tecavüze karşı başkaldırısıdır Newroz. İdam sehpasında Denizlerin haykırışı, Kızıldere’de Mahirlerin direnişi, Amed  işkence hanelerinde İbrahim’in ihtilalcı isyanı ve Mazlumların sönmeyen ateşidir Newroz. Dersim dağlarında Beşlerin kavga çağrısı, kadın özgürlük mücadelesinde Sakinelerin tavizsiz duruşudur Newroz.

Binlerce Kawa olup Meydanları dolduralım

Newroz coşkusu hiç kuşku yok ki içinden geçtiğimiz süreçte daha büyük bir önem ve anlam kazanmıştır. Direniş ve kavga şiarlarıyla barikatları sel olup yıkanlar Gezi İsyanı’ndan Kobané’ye mücadeleyi zaferle taçlandıranlar Ortadoğu’nun mazlum halklarına, işçi ve emekçilere, ezilenin ezileni kadınlara, halk gençliğine baharın müjdesini vermiştir. Zafer coşkusuyla dört bir yanda yakılacak isyan ateşlerini katliamlarla, inkâr ve asimilasyonla söndürmeye çalışanlara inat Newroz, serhildanlarla harlanarak egemenlerin ve şovenizm zehrini yayanların etrafını saracaktır. 

Kadınlar, Gençler, İşçiler, Emekçiler, LGBTİ’ler!

Bizlere düşen en önemli görev Kobané’de Kawa olup savaşan Arin’in, Sarya’nın, Kader’in, Paramaz’ın, Serkan’ın, Saruhan’ın, Alişerin ve kavgada ölümsüzleşen şehitlerimizin savaşarak yükselttiği bayrağı dalgalandırarak meydanları doldurmaktır. “Kobané direnişi direnişimizdir’’ diyerek düşmana karşı aynı cephede mevzilenen Partizanların coşkusuyla Newroz ateşini birlikte harlayarak zafer halayına birlikte tutuşmaktır. Cizre’de devlet tarafından katledilen Ümit’in, Yasin’in, Barış’ın, Amed’te Ceylan’ın, Kadir’in ve Gezi İsyanında Berkin’in, Ethem’in, Ali’nin, Mehmet’in, Abdullah’ın, Hasan’ın, Ahmet’in ve Medeni’nin hesabını sorma bilincini kuşanarak kavgaya omuz vermektir.

Halkımızı zafer coşkusuyla dört bir yanda tutuşturulan Newroz ateşini harlamaya, direnişi ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

Newroz Pîroz Be!

Bijî berxwedana Kobanê!

PARTİZAN


62863

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Partizan'dan

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar