Perşembe Nisan 18, 2024

Devrim ateşini kuşanan KAYPAKKAYA 68 yaşında (KASIM KOÇ)

İnsanoğlu iki ayaklar üzerine dikildiği günden itibaren yürüyen, irdeleyen, düşünen, yaratan, yarattığı tarihi ortadan bölen, ters çeviren, savaşlar çıkaran ve yürüten bir tarih yarattı. Kıtalar’dan kıtalara koşan, keşifler yapan, “medeniyetler” adı altında savaşlar yürüterek ismini tarihe yazanlar geldi geçti şu yeryüzünde. İmparatorluklar kurdular. Kurdukları saltanatlarla kendisinden olmayanları kılıçtan geçirdiler.

Asi Dersim dağlarında Jar kültürü ve inancını benimseyen, Ana Fatma diyarı olarak bilinen Kızılbaş dergahın üzerine ordular sürdüler. Kılıçtan geçirip, süngü ucuna taktılar. Munzur, Mercan, Harçik nehirleri kan kırmızı insan cesetleriyle aktı. Saltanatların kurallarına uymayan, doğadan gelip doğaya giden inancın dergahında oluk oluk kan akıttılar.

Jar’ı astılar süngü ucuna.

Gök kubbenin altında yaşayan insanoğlunun oluşturduğu zulüm kalelerine boyun eğmeyenler de vardı elbette. Kurulan o demirden imparatorlukların saltanatlarına isyan eden yıkıcılar, saray ve sultaları yıkarak tarihe adlarını yazanlarda vardı.

Demirci Kawanın Newroz ateşini 19. yüzyılda harlayarak devrim-Sosyalizme dönüştüren Kaypakkaya, Jarın Süngüye takıldığı dağlarda devrim ateşini omuzlar. Onların acılarını, dertlerini ve ezilmiş kimliklerinden ötürü soykırımların dergahını kendisine mesken eyler, bu ruhla Kaypakkaya isyan ateşini Dersim dağların zirvesinde devrimci ateşin bilinciyle harlandırarak büyütür.

Hedefine Saltanatları yıkmayı koyan ve yönünü doruklara çevirerek, dağlara sığınır. Dağlardan sultaları kuşatan ateşi yakan Kaypakkaya ve yoldaşları günlerden bir gün Munzur gözeleri olarak nam alan mekana sevda bağlarlar.

Munzur gözelerine doğru patika yolda yürüdüklerinde son baharın sararmış renkleri sarmalamıştı Munzuru. Toprak hafif don tutmuş, ılık bir rüzgarın estiği, güneşin yatay ışınların doruklarda kaybolmaya doğru gittiği vakitler de Munzur gözelerine vardılar. En önde yürüyen tüm dikkatleri üzerine çeken omzunda Kırması, bir Tüfek namlusundan ordu yaratma ruhuna sahip, Kıvırcık Saçlı, hemen arksın da Prometheus’un ve demirci Kawanın ateşini büyüten, Munzurların zirvesinde ateşi yakan Kaypakkaya, Kaypakkaya’yı bir adım geride takip eden Muzaffer Oruçoğlu vardı.

Maya çaldılar Munzurun böğründe akan süt pınarına, daha önce kurdukları partinin isimlerini o gün orada açıklayıp yürüdüler Munzur dağın bağrına. Kurdukları partinin etrafında yoksulları toparlamak için Köy köy, mezra mezra, dağ dağ dolaştılar…

Kış üstlenmesi için Konakladıkları Vartinik mezrasında Kawa’nın ateşini yaktılar. Dorukların dondurucu ayazın içerisinde ateş topun alevleri yükseldiği vakit, Fehmi Altınbilek komutasında ki müfrezesi tarafından 24 Ocak 1973’de kuşatıldı Vartinik.

Alişerlerin mavzer çattığı, Said Kırmızıtoprak’ın (doktor Şivan) asi dik yürüdüğü patikalarda Kıvırcık Saçlı dövüşerek devralmıştı kavgalarını.

Kuşatmaya gelen askeri müfrezenin, “teslim olun” çağrısına Kıvırcık Saçlı Vartinik zirvelerinde tüfeğini ateşledi. Parmağı tetik düşürdüğünde kırmanın namlusundan çıkan kurşun ayazı yaktı, sarp kayalıkları kaplayan kara saplandı. Dağın Partizan Öykülerin ilk kurşunu böyle yankılandı heybetli Vartinik dağında.

Namlulardan çıkan kurşun vızıltıları ayazda iç içe girdi.

Sis Haydaran dağını-Vartiniği içine almış, karanlık bulut kütlesine dönüşmüştü. Namlulardan çıkan alevler dağları bir aydınlatıyor tekrar karanlığa gömüyordu. Barut ve kan kokusu sise karışarak dağların kuytuluklarına çekildiğinde kurşunlar sustu. Dağlarda ıslık çalarak esen deli rüzgarın uğultusu Urartuların oydukları kayalıkların inine çekildiği vakit Kıvırcık Saçlı kar beyazını kanıyla kızıllaştırmıştı. Oracıkta, buz dağın zirvesinde emekçilerin, yoksulların gönlünde taht kurdu, ellerde düşmeyen meşale, dillerde dinmeyen bir şarkı oldu Kıvırcık.

“İnce uzun boyu, Kıvırcık saçı

Halkını sevmektir onun tek suçu,

Ali Haydar Yıldız ölmez ağlama bacım…”

Ali Haydar Yıldızın toprağa tohum olduğu Dersimin kadim dağlarında Kaypakkaya’nın sol yanı buz keser, öyle esir düşer Fehmi Altınbilek müfrezesine. Sonra Amed zindanlarında Kawanın demirinde dövülerek çelikleşen, çeliğin aldığı su ile resmi tarihi ters yüz eden, yırtıp çöpe atan bir gelenek yaratır.

Altın çağ yürüyüşünde ender komünistler unvanını alarak tarih sayfalarında yerini alır. Kaypakkaya omuzladığı tarihsel görevle, devrimin görev ve sorumlukların bilinciyle emekçilerin ateşini kuşanır, bedeni parça parça edilir ama o fikirlerinden asla taviz vermez, sır vermeme ilkesini öğretir, örnek olur…

18 Mayıs 1973’de tarihe not düşerek efsaneleşir.

18 Mayısı Unutma!

Kaypakkaya 68 yaşında, yaşıyor.

39935

Tarihin not defteri, dünkü kürt siyaseti ve bugünkü Öcalan

 

KATLEDİLİŞİNİN 41. YILINDA O’NU ANIYOR, O’NUN İZİNDE YÜRÜYORUZ!

Emekçiler, Devrimciler

Partimiz TKP/ML’nin kurucusu ve kuramcısı komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın işkencede katledilişinin 41. yılındayız. Kaypakkaya yoldaş, Ocak 1973’de Dersimde yaralı olarak düşmana esir düştükten sonra aylarca süren işkencelerin ardından Diyarbakır zindanlarında katledildi. İşkence altında tarihi bir direniş örneği sergileyen yoldaş Kaypakkaya komünist baş eğmezliğin sembolü haline geldi.

Emekçi Kardeşler, 

Bilimsel Sosyalizmin Öncü Kadınları:Yusuf KÖSE

 

Jenny Marx’ın 200. doğum yılı anısına... 

Evet nakarat gibi yazabilirim onu,
Görebilsinler diye gelecek yüzyıllara

Aşk Jenny’dir, Jenny’de aşkın adı”[1] Karl Marx

EVLAT-YOLDAŞ(LAR) ORÇUN(LAR) İÇİN[*] Temel Demirer-Sibel Özbudun

“Çok şeyler var ki çürürler, unutulur, ölürler.Saltanat tahtı, tacı, asası gibi.Oysa bazı şeyler var ne çürürler,ne unutulur ne de ölürler,Charlie Chaplin’in şapkası,bastonu, ayakkabısı gibi.”[1]

Yakınlarımız, dostlarımız, sevdiklerimiz için yazmamaya, konuşmamaya gayret ederiz; malum ne yapılırsa yapılsın “öznellik” girer işin içine.

Kolay mı? Dünyanın en zor işidir insanın sevdikleri için yazması; zor olduğu kadar “belalı”dır da…

Örgütlenme Üzerine :Taner özcan

Siyasi örgütler ya da devrim perspektifiyle yola çıkan tüm hareketler şu ve ya bu düzeyde örgütlenme, güncel görevler, sınıfların savaşımı sonucu açığa çıkmış kendiliğinden doğan hareketlerin sonucunda coşkuya kapılmakta acil görevler ve sorumluluklar ithaf etmektedirler kendilerine. Bu bir gazetenin yada bir organın somutunda sonuçlanmakta ve nihayetinde çelişki geriye düştüğünde organın yada gazetenin özeleştirisi yapılıp geri yada ileri yanları ile ilgili tahliller yapılıp kısa dönemsel sonuçlar üzerinden kesin sonuçlar elde edilmektedir.

Osmanlı rus savaşlarinda çerkez ve kafkas halklara yönelik sürgün katliamlar (2)

 

Üçyüz yıla yakın süren  savaşlar büyük ama o kadar kırım ve katliamları  mazlum Kafkas halklarına  reva görmüştür.  Savaşların galipleri her zaman  egemen sınıflar olmuş ,mazlum yoksul halklar eğemenlerin yenilgisine veya galibiyetine  kurban edilmiş , soykırım katliamları halklara yaşatılmıştır. Bunun en büyük örneği  iki milyona yakın , belkide daha  fazla  başta Çerkesler olmak üzere Kafkas halkı  soy kırıma  ve sürgüne  uğratılmıştır.

Türkiye'nin Well Strit Şehrini İşgal Et‏‏ / Ergün Aslan

Bir devrimciyi diğer görüşlerdeki insanlardan daha  insancıl kılan istisnalar kaydeyi bozmaz demesi değildir.

İstisnalar için gerekirse kendi kurduğunu da yıkıp yeniden yapmasıdır.

Bir rüyaydı bitti.

Türkiye'nin Well Strit Şehrindeki ABD halkı için Well Strit Şehrini işgal ruhunun yarattığı fakiriyle, zenginiyle... yan yana yürüyebileceğinin gerçekliği.

Bir rüyaydı bitti. 

Taşlarda yeniden yerine oturmaya başladı.

 

Düzen partilerine “TEK BİR OY BİLE YOK!”

Yerel seçim süreci, egemenlerin politik temsilcileri olan partilerin gerçekliğini anlama-kavrama açısından emekçilere önemli olanaklar sunmaktadır. Burjuva düzen partilerinde aday belirleme süreciyle birlikte yaşanan utanç verici gelişmeler bir kez daha göstermektedir ki onların halka değil kendilerine hizmet gibi dertleri vardır. Bunun için birbirleriyle dalaşıp, kapışıyorlar, kavga edip küsüyorlar.  Aradıkları, düşündükleri tek şey, kendi sınıf çıkarları; dert ettikleri ise daha fazla olanak elde ederek, zenginliklerini büyütmektir.

Akima Kapilma, Yel Degirmenleriyle Savasa Katil; Atomu Parcalayacagiz-3

Akima Kapilma, Yel Degirmeleriyle Savasa Katil; Atomu Parcalayacagiz-3



Hani essekle semeri karistirma durumu vardir ya, kirk yillik marksist hareketin icinde olup da, daha Marksizmin abc'si olan konularda bu kadar ileri bir cehalet icinde olan arkadaslarimizi gorunce aklima o geliyor; hakkaten bu arkadaslar essekle semeri ayirt edemiyorlar...!

Dersimde Yerel Seçim Sürecine Dair Kısa Bir Değini!

17 Aralık yolsuzluk operasyonunun yarattığı sistem cephesindeki dalgalanmayla seçim sürecine girildi. Halkın açığa çıkan bu duruma yönelik tepkileri dinmemişken yeni yasakları kapsayan yasa tasarıları da gündeme geldi. “Demokrasi paketleri” Taksim’de plastik mermi ve gazlarla saldırının yapıldığı sıralarda mecliste oylamaya açıldı. AKP iktidarının ezilen halk kitlelerini hizaya getirme planlarının başında yinebaskı ve şiddet birinci sırada. Bu durumun önümüzdeki dönem yine bu yöntemlerle iktidarını korumaya çalışacağı ise bir gerçektir.

100’E 1 Kala Ermeni gerçeginin topografyasi:SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

2015 EŞİĞİNDE,RESMÎ DURUŞ,DEVLETİN İNKÂR VE İMHACI TUTUMU,“ERMENİ AÇILIMI” DENEN ŞEY!,ERMENİLER HÂLİ YA DA DİYORLAR Kİ,24 NİSAN 1915,ERMENİ SOYKIRIMI,MALTA BELGELERİ’NİN ANLATTIĞI,TARİHİN RESMÎ OKUMALARI,SOYKIRIMDA KÜRT FAKTÖRÜ/ VEYA ROLÜ,“EMVÂL-İ METRÛKE”: GASPEDİLEN ERMENİ ZENGİNLİĞİ,MÜSLÜMANLAŞTIRILAN -GİZLİ- ERMENİLER,ABD PATENTLİ İLLÜZYON(LAR),PARLAMENTO KARARLARI İLE “SOYKIRIMI TANI(T)MA”!

VE BUGÜN…AHBARİK HRANT İÇİN HATIRLATMA,HİÇBİRİMİZ MASUM DEĞİLKEN KEFARET (TAZMİNAT) MESELESİ,LİBERALLERİN İŞLEVİ HAKKINDA BİR PARANTEZ

Sayfalar