Perşembe Nisan 25, 2024

Düşüncesi devrimci olmayanın pratiği devrimci olmaz!

Dünyada ve ülkemizde zulmün yaşanmadığı bir karış toprak parçası yoktur. Ülkemizde burjuva-feodal sistemi, faşist diktatörlüğü alt edip yenilgiye uğratmadan zulüm ortadan kalkmaz. Her bir politikaya, savaş ve kitleleri örgütleme pratiğine devrimci ideoloji yön vermezse zulmün ömrü uzar. Düşünceleri ve pratiği devrimci olan bir kolektif ancak zulme son verebilir.

Düşünceler birkaç eğitim ve birkaç yıllık pratiğin sonucunda hemen devrimcileşmez ve berraklaşmaz. Maddenin, toplumların, savaşın ve örgütün gelişim yasaları gibi düşüncenin de gelişim yasalarına zıtların birliği ve mücadelesi ilkesi yön verir. Sınıf savaşımının zorlu mücadelesi içinde düşünceler adım adım, derece derece devrimcileşmeye başlar. Mücadele pratiği içinde yanılgı-hata-kırılma ve yenilgiler yaşanarak düşünceler devrimcileşmeye başlar. Pratik süreç de benzer gelişim yolu izler. Ne düşüncelerin ne de pratiğin gelişim yasaları tekdüze bir yol, dümdüz bir çizgi izlemez. Mücadele-çatışma-başarısızlık-yenilgiler-düşüp-kalkma içinde düşünce ve pratik gelişir. Devrimcileşir. Bildiklerinde direten, hatalarını görmeyen “kendinin her şeyde en iyi, başkalarının her şeyde kötü olduğunu sananlar” düşüncede devrimcileşemeyecekleri gibi pratikte de devrimcileşemezler. Düşüncenin devrimcileşip berraklaşması dürüst, sağlam bilgilerle gerçekleşir.

Safları düzenli tutmadan, uygun adım yürümeden seçkin birlikler oluşturmadan düşman yenilgiye uğratılamaz. Kolektif derken bu niteliklere sahip olan bir kurumdan bahsediliyor. Zorlu ideolojik-pratik mücadele içinde büyük bedeller ödenerek devrimci değerler yaratılamadan düşünceler netlik ve sağlamlık kazanamaz. Dolayısıyla düşmana karşı örgütlü ve etkili savaşılamaz. Düşmana imha ve yok edici darbeler indirilemez. Halka güven veren kurum yaratılamaz.

Kolektifin politikası, kararları pratiği halkın özgürlük ve kurtuluş davasına, ihtiyacına en yakın olmalıdır. Kolektifin en üst kademesi başta olmak üzere komutan ve savaşçıları duruş ve yürüyüşleriyle, görevleri karşısındaki pratik duruş ve çalışkanlarıyla halka güven vermelidir. Halk, pratikleriyle güven veren kurumun etrafından kenetlenir arkasında saf tutar. 

Güven; kurum politikasının doğruluğu, kararların isabetli oluşu pratiğin görünür,  etkili ve oluşuyla elde edilmeye başlanır. Komutan ve savaşçıların fedakârlığı, adanmışlığı davasına ve görevlerine bağlılığı halka hizmet anlayışının somutluğuyla halkta güven olgusu oluşur.  

Kolektife sadece örgütsel olarak katılan, onun ideolojisi, devrimci değerleri ve ahlakıyla donanmayan, bütünleşmeyen küçük burjuvalar sahip oldukları yanlış düşünce ve hatalı pratikleriyle tasfiyeciliğin temsilcisi durumuna düşerler. Düşünceler, pratikler düzeltilip devrimcileşmediğinde küçük burjuvazi birer yıkım aracına dağıtma ve parçalama makinesine dönüşür. Kolektifin içini bozmaya çalışır, amaç ve hedeflerinden saptırır halka hizmet anlayışını lekeler. Dolayısıyla kurumun devrimci düzeni bozulduğu gibi yürüyüşü de aksak olur.

Her harekete, davranışa itim sağlayan ona yön veren düşüncelerdir. Yani dünya görüşüdür. Düşüncesi devrimci olmayanın pratiği devrimci olamaz. Küçük burjuva düşünüş tarzına sahip olanlar yanlış pratiklere yönelir; yanlışlar ise büyük suçlara ve yenilgilere dönüşür. 

“Kolektif içi ve halk arasındaki sorunlar eleştiri-özeleştiri yöntemiyle çözülür” diyen anlayış ve bunu savunan düşünce devrimcidir. Kurum içi ve halk arasındaki sorunlar “baskıyla, şiddet ve gaspla çözülür” diyen düşünceler tasfiyecidir ve bu düşüncenin yön veren pratik ise düşmana hizmet eder. Kolektif içinde kendini uzun süre gizlemeyi başaran, proleter ideolojiyle bütünleşemeyen bütünüyle devrimcileşemeyen küçük burjuvalar tasfiyeciliğin temsilcisi ve pratik uygulayıcısı durumuna düşerler. Bu düşünce sahipleri iç düzeni bozar, değerleri kirletir. Kendisiyle hem fikir olanlar bu anlayış temelinde yürürken karşısında duran proleter anlayış sahipleri bu yürüyüşün karşısına dikilir.

Düşüncesi devrimci olmayan her pratik, saldırgan, yıkıcı, kışkırtıcı ve bölücü karakter taşır. Bu pratiğini haklı ve meşru çıkarmak ise yalana, sahteliğe başvurmaktan utanmaz. Halkın ve yoldaşların gözlerinin içine bakarak yalan söylemeye, gerçekleri alt üst etmeye çalışır. Kendi savunduklarına inanmadıkları gibi başkalarının da inanmayacaklarına bildikleri halde amaçsız ve sonuçsuz “ikna” çalışmalarıyla devrimcilik yaptıklarını zannederler. Kolektifin parçalarında yoldaşların enerji ve potansiyelini düşmana karşı harekete geçireceğine düne kadar yoldaş dediklerine çevirir. Kitleleri gerçek sorunları etrafında örgütlemeye, düşmana etkili darbeler vurmak için hazırlık ve çalışmalar yapmak yerine “baş düşman” ilan ettikleri yoldaşlarına karşı mücadeleyi esas hale getirir.

Sınıf terbiyesi önemli bir yerde durmaktadır. Düşüncelerini proletaryanın ideolojisiyle-ahlakıyla terbiye edemeyenler her zaman düşman diye dostlara saldırmaya devam ederler. Yalancının kendini haklı çıkarmak için bulmaya çalıştığı gerçek olmayan gerekçeler gibi darbeci tasfiyeciler de kendi pratiklerine gerekçe olacak nedenler ve düşünceler bulmaya çalışırlar, ancak yüzlerine gözlerine bulaştırarak gülünç duruma düşerler. Haksızlığın pratik utancı içinde kimseyi inandıramazlar.

Bir Partizan

42386

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Halkın günlüğü gazetesinde yayımlanan bu makaleyi yerinde ve doğru tespitlerinden ayrıca Kaypakkaya'yı anlama ve algılama yönünden değerli bir yazı olması sebebiyle okumanızı tavsiye ederiz.

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Sayfalar