Perşembe Nisan 25, 2024

"Elbette yiyorlardır,içiyorlardır ''

TV de haberleri izliyorum.

Renkli camda içişleri bakanı Süleyman Soylu arz-ı endam eyliyor.Her zaman ki yüksekten bakan tavırlarıyla konuşmasına başlıyor.'...sabahleyin saat 9.00 da eyleme geliyorlar,akşam ayrılıp evlerine gidip yiyip içip ertesi sabah yine 9.00 da eyleme geliyorlar.Defalarca doktorlar tıbbi sıkıntı olabilir mi diye bakıyorlar ''bizde hiçbir sıkıntı yok'' diyorlar.

Bakanın söyledikleri bu kadarla sınırlı değildi.Bu açlık direnişinde olanların terör örgütleriyle ilişkileri olduğu ''terörist'' olduklarını TV den ilan ediyordu.Hiçbir yargı kararı olmadan.Hatta bu her iki direnişçinin daha önceden hiçbir davadan tutuklanmaları olmadan.

Ama bizler şunu çok iyi biliyoruz ki,RTE nin cumhurun başı,AKP nin hükümet olduğu süreçte halka yönelik terör uygulanmıştır.Özellikle Kürdistan da Sur,Cizre,Nusaybin,Şırnak...ta devlet eliyle terör saldırıları yapılmıştır.Bodrumlarda insanlar diri diri yakılmıştır.İstanbul da,Ankara da,İzmir de hakları için sokağa çıkanlara plastik mermilerle,gaz bombalarıyla,tomalarla terör estirilmiştir.Hacı Lokman Birlik in cenazesinin panzere bağlanarak sürüklenmesi,Ekin Wan ın cenazesinin teşhir edilmesi...terörist eylemlerdir.

 Hakim sınıf temsilcileri sadece bu dönemde değil sürekli olarak kendilerinin kanunsuzluklarını,hukuksuzluklarını ortaya serenlere ,hukuksuzluklara direnenlere''terörist'' damgası vurmuşlardır.25 mayıs 2017 perşembe günü KHK larla görevlerinden ihraç edildikleri gerekçesiyle açlık grevi yapan ve birkaç gün önce tutuklanan öğretmen Semih Özakça ve akademisyen Nuriye Gülmen le ilgili TV de konuşan içişleri bakanı Soylu bana başka bir bakanı,Milli Selamet Partisinden Adalet bakanı Şevket Kazan ı hatırlattı.Şevket Kazan da 20 mayıs 1996 da başlayan devrimci tutsakların ölüm oruçlarıyla ilgili TV de yaptığı konuşmada ''...kantinden stok yapmışlar.Elbette yiyorlardır,içiyorlardır'' demişti.Ama direnişin 69. gününe gelindiğinde yaşamını yitirenlerin sayısı 12 olmuştu.

Aygün Uğur,Altan Berdan Kerimgiller,İlginç Özkeskin,Hüseyin Demircioğlu,Ali Ayata,Müjdat Yanat,Ayçe İdil Erkmen,Tahsin Yılmaz,Yemliha Kaya,Hicabi Küçük,Osman Aygün,Hayati Can  güneşe uğurlandılar...

 Onları bir kez daha saygıyla anıyorum.

RTE nin cumhurun başı AKP nin hükümet olduğu bu süreçte 15 temmuz ''darbe girişimi'' bahane edilerek ilan edilen OHAL sürecinde 100 binin üzerinde akademisyen,kamu emekçisi haksız ve hukuksuz bir şekilde KHK larla işten çıkartıldılar/mesleklerinden atıldılar.OHAL süreci işlediğinden en temel haklarını kullanmaları engellendi.

Türkiye de başlatılan cadı avıyla birlikte işlerinden atılan kamu emekçileri,akademisyenler,öğretim görevlileri aileleriyle birlikte açlığa terkedildi,bu hukuksuzluğu ve haksızlığı kabullenemeyen onlarca insan intihara sürüklendi.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça bu uğradıkları hukuksuzluğa,haksızlığa boyun eğmek yerine direnişi seçtiler.Bundan dolayıdır ki AKP nin gözünde ''terörist''oldular.Nuriye Gülmen ve Semih Özakça 120 gün boyunca Ankara Yüksel caddesindeki İn san Hakları Anıtı  önünde oturma eylemi yaptılar.121. gününde direnişlerini ''işimi geri istiyorum''talebiyle süresiz açlık grevine dönüştürdüler.75 gün boyunca sürdürdüler direnişi.

Süresiz,dönüşümsüz açlık grevinin 75. gününde evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça çıkarıldıkları mahkemece tutuklandılar.Direnişin sahiplenilmesinden korkan hakim sınıfların temsilcileri tutuklama ve hapishaneye koymayla direnişi bitirmek istiyorlar.

 Kızılayın orta yerinde İnsan Hakları Anıtı polis tarafından kariyerlerle kuşatıldı.Nuriye Gülmen ve Semih Özakça nın direnişine destek için oraya gidenler darp edilerek,yerlerde sürüklenerek gözaltına alındılar.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ya da hapishanede zorla besleme yoluyla direnişi kırmak istiyorlar.Türk hakim sınıflarının dümenindeki AKP nin bu saldırılarına karşılık Nuriye Gülmen ve Semih Özakça nın direnişini sahiplenmek insanlık görevimizdir.Haksız,hukuksuz şekilde KHKlarla işten atılan tüm emekçilerin görevlerine iade edilmeleri talebi insani bir görevdir.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça nın direnişinin kazanımla sonuçlanması bir anlamıyla dışarıdaki mücadeleyle/sahiplenmeyle de ilintilidir.

Bu sorumlulukla hareket ederek bir adım ileri...

42577

Ecdadımız Kayıkları, Biz Gemicikleri Yürüttük

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta ecdadından bahsetmekten geri durmuyor. Yerel seçimlere yönelik bir yatırım olduğu herkesçe bilinen, konunun uzmanlarınca da birçok eksiği bulunduğu iddia edilen Marmaray tüp geçidi milyonların can güvenliği hiçe sayılarak apar topar açıldı. Başbakan açılıştaki konuşmasında da “ecdadımız gemileri karadan yürüttü, iktidarımız da denizlerin üstünden vagonları yürütüyor” dedi.

Din Kardeşligi masali ve türban sovu

AKP meclisteki türbanlı milletvekili şovuyla halkı uyutma yolunda kendisine yakışır bir adım daha atmış oldu. Oysa din, türban ya da özgürlük diye bir dertleri yok. Onlar ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmanın ve hizmet ettikleri bu düzenin ezen- ezilen, sömüren- sömürülen çelişkisini halkın gözünden kaçırmanın derdinde. Türbanı bu korkunç düzeni saklamak için bir şal olarak kullanmaktadırlar. Tuhaf olan şu ki, türban takan kadınların çoğu da bu düzenin mağdurlarıdırlar. Ne var ki onlar bunun farkında değil. Biraz düşünseler iyice esaret altına girdiklerini göreceklerdir.

Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken …[*]

“Karanlık saatler geldiğinde,

o zamanın insanı da gelir.”[1]

 

Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken söylenmesi gerekeni, gecikip, lafı dolandırmadan hemen belirteyim: Büyük bir alt üst oluşun içindeyiz…

Bu kadar da değil; her şey daha da ağırlaşarak vahimleşecek; veya tarih müthiş hızlanacak; ya da sık sık Montesquieu’nun, “Ne mutlu tarihi sıkıcı olan halka” sözü anımsanacak…

Ercan Binay’dan mektup var Abdullah KALAY’a özgürlük!

“Zulümle abad olunmaz.”[2]

 

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Cumhuriyet Bayrami' Ve Bagimsiz Turkiye Hangi Sinifin Ideolojisidir?

 

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.

Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

 

Solu Liberalleştirmek

 

Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi. 

Kürdistan ve "Demokratikleşme"

Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP


Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!

 Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!

 Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!

Bölünmek için Birlesin


Bölünmek için Birlesin!

Bir Maoist hayati iki ucundan kavrar her zaman; Burjuvazi ve Proleterya ucundan. Birin iki oldugunu kavramamis bir kafa Marksist bir kafa degildir.
Komunist partiler icin Demokratik-Merkeziyetcilikin tek bir anlami vardir; Demokrasi KP lerde Burjuvaziyi temsil eder; Merkeziyetcilik Proleteryayi temsil eder....

Yaranın Merhemini cellattan mı isteyecegiz!

           Yeğişe Çarents   15 Mart 1921  Yer Berlin Charlottenburg semti,

   İttihat ve Terakki Cemiyeti başkanı,İç işleri bakanı,1915 Ermeni Soykırımı'ndan birinci de rece sorumlu,1,5 milyon Ermeni'nin ölümüne sebep olan Tehcir kararnamesi'nde imzası bulunan Talat Paşa Erzincanlı Soğomon Tehleryan tarafından öldürüldü.  Ermeni soykırımı'nda ölenlerin İntikamını almak için Talat Paşa Berlin'in en işlek caddesinde gündüz vakti ensesinden vurularak Ermeni halkı adına cezalandırıldı.Kaçarken polisler tarafından yakalandı.Direniş göstermedi.

Şiirin Şairleri, Şairlerin Şiiri -

“Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her satırını çizip notlar düştük kıyılarına”[1]

“Herkes gider, şiir kalır,” der İbrahim Tenekeci.Doğrudur; öyledir…

Şiirin tarihi şaire doğru akarken; “Şiir kelime kaynar. Bir kazandır, dumanlar tüter içinden,” der Ahmet İnam…

İnsan ruhunun ve yaşamın derinliklerine nüfuz eden şiir ölmez, öldürülemez; çünkü ölümsüzdür…

Hayır; ‘Buz’[2] başlıklı yapıtı ile ‘2011 Turgut Uyar Şiir Ödülü’ne değer görülen Osman Özçakar’ın, “Şiir biraz da sözcüklerle manipülasyon yapma işidir,” tespitine katılmak mümkün değil.

Sayfalar