Çarşamba Nisan 24, 2024

“Eski” olan Nubar Yoldaş değil, darbecilerin ikiyüzlülüğüdür-İsmail ORAL / ROJAVA

Nubar Ozanyan yoldaşımızın Rojava devrimi sürecinde şehit düşmesinin, Dünya emekçi halklarında ve Devrimci örgütlerinde yarattığı duygu,düşünce ve anlam etkileri, bilincimize, yüreğimize nakış nakış işliyor...

Nubar yoldaşımızın, bizler/yoldaşları tarafından anlatılması,hiç kuşkusuz daha içkin özelliklerine vakıf olunması açısından önemlidir, elzemdir. Ancak netice itibarı ile halihazırda buna ihtiyaç kalmadı. Zira Enternasyonal savaş cephelerinde, omuz omuza savaştığı, siper yoldaşlarının anlatımı, bizlere, Nubar yoldaşımızı ifade edecek söz hakkı bırakmadı.

Bu arada bizler, Rojava’da Nubar yoldaşın cenaze merasim hazırlıklarını hakkı ile ifa edebilmek için koşturuyorken ve gelen taziyeleri kabul ediyorken sözüm ona Partimizi temsil iddiasında olanlar yüz kızartıcı, Nubar yoldaşa dair açıklamada bulundular.Görünürde, Nubar yoldaşımız için taziye yazısı kaleme alınmış gibi bir orta ayar giriş ile birlikte asıl niyetlerini yazılarının sonunda ifşa edivermişler efendiler.

“MLM PARTİZAN” isimli web sayfalarının 16 Ağustos 2017 tarihli gündeminde Nubar yoldaşımız için kaleme alınmış itiraf ve iftira beyanatının esasını ifade eden paragrafı olduğu gibi aktarıyoruz.

“Nubar Ozanyan şehit düştüğünde partimizle ilişiği kesilmiş, kendi belirlediği tercih doğrultusunda devrimci faaliyetini yürütme kararı almıştır. Partimiz açısından zorlu sancılı ve ağır bedeller içeren ideolojik-politik hastalıklardan mustarip bir tutumun ve anlayışın parçası olmuştur. Ancak ezilenlerin saflarında, onların acısını ve öfkesini devrimcilik ekseninde yürütme kararlığını sürdürmüştür. Devrimci mücadelesini parti saflarını terk ederek yürütmeyi tercih etmiştir. Bu duruşu ve konumlanışı ile partimiz nezdinde devrim şehiti olarak anılacak ve sahiplenecektir.

Partimiz kültürü ve anlayışı; saflarını terk etse de silah elde devrim mücadelesi için savaşan şahsiyetlerin ideolojik-politik gerçekliklerini bilerek ve mahkum ederek ancak devrim saflarındaki yerini ve konumlanışına saygı duyarak ele alan bir tutuma sahiptir. Parti tarihimizdeki ayrılıklar ve ayrışmalara bakıldığında, bu yaklaşım kendini gösterir. Nubar Ozanyan’ı da bu gerçekliği ile ele alıyoruz ve partimizin bu tür durumlardaki anlayışı doğrultusunda devrim şehiti olarak ilan ediyoruz...”

1. Nubar Ozanyan ya da hiçbir parti üyesinin, üyeliğini ve üyelikten doğan haklarını gasp edebilecek bir hukuka sahip değilsiniz. Zira 10 yıldır gerçekleştirilmemesi için elinizden geleni ardınıza koymadığınız Parti Konferansı nedeni ile ve büyük çoğunluğu emperyalist devletlerin TC ile işbirliği neticesinde engelenen Parti MK’den arta kalan iki kişilik sayı ile böyle bir hakkınız ve yetkiniz çoktan nihayete ermiştir. PMK hukukunuz yoktur. Kadüksünüz.

2. “Partimiz açısından zorlu sancılı ve ağır bedeller içeren ideolojik-politik hastalıklardan mustarip bir tutumun ve anlayışın parçası olmuştur...” ithamınız ile esasen kendi gerçekliğinizi itiraf ve ifşa etmiş oluyorsunuz.

Zira Nubar Ozanyan yoldaşımıza Ortadoğu bölgesinde, savaşın göbeğinde faaliyet görevini veren, engelenen PMK’dır. Açık Parti Tüzüğü darında, Gayrı-Meşruluğun gramajı ile sahte imzanın sahibi olan sizler değilsiniz.

Hiç kuşkusuz şu utanç verici yazıyı ve ithamları kaleme alan, Avrupa’ya karargah kurup, ülkenin ve Ortadoğu’nun savaş alanlarından kendini uzak tutup, mülteciliğin konformizm eksenli rehavetinde yan gelip yan yatan, kişisel güvenliğinin,rahatın, rehavetin riyakar halet-i ruhiyesi ile dogmatizmin, özünde Kemalizmin ete kemiğe büründüğü sizlerden, Partimizin “Savaş, savaşılarak öğrenilir.Komutan,ateşin ve barutun içinde, savaşın göbeğinde, çatışmaların ortasında komutandır.” praksistini beklemek, değil saflık, direkt budalılık olur.

Partimizin üyesi, Ordumuz TİKKO’nun Rojava komutanı Nubar Ozanyan’ın naaşı henüz toprağa bile verilmeden, O’nun ardından bu çirkin saldırınız, gerçek künyenizi ortaya seriveriyor.

Halkımız “ölenin ardından konuşulmaz” geleneğine sonuna kadar bağlıdır. Hal böyle iken, ne parti etiğimizde ne de devrimci geleneğin etiğinde sizin şu yalanlar ile bezeli çirkin tutumunuza ne halkımız, ne de parti güçlerimiz prim tanımaz,tanımıyor, tanımayacaktır !

Önderimiz İbrahim KAYPAKKAYA’nın gerçek ardılı, Partimiz TKP/ML’nin muammasız, şaibesiz üyesi ve ordumuz TİKKO’nun kahraman komutanlarından birisi, yaşamı, mücadelesi ve savaşı ile Nubar OZANYAN yoldaşımızdır !

O ne Partisi için ne de yoldaşları için tek kelime kem söz etmedi!

O, boş sözlerin, sırça köşklerin efendisi değil, eylemin ve yoksulluğun militanı, ezilen tüm mazlum halkların fedaisi idi !

O, Dünya’nın dört bir tarafında, Partili bir sıra neferi idi !

O, Dünya’nın dört bir coğrafyasında savaşın alevinin içinde en önde bir Komutan idi !

Biliyoruz, yaşasa, hadsizlere yanıtımıza bile üzülür, o katliamların kahır ve acı yükü ile yoğrulmuş insan güzeli gözleri ile hüznün ve arılığın sessiz yorumu ile kınardı bizleri...

Artık kelimeler kifayetsiz...

Susun !

İsmail ORAL / ROJAVA 

 

42116

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

79-ԵՐՈՐԴ ՏԱՐԵԼԻՑԻՆ ԱՆԻԾՈՒՄ ԵՆՔ ՏԵՐՍԻՄԻ ՑԵՂԱՍՊԱՆՈՒԹՅՈՒՆԸ:

79.YILINDA DERSİM TERTELESİNİ LANETLİYORUZ !

Kürt, Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani, Alevi, Ezidi halklarına mensup farklı etnik ve inanç sahibi toplulukların bir arada yaşadığı coğrafyamızda yüzyıllardır hiçbir zaman kan, gözyaşı ve acı eksik olmamıştır. Zulüm, bugün bile mazlum halkların kanları ile sulanan topraklarda en koyu ve vahşi şekilde devam etmektedir.

Parti biziz /Halil Ahmet

Belki biz olmayacagiz ama bu celik aldigi suyu asla unutmayacak,Ibrahim kaypakkaya.

Sorunlari cözme tarzimiz olaylara olgulara bakis tarzimiz ve bunlar arasindaki iliskiyi ele alisimiz nasil olmalidir.

Dogaldirki yazinin basligindanda anlasilacagi gibi parti biziz .Biz partiyiz ve dogal olarak partinin ele alinisi ve degerlendirilmesi parti onderligi ve cizgisinden bagimsiz olarak ele alinip degerlendirilemez.

Faşizme Karşı Direniş, Serhildan!

Faşist Kemalist Diktatörlük başta Kürt ulusu olmak üzere parolası mücadele ve direniş olan tüm halk kesimlerine azgınca saldırmaya devam ediyor. Hâkim sınıf kliği AKP sistemli baskı ve sömürü politikasına, katliam, gözaltı ve tutuklama terörüne geride bıraktığımız iki seçimle (7 Haziran-1 Kasım) birlikte hız kazandırmış, Kürt ulusuna, işçi ve emekçilere, kadınlara, çocuklara, LGBTİ’lere, doğaya ve yaşama karşı teyakkuza geçerek yeni bir saldırı dalgası başlatmıştır.

" Devrimci cephe hareketi "üzerine

Kaypakkaya'dan günümüze 44 yıl geçti. Yaşadığımız devrimci deneyimler bizlere önemi azımsanmayacak kazanımlar bıraktı. Bu bizler için önemli miras bu mirası doğru özümsemeliyiz, kavramalıyız ki, gelecekte Halk Cephesi’ni kurma yolunda ufkumuz açık olsun. Gereksiz polemiklerden böylece kaçınmış olunur. Eğer ki mesele doğru kavranmaz, önemsenmez ve de olsun-bitsin mantığıyla hareket edilirse ciddi yaralar alınır.  "Kaş yapalım derken, göz çıkarmış "oluruz.

PARTİ VE KAYPAKKAYA ÇİZGİSİNE SAHİP ÇIK, TEORİK TEMELLERİNİ GÜÇLENDİR, ONU KAVRA ve GELİŞTİR

Partimizin kurucusu şahsında amaç ve araç, hedef ilişkisi bağlamında kuracağımız analiz-sentez ilişkisi bizim sorunu nasıl ele alacağımızla direk ilintilidir. Tarihsel olarak olaya baktığımızda İbrahim Kaypakkaya (İK) sıradan bir devrimci önder değildi. Onu komünist yapan doğrudan savunmuş olduğu ve yaptıklarıydı, yani teori ve pratik bütünlüğüdür.

Bir ikiye bölünür / Halil Ahmet

Herşey bir çelişkidir. Bu Maoist felsefi tanımdan yola çıkarak soruna bakarsak olayları ve olguları ve bunların arasındaki iç bağlantıları doğru bir şekilde kurabiliriz.

“Hareketin kendisi bir çelişkidir veya bir ikiye bölünür” Maoist felsefi yaklaşımını nasıl ele almalıyız? Başkan Mao’nun bu noktadaki ML’ye yaptığı katkılardan biri olarak felsefe alanında çelişki yasası olduğu gerçeği de herkes tarafından kabul edilmektedir.

“Bir ikiye bölünür ama asla iki birleşip bir olmaz. İkiyi bir yapmak revizyonistçe bir yaklaşımdır.” (Mao Zedung)

TKP/ML – TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI: 24 Nisan devrimin zorlu ve onurlu yoludur!

Savunduğu devrim öğretisiyle burjuva-feodal devletin soluğunu kesen kıvılcımı-aleve, alevi tüm ülkeye yaymaya çalışırken sadece gerçeğin sesine ve gerçeğin izinde yürümeye çalışan Kaypakkaya yoldaş işçi sınıfının ve çeşitli milliyetlerden emekçi halkımızın önderi olmaya devam ediyor. Kaypakkaya yoldaşın devrim ve örgüt öğretisi, işçi sınıfının kazandığı ve sahip olduğu en ileri devrimci öğretidir. Ülkemizde hiçbir teori, hiçbir düşünce ve strateji Kaypakkaya yoldaşın ortaya koyduğu kurtuluş yolu kadar gerçekçi, uygulanabilir ve güvenilir değildir.

TKP/ML MK : 44.YILIMIZDA ŞAN OLSUN İHTİLALCİ PROLETER ÇİZGİMİZE!‏

“Yerin seni çektiği kadar ağırsın,

Kanatların çırpındığı kadar hafif…

Kalbinin attığı kadar canlısın,

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…

Sevdiklerin kadar iyisin,

Nefret ettiklerin kadar kötü…”

Yoldaşlar,

Partimiz TKP/ML kuruluşunun 44. Yılını kutluyor. Partimiz, Önderimiz İbrahim Kaypakkaya önderliğinde Şafak Revizyonizme karşı ideolojik-politik temelde örgütsel mücadelenin sonucu olarak 24 Nisan 1972’de tarih sahnesindeki yerini aldı.

Tarih Tanıktır: 24 Nisan’da Kaypakkaya Çizgisinin Doğuşuna

Yüzyılda Ülkemiz iki önemli tarihi zelzeleye tanıklık etti. 24 NİSAN. Öyle ki, her iki toplumsal olay tarihimizde silinmez ve silinmeyecek izler bıraktı. Hele ki bu silinmez tarihi olay aynı güne denk gelmişse - ki öyle- bir o kadar daha önemli ve de değerlidir. Tarihimizde bazı yaşanmışlıklar vadesi dolduğunda unutulur, tarih sahnesinde silinip giderler. Ve kendi kendini tasfiye ederler.

15 NİSAN 2015 TARİHİNDE TUTUKLANAN 10 DEVRİMCİ DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

ALMAN CEZA HUKUKUNUN 129/a-b  MADDESİ İPTAL EDİLSİN!

Almanya Adalet Bakanlığının 2012 tarihinde verdiği talimatla başlatılan soruşturma 15 Nisan 2015 tarihinde yapılan bir operasyonla ilk aşaması tamamlamış ve bu operasyon sonucu Avrupa çapında içlerinde  ATİK yöneticileri ve TKP/ML yöneticisi oldukları iddiasıyla 10 devrimci tutuklanmıştır. Almanya bu uluslararası operasyonu; Yunanistan, İsviçre ve Fransa devletleriyle ortak bir şekilde   gerçekleştirdi. Tutuklanan 10 devrimci Almanya'nın Bavyera eyaletinin çeşitli cezaevlerinde tutulmaktadırlar. 

Atik Operasyonu, Ortaya Çıkan Gerçekler Ve Büyük Kuşatmanın İlk Hamlesi!-Marco KARAKAYA

Nisan 2015’de ATİK yöneticilerinin de içinde bulunduğu 13 devrimci Alman ve Türk devletinin işbirliği ile “terör örgütü üyesi” olmaktan dolayı tutuklandı. Fransa, İsviçre ve Yunanistan’ın da dahil edildiği Avrupa çapında bir operasyon yaşandı. Alman devleti bu üç ülkede iade talebinde bulundu.

Sayfalar