Cumartesi Nisan 20, 2024

Gerçeğe ışık, devrime pusula: Mehmet Demirdağ -4-

Mehmet Demirdağ ve “birlik anlayışı” üzerine

Demirdağ yoldaşın tarihsel pratiğini, belirli ve gündeme denk düşen özellikleri ile tartışmaya çalıştığımız yazı dizisinin son bölümünü, onun 94 tasfiyeciliği ile yürüttüğü hesaplaşmadaki en kritik nokta olarak “birlik sorunu”na yaklaşımı olarak belirledik. Zira, Demirdağ yoldaşın “kolektifi ilkeleri üzerinden ayağa dikme” sürecindeki en kritik manevra alanını ve kolektifin o dönemki tasfiyeci etkiden arındırılması çabasını en net özetleyen yönelimlerin başında birlik sorununa yaklaşım gelmektedir.

Birlik sorunu sadece bir “birleşme” sorunu olarak ele alınamaz. Esas itibari ile birlik sorunu, bir partiyi Komünist Partisine dönüştüren ilke ve işleyişlerle temelden ilintilidir ve Demirdağ yoldaşın 94 tasfiyeciliğine karşı yürüttüğü mücadele (92 Birliğini de ele alacak şekilde) öz itibari ile bir KP’yi KP yapan işleyiş özelliklerini pratiğe geçirme mücadelesidir.

Güncel itibari ile kolektifin yaşadığı sorunların özünü de bu oluşturmaktadır. Olaylar silsilesini bir kenara bıraktığımızda bugün Proletarya Partisi’ndeki sıkıntıların temel çözüm yöntemi olarak kolektifin iradesini açığa çıkartacak mekanizmaların işletilememesi ve çözümsüzlüğün palazlandırılarak krizin derinleştirilmesi durumu söz konusudur. Ancak, açık olan şudur ki, bu gerçekliği üreten de kolektifin bütünü olmakta, tüm bu gelişmeler ise elimize ilke ve işleyişte ciddi oranda dejenere olmuş bir gerçeklik bırakmaktadır. Tüm bu gerçeklikten ötürüdür ki, Demirdağ yoldaşın birlik anlayışını tartışmak, aynı zamanda güncelde yaşanan dejenerasyonu tartışmak anlamı taşımaktadır.

Birlik sorunu üzerine Demirdağ

Komünist partilerde birlik olgusu esas itibari ile ideolojik birliği temsil etmekte bu da stratejik hatta anlamını bulmaktadır. Ancak, bu genel tanım, bir KP’deki her bireyin aynı şeyi düşünmesi demek değildir. Aksine, KP’ler sınıflar mücadelesinin en keskin şekilde karşılık bulduğu alanlardır. İki çizgi mücadelesi olarak tanımladığımız genel ilke, tam da bunu özetlemektedir. Kuşkusuz ki bu olgu KP’yi salt tartışma platformu olarak görmek değildir. KP’yi bir tartışma platformu olmaktan çıkartmanın ve KP’de birliğin teminat altına almanın tek geçer koşulu ise MLM bilimini kavramaktan geçmektedir.

Güncelde yaşadığımız sıkıntıların özü MLM biliminin kavranmayışında ve sürece yön verecek politik kadroların yetersizlikleridir. Eğer bir hareket kendi içinde iki çizgi mücadelesini yürütemiyorsa kitleler arasındaki çelişkileri çözmede nasıl başarılı olabilir? Bu noktadaki tasarruflara baktığımızda karşımıza koca bir hiç çıkmaktadır. Gerçekliğin verili koşulu münferit ve tek yönlü değildir. Demirdağ yoldaş “Gerçekler devrimcidir” derken burada ifade edilen münferit bir olgu değildir. Zira gerçek zıtların varlığıdır, çelişkisidir ve buna diyalektik müdahale devrimcidir.

Devrimci hareket çelişkiler üzerinden yükselir ve kendini burada örgütler ve yayar. Çelişki karşısında kayıtsızlık ve ona metafizik yaklaşım biçimi hareketi tökezletir, yere çalar ve onu kendi süreci içinde kitlelerden kopartarak çalındığı yerde emeklemeye mahkûm eder. Dolayısıyla gerçekler devrimcidir kavramı içinde esas olarak ifade edilen bir çizginin değil iki çizginin gerçekliğidir. Zıtların birliği gerçeklerin devrimci olduğudur.

Demirdağ yoldaş da kavrayışı da, birlik anlayışı temelinde, bu çerçevededir. O parti içi çelişkileri sınıflar mücadelesinin bir tezahürü olarak kavrarken, sürece müdahaleyi de MLM bilimine sarılmakta, partiyi MLM ilkeleri üzerinden inşa etmekte görmüştür. Bu nedenledir ki, 94 süreci sonrası bir yandan saflardaki bozulmayı toparlamaya çalışırken esas itibari ile de parti içerisindeki ideolojik kavrayış düzeyini artırmaya çalışmış, tasfiyeciliği saflardan silmek için yeni bir kadro şekillenişi üretmeyle uğraşmıştır.

Birlik anlayışında yöntem sorunu

MLM kavrayışın yükseltilmesi KP’lerde birliği inşa edecek bir temel sunmakla birlikte tek başına bir işlev taşıyamaz. İdeolojik seviyenin artışı, politik sorgulama düzeyindeki artış anlamına da gelmekte, bu da açık bir yöntem sorununa işaret etmektedir. Marksistler için bu yöntem ideolojik mücadele ve iki çizgi mücadelesi olarak tanım bulmaktadır.

İki çizgi mücadelesi sadece farklı fikirlerin tartışması değil, diyalektik anlamda, çelişki ile doğruyu bulmanın da KP’ler için tanımıdır. Bu nedenledir ki yoldaş Mao “Eğer Parti içerisinde çelişmeler olmasaydı, parti ölür giderdi” demekte, ideolojik mücadeleyi KP’ler için bir gelişim dinamiği olarak koymaktadır.

Komünist partilerde iki çizgi mücadelesi, esas itibari ile ideolojik düzeyde yansır. Politik çizgiye dair her görüş, yaklaşım ve öneri belirli bir sınıfsal zeminin sosyal, kültürel, ideolojik ve felsefi karşılıkları olarak varlık bulur. Dolayısıyla iki çizgi mücadelesi burjuva fikirlerle proleter fikirlerin kapışma arenası olduğu kadar, çelişkiyi büyütme ve bir üst düzeyde senteze erişmenin de alanıdır.

Bu da esas itibari ile kurum içi demokrasi sorununa işaret etmektedir ki, güncelde yaşadığımız sıkıntı da bu şekilde hayat bulmaktadır. Şöyle ki, kolektifte yaşanan sıkıntıları bu çıtaya taşıyan şey, on yılların gerçekliği olarak bürokrat çalışma tarzıdır. Bu çalışma tarzı, merkezi düzeyde bir körelme ürettiği gibi, parti içi üretimi, sorgulamayı ve doğallığında gelişimi de kısıtlamakta, memur biçiminde çalışan kadrolar üretmektedir.

İki çizgi mücadelesi adına yaşanan tıkanıklık, bugün ancak ideolojik mücadelede ısrar ile aşılabilir ve bunun seviyesini yükseltmek adına en temel ihtiyacımız MLM kavrayış düzeyimizi yükseltmekten geçmektedir.  Bunun dışındaki her burjuva yöntem MLM’ye aykırı olup burjuva otlaklardan beslenmektedir.

Bugün, gazete bürolarının basılmasından bir dizi okurumuzun tehdit edilmesine ve çözüm çağrılarının hizip açıklamaları ile çözümsüzlüğe itilmesine kadar bir dizi açık sorunla karşı karşıyayız. Bu pratiği üreten ve savunan kaynağın ideolojik mücadele yöntemleri yerine sarıldığı pratik, esas itibari ile MLM kavrayış düzeyini gözler önüne serdiği kadar, örgütsel birliğe verdiği kıymeti de deşifre etmektedir. Tam da burada Demirdağ yoldaşın, 94 tasfiyeciliği karşısındaki ideolojik mücadele ısrarını hatırlamakta, onun 94 tasfiyeciliğinden çok bu olguya zemin sunan kurum gerçekliği ile uğraştığını hatırda tutmamız gerekmektedir. Tam da böylesi bir süreçte esas olan Demirdağ yoldaşın izinden yürümek, kolektifi ilkeleri üzerinden ayağa dikmek olmalıdır.

 

(Bitti)

 

1- Mehmet Demirdağ ve “sürece devrimci müdahale” üzerine

2- Mehmet Demirdağ ve “örgütlü olmak” üzerine

3- Mehmet Demirdağ ve “darbeciliğe karşı mücadele” üzerine

48291

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Sayfalar