Cuma Nisan 19, 2024

Halkların devrimci birliği

Emperyalizm bir yandan ranta dayalı sermayesini büyütürken diğer yandan ezilen dünya halklarının yaşamında büyük bir ağırlık olarak duran sefaletin yaratıcısı ve sorumlusudur. Dünyada var olan ve yaşanan köleliğin ve yoksulluğun yaratıcısı ve sürdürücüsü durumunda olan emperyalizm bütün faşist-gerici ulus devletlerle birlikte yaşatılan soykırım ve katliamlarında baş sorumludur. Emperyalistler ve yerli gerici faşist iktidarlar Ortadoğu’da ve ülkemizde ulusal-dinsel-mezhepsel çatışmaların düşmanlıkların yegane sorumlularıdır. Uluslar-halklar arasına kalın ve geçilmez çitler çeken, beyinleri ırkçılıkla kirleten şovenizmin de yaratıcısıdır. Şovenizm, çağımızın en büyük sosyal hastalıklarının başında gelmektedir. Geçilmesi zor ve varılması güç, yaklaşılması oldukça zor olan şovenizm uluslar-haklar arasında yıllara hatta yüzyıllara varan derin düşmanlıkların adıdır. Bugün Kürt-Türk ulusu ve halkları arasında keza Arap ve Kürt ulusu ve halkları arasında var olan ve yaratılan düşmanlıkların yegane yaratıcıları faşist ulus devletlerdir. Tartışmasız bir şekilde bunların başında faşist TC devleti gelmektedir.

Faşist AKP hükümeti başta ABD ve AB emperyalistlerle birleşen ve dönem dönem farklılaşan çıkarları temelinde Ortadoğu’da bölge halklarına karşı sürdürülen kanlı saldırılarda uluslararası ve bölgesel en kirli ittifaklar içerisindedir. Aynı biçimde ülkemizde de tüm halklarımıza karşı kanlı ve topyekün bir saldırıya geçmiş durumdadır. Aykırı ve muhalif hiçbir sese tahammül etmeyen özgürlüğe ait her değere acımasız devlet terörü, sokak infazları, kitlesel katliam ve yaygın tutuklamalarla ezmeye çalışmaktadır. Yüz yıldır yarattığı faşist gelenekten ve etki gücünden hiçbir şey kaybetmeden Kürt ulusuna karşı sürdürülen imha ve inkar politikasıyla yüzbinlik şehirleri tank ve top ateşiyle yerle bir ederek kitlesel soykırım uygulamaktadır. TC egemenlik sistemi içinde geleneksel ve “modern” tüm gerici ve faşist güçlerini arkasında toplayarak, tüm muhalefeti ezmek sindirmek susturmak istemektedir.

Faşist TC devleti bir yandan çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız üzerinde ağır baskı koşulları altında sömürüsünü devam ettirirken diğer taraftan devrimci durum ve devrimin olanaklarını hiç olmadığı kadar olgunlaştırmıştır.  Bugün Ortadoğu’da ve ülkemizde devrim için fırsatlar her zamankinden daha fazladır. Devrimci durum, güven veren devrimci bir öncünün eksikliğini ye ihtiyacını yaşamaktadır.

Bugün gerek Rojava devrimini gerekse T. Kürdistanı’nda Kürt halkının özyönetim direnişlerini savunmak, sahiplenmek-sürdürmek demek halklarımızın devrim mücadelesini savunmak demektir. Aynı zamanda tüm ezilenlerin, emekçilerin, demokratların aydınların can güvenliğini ve özgür geleceğini savunmak demektir. Bugün Ortadoğu’da ve ülkemizde özgürlük değerlerini savunup ona sahip çıkmak demek, dünya halklarının özgürlüğünü ve geleceğini savunmak demektir.

Unutmamak gerekir ki; faşist sistem altında ülkemizde hiçbir toplumsal kesimin varlığı ve geleceği güvende değildir. Aleviler, demokrat kesimler, işçiler, emekçiler, yoksullar, tüm muhalif güçler saldırı altındadır. Bugün her alanda büyük bir kahramanlıkla direnen-savaşan Kürt halkı adına “Kürt öz yönetim direnişleri” dedikleri isyan kırılırsa, AKP daha azgın bir saldırganlıkla ve acımasızca Türkiye’deki tüm muhalefeti kanla bastıracaktır. Dolayısıyla Türkiye’deki tüm ilerici, devrimci güçlerin ve emekçi halkın geleceği Kürt halkının haklı ve onurlu direnişinin geleceği ile iç içe geçmiştir.

Bugün var olan ve yaşanan gelişmeler Türkiye ve T. Kürdistanı’nda tüm devrimci ve ilerici güçleri hiç olmadığı kadar birlikte-ortak mücadele yürütme ve örgütleme ihtiyacını ve olanaklarını ortaya çıkarmıştır. Faşist AKP hükümetine ve TC egemenlik sistemine karşı silahlı mücadele dahil tüm alanlarda ve tüm mücadele araç ve yöntemleriyle devrimi yükseltmek için güçlerimizi Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nde birleştirmek gibi bir örgütlülüğe ihtiyaç vardır. Oluşan Birlik, “büyük bir sorumluluk altında yürümek göreviyle karşıya karşıyadır. Bu birlik sahiplenilerek, destek sunulmalı ve ileri taşınmalıdır.

Ortadoğu’da proleter devrimcilerin de yer aldığı devrimci güçler arasında oluşturulan devrimci bir ittifak olan direniş birliğinin temelleri atılmıştır. Adına “Birleşik Devrim Hareketi” denilen birlik, emperyalizme-kapitalizme, faşizme, şovenizme ve ırkçılığa karşı mücadele içinde demokratik ve özgür geleceği kazanmayı hedeflemektedir. Sistemle bütünleşen faşist AKP'nin toplumsal dayanakları ile birlikte halkın devrimci gücüyle yıkılmasını amaçlayan devrimci ittifakın yaratılma ve sürdürülme ihtiyacı yaşamsal düzeyde önemlidir. Devrimci ideal ve temeller üzerinde kurulan ve örgütlenmeye çalışılan bu birlik, sürecin ve gelişmelerin ihtiyacına yanıt olmayı amaçlayan mütevazı bir birliktir. Bu birliğe doğru yaklaşmak, gerçekliği ve ihtiyacı içinde anlamak ve bu kavrayışa uygun bir bilinçle örgütlülüğünü yaratmak devrimci bir görevdir.

AKP hükümeti, toplumla birlikte doğayı da imha etmektedir. Kadına ve gençliğe düşmandır. İşçi sınıfı ve tüm emekçiler üzerinde sömürüyü ağırlaştırıp, kölelik koşullarını dayatmaktadır. Tüm halk kesimleri üzerinde baskıcı ve katliamcıdır. Halkların Birleşik Devrim Hareketi, AKP hükümeti ve TC devletinin saldırısı altındaki tüm güçleri eğitip örgütlemeyi ve birleştirip mücadeleye seferber etmeyi esas alır.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi, ekolojik ve kadın özgürlükçü toplum için, işçi sınıfı ve emekçilerin hak ve özgürlüklerinin elde edilmesi için, özgür geleceğin kazanılması için mücadele eder.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi, faşizm ve gericilikten zarar gören herkesi, başta kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak üzere tüm ezilen halk kesimlerini özgürlük, demokrasi ve halkların kardeşliği için örgütlenmeye, birleşmeye ve mücadele etmeye çağırır.

Eğer önlenmezse mevcut durum kaçınılmaz olarak daha kanlı bir diktatörlüğe doğru gidecektir. Bu gidişi engelleyecek hiçbir düzen gücü ve kurumu kalmamıştır. Bu gidişi yalnızca ortak ve birleşik mücadele önleyebilir. Ya daha kanlı bir diktatörlük kurulacak ya da halklarımız örgütlenip silahlanarak cihatçı faşist AKP çetesini dayanakları ile birlikte yerle bir edecektir.

(Rojava’dan bir Partizan) 

43609

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Partizan'dan

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar