Perşembe Nisan 25, 2024

Halkların devrimci birliği

Emperyalizm bir yandan ranta dayalı sermayesini büyütürken diğer yandan ezilen dünya halklarının yaşamında büyük bir ağırlık olarak duran sefaletin yaratıcısı ve sorumlusudur. Dünyada var olan ve yaşanan köleliğin ve yoksulluğun yaratıcısı ve sürdürücüsü durumunda olan emperyalizm bütün faşist-gerici ulus devletlerle birlikte yaşatılan soykırım ve katliamlarında baş sorumludur. Emperyalistler ve yerli gerici faşist iktidarlar Ortadoğu’da ve ülkemizde ulusal-dinsel-mezhepsel çatışmaların düşmanlıkların yegane sorumlularıdır. Uluslar-halklar arasına kalın ve geçilmez çitler çeken, beyinleri ırkçılıkla kirleten şovenizmin de yaratıcısıdır. Şovenizm, çağımızın en büyük sosyal hastalıklarının başında gelmektedir. Geçilmesi zor ve varılması güç, yaklaşılması oldukça zor olan şovenizm uluslar-haklar arasında yıllara hatta yüzyıllara varan derin düşmanlıkların adıdır. Bugün Kürt-Türk ulusu ve halkları arasında keza Arap ve Kürt ulusu ve halkları arasında var olan ve yaratılan düşmanlıkların yegane yaratıcıları faşist ulus devletlerdir. Tartışmasız bir şekilde bunların başında faşist TC devleti gelmektedir.

Faşist AKP hükümeti başta ABD ve AB emperyalistlerle birleşen ve dönem dönem farklılaşan çıkarları temelinde Ortadoğu’da bölge halklarına karşı sürdürülen kanlı saldırılarda uluslararası ve bölgesel en kirli ittifaklar içerisindedir. Aynı biçimde ülkemizde de tüm halklarımıza karşı kanlı ve topyekün bir saldırıya geçmiş durumdadır. Aykırı ve muhalif hiçbir sese tahammül etmeyen özgürlüğe ait her değere acımasız devlet terörü, sokak infazları, kitlesel katliam ve yaygın tutuklamalarla ezmeye çalışmaktadır. Yüz yıldır yarattığı faşist gelenekten ve etki gücünden hiçbir şey kaybetmeden Kürt ulusuna karşı sürdürülen imha ve inkar politikasıyla yüzbinlik şehirleri tank ve top ateşiyle yerle bir ederek kitlesel soykırım uygulamaktadır. TC egemenlik sistemi içinde geleneksel ve “modern” tüm gerici ve faşist güçlerini arkasında toplayarak, tüm muhalefeti ezmek sindirmek susturmak istemektedir.

Faşist TC devleti bir yandan çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız üzerinde ağır baskı koşulları altında sömürüsünü devam ettirirken diğer taraftan devrimci durum ve devrimin olanaklarını hiç olmadığı kadar olgunlaştırmıştır.  Bugün Ortadoğu’da ve ülkemizde devrim için fırsatlar her zamankinden daha fazladır. Devrimci durum, güven veren devrimci bir öncünün eksikliğini ye ihtiyacını yaşamaktadır.

Bugün gerek Rojava devrimini gerekse T. Kürdistanı’nda Kürt halkının özyönetim direnişlerini savunmak, sahiplenmek-sürdürmek demek halklarımızın devrim mücadelesini savunmak demektir. Aynı zamanda tüm ezilenlerin, emekçilerin, demokratların aydınların can güvenliğini ve özgür geleceğini savunmak demektir. Bugün Ortadoğu’da ve ülkemizde özgürlük değerlerini savunup ona sahip çıkmak demek, dünya halklarının özgürlüğünü ve geleceğini savunmak demektir.

Unutmamak gerekir ki; faşist sistem altında ülkemizde hiçbir toplumsal kesimin varlığı ve geleceği güvende değildir. Aleviler, demokrat kesimler, işçiler, emekçiler, yoksullar, tüm muhalif güçler saldırı altındadır. Bugün her alanda büyük bir kahramanlıkla direnen-savaşan Kürt halkı adına “Kürt öz yönetim direnişleri” dedikleri isyan kırılırsa, AKP daha azgın bir saldırganlıkla ve acımasızca Türkiye’deki tüm muhalefeti kanla bastıracaktır. Dolayısıyla Türkiye’deki tüm ilerici, devrimci güçlerin ve emekçi halkın geleceği Kürt halkının haklı ve onurlu direnişinin geleceği ile iç içe geçmiştir.

Bugün var olan ve yaşanan gelişmeler Türkiye ve T. Kürdistanı’nda tüm devrimci ve ilerici güçleri hiç olmadığı kadar birlikte-ortak mücadele yürütme ve örgütleme ihtiyacını ve olanaklarını ortaya çıkarmıştır. Faşist AKP hükümetine ve TC egemenlik sistemine karşı silahlı mücadele dahil tüm alanlarda ve tüm mücadele araç ve yöntemleriyle devrimi yükseltmek için güçlerimizi Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nde birleştirmek gibi bir örgütlülüğe ihtiyaç vardır. Oluşan Birlik, “büyük bir sorumluluk altında yürümek göreviyle karşıya karşıyadır. Bu birlik sahiplenilerek, destek sunulmalı ve ileri taşınmalıdır.

Ortadoğu’da proleter devrimcilerin de yer aldığı devrimci güçler arasında oluşturulan devrimci bir ittifak olan direniş birliğinin temelleri atılmıştır. Adına “Birleşik Devrim Hareketi” denilen birlik, emperyalizme-kapitalizme, faşizme, şovenizme ve ırkçılığa karşı mücadele içinde demokratik ve özgür geleceği kazanmayı hedeflemektedir. Sistemle bütünleşen faşist AKP'nin toplumsal dayanakları ile birlikte halkın devrimci gücüyle yıkılmasını amaçlayan devrimci ittifakın yaratılma ve sürdürülme ihtiyacı yaşamsal düzeyde önemlidir. Devrimci ideal ve temeller üzerinde kurulan ve örgütlenmeye çalışılan bu birlik, sürecin ve gelişmelerin ihtiyacına yanıt olmayı amaçlayan mütevazı bir birliktir. Bu birliğe doğru yaklaşmak, gerçekliği ve ihtiyacı içinde anlamak ve bu kavrayışa uygun bir bilinçle örgütlülüğünü yaratmak devrimci bir görevdir.

AKP hükümeti, toplumla birlikte doğayı da imha etmektedir. Kadına ve gençliğe düşmandır. İşçi sınıfı ve tüm emekçiler üzerinde sömürüyü ağırlaştırıp, kölelik koşullarını dayatmaktadır. Tüm halk kesimleri üzerinde baskıcı ve katliamcıdır. Halkların Birleşik Devrim Hareketi, AKP hükümeti ve TC devletinin saldırısı altındaki tüm güçleri eğitip örgütlemeyi ve birleştirip mücadeleye seferber etmeyi esas alır.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi, ekolojik ve kadın özgürlükçü toplum için, işçi sınıfı ve emekçilerin hak ve özgürlüklerinin elde edilmesi için, özgür geleceğin kazanılması için mücadele eder.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi, faşizm ve gericilikten zarar gören herkesi, başta kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak üzere tüm ezilen halk kesimlerini özgürlük, demokrasi ve halkların kardeşliği için örgütlenmeye, birleşmeye ve mücadele etmeye çağırır.

Eğer önlenmezse mevcut durum kaçınılmaz olarak daha kanlı bir diktatörlüğe doğru gidecektir. Bu gidişi engelleyecek hiçbir düzen gücü ve kurumu kalmamıştır. Bu gidişi yalnızca ortak ve birleşik mücadele önleyebilir. Ya daha kanlı bir diktatörlük kurulacak ya da halklarımız örgütlenip silahlanarak cihatçı faşist AKP çetesini dayanakları ile birlikte yerle bir edecektir.

(Rojava’dan bir Partizan) 

43616

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Olgularla gençlik ve gelecek(sizlik)[1]

 

“Gençliğe, yaşlılıktan çok hürmet etmeliyiz.”[2]

Søren Kiergegaard’ın, “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönük anlarız,” uyarısının altını çizerek ekleyelim: “Gençlik ve Gelecek(sizlik)” meselesi, sürdürülemez kapitalizm koşullarında çürümenin diyalektiğinden bağışık ele alınamaz.

“Çürümenin Diyalektiği”ne gelince onu da Hilmi Yavuz’un, ‘Yara Şiirleri’ndeki dizelerinden şöyle aktarabiliriz:

“her şey akıyor

her şey akıyor, panta rei ve irin

akıyor kalbimize, senin ve benim;

yazdıkları taş levha üstüne, kirle

Mücadele boyu bir yasam : Schafik Jorge Handal [*]

“Hayır, hiç yenilmedik, çekildik yalnız Ve şimdi olduğumuz yerde Ve ayaktayız Diyorlar ki elbette doğru Kim katılmak istemez onlara.”[1]

Kentin merkezindeki küçücük meydanda kurulan derme çatma kürsüden, çevresinden kendisine laf atanlara, soru soranlara söz yetiştirirken, esprileriyle çevresindekileri kahkahalara boğarken, ona “gerilla komutanı” demeye bin şahit isterdi. Ama öyleydi işte…

Şefik Handal… Ya da El Salvador’daki adıyla Schafik Jorge Handal… 

Haklarını Tavizsiz Savunan Dirençle Karşılaştığımda - 2

 

Elimdeki egemenliği son kırıntısına kadar korumak, sürdürmek isteğini arzusunu daha da hırsla taşımaktayım.

Şimdi bazı hemcinslerim beni eleştirecekler, yargılayacaklar, belki de bu ne saçmalama, yolunu şaşırmış ya da olamaz diyecekler. Varsın desinler. Çünkü gerçekler görülmedikçe, kavranmadıkça bu sorunlarımız daha da artarak devam edecektir. İktidara karşı savaş halindeyken kendi iç dünyamızdaki benzer iktidar zaafını farkında olarak ya da olmayarak süregelen tutsaklık devam edecektir.

Yine ve yeniden geldik; BURADAYIZ![1]

“Durgunsa ya da suskunsa insan,

mutlak bir nedeni vardır.

Suskunluğa aldanma,

herşeyin bir zamanı var!”[2]

 

Zorbalığın zulmüyle insan(lar)ın yıldırılmaya, sömürülmeye çalışıldığı her yerde teslim alınamayanlar, diz çökmeyenler, başkaldıranlar hep vardı, var oldu, var olacaktır…

Ayakta alkışlanmayı hak eden Gezi/ Kızılay/ Gündoğdu (vd’leri) gerçeği bunu kanıtladı…

SÖYLEŞİ: Okuryazarlik üzerine[1]

“Bir yazarı okumak, yalnızca

neler söylediğini öğrenmek değildir;

onunla birlikte yollara düşmek,

onun eşliğinde yolculuğa çıkmaktır.”[2]

 

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-2



Yel Degirmenlerine Karsi Savasa Katil; Akima kapilma:Atomu Parcalayacagiz-2

DHF Cevresindeki arkadaslarin 'Cok Partili Sosyalizm' tartismalarina bir katki olarak yayinladigimiz makaleminizin ikinci kismini yayinliyoruz 

Bir kez daha, “Terör” mü?[1]

“Dünyayı fethetmek zorunda değiliz. Bize onu baştan yaratmak yeter.”[2]

Onlar düşlerinin büyüklüğü kadar özgürdür ![1]

“Ji bo bi çav li hev

nihêrtina bi mirovekî re,

divê ku ew meriv be.”[2]

 

Çoğunu tanıyorum; kucaklaştık; aynı ekmeği paylaşıp birlikte umutlandık…

İnebolu (Kastamonu) M Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Murat Kur, Hıdır Yıldız ve Deniz Kırbağ’ı…

Sincan (Ankara) F Tipi Kadın Hapishanesi’nden Evrim Konak’ı…

Elbistan (Maraş) E Tipi Hapishanesi’nden Tuğçe Özgül’ü…

Malatya E Tipi Hapishanesi’nden Ali Mükan’ı…

Kürkçüler (Adana) F Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Emrah Kalkan, İsa Uğur Erdoğan ve Özer İnal’ı…

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-1


DHF ve MKP cevresinden arkadaslar "cok partili sosyalizmi' tartisiyorlarmis...

Yeni Hınzır Paşalara Geçit Yok!

Bir kez daha asimilasyon ve Hınzır paşalar konusunda hem Alevi toplumuna, hem de Alevi örgüt yöneticilerine seslenmeyi, Aleviliğe yönelik asimilasyon operasyonunun bizzat devlet eliyle güçlü bir şekilde devam ettirilmesinden ötürü bir gereklilik olarak hissediyorum.   

Sayfalar