Cuma Mart 29, 2024

Hatun Tuğluk Ezilen Halkların Vicdanına Yer Etmiştir, Unutulmayacaktır! – İmera Fera Yeşilgöz

İnsanlık değerlerinin günbegün yok edilmeye çalışılması yeni değildir. Evvelden beridir, AKP iktidarı , iktidarını kendinden olmayanın yok edilmesi üzerine kurmuştur. İşçi sınıfının ve halkların sürekli ve yeniden sömürülmesi ile güç elde etmiş ve bu gücü gerçekleştirdiği katliamlarla, toplum içerisinde kutuplaşma ve beraberinde ayrıştırma yaratarak elinde tutmayı hedeflemiştir.

Faşizm, beslendiği temelin gereği olarak kendisini zorla devam ettirmek durumundadır. AKP-IŞİD faşizmi bu gerekleri en açık haliyle ortaya koymaktadır. Çünkü açık bir diktatörlük biçimidir de aynı zamanda. Bu gerekleri gerçekleştirecek taraftarları kendisine yaratmak devamlılığının dayanağıdır. Ülke içerisinde çok fazla geriye gitmeden yaşananlara baktığımızda kendilerini bir yanlış düzelticisi olarak görüp müdahale edenlerin hepsi AKP-IŞİD faşizminin bir ürünü olarak varlardır.

Şort giyen kadınlara fiziksel şiddet uygulanması , başfaşist Erdoğan’ın cinsiyetçi söylemleri, esasında kendi tabanına verdiği talimattır. Son olarak yine başfaşist Erdoğan’ın her gün Kürt halkına yönelttiği nefreti tabanında karşılık buldu ve HDP Mv. Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine faşistler tarafından saldırı gerçekleşti. Gerçekleşen saldırı sonucunda cenaze, Dersim’de gömülmek üzere gömüldüğü yerden çıkarıldı.

Bu durum bile-isteye sistemli bir şekilde gerçekleştirilen bir eylemdir. Gerçekleştirilen bu eylem, AKP-IŞİD faşizmine karşı savaşan ve bu uğurda ölümsüzleşen Türkiyeli devrimcilerin soluksuz bedenlerini aylarca sınırda bekleten zihniyetin ürünüdür. Aziz Güler yoldaşımızın bedeni 59 gün, Eylem Ataş yoldaşımızın bedeni 101 gün sınırda bekletildikten sonra doğup büyüdüğü topraklara uğurlandılar. Muzaffer Kandemir yoldaşımızın bedeninin bekletilmesi 140 günü aşmış ve ardından yoldaşımız Rojava topraklarında defnedilmiştir. Bedrettin Akdeniz, Aziz Güler yoldaşlarımızın mezarlarına tıpkı HDP Mv. Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine gerçekleştirilen saldırı gibi faşist gruplar tarafından saldırı gerçekleştirilmiştir. Bakur Kürdistan’da gerçekleşen özyönetim direnişlerinde devlet güçlerinin açtığı ateşle katledilen Taybet Ana’nın cenazesini almak isteyenlerin üstlerine devlet güçleri ateş açarak engel olmuş ve cenaze 7 gün boyunca sokakta bekletilmişti. Ekin Wan önce devlet güçleri tarafından işkenceyle katledilmiş, sonrasında cenazesi çıplak bir biçimde sokak ortasına atılmıştı. Hacı Lokman Birlik’te devlet güçleri tarafından katledildi ve bedeni akrep aracının arkasına bir iple bağlanarak metrelerce sürüklenmişti. Bir anne, sokağa çıkma yasağı olduğu için evladını defnedememiş, çocuğunun cenazesini günlerce buzdolabında saklamak durumunda kalmıştı.

Başfaşist Erdoğan bu saldırı -özelinde cenazelere yönelik- biçimini, devrimcileri ideolojik ve iradi olarak teslim alamadığı için kullanmaktadır. Ve sürekli olarak bu saldırı biçimi üzerinden örgütlenerek zeminini dinamik tutmaya çalışmaktadır. Olaylara müdahale etmek, bu saldırıların karşısında durmak insani yönlerini kaybetmeyen herkes için görevdir. Olaylara tepkisiz kalmak insanın kendi ve toplumsal değerlere yabancılaşmasıdır. Bunun sonucu insanlıktan uzaklaşmaktır. Devlet tarafından yaratılmak istenen tam manasıyla budur; birer mahluk yaratmak. Biz buna teslim olmayacağız.

Faşizme karşı direniş talimatı içimizdeki Özgürlük Gücüdür!

Şort giyen kadınlara saldıran, cenazelerimize saldıran faşistler özgürlük gücünü hisseden herkesin hedefi olmalıdır. Faşist güruhun insanlık değerlerine gerçekleştirdiği bu saldırıları kabul etmeyen herkes için gerekli talimat içimizde bulunan ÖZGÜRLÜK GÜCÜDÜR.

Erdoğan iktidarı ile mücadele faşizm ile mücadeledir. Faşizm ile mücadele halkların, işçi sınıfının, gençlerin örgütlülük zemininde cepheleşmesi ile mümkündür. Herkes faşizme karşı direniş cephesinde yer almalıdır. Özgür yaşamdan başka yaşam yolu yoktur. Özgür yaşamın örgütleyicileri olan ÖZGÜRLÜK GÜÇLERİ ezilen halklardır, işçi sınıfıdır, kadınlardır, gençlerdir, Alevilerdir. Mutlak zaferimizin kesinliğine olan inancımızla alanlarımızı savunalım, Özgürlük güçlerini örgütleyelim. AKP-IŞİD faşizmini ezelim!

İmera Fera Yeşilgöz 15.09.2017 

43364

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Sayfalar