Perşembe Nisan 25, 2024

Kıss... Kıss... Ayeste... Ayeste...

Biz sıradan proletaryaların özgürce üretebilmesi için daha çok şeyler yapması gerekir değil mi ?

Hani nerede bahis ettikleri; etiklik,  ahlakılık... kurallar, disiplin, sadakat...

Üzenlere üzülmeyecem... üzenlere üzülmeyecem... üzenlere üzülmeyecem....

Çal kemancı.

Ali' de gitse, Veli' de  gelse bizler için hiç bir şey değişmeyecek.

Yirmisinde yoldaş, kırkında gardaş, altmışında kankiiii.…

Bireyin zaaflarını ortaya çıkaran nedenlerle değilde bireyin zaaflarıyla yola çıkmak kime ne kazandırmıştır ki kanki ?

Zaten biz sıradan proletaryaların bir şeyler üretebilmesi çok zor.

Heledeki  bizi, bizden daha çok düşünerek tek ses görükebilmek, ruh sağlığımızın bozulmaması içinde kendine vazife çıkaranların olduğunu düşünürseniz üretebilmemizin ne kadar da imkansız kılındığını sizlerde anlarsınız.

Biz sıradan proletaryaların üretebilmek için faydalandığı tek kaynak içerisinde yer aldığımız yaşam kavgası.

Orada özgürce konumlanırig, şekil alırig....

Ötekileştirmelerin esaretine düşmüş siyaseti kendimize yakın kişilere ulaştırıyoruz mantığıyla....  komünizmi sosyalizmin örgülerinde aramayan teoriyle... hiç bir işin üstesinde gelemeyeceğimizi bilir...

Seçilenler seçenleri denetleyemez, seçenler seçilenler denetlemek isterse diyede teptirler almışlardır nağralarımızı gönül rıhatlığıyla atarig.

Duymayanlarla ...  böyle değil diyenlerle...de... okuduğumuz darbeler tarihlerinin sayfaları içerisinde sen şakrak olur oynarig.

Lenini kıskandırırcasına.

Kemiklerinide sızlatırcasına da...

 

Samimi /samimi olmayını değil / samimi bir dergiyi, dostu.... eleştirirkende sami bir dergide ortaya çıkan bürokrasizmin, ötekileştirmelerin derginin kendini gelişime, dönüşüme örgütleyemesi sonucu demesinden de... üslubunu tercih etmesinden de...  bir direm bir şey anlamamamışçasına.

Dostun, yapının... hatalarını sıralarken ruhunu reviyonistler ele geçirmiş / geçirmek istiyor olduğunu idaa etmeden, ispatlamaya çalışmadan bunu yaparız.

Bunlar da bir insanda marksit bakış açısı, dili... avrupayılılık.  oluşturabilmeye yeter mi bilmem.

Bunu da bizi, bizden daha çok düşünerek ........ kendine vazife çıkaranlar cevaplasın değil mi ?

Ne olsa onlar okumuş onlar yazmış.

Onlar taşrayı, avrupayı... görmüş.

Bizim büyükler anelerine sağdık çocukları yemek yeşin diye ayakta dururken çocukları onlarla sörfaya oturup yeyip,  içmiş.

Sıradan proletaryalardan gelen her türlü eleştiriyde onlar hoş karşılamayı  destur eylemiş değil mi ?

Öyle olunca da onlar söylesin değil mi ?

Nankörlüğü.. ..

Kaderin cilvesini...

Taa... ilk baştan beride kurucu unsurun sosyo ekonomik yapın en zayıf halkası olması nedeniyle birbirlerinden habersiz, her şeyi,  üstlerin astları - astlarında üstleri için yaptığını.

Yerelin yoğunluğunu, köylününde köylügünü... yitirmiş alanlarda, zihinlerde ... örgütlenmeye çalışmanın nasıl da zayıfı / taliyi /  esasın iktidara gelme baskısında kurtardığını...  devriminin kahramanları haline getirdiğini....

Onlar anlatsın değil mi ?

Bakıyorum... bakıyorum...

Göremiyorum.... Göremiyorum...

Yoksa.... yoksa....

Kör mü oldum ne ?

Gördüm... gördüm..

Tuuu....

Onlarda bizim gibi.

Lakin evrim zinciri içerisinde bizim üst  /alt /  perde de yaşadığımızı onlar daha bir alt  / üst /  perde de yaşıyor.

Küreleşmeye, devrimin objektif koşullarının derinleşip derinleşmediğine,  kitleye bakışlarını abd, ingiltere, almanya.... ya bakarak yapıyorlar.

Kurbağayı kuyunun dışında gösteren hikayede bu işte

Ali' de gitse Veli' de gelse bizler için hiç bir şey değişmeyeceğinin hikayeside....

Seçilenlerle, seçenlerin en iyi yapabildiklerinin ispatı...

Ne yaparsa yapsınlar ne ederse etsinler birbirinde uzağa düşmemeleri.

Bu da sağlıklı insanlar için ne kadar da doğrudur bilemiyorum.

Ne zamandan beliri de proletaryanin gözlendiği abd, ingiltere,  almanya..  yi incelerken Marksin dilinin değiştiğini,  proletaryanin abd, ingiltere, almanya.. ya özgü olmadığını, kapitalizme özgü olduğunu,  kapitalizmin görüktüğü her yerde de proletaryanin ortaya çıktığı şekle büründüğünü,  kapitalizmin yol açtığı sonuçlara da Marksin bürünen bakış açısıylada bakmayda terk ettiğimizi de bilemiyorum.

Biz sıradan proletaryaların özgürce üretebilmesi  için daha çok şeyler yapması gerekir değil mi ?

Hani nerede bahis ettikleri etiklik,  ahlakılık... kurallar, disiplin, sadakat...

Üzenlere üzülmeyecem... üzenlere üzülmeyecem.... üzenlere üzülmeyecem....

Çal kemancı. 

45938

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Olgularla gençlik ve gelecek(sizlik)[1]

 

“Gençliğe, yaşlılıktan çok hürmet etmeliyiz.”[2]

Søren Kiergegaard’ın, “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönük anlarız,” uyarısının altını çizerek ekleyelim: “Gençlik ve Gelecek(sizlik)” meselesi, sürdürülemez kapitalizm koşullarında çürümenin diyalektiğinden bağışık ele alınamaz.

“Çürümenin Diyalektiği”ne gelince onu da Hilmi Yavuz’un, ‘Yara Şiirleri’ndeki dizelerinden şöyle aktarabiliriz:

“her şey akıyor

her şey akıyor, panta rei ve irin

akıyor kalbimize, senin ve benim;

yazdıkları taş levha üstüne, kirle

Mücadele boyu bir yasam : Schafik Jorge Handal [*]

“Hayır, hiç yenilmedik, çekildik yalnız Ve şimdi olduğumuz yerde Ve ayaktayız Diyorlar ki elbette doğru Kim katılmak istemez onlara.”[1]

Kentin merkezindeki küçücük meydanda kurulan derme çatma kürsüden, çevresinden kendisine laf atanlara, soru soranlara söz yetiştirirken, esprileriyle çevresindekileri kahkahalara boğarken, ona “gerilla komutanı” demeye bin şahit isterdi. Ama öyleydi işte…

Şefik Handal… Ya da El Salvador’daki adıyla Schafik Jorge Handal… 

Haklarını Tavizsiz Savunan Dirençle Karşılaştığımda - 2

 

Elimdeki egemenliği son kırıntısına kadar korumak, sürdürmek isteğini arzusunu daha da hırsla taşımaktayım.

Şimdi bazı hemcinslerim beni eleştirecekler, yargılayacaklar, belki de bu ne saçmalama, yolunu şaşırmış ya da olamaz diyecekler. Varsın desinler. Çünkü gerçekler görülmedikçe, kavranmadıkça bu sorunlarımız daha da artarak devam edecektir. İktidara karşı savaş halindeyken kendi iç dünyamızdaki benzer iktidar zaafını farkında olarak ya da olmayarak süregelen tutsaklık devam edecektir.

Yine ve yeniden geldik; BURADAYIZ![1]

“Durgunsa ya da suskunsa insan,

mutlak bir nedeni vardır.

Suskunluğa aldanma,

herşeyin bir zamanı var!”[2]

 

Zorbalığın zulmüyle insan(lar)ın yıldırılmaya, sömürülmeye çalışıldığı her yerde teslim alınamayanlar, diz çökmeyenler, başkaldıranlar hep vardı, var oldu, var olacaktır…

Ayakta alkışlanmayı hak eden Gezi/ Kızılay/ Gündoğdu (vd’leri) gerçeği bunu kanıtladı…

SÖYLEŞİ: Okuryazarlik üzerine[1]

“Bir yazarı okumak, yalnızca

neler söylediğini öğrenmek değildir;

onunla birlikte yollara düşmek,

onun eşliğinde yolculuğa çıkmaktır.”[2]

 

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-2



Yel Degirmenlerine Karsi Savasa Katil; Akima kapilma:Atomu Parcalayacagiz-2

DHF Cevresindeki arkadaslarin 'Cok Partili Sosyalizm' tartismalarina bir katki olarak yayinladigimiz makaleminizin ikinci kismini yayinliyoruz 

Bir kez daha, “Terör” mü?[1]

“Dünyayı fethetmek zorunda değiliz. Bize onu baştan yaratmak yeter.”[2]

Onlar düşlerinin büyüklüğü kadar özgürdür ![1]

“Ji bo bi çav li hev

nihêrtina bi mirovekî re,

divê ku ew meriv be.”[2]

 

Çoğunu tanıyorum; kucaklaştık; aynı ekmeği paylaşıp birlikte umutlandık…

İnebolu (Kastamonu) M Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Murat Kur, Hıdır Yıldız ve Deniz Kırbağ’ı…

Sincan (Ankara) F Tipi Kadın Hapishanesi’nden Evrim Konak’ı…

Elbistan (Maraş) E Tipi Hapishanesi’nden Tuğçe Özgül’ü…

Malatya E Tipi Hapishanesi’nden Ali Mükan’ı…

Kürkçüler (Adana) F Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Emrah Kalkan, İsa Uğur Erdoğan ve Özer İnal’ı…

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-1


DHF ve MKP cevresinden arkadaslar "cok partili sosyalizmi' tartisiyorlarmis...

Yeni Hınzır Paşalara Geçit Yok!

Bir kez daha asimilasyon ve Hınzır paşalar konusunda hem Alevi toplumuna, hem de Alevi örgüt yöneticilerine seslenmeyi, Aleviliğe yönelik asimilasyon operasyonunun bizzat devlet eliyle güçlü bir şekilde devam ettirilmesinden ötürü bir gereklilik olarak hissediyorum.   

Sayfalar