Cumartesi Nisan 20, 2024

Oh.. Hayat Partililere Güzel -İroni

Hayel parayla değil ya..

Biz proletarya köylüler için hayat çok zor.

Yaşantımız her gün mücadeleyle geçiyor.

Tamam efendim.

Nasıl isterseniz efendim.

Elbetteki sizin istediğiniz gibi olacak efendim.

Sıkıldıysanız.......

Gerçekten mücadele çok zor.

Yok ki bir tanıdığımda her hangi bir gazeteye . .....  sözcü olam. 

Ne güzelde gazete ulaşabildiğiniz her yere ulaşın demişken.

Benim ulaşabileceğim yer ne kadarki.

İstirahat saatlerimi, hafta sonlarını, yıllık iznimi. resmi resmi olmayan tatilleri... çıktın mı ne kadar zaman kalır ki çalışmak için

Birde haftanın son üç, dört günü açıktır diye kapıya yazı astım mı millet haftanın son üç, dört günün hangileri olduğunu bulana kadar....

Geriye kalan zamanda da ne kadar yer dolaşabilirim ki.

Dolaşabileceğim yer dışında da ulaşan oldu mu.

Ula.. sende nereden çıktın.

Köye yeni adet mi getiriyorsun.

Ne cinsin.

Herkese ulaşmamız isteniyorken sen niye ulaşılmak isteniyorsun.

Senin maksadın ne der çıkarım.

Sonra da sandalyeye rastlanır yapacağım etkinliklerin, toplantıların, ne kadar zamanda ne kadar yer dolaşıp ne kadar kitleyi çağırabileceğimin hesabını yaparım.

Zaten matematiğim de zayıf.,

Her halde bir kaç hafta sürer.

Eee. bu kadar zorluğa da katlanılmalı değil mi.

Zaten gazetecilikte bunda başka zor olanda ne ki.

Cezaevi deseniz .

Zaten yatabilmenin yollarını arıyorum.

Sorgu esnası derseniz de.

Zaten patronlarda.... alışığım.

Tamam efendim.

Nasıl isterseniz efendim.

Elbetteki sizin istediğiniz gibi olacak efendim.

Sıkıldıysanız.......

Geriye ne kaldı ki.

Her şey gözüktüğü gibi değil derseniz 

O yaşı da tecrübeyi de geçtim.

Zaten bu sözde çok okuyup,  okuduğunu hayata uygulamak isteyenlerin kullandığı bir söz.

Pratik okunduğu gibi değil.

Paylaşımlar dayanışmalar yok.

Kendileri gibi düşünmüyorsun, pratiklerine de iştirak etmiyorsun diye kitaplarını dahil paylaşmayan kimselerin olduğu dönemleri de gördüm.

Gençtim.

Hava soğuk kitaplarda pahalıydı.

Bu seferde  kürtlerin yanına gidem dediydim. Gittim.

Kitap beleş, sıcak oda, her şeyden öte çay beleş.

Bir kaç zaman sonra oraya gidip gelen öğretmen yanıma yaklaştı.

Eşeğin taşıdığı kitabın eşeğe faydası yok dediydi.

Güldüydüm.

Hocam etme eyleme dediysem de.

Dinletemedi.

Tamam dedim. Zaten benimde pratiğim eksik ama kısa bir süreliğine dedim.

O zamanlar da parti kapanacak yeni parti kurma çalışmaları var. Ona yazdı.

Simdi ben bekliyorum ki bizleri toplasınlar bilgilendirsinler....

Yok öyle bir şey.

Hemen partin il kuruluş toplantısını yaptılar.

Yüksek seçim kurulumu nedir oradan da gözetmen getirttiler.

Maddeler okundu eller kalktı indi, kalktı indi, kalktı indi....

On, on beş dakikada Partinin il temsilciği kuruldu.

Hayata zor, koşullar zor hayatın zorlaması koşulların zorlamasıyla ne gerekiyorsa en doğru şekilde yaptılar.

İşte bu kadar hayat basit ve kolayı. 

Şimdi öyle mi.

En basitinden bakın bir seçim çalışması yapanların yaptıkları toplantılar, seçim çalışmaları seçime ayırdıkları zamandan da çok.

Tam benlik.

Zaten hayatta işçiyim.

Yatanın kim olduğunu zannediyorsun.

Tabi ki şimdi diyeceksiniz ki niye bir yerlerde olamadın.

Kanka yok ki bir dayım.

Bir zamanlar adana da otururken  yaklaşmak istedim olmadı.

Daha ben ne yapayım değil mi kanka.

Kolayı ekmeği biz fakirlere yedirmiyorlar.

Fakirlere yedirirlerse yapıda fakirlerin sayısı artar. Yatanların da.

Buda yapıyı marksit yapar. Marks ne diyor yapıda proletarya köylü ağırlıklı olmalı.

Yapı ne diyor

Yapı yapısında toplumun tüm kesimlerine önderlik edebilecek kadar proletarya köylü var olup olmadığına bakmadan toplumun tüm kesimlerine çağırıyor. Gel... gel... gel..

Yani siz gelin yatın diyor.

Siz gelmesiniz fakirler gelir yatar diyor.

Gördüğünüz gibi yatanlar biz fakirler değil onlar.

Ama bir gün toplumun proletarya köylü kesimi dışı bende olacam,

 Gidecem ben  geldim, benim yatacağım ranzam nerede diyecem.

 

50530

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Ergün Aslan

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar