Perşembe Mart 28, 2024

Rojava'ya davet :TKP/ML – TİKKO Rojava Komutanlığı

Çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız faşist diktatörlüğün en azgın saldırılarını yaşıyor.

Partimiz tarihinin en ağır sınavını veriyor. İçten kuşatma,sabotaj ve darbe sürecini yaşıyor.Bir çok küçük ayrılık yaşamamıza karşın, dönüp baktığımızda tümünün üstesinden geldiğimizi ifade etmek mübalağa olmayacaktır.

Hiç kuşkusuz bu iftira,yalan-dolan ve dezanfarmasyon eksenli ve şiddet destekli örgütsel,siyasal, idelojik pervasız, hadsiz-hudutsuz darbe operasyonunun da üstesinden geleceğiz.Buna dair ne yoldaşlarımızın, ne dostlarımızın ne de halkımızın şüphesi olmasın

Savaş, savaşılarak öğrenilir...

Partimizin kuruluşunun ana ekseni, stratejisi Halk Savaşını yükseltmek vazgeçilmez, tartışılmaz düsturumuz ve pratiğimiz oldu. Bu çerçevede esasları belirlenen görevlendirme doğrultusunda son üç yıldır bölgedeyiz.

Bir yandan gücümüz oranında Rojava Devrimi’nin öznesi olarak savaş cephesinde yerimizi alarak savaşıyor iken, diğer yandan da varlığımızın ve hedefimizin temelini teşkil eden ülkemiz şartlarına salt askeri anlamda değil, en genel anlamı ile siyasal,ideolojik ve örgütsel donanımlı kadrolar yetiştiriyoruz.

Rojava Devrimi’ne,sırf “Enternasyonal”sorumluluk ve görev bakışı açısı ile yaklaşmıyoruz. Zira Ortadoğu’da halklar iç içe geçen bir hareketlilik yaşamakta, ülke sınırları muğlaklaşmakta, devletler ilişkisi muazzam grift hale bürünmektedir.

Verili nesnel gerçeklik tablosunda, Rojava Devrim sürecinde, Mazlum ve yoksul halkların katliamlar, sömürü, yağma ve sürgün ile per perişan edilmesinin önünde tek seçenek olan devrimci savaşın öznesi olmak, KP olmanın tartışılmaz ahlaki,siyasi ve ideolojik yükümlülüğü haline gelmiştir.

Diğer yandan bu devrimci savaşın parçası olmamız, ülkemizdeki temel hedefimize,Demokratik Halk Devrimi’ne ilerleyişimizin dinamiğine de muazzam imkanları sunmaktadır.

Bu bağlamda ;

Partimizi, O’nu ele geçirmeye çalışan dogmatik, konformist, savaş kaçkını, görünürde sol maskeli, özünde Kemalist olan darbeye karşı Partimizi tarihsel çizgisine oturtup, tüm bu dejenarsyondan arındırabilmek için....

Partimiz TKP/ML ve Ordumuz TİKKO’nun tarihsel misyonunu daha sağlam, güçlü ve süratli adımlar ile ileriye doğru yöneltebilmek için...

Kurucu Önderimiz yoldaş İbrahim KAYPAKKAYA’nın belirlediği çerçevede, Partimizin hiyerarşik diziliminde en üstten en alta dek savaşta yetkin, savaşçı kadrolar yetiştirip, ülkede ki gerilla bölgelerimize ve kentlerimize savaşçı desteği sunabilmek için

Tüm yoldaşlarımızı ve halkımızı Rojava Devrimi’ne katılıma, Özgürlüğü büyütmeye çağırıyoruz. Sizlere seferberlik davetinde bulunuyoruz !

Tüm yoldaşlarımızı ve halkımızı partimiz TKP/ML TİKKO önderliğinde, komutan NUBAR OZANYAN yoldaş komutasında temelleri atılan, ilerletilen, faşizme-her türden gericiliğe karşı kahramanca sürdürülen özgürlük savaşımını çoğaltmaya ve büyütmeye ÇAĞIRIYORUZ.

Genç kadın-erkek yoldaşlar. Partimize emek ve gönül verenler. Yüreği devrim ve özgürlük için çarpanlar, hepinizi Rojava’ ya gerilla savaş alanlarında saf tutmaya çağırıyoruz.

Bu davet sizleredir.

Bu davet bizimdir...

TKP/ML – TİKKO Rojava Komutanlığı 

 

42514

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Delirmeye Az Kaldı Doktorum Nerede

Mahlukatlar içerisinde, kendisi gibisini, yaratabilecek tek canlı insanlardır. (Albert Ergün Einstein)

Ah.... çocuklar... ahh....

Memleketteki partilerin zayıflıklarını öne sürerek her türlü burjuva partileriyle bir araya gelenler....

İş dünya proletaryalarının burjuva renkleriyle bir araya gelmeye gelince....

Dünya proletarya partilerin zayıflıklarını öne sürerek bir araya gelmeyi ret etmekteler.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve tc’nin okul sıralarında olsa dahil...

Ermeni Devrimcilerin İttifak Deneyiminden Hareketle “YÜRÜ BE KEMAL…”

6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce can kaybının ardından 14 Mayıs 2023 tarihinde “Başkanlık” ve “Milletvekilliği Genel Seçimleri”nin “yenilenme”si kararı alındı. Depremler ve ardından yaşanan sellere rağmen ülke seçim sath-ı mahalline girmiş bulunuyor. Seçim, iktidardaki AKP-MHP partilerinin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” ve ona eklemlenen partiler ile CHP-İYİ Parti’nin başını çektiği “Millet İttifakı”nın oluşturduğu iki ana siyasi kampın iktidar mücadelesi biçiminde gelişiyor.

ATAERKİL SİSTEME KARŞI MÜCADELE SORUNU, EZEN-EZİLEN CİNS ÇELİŞMESİNİN ÇÖZÜMÜ SORUNUDUR

Sorunların doğru çözümü, öncelikle onların özünün tam olarak ne olduğu veya neye tekabül ettiğinin eksiksiz olarak ortaya konulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Yani sorun aslında tıpkı şuna benziyor: Doğru ve isabetli tedavi ancak ki doğru teşhis ile mümkün olabilir.

“Kadın sorunu” olarak tanımlanan sorun da böyledir. Sorunun özü bir kez gözden kaçırıldımıydı, sorunun kendisi de çözümü adına ileri sürülenler de isabetli ve doğru olarak ortaya konma şansını yitirir esasen.

Azaduhi (Nubar Ozanyan)

Herkesin anlatılacak bir hikayesi, yazılacak bir yaşamı vardır. Liceli Azaduhi’nin hikayesi, soykırım yaşamış bir Ermeni kadının Lice’den Diyarbakır’a, İstanbul’dan Hollanda’ya uzanan sürgün hikayesidir. Doğduğu yerde yaşayamadığı gibi ölemeyenlerin hikayesidir. Onun hikayesi kolay taşınamaz acıların, tanımlanması zor hüzünlerin hikayesidir. İyilik yapmaktan başka bir şey bilmeyen, ekmeğini paylaşmaktan başka bir şey düşünmeyen, direngen Liceli bir Ermeni kadının hikayesidir.

Katledilişinin 50. Yılı Vesilesiyle KAYPAKKAYA ve TKP-ML

Faşist T.C. Devleti tarafından, bundan 50 yıl önce bir komünist önder, aylarca süren işkenceli sorgular ardından hunharca katledildi. Buradan bir kez daha bu cinayeti kınıyor ve Türkiye-

K. Kürdistan devrimci hareketinin ender yetiştirdiği bu komünist önderi saygıyla anıyor ve ideallerine bağlı kalacağımızın sözünü yineliyorum.

Onun katli, “işkence sonucu ölüme sebebiyet verme” şeklinde olmayıp; bizzat devletin ilgili ve yetkili kurum ve kişilerince, “devletin ulvi çıkarları adına” karar altına alınan bilinçli ve iradi bir cinayettir.

Partizan’ımızı Özlüyor, Mücadelesini Örnek Alıyoruz | Hüseyin Şenol

Partizan’ımızın hayatını kaybetmesinin üzerinden tam iki yıl geçti… Dursun Çaktı’nın bize bıraktığı miras gibi; demokratik kitle örgütlenmesi anlayışının tüm alanlarda yerleşmesi olmazsa olmazımız olmalıdır…

İki yıl önce 25 Şubat’ta, daha 65 yaşında kaybettiğimiz Dursun Çaktı’yı, Partizan’ımızı özlemle anmaya devam ediyoruz ve sürekli anacağız.

Ölümün susturduğu yaşamlar (Nubar Ozanyan)

Yoksulluk, zulüm yetmiyormuş gibi depremin ve kışın beyaz zulmü de halkımızı ölüm karşısında çaresiz ve yalnız bıraktı. Devlet, yüz binlerce insanı canlı canlı toprağa gömdü. Kapitalizmin sermayesi yine halkın canı ve kanıyla yıkandı.

Depreme dayanıksız konutlar halkın mezar taşı oldu. Yoksulluk, kış, çaresizlik, ölüm ezilenleri üşütmeye devam ediyor. Kapitalist sistem, kendisiyle birlikte insanlığı hızla belirsiz bir yıkım ve sona doğru götürüyor. Her şeyi metalaştıran kapitalizm, yaşam gibi ölümü de metalaştırarak insanlığı çaresizliğe ve yıkıma doğru sürüklüyor.

Halk Düşmanı Faşist İktidar Yargılanmalıdır!

Deprem yerkürenin  doğal bir harektliliğinin sonucudur, insanlar için bir felaket haline gelmesi ise, toplumsal sistemin sınıfsal karakteriyle doğrudan ilgilidir. Bilim ve buna bağlı olarak teknolojinin gelişmediği zamanlarda insanların doğal felaketlerden daha büyük zarar görmesi doğaldı. İnsanlık doğanın hareketini öğrendikçe onunla uyumlu yaşamasınıda öğrendi.

2023 Seçimlerinde okun sivri ucunu neden hakim sınıf kliklerinden en gerici en faşist olanına yöneltmek zorundayız ?

Başta Emek ve Demokrasi Bloğu olmak üzere halk güçlerinin önemlice bir kesimi 2023 seçimlerinde Tayip Erdoğan ve AKP ve MHP dinci faşist iktidar blokunun önünün kesilmesini; günün isabetli siyasi taktiği olarak belirlemişken, ancak ne var ki bir kesim sol-sosyalist ve komünist güçler ise, bunun aksine; “bir faşisti indirip yerine bir başka faşistin gelmesi için oy kullanamayız” diyerek, cumhur başkanı seçiminde ‘boykot’ taktiğini, günün isabetli taktiği olarak ileri sürmekte.

Birazda Muziplik

1) Kadrolar sürekli birliktelik (mutluluğu dışarda arama) yarışına sürüklenir.

2) Yarışı beceremeyenler, geri kalanlar veyahutta ret edenler diskalifiye olur.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sizde bizi kandırmıyorsunuz değil mi...

Ah... devrimci demokrasiciğim... ah....

İnsanların ilişkilerini kınarken, kınadığı insanlarla bozulan arasını düzeltmeye gelenlere kınadığı ilişkilerle yakalanmak....

Ve yahutta....

Katledilişinin 50. Yıldönümünde İbrahim Kaypakkaya HESAPLAŞMA, KOPUŞ VE YENİ BİR YOL

Kafasında üstü yırtık ve yamalı kahve renkli bir kasket, sırtında yerli bir askeri parka, altında ceket, kazak… üst üste giyilmiş üç tane pantolon, ayağında bir çift beyaz yünden yapılmış ve köylerde elle örülen çorap ve onun üzerinde naylon çorap, bir çift 45 numara Çelik marka lastik ayakkabı”yla tutsak edildi.1 

Sayfalar