Cumartesi Nisan 20, 2024

SERDAR CAN’A.. Artin CAN yoldaşa...

Kaypakkaya geleneğinin son yıllarda kaybettiği seçkin, aydın, entelektüel, örgütleyici bilge özellikleriyle tanıdığımız Serdar(Artin) CAN’ın şahadet haberi ile sarsılıyoruz. Bir kez daha yıkılıyoruz.

Çetelere karşı şehadet haberlerinin Ağustos sıcaklığında dalga dalga gelirken, ilkin komutan Ulaş BAYRAKTAROĞLU, ardından Nubar OZANYAN, Gökhan TAŞYAPAN ve bu gün Serdar CAN’ı yıldızlara, Nubar OZANYAN’ın yanına uğurluyoruz.

Nubar OZANYAN ile Artin CAN’ın dostlukları bu güne değil geçmişe uzanmaktadır. Dostluk ve yoldaşlığın en sıcak hareketli saatlerini, günlerini beraber geçiren ayrılmaz kardeşler ölümü de bir ve aynı zamana denk gelmesi tesadüfi değildir.Kalbi Nubar Ozanyan'ın ölümüne daha fazla dayanamamıştır.

Kaypakkaya geleneğinin kır gerilla savaşının Kürdistan topraklarında bu gün Kürt Ulusal Hareketi daha başlatmadan önce öncüleri, uygulayıcıları, teoriden pratiğe geçiren önder ve örnek kişilerden ilkidir Serdar CAN. Yakalanması ve İbrahim KAYPAKKAYA’dan ve Amed Zindanlarında katledilmesinden sonra Kaypakkaya geleneğinin cezaevinde,işkencehanelerde sürdürülmesi ve yaşatılması aynı zamanda öncüsü olmuştur.

Nubar OZANYAN ile yollarının kesiştiği enternasyonal savaşlarda Filistin için siyonizme ve emperyalizme karşı savaşta yine iki komutan savaşçı Deniz’lerden bize miras kalan Filistin halkıyla dayanışma davasının sahiplenme omuz omuza beraber mücadele, zamanı geldiğinde yine tarihi rollerini oynamış görevlerini yerine getirmişlerdir.

Haydutlara, devletlere, adeta meydan okuyarak kanunlarını tanımayarak Ortadoğu coğrafyasından sınırları, mayınları tel örgüleri hiçe sayarak emperyalistlerin gelişmiş teknolojilerini yerle bir ederek adeta dalga geçerek Hayıstan’a gelmişlerdir. Nubar OZANYAN’ın tavsiyesi ve önerisi olarak bu gün Serdar CAN yoldaşa “Artin” diyerek, Ermeni Fedai Geleneğinin savaşçılarının ismini kullanmasını istemiştir.

Yaşadığı kısa bir dönem Hayastan’da ''Artin ''olarak tanınmış, mutevazılığı , Ermeni ulusal tarihi, bilgi birikimi ile Ermeni halkı tarafından sevilmiştir.Kaypakkaya'nın sadık öğrencisi olduğunu, sosyal şoven politikaları izah ederek Ermeni entellektüelleri arasında takdirle karşılanmıştır.

Serdar CAN bilge, entelektüel bir duruş sergilemesi, burjuva aydınlarından entel-liboşlardan ayrı özelliklere sahip olması o’nun ayrıcalığıdır. Ermeni sorunu bu gün tabular aranırken, soykırım gerçekliğini ortaya çıkmasından önce, karanlıkta bir mum ışığı olan Serdar CAN’ın derinlikli kitap çalışmaları tarihi öneme sahiptir.

Duygu sömürücülerinin kendini tanıtma, öne çıkarmanın, reklamın tavan yaptığı bu zamanda, Ermeni Soykırımı anıları ile topluma gerekli mesajı, üstelik özgür koşullarda değil, Diyarbakır 5 No’lu Zindan gerçekliğinde yapması her baba yiğidin harcı değildir, olamaz da .

Amed halkı, Ahmet ARİF gibi ilk ve son kitabı olan “hasretinden prangalar eskittim” kitabının kaç baskı yaptığını bu gün hiç birimiz bilmiyoruz. Ama Serdar CAN’ın da bugün ilk kitabı olan “nenemin masalları” kitabını daha iyi anlayacak, gündem oluşturacaktır. Toplumsal sorun olan, müslümanlaşmış Ermenilerin akıbeti, geleceği sorunu üzerine yoğunlaşan Serdar CAN’ın bu tarihi çalışması Hrant DİNK tarafından görüldükten sonra hemencecik görüşüp tanışmaları boşuna değildir.

Nubar OZANYAN’ın daha kırkı çıkmadan Serdar CAN’ı kaybetmek Kaypakkaya Geleneğinin sıkıntılı, sorunlu, kuşatma altında olduğu süreçten ayrı ele alınamaz. İlerlemiş yaşına rağmen kalp atışları sevgiden başka bir şey için atmadı.Parti aşkı ve yoldaşlık için tüm hayat enerjisini büyük bir sevgi ve bağlılık ile kullandı.

Yaşamını adadığı davası, davamızdır.

Toprağa düşene dek elinden bırakmadığı bayrağını daha da yükseklere taşımak onur borcumuzdur.

Nubar yoldaşımızın, tüm devrim şehitlerinin yanına uğurluyoruz o’nu...

Işıklar içinde uyusun, yıldızlar yoldaşı olsun....

22 Eylül 2017

46284

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Agop Ekmekciyan

Yaralı Gövdeyle Yaşama Tutunmak

Yaşam binbir zorluklarla,iniş-çıkışlarla doludur. Mutluluk ve mutsuzluk'da öyle birşey. Yaşamda yanlızca mutluluk yoktur, aynı zamanda yaşamımızda yanlızca mutsuzluk denen bir kader'de yoktur. İnsanların yaşamını belirleyen içerisinde yaşadıkları toplumsal ilişkiler ve olaylardır. Bu sosyal , siyasal,kültürel ve toplumsal olaylar etkiler yaratır insan yaşamında. Hatta insanın sosyal yaşamında belirleyci rol oynar. Doğada diğer canlılarda doğanın birçok olayında,değişiminde, altüst oluşunda ciddi şekillerde etkilenirler.

Yine bir Mayıs günü...Rojava’dan bir Partizan

Ölüm kutsanmaz bizde. Kutsanan özgür yaşamdır. Ancak özgür bir yaşam için ölmek gerekiyorsa tıpkı umutla yaşama koşar gibi, cesaretle karşılarız ölümü. Öncülük kutsanmaz bizde ancak geleceği kısaltmak içinse öncülük, bir sıra neferi gibi atılırız öne. Yaşamın, savaşın, gelişimin diyalektiğinde anlamlandırırız her ölümü ve öncülüğü. 

Ortadoğu'da Öcalan'ın rolü ve Demokratik Konfederalizm‏

Hegemonik güçlerin BOP projesi türlü türlü kaos politikalarının uygulamaya alınmasıyla devam ediyor.

Yaralı kartalların sığınağı,Dersim

İbrahim Kaypakkaya -Erdoğan Yalgın

Baba Ali Kaypakkaya doğan çocuğuna muhemeldir ki, Haranlı İbrahim Peygamberin adını verdi. Dünyaya gelen (1949) bebek, İbrahim Kaypakkaya’ydı. 

Gezi heyulası burjuvazinin korkusu olmaya devam ediyor

Bugün GEZİ’nin (2013 Haziran Ayaklanması) 3. Yıldönümü. Gezi, Türkiye ve Kuzey Kürdistan işçi sınıfı ve emekçilerin tarihinde,  hep yükseklerde tutularak taşınacak bir isyan bayrağı olacaktır. 

Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri tarihe bir not düşmüşlerdir: Politik özgürlüklerin baskı altına alınması, yok edilmesine karşı sessiz kalınmayacaktır. Kutuplaştırılmaya, islamlaştırılmaya, demokratik hak ve özgürlüklerin yok edilmesi karşısında sessiz kalınmayacaktır. Gezi’nin tarihe düştüğü not budur.

Tarihsel bir şahsiyet TKP/ML'nin Kurucusu kurucu Önderi İBRAHİM KAYPAKKAYA-Halil Ahmet

Kimilerince genç Komünist diye bilindi. Yaşı 24’dü, ortaya koymuş olduğu eser ise bir dâhinin ortaya çıkarmış olduğu esere benzerdi. Amacımız, Komünist öndere dahi sıfatı yükleyip, olmayacak, başarılmayacak şeyleri başarmış olmasını göstermek değil. Bizler Komünist öndere dahi misyonu biçmiyoruz. Zira dahi demek, burjuvazinin bir takım insanları yüceltmesi, her yüzyılda bir gelen insanlar kategorisi çıkartmak, mucit icat vb şeyleri bulanları toplumlar tarihi sınıf savaşımında iyi şeyler gerçekleştirmiş olanlara da içteki ve dıştaki burjuvazi tarafından payeler biçilmesidir sadece.

Kiminle Çuvala Girdiğini Bilmek- Fikret Başkaya

 HDP’li milletvekillerini Meclis dışına atma operasyonunun terörle mücadeleyle uzaktan-yakından bir ilgisi yok. Tam tersine savaşı şiddetlendirmek ve faşist tırmanışı kurumsallaştırmak için öyle bir yola giriliyor. Asıl amaç tek adam diktatörlüğünü tesis etmek!

Rakka Operasyonu Emperyalizmle Kurulan Köprüdür!- Marco Karakaya

Suriye’de 2011’den bu yana yaşanan toplumsal gelişme ve karmaşa hali derinleşerek devam ediyor. Artık Ortadoğu sisteminin nasıl şekilleneceğine dair bir mücadele ve savaş süreci yaşanıyor diyebiliriz. Uzun süre muhalif denen ve geniş bir emperyalist blokun ve bölge gerici devletlerinin desteğiyle ayakta duran kesim gerek askeri gerekse de siyasi anlamda Esat rejimi karşısında ciddi bir başarı üretemedi. Rusya ve İran’ın Esat rejimine sunduğu destek Suriye’de ki “savaşın” tam bir “vekalet savaşı” niteliğine bürünmesine neden oldu.

Rakka’ya Sefer Tutarlı Devrimci Çizgiye Yönelik Seferdir!

Ortadoğu’da emperyalist güçler kendi sermaye egemenliklerini kurmak için her alanda savaşıyor. Ortadoğu halkları emperyalist kan emici  haydutların kırımından,vahşetinden, zulmünden inim inim inliyor. Yüzbinlerce mazlum kadın, çocuk genç-yaşlı katledidi.milyonlarcası yerinden, yurtlarından zorla koparıldılar. İşkence, zulüm gördüler. Binlerce kadın aşağılık haydutlarca seks kölesi olarak pazarlandı.

“Zübük devrimci” dedikoducular üzerine

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, bir devrimci durüst olmalı, yalan söylememeli. Düşündüklerini,eleştirilerini,yargılarını açık ve net söylemelidir. Kişilerin arkasında konuşmamalı, eleştirisi veya söyleyeceği birşeyler varsa  muhatabı olan kişilerin yüzüne söylemelidir. Geyik muhabbetlerini yaparken gizli , imalı ,deyim yerindeyse; “sinsice, hin’ce ” iğneleyici laflarla kişiler eleştirilmektedir. Ömrüm boyunca ne bir devrimciye şiddet uyguladım nede uygulayanlara müsade ettim. Her zaman ve her koşulda  karşılarında oldum, teşir ettim.

Sayfalar