Çarşamba Nisan 24, 2024

SERDAR CAN’A.. Artin CAN yoldaşa...

Kaypakkaya geleneğinin son yıllarda kaybettiği seçkin, aydın, entelektüel, örgütleyici bilge özellikleriyle tanıdığımız Serdar(Artin) CAN’ın şahadet haberi ile sarsılıyoruz. Bir kez daha yıkılıyoruz.

Çetelere karşı şehadet haberlerinin Ağustos sıcaklığında dalga dalga gelirken, ilkin komutan Ulaş BAYRAKTAROĞLU, ardından Nubar OZANYAN, Gökhan TAŞYAPAN ve bu gün Serdar CAN’ı yıldızlara, Nubar OZANYAN’ın yanına uğurluyoruz.

Nubar OZANYAN ile Artin CAN’ın dostlukları bu güne değil geçmişe uzanmaktadır. Dostluk ve yoldaşlığın en sıcak hareketli saatlerini, günlerini beraber geçiren ayrılmaz kardeşler ölümü de bir ve aynı zamana denk gelmesi tesadüfi değildir.Kalbi Nubar Ozanyan'ın ölümüne daha fazla dayanamamıştır.

Kaypakkaya geleneğinin kır gerilla savaşının Kürdistan topraklarında bu gün Kürt Ulusal Hareketi daha başlatmadan önce öncüleri, uygulayıcıları, teoriden pratiğe geçiren önder ve örnek kişilerden ilkidir Serdar CAN. Yakalanması ve İbrahim KAYPAKKAYA’dan ve Amed Zindanlarında katledilmesinden sonra Kaypakkaya geleneğinin cezaevinde,işkencehanelerde sürdürülmesi ve yaşatılması aynı zamanda öncüsü olmuştur.

Nubar OZANYAN ile yollarının kesiştiği enternasyonal savaşlarda Filistin için siyonizme ve emperyalizme karşı savaşta yine iki komutan savaşçı Deniz’lerden bize miras kalan Filistin halkıyla dayanışma davasının sahiplenme omuz omuza beraber mücadele, zamanı geldiğinde yine tarihi rollerini oynamış görevlerini yerine getirmişlerdir.

Haydutlara, devletlere, adeta meydan okuyarak kanunlarını tanımayarak Ortadoğu coğrafyasından sınırları, mayınları tel örgüleri hiçe sayarak emperyalistlerin gelişmiş teknolojilerini yerle bir ederek adeta dalga geçerek Hayıstan’a gelmişlerdir. Nubar OZANYAN’ın tavsiyesi ve önerisi olarak bu gün Serdar CAN yoldaşa “Artin” diyerek, Ermeni Fedai Geleneğinin savaşçılarının ismini kullanmasını istemiştir.

Yaşadığı kısa bir dönem Hayastan’da ''Artin ''olarak tanınmış, mutevazılığı , Ermeni ulusal tarihi, bilgi birikimi ile Ermeni halkı tarafından sevilmiştir.Kaypakkaya'nın sadık öğrencisi olduğunu, sosyal şoven politikaları izah ederek Ermeni entellektüelleri arasında takdirle karşılanmıştır.

Serdar CAN bilge, entelektüel bir duruş sergilemesi, burjuva aydınlarından entel-liboşlardan ayrı özelliklere sahip olması o’nun ayrıcalığıdır. Ermeni sorunu bu gün tabular aranırken, soykırım gerçekliğini ortaya çıkmasından önce, karanlıkta bir mum ışığı olan Serdar CAN’ın derinlikli kitap çalışmaları tarihi öneme sahiptir.

Duygu sömürücülerinin kendini tanıtma, öne çıkarmanın, reklamın tavan yaptığı bu zamanda, Ermeni Soykırımı anıları ile topluma gerekli mesajı, üstelik özgür koşullarda değil, Diyarbakır 5 No’lu Zindan gerçekliğinde yapması her baba yiğidin harcı değildir, olamaz da .

Amed halkı, Ahmet ARİF gibi ilk ve son kitabı olan “hasretinden prangalar eskittim” kitabının kaç baskı yaptığını bu gün hiç birimiz bilmiyoruz. Ama Serdar CAN’ın da bugün ilk kitabı olan “nenemin masalları” kitabını daha iyi anlayacak, gündem oluşturacaktır. Toplumsal sorun olan, müslümanlaşmış Ermenilerin akıbeti, geleceği sorunu üzerine yoğunlaşan Serdar CAN’ın bu tarihi çalışması Hrant DİNK tarafından görüldükten sonra hemencecik görüşüp tanışmaları boşuna değildir.

Nubar OZANYAN’ın daha kırkı çıkmadan Serdar CAN’ı kaybetmek Kaypakkaya Geleneğinin sıkıntılı, sorunlu, kuşatma altında olduğu süreçten ayrı ele alınamaz. İlerlemiş yaşına rağmen kalp atışları sevgiden başka bir şey için atmadı.Parti aşkı ve yoldaşlık için tüm hayat enerjisini büyük bir sevgi ve bağlılık ile kullandı.

Yaşamını adadığı davası, davamızdır.

Toprağa düşene dek elinden bırakmadığı bayrağını daha da yükseklere taşımak onur borcumuzdur.

Nubar yoldaşımızın, tüm devrim şehitlerinin yanına uğurluyoruz o’nu...

Işıklar içinde uyusun, yıldızlar yoldaşı olsun....

22 Eylül 2017

46291

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

BALIK VE MELISA

Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde... 


ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ

 

“Acıya yenilmek istemiyorsan,

onunla yüzleşmen gerek.”

(Lanza del Vasto.)

 

Masamın üzerinde bir karanfil duruyor şu an. Rengi kızıla çalan bir karanfil. Roboskî karanfili. Çamurlu patikadan otuz dört fidanın mezarlarının yan yana dizili durduğu mezarlığa doğru tırmanırken KESK’li Sedar’ın elime tutuşturduğu… Her şeyin acıya karıldığı o sisli anlarda ne yaptığımı, ne yapacağımı bilemeyip çantama atıvermişim. Eve döndüğümde çıktı…

Ben onlardan değilim, Kaypakkayanın yoldaşıyım.

 

Çanakkale Savaşında İnsanlık Dramı (Yüzbaşı Sarkis Torosyan)

 

Savaş Şiddet Üzerine Ekonomi-Politik ve Antropolojik Notlar

 

“Yoksulların zenginlere karşı verdiği savaşa terörizm,

zenginlerin yoksullara uyguladığı terörizme de savaş denir.”[2]

 

İtiraf etmek gerekir ki, savaş hakkında konuşmak, kolay bir iş değil.

Bunun nedeni, insanın savaş konusunda, “alternatif” de olsa bir ders bağlamında konuşabilmesini sağlayacak nesnellik ve uzaklık duygusunu deneyimleyebilmenin zorluğu.

KIMSENIN KUŞKUSU OLMASIN; ONLARI MUTLAKA YENECEĞIZ![1]

 

 

“Belki de asıl ustalık budur;

her zaman acemi olmayı bilmek.”[2]

 

Yedi düvel dört iklimden hoş geldiniz…

Dersim’den, Diyarbekir’den, Antakya’dan, Çorum’dan, Sivas’dan, Samsun’dan, Ardahan’dan, İzmir’den, Adana’dan, Antep’den yani “Nuh’a beşikler veren” kadim Anadolu’nun dört bir yanından buraya gelen yoksullar, işçiler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Çerkezler, Lazlar, Aleviler, kadınlar, gençler, çocuklar yani ötekileştirilen mağdurlar, madunlar, ezilenler, sefa getirdiniz…

NEDEN KAYPAKKAYA

“Kemalist diktatörlük, Türk şovenizmini körüklemeye girişti! Tarihi yeni baştan kaleme alarak, bütün milletlerin Türk’lerden türediği şeklinde ırkçı ve faşist teoriyi piyasaya sürdü. Diğer azınlık milliyetlerin tarihini, kitaplardan tamamen sildi. Bütün dillerin Türkçeden doğduğu şeklindeki “Güneş Dil Teorisi” safsatasını yaydı. “Bir Türk dünyaya bedeldir!”, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” cinsinden şovenist sloganları ülkenin her köşesine, okullara, dairelere, her yere yaydı.

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

Sayfalar