Salı Mart 19, 2024

Sürüngen , gökte kartal olamaz..

30 yıllık Ermeni mücadele tarhinde Kafkaslar'da,Batı-Doğu Ermenistan'da ve Ortadoğu'da Ermeni toplumum içerisinde en güçlü,çoğunluğu elinde bulunduran,temsil eden EDF (Ermeni Devrimci Federasyonu ) Taşnak Partisi,aynı zamanda kendi içerisinde siyasal çatışmaların yaşandığı uzun bir dönemeçtir.Yeni bir yüzyılın başında Osmanlı'lara karşı mücadele içerisinde bir HINÇAK Parti taraftarlığından,Taşnak Partisi'nin bir savaşçısı,aynı zamanda Halkın Fedaisi konumuna getiren onun Partilerüstü konumu olmuştur.'' Benim partim Ermeni halkıdır '' diyerek kendi duruşunu belirlemiştir.O'nu efsane durumuna getiren,kendini halkı ve mücadelesi için feda etmiş olmasıdır.

1917 Ekim Devrimi'nin erken gelmesi,Ermeni'lerin bundan sonraki politikalarının belirlenmesi için Batı Ermeni'leri Konseyi inşa edildi.Antranik Paşa,Bulgaristan ulusal kurtuluş mücadelesine destek olduktan sonra Varna üstünden Kafkasya'ya geldi.Halk Antranik Paşa'nın gelişini coşkuyla karşıladı.Ermeni'ler Antranik Paşa'nın gurubunda savaşmak için isimlerini yazdırmaya başladılar.Halk artık umudunu Antranik'e bağlamıştı.Kurtarıcı olarak görüyordu.Tiflis'de halk Osmanlı soykırımından kurtarılması için Antranik'in oluşturduğu Gönüllüler Birlikleri'nde savaşmak için toparlandılar.

Rus ordusu'nun geri çekilmesi ve dağılması ile oluşan kaosta Kerenski Hükümeti,Rus ordusunun Kafkasya'dan çekilmesi halinde Osmanlı'ların Kafkasla'ra saldıracağını biliyordu.Kafkas halklarına bu durumda savaşmaları için yetki verildi.Ermeni halkının Gönüllüler Birliğini yöneten Ulusal Büro,Ermeni Ulusal Konseyi'ne dönüştü.Liderliğine ise Boğos Nubar Paşa getirildi.Yerevan'da Batı Ermeni'lerinin gerçekleştirdiği ilk toplantıda Doğu ile Batı Ermenileri'nin arasında şiddetli tartışmalar yaşandı.Hemen hemen her konuda EDF (Ermeni Devrimci Federasyonu), Taşnak'lar ile Antranik Paşa arasında yaşanan tartışmalardaTaşnak delegelerin bir kısmını oluşturan Muş'lular,Anranik'ten yana tavır aldılar.Doğu Ermenileri,Batı Ermenilerini ''Göçmen'' olarak görmelerinden ileri gelmektedir.Göçmen,Batı Ermenileri'ni kendi Kardeş'leri olarak görmeme anlamına geliyordu.Bu duruma çok sinirlenen Antranik toplantıyı terk etmiştir.

Olay bununla kalmamış Ermeni eyaletlerinin korunması için Antranik Paşa tarafından 30 bin kişilik Batı Ermenilerinden bir ordunun oluşturulması fikrini Rus'lar ve müttefik kuvvetler tarafından doğru bulunmuş Antranik Paşa'nın sunduğu plan kabul görmüş desteklenmiştir.Fakat Taşnak yöneticiler bu plana karşı çıkmış,kendilerine sunulmadığı için desteklememişlerdir.Antranik ile görüş ayrılığına düşmüş araları açılmıştır.Savaş koşullarında Taşnak'ların ellerine geçen böyle tarihi fırsatlar iç çekişmelere kurban gitmiş oldu.Batı Ermenileri Ulusal Delege Başkanı olan Boğos Nubar Paşa'' Eğer Batı Ermenileri kendi güçleriyle,Batı Ermenistanı sınırlarını koruyabilirse,müttefikler de onun bağımsızlığını resmen tanıyacaklar...'' diye sonradan anılarında söylemişti.Ermeni ulusal konseyi bu gelişmelerden sonra acilen önüne ,Hükümet'in oluşturulması,Antranik Paşa komutasında bir ordu oluşturmak için Batı Ermenileri arasında asker toplanılması,Askerlerin eğitilmesi için Askeri okulun açılması kararı alındı.Hemen uygulamaya geçilince,Rus'lar ile müttefikler tarafından tanındı.

1917 Ekim Devrimi ile İktidarı ele geçiren Bolşevikler,Devrimden önce Kerenski hükümeti döneminde planlanan 30 bin kişiden oluşturulması planlanan Ermeni Ordusu bu kaos ve karışıklık ortamında hayat bulamadı.Ekim devrimi ile Rus ordusu dağıldı.Hükümetin yoksul köylülere toprak dağıttığını duyan askerler bir an önce köylerine dönmek için dönüş yaptılar.Rus'ların geri çekilmesiyle oluşan boşluğun doldurulması Ermeni Ulusal Konseyi yöneticileri ararsında tartışılmaya başlandı.Bu boşluk nasıl ve kim tarfından doldurulacaktı? Batı Ermenileri yöneticilerinin düşüncesine göre,Batı ile Doğu Ermenileri el ele verip Batı Ermenistanı birlikte savunmay arzuluyorlardı.Oluşturulacak Ermeni Ordusu'nun başına Antranik Paşa'nın getirilmesi düşünüldü.

Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğu bir zamanda Tiflis'de,Ermeniler arasında Doğu ile Batı Ermenileri sorunu doğdu.Doğu Ermenileri,Batı Ermenistan'a ve kardeşlerine özel ilgi göstermediler.Batı Ermenistan'ın savunmasını kendi sorunları olarak görmediler.'' Biz Doğu Ermenileri,Doğu Ermenistan'ın sınırlarını koruyalım,Batı Ermenileri de Batı Ermenistan'ın sınırlarını korusun '' dediler.Antranik Paşa'nın düşüncesine göre '' Batı Ermenistan'ın sınırlarını birlikte koruyalım,bunula birlikte Doğu Ermenistan'ı da korumuş oluruz.Batı Ermenistan güvencede olursa Doğu Ermenistan da güvencede olur...Doğu,Batı Ermenistan anlayışları sona ermeli,siperleri birlikte korumak ve düşmana birlikte konulmalıdır '' dedi.Daha da ileri gidilerek '' zayıflıklar,yetersizlikler,askerlerin bozuk psikolojisi '' denilerek,Batı Ermenistan'dan vazgeçilme fikirleri tartışma konusu bile oldu.Kısacası Anavatan'ın terk edilmesi önerilmiştir.Oysa cephelerde Fedai'ler acil olarak yardım bekliyordu.Erzincan'da Sivaslı Murad,Bayburt'ta,Erzurumda Fedailer'in durumu ağır,cepheden gelecek yardıma ihtiyacı vardı.Antranik Paşa'nın elini kolunu bağlayan siyasi erkana alıkoyduğu için lanet yağdırıyordu.

Ekim Devrimi ve tarihi fırsatlar..

Batı Ermenileri'nin acil sorunu ülkede bulunan halen sayıları 160 bini bulan Ermeni'lerin Osmanlı barbarlarına terk edilmemesi idi.Ekim Devrimi ile dünya gündemine gelen Bolşevikler ile Osmanlılar arasında imzalanan Brest-Litovsk antlaşmaları,Batı Ermenistan'ın terk edilmesi, idi.Rus'lar geri çekilirken çok büyük çapta askeri mühimmat ile yiyecek bırakmışlardı.Osmanlı generali Vehip Paşa'nın 20 bin kişilik ordusuna karşılık,Ermeni'lerinRus Ordusu içerisinde asker sayısı 200 bin idi.Ayrıca Osmanlı ordusu tarihi boyunca hiç bu kadarekonomik ve askeri olarak zor duruma düşmemiş,Ermeni'lerin de eline bu kadar çok askeri mühimmat tarihin hiç bir döneminde geçmemişti.Koşulların cephane erzak,insan gücünün her zamankinden iyi olduğu bir dönemde,en az 6 ay,en çok idareli kullanılırsa 1 yıl yeterli olacağını belirten Antranik '' Eğer,Rus devrimi 1 yıl gecikseydi,Batı Ermenistan kurtulmuştu..'' demiştir.

Tüm savaş koşulların Ermeni'lerin lehine olmasına rağmen,siyasi hedeflerin belirlenmesinde yetersiz kalan Taşnak'lar,1918 yılında Rus'larla Osmanlı'lar arasında imzalanan antlaşmaya umutlarını bağlamışlardı.1877-78 yıllarında Osmanlı-Rus savaşında Rus'lara kalan Kars,Ardahan ve Batum'un Brest-Litovsk antlaşmasıyla devrimi her ne pahasına olursa olsun kurtarmak için Bolşevik'ler,Türklere tavizlerde bulunmak zorunda kaldılar.

Döneme uygun kendi politikalarını belirlemeyen,Osmanlı'lara karşı Anavatan'ın savunulması mücadelesini örgütlemeyen Taşnak'ları,Kafkaslar Sovyet Komiseri Başkanı Stepan Şahumyan eleştirirken şöyle demiştir.'' Kendi ülkesini korumaya hazır Ermeni birlikleri likidite ettiniz.Siz bu kuvvetleri dağıttınız.İşte sizin suçunuz budur '' diyerek kısa ve öz olarak belirtmiştir.Stepan Şahumyan'ın eleştirisinin ne kadar doğru ve haklı olduğu Sardarabat Anavatan savunmasında ortya çıkmıştır.Rus Ordusunun geri çekilmesiyle yanlız kalan Ermeni'ler kendi güçleri ile varlık ve yokluk arasında Osmanlı ordularını yenmişlerdir.Hatta bu duruma sinirlenen Enver Paşa,Baku'ye gelerek,orduyu yenilgi- ye uğrattığı için görevden almıştır.

Ekim Devriminden önce Ermeni'ler içerisinde tartışılan konuların başında,Rusya'dan ayrılıp ayrılmama ana gündem maddesi olmuştu.Büyük çoğunluğu kalmaktan yana görüş bildirirken,Rusya gibi büyük garantör devletten ayrı kalmak istenmemektedir.Azınlık da olsa bazı anlayışlara göre,Ankara hükümetinin gölgesi altına girerek,Ermenistan'ı kaybetme pahasına Rusya'nın güvenliği altına girmeyi reddediyordu.Rusya'nın garantörlüğü altında kendilerini güvencede hisseden Doğu Ermeni halkının rüyası İran'dan 1828 yılında kurtularak,Rus'ların hakimiyeti altına girmesiyle Ermeni'lerin asırlık rüyası gerçekleşmiş oldu.Ermeni tarihçiler,aydınlar Rus'ları kutsayan yazılarında '' Rus kılıcına dağlar bile dayanmaz '' diyerek destek olmuşlardır.

Ekim Devrimi'nin erken gelmesi,Çarlık Rusya'sı altında güvencede bulunan Ermeniler'i Batı tarafında etkilemiştir.Rus 'lar çekilmeye yanaşmamış,Ekim Devrimi kendi sorunları ile ilgilenirken Batı Ermenistan terkedilmiştir.30 bin kişilik,Ermeni Ordusu'nun kurulmasına kalkışmış,Antranik Paşa'yı General rütbesiyle ordunun başına görevlendirilmişti.Kaybedilen bu tarihi fırsatlardan Antranik Paşa '' Bolşevik devrimi 1 yıl daha gecikseydi,Batı Ermenistan kurtulacaktı '' diye belirtmiştir.Çarın devrilmesiyle Ermeni'ler bundan sonra umudu Bolşevik'lere bağlamış,Lenin'in sadık öğrencisi olan Stepan Şahumyan,Transkafkasya yönetimi liderliğine görevlendirilmişti.Halk tarafından sevilen Şahumyan '' Kızıl Başkan '' diye anılıyordu.Osmanlı'ların politikası ise Kafkasyayı Rusya'dan koparmak,Bağımsızlık ve özgürlüklerinden sonra '' kolay ve yutulabilir lokma '' haline gelmesi her zaman hayal edilemeyecek rüyası olmuştur.Bugün dahi bu rüya devam etmektedir ama asla mümkün değildir.

Gürcü'ler bağımsızlıklarını 26 Mayıs'da,Azeri'ler 27 Mayıs'da ilan etmişler sıra Ermeni'lere gelmişti.Eğer Ermeni'ler bocalama gösterir,Bağımsızlık ilanında geç kalmış olsalar kalan bir avuç toprak da kaybedilebilirdi.Şaşıran ve bocalayan Taşnak yöneticileri kendi aralarında bağımsızlık ilan etme,etmemek için münakaşaya başladılar.Nihayet bıçak sırtında ölüm kalım savaşı veren Ermeni halkının tükenmeyen umudu Osmanlılara karşı verilen Sardarabatta kazanılan zafer sonrasında 28 Mayıs 1918 tarihinde '' Bağımsız Ermenistan Cumhuriyeti '' doğdu.Savaşı kaybeden Osmanlı'lar imzalanan Mondros mütarekesiyle çekilmeye zorlandı.Sardarabat zaferi Ermeni tarihinde önemli yer almaktadır.Tarihi Zafer,Birlik ve beraberlik içerisinde olan bir toplumun kolay kolay yenilemeyeceğini göstermiştir.28 Mayıs 1918 Sardarabat Zaferi ardından 29 Mayıs 1920 tarihinde ise Sovyet Ermenistanı'na dönüştü.

Ermenistan Cumhuriyeti yöneticileri Taşnak'lar ile Antranik Paşa arasında geçen siyasi çekişmeler, görüş ayrılıkların sebebi dost ile düşman belirleme konusunda ayrılıklar arzediyordu.Geçmişten gelen tartışmalar gibi Taşnak'lar Sovyet'lerle ilişkilere kesinlikle karşı gelirken,esas düşman olan,soykırımın izleri halen yok olmamışken,Türk'lerden medet ummak,dost olmak,iyi ilişkilerde bulunmak gibi akıl almaz politikalarına devam ettiler.Kafkasların Türk'ler tarafından işgal edilmesini isteyen ilhakçı Batum görüşmelerinde Gerici Azeri'ler,Menşevik Gürcü'lerin peşine takılarak,Osmanlıların işine gelecek Bağımsızlık girişimlerinde bulundular.Osmanlı'ların art niyetli politikalarını göremediler.

Soykırım'ın izleri halen ortada iken Halil ve Nuri Paşa'larla ilişki kurdular.İstanbul'a heyetler göndererek,Talat Paşa ile görüşerek kendilerini acındırdılar.Rahat edeceklerini zannettiler ama yanıldılar.Ermeni hükümeti ,Osmanlı'larla barışmak istedi ama Antranik Paşa kesinlikle karşı çıktı.Kısacası Batum Antlaşması ile oluşturulan Ermeni Cumhuriyeti,Antranik Paşa'ya umut vermedi.Kuşku ile bakıyordu.Antlaşmada konulan bir maddeye göre Antranik'in ordusu dağıtılacak,Ermeni topraklarını terkedecekti.Daha ileri giderek Vehip paşa'nın emriyle General'e kendi birliğini dağıtması istendi.Antranik Paşa cevaben '' Söyleyin Vehip Paşa'ya birliğimi dağıtmayacağım '' diye cevaplamıştır.

İşim yarım kaldı...

Kafkaslarda oluşan siyasi atmosferde Gürcü menşevikler,Azeri gericiler ile ittifak içerisinde bulu nan Taşnak yöneticileri Emperyalist güçler olan İngiltere,Fransa,Amerika ile anlaşmaya giderken Bolşeviklere karşı politika izlemeye devam ettiler.Kafkasya'da oluşturulan Meclis'de Bolşevik'ler den ayrıldılar.1917 Ekim Devriminden sonra yeni kararlar alan Bolşevik'ler Kafkaslar bölgesine Stepan Şahumyan'ın atanmasını kararlaştırdı.Yanına yine görevli olarak Lenin'in fedaisi olan Kamo (Simon Ter Petrosyan) da bölgeye gönderildi.Stepan Şahumyan,Merkez Sovyet hükümetinin temsilcisidir.Aynı zamanda Hayastan sorumlusudur.Cephede kalan Rus askerlerinden teşekkül bir Ordu oluşturmak istediler.Görevleri arasında milis kuvvetleri kurup toprakların savunması görevi de bulunan Şahumyan'a ,Taşnaklar engel oldular.Daha ileri giderek tutuklama kararı bile çıkardılar.

Tüm bu olumsuz koşullar içerisinde Antranik Paşa yüzünü Bolşevik'lere döndü.Şahumyan'a haber göndererek ilişki içerisinde olduğunu duyurdu.Antranik'in Merkez Sovyet hükümetiyle işbirliği yapma kararı alınca Enver Paşa esas tehlikeyi gördüğü için Kafkas komutanlarına derhal şu emri verdi ''..İslamları ayağa kaldırın...Antranik'in önündeki bütün yolları kapatın.Silahlı kuvvetleri ile Baku'deki Bolşevik idaresini kuran Şahumyan'la birleşmesini önleyin..Bunu başaramadığınız takdirde Baku'nun bizlerce işgali imkansızdır '' diyerek esas tehlikenin nereden geleceğini görmüştür.

Ekim Devriminden sonra Moskova'da bulunan Ermeni Bolşevikler ile Merkezi hükümetin kararları ile Sovyet toprakları üzerinde bulunan bütün Taşnak örgütleri kaldırılarak,mal ve mülklerine el kondu yasaklandı.

Efsane liderin savaş bölgelerinden uzaklaştırılıp,elinden silahı alınıp pasif duruma getirmek için Ermenistan'ı terk etmesi istendi.Kafkasları dolayısıyla bölge petrollerini ele geçirmek için İngizler Gerici Azeri yöneticileri ile Ermeni topraklarına el koymaya çalıştılar.Ama karşılarında Antranik Paşa komutasında Fedai'ler Zangezur,Karabağ'da direniş örgütlediler.Bugün de devam eden savaşın geçmişi yüz yıl öncesine haksız yere işgal edilen başkalarına verilen statüler yüzündendir.Taşnak'ların Bolşeviklere karşı Gerici Gürcü,Azeri,Osmanlı ittifakında yer alarak İngiliz'leri Baku'ye davet ettiler.İngilizlerin Baku'de oluşan S.Şahumyan başkanlığındaki,Sovyet iktidar düşünce ,Osmanlıların saldırılarında 30 bin'e yakın Ermeni hayatını kaybetti.İngilizler halkı savunmasız bıraktı.İngilizler Baku'da S.Şahumyan ile 35 Bolşeviki tutuklayıp hapse attı.1918 yılında 25,Bolşevik mahkemeye çıkarılmadan kurşuna dizildiler.Ermeni halkı tarihinin en büyük kahramanlarından biri olan Stepan Şahumyan'ı böylelikle kaybetmiş oldu.

Taşnak Partisi ile her türlü ilşikilerini keserek,önce Paris'e ardından Californiya'ya gitti.Fransa'da devlet başkanı tarafından en büyük ödül olan Legion d'Honneur ile onurlandırıldı.Amerikan hayatına hiç bir zaman alışamadı,onun için sürgün yılları oldu.30 yıllık mücadele tarihinde en çok Erzurum'un düşüşü onun zoruna gitmişti.Ama Ermenistan'ın kalan son parçasının ise Sovyetler'in güvencesi altında olması ile avunup durdu.Pırlanta kaplı kılıcını Erivan'a göderdi.Bugün halen efsanenin hatıratı olarak Erivan müzesinde korunmaktadır.Eşi'ne hastalık döneminde '' vucudumu yabancı toprak üzerinde bırakma muhakkak Erivan'a götürün '' dedi.Yine eşine ölüm döşeğinde son sözü ise '' işim yarım kaldı '' dedi.31.08.1927 yılında hayata gözlerini yumdu.

On bin kişinin katılımıyla California'da Ermeni'lere ait '' Ararat Mezarlığı ''na defnedildi.Ölümünden beş ay sonra Erivan'a defnedilmek üzere çıkarılan naaşı Moskova yönetiminin engel olması ile Paris'te bulunan Pere La chaise mezarlığına defnedildi.2000 yılına kadar Komünarlar,Yılmaz Güney,Ahmet Kaya,Gomidas Vartabed..ler ile bir yerde,her biri Osmanlı ve Türk zulmünden yurt dışında şehit düşmüş kişilerle tarih onları ortak noktada buluşturdu.2000 yılından sonra naaşı Père Lachaise mezarlığından alınarak,Anavatan Hayastan'a çok sevdiği topraklara kavuştu.Bugün Erivan'da bulunan Yerablur Panteonunda ebedi istirahatgahında yatıyor.

40245

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Sayfalar