Perşembe Mayıs 2, 2024

TKP-ML -MKP: Cesaretimizin Sönmeyen Meşalesi Komünist Önder İbrahim KAYPAKKAYA Ölümsüzdür!

Dostlar, Yoldaşlar;

Bugün burada, ülkemiz devriminin önderini, kökleri asla sökülmemecesine toprağın derinliklerine işlemiş bir geleneğin yaratıcısı İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anıyoruz.

Bugün burada, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in usta bir öğrencisi olan komünist önderimizi anıyoruz.

İbrahim Kaypakkaya, Diyarbakır zindanlarında işkenceyle katledilmesinden bugüne kadar geçen 49 yıl içinde gerek mücadele yaşamı gerekse de ileriye sürmüş olduğu tezler nedeniyle güncelliğini korumaktadır.

Çünkü Kaypakkaya, ileriye sürmüş olduğu tezlerle, ülkemizde M. Suphi sonrası gerçek komünist hareketin ilk temsilcisi olmuş ve başta Türk devletinin resmi ideolojisi olan Kemalizm başta olmak üzere, Kürt ulusal sorunu, ülkemiz devriminin yolunu, devrimimizin karakterini, feodalizmin çözülmesi ve gelişen kapitalizmin niteliğini, devrimimizde proletarya önderliğini ve işçi-köylü ittifakını, köylülüğün devrimimizdeki rolünü, ülkemiz parlamentosunun niteliğini, modern revizyonizme karşı tavır, sosyalizm ve sosyalizmde sınıflar mücadelesi, TKP değerlendirmesi ve daha burada sayamayacağımız birçok meselede Türkiye devrimi açısından oldukça önemli tezler ileriye sürmüştür. Dolayısıyla Kaypakkaya demek, Türk hakim sınıfları açısından “ihtilalci komünizmin Türkiye topraklarına uygulanması” demektir. Bu nedenle TC devleti, Kaypakkaya adı her gündeme geldiğinde doğal bir sınıfsal refleks vermektedir. Kaypakkaya’nın ülkemiz komünist hareketinin M. Suphi sonrası ilk temsilcisi olmasına en iyi örneği, onun TC devletinin resmi ideolojisi olan Kemalizm’e ve bu ideoloji üzerinde üretilen resmi tarih yazımına yaklaşımı oluşturur. Kaypakkaya, herhangi bir tereddüde yer bırakmayacak biçimde, egemen sınıfların resmi ideolojisiyle kendi arasına kalın bir duvar örmüştür.

Kaypakkaya’nın MLM yaklaşımı, ülkemizde Kemalist hareket başta olmak üzere daha bir dizi son derece önemli alanda ilk kez Marksist tezlerin ifade edilmesi anlamını taşır. Bu anlamıyla ülkemizde ilk kez Kemalizm’den, resmi ideolojiden ve resmi tarih yazımından Kaypakkaya’nın tezleri ile gerçek anlamda bir kopuş yaşanmıştır. O’nu diğer devrimci önderlerden ayıran farklardan biri budur.

Kaypakkaya, Kemalizm ve resmi ideoloji değerlendirmesinde bir denek taşıdır. Kaypakkaya’sız halk yararına bir tarih yazımı ve resmi ideolojiye karşı duruş söz konusu değildir. Bu açıdan Kaypakkaya adı bir eşiktir. Kendinden öncesine ve sonrasına çekilen bir çizgidir.

Kaypakkaya, MLM olduğu için komünisttir. Komünist olduğu için MLM’nin bu topraklardaki ilk temsilcisidir. Ancak O’nu farklı kılan, onu diğer devrimci önderlerden ayıran en belirgin diğer bir özellik ise, MLM biliminin bu ülke topraklarında geliştirilmesine önderlik etmesidir.

Her birey veya fikir içine doğduğu koşulların ürünüdür. O’nun fikirleri kendi dönemine sığmamış, oradan taşarak geleceği kurmanın pusulasına dönüşmüştür.

Kaypakkaya’nın fikirleri; Paris Komünü, Ekim Devrimi, dünyanın kırlarına yayılan Çin Devrimi ve Büyük Proleter Kültür Devriminin top sesleri arasından gelişip serpilmiştir.

Kaypakkaya ve inşasına giriştiği partisi, Büyük Proleter Kültür Devriminin ürünüdür. Bundan dolayı Kaypakkaya’nın fikirleri, yalnızca kendi yaşadığı coğrafyanın resmi ideolojisine karşı bir duvar örmemiştir. Aynı zamanda, O revizyonizmle, oportünizmle, sınıf işbirlikçisi her türlü teoriyle kendi arasına da kalın bir duvar örerek safını Mao Zedung önderliğinde gelişen Uluslararası Komünist Hareketten yana belirlemiştir.

Kaypakkaya’nın deyimi ile; “Kitleler içinde kök salmış, demir disiplinli, subjektivizmden, revizyonizmden ve oportünizmden arınmış, özeleştiriyi uygulayan çelik gibi bir parti, silahlı savaş içinde gelişecek güçlenecektir. Böylece bayatı atıp tazeyi alacak ve burjuva unsurlardan arınacaktır. Halkın en ileri unsurlarını, komünist önderleri ve militanları böylece bağrında toplayacaktır.”

Kaypakkaya’nın fikirleri diyalektiktir. Tamamlanmış, donmuş dogmalar yumağı değildir. Aksine hareketli, dinamik ve gelişim halinde bir sürekliliktir. Onun fikirleri yalnız yorumlamanın değil ama daha da önemlisi değiştirmenin teorisidir.

Tam da bundan dolayı, Kaypakkaya’nın fikirleri; bu topraklarda dolaşan “komünizm heyulası”dır.

Dostlar, Yoldaşlar;

Sınıf çelişkilerinin giderek daha fazla keskinleştiği tarihi bir zaman aralığında yaşıyoruz. Güncel olarak yaşadığımız ve karşılaştığımız problemlerin toplamı bize, Kaypakkaya’nın fikirlerinin güncelliğini hatırlatmaktadır.

Egemen sınıflar, kendi sistemlerinin ömrünü uzatmak için stratejik hamleler geliştirmeye çalışmaktadırlar. 20. yüzyılı soykırım, katliamlar ve askeri faşist darbelerle geçirdiler. Türk egemen sınıflarının yönetsel anlayışı; ırkçı, faşist bir temele dayanmaktadır. Karakteri işgalci ve ilhakçıdır.

Temsilini AKP/MHP faşist iktidarında bulan Türk egemen sınıfları “Neo- Osmanlıcılık” hayalleri güderek kendi sınırlarını Misak-ı Milli olarak tarif ettiği coğrafyaya dek uzatmak istemektedir.

Nasıl ki, 20. yüzyılın başında “Ermeni Sorununu” soykırım uygulayarak çözüm yoluna gitmişse, bugün de aynı şeyi Kürt ulusal sorunu için düşünmektedirler. Bunun için de Kürt Özgürlük Hareketine karşı topyekun bir “çöktürme planı” dahilinde hareket ederek, yok ve tasfiye etme yoluna gitmektedirler. Türk egemen sınıflarının Kürt ulusunun “özgürce ayrılma hakkı” karşısında geleneksel devlet aklının dışına çıkacak gücü ve takati yoktur. Çünkü anca yarı sömürgesi durumunda oldukları emperyalizmin koltuk değnekleri ile ayakta kalabilmektedirler.

Fakat geldiğimiz aşamada, Kürt ulusal sorununu fiziki ve siyasi olarak ortadan kaldırmanın koşulları ortadan kalkmıştır. Türkiye devrimi birçok girizgahı olan özelliklere sahiptir. Birbirini etkileyen, tetikleyen ve harekete geçiren çelişki yumağı ile sarmalanmıştır.

Kürt Özgürlük Hareketine yönelik geliştirilen imha konsepti; işçi sınıfına, kadınlara, köylülere, LGBTİ+lara; yani, toplumun tüm kesimlerine yönelen kapsama ve derinliğe sahiptir. Türk egemen sınıflarının Kürdistan’da elde edeceği herhangi bir başarı, tüm bu kesimleri ezme hareketine dönüşecektir. Kürt Özgürlük Hareketinin medya savunma alanlarında örmüş olduğu savaş barikatını her tarafta örme görevi hepimizindir.

Türk egemen sınıfları ekonomik siyasal kriz içinde can çekişmektedir. Ona ölümcül darbeyi vuracak olan komünist öncüdür. Bunun yolu günümüzde birleşik devrimci mücadele ile saflarımızı tahkim etmekten geçmektedir.

Dostlar, Yoldaşlar;

1971 silahlı devrimci çıkışının komünist yüzü olan İbrahim Kaypakkaya, her her şeyden önce pratikte devrimci bir tutum içindedir.

O’nun ardılları olarak bizler de önder yoldaşımızı rehber edinecek pratikte devrimci olacağız. Kaypakkaya’nın fikirlerini güncelde kavrayacak, ana müdahale edecek tarzı devrimci eylem pratiğimizin baş köşesine oturtacağız.

Maoist temelde gelişen silahlı mücadele hattı dünyanın kırlarında zafere emin ve kararlı adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Hindistan, Filipinler, Peru, Sri Lanka, Nepal ve daha bir dizi yerde halk savaşı dünya halklarının elinde yenilmez bir silaha dönüşmüştür. Bu silahı dünya halklarına kazandıran MLM bilimi, teori ve pratiğidir.

Bizler de bu bayrak altında toplanan Kaypakkaya geleneğinin neferleri olarak; emperyalist-kapitalist sistemin, Ortadoğu’daki en barbar ve ceberut dayanağı olan faşist TC devletini yıkıma uğratacak halkların özgürlüğünün önündeki engeli ortadan kaldıracağız.

Dostlar, Yoldaşlar;

Mayıs ayı içerisinde ölümsüzlüğe uğurladığımız Türkiye devrim hareketi önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan yine 71 devrimci çıkışının mimarlarından Mahir Çayan ve Kürdistan Özgürlük mücadelesinin önder kadrolarından Haki Karer şahsında tüm devrim şehitlerini bir kez daha anıyoruz, yürüdükleri yol yolumuzdur.

Onlara sözümüzdür; 50 yıllık direniş ve mücadele geleneğimiz önder yoldaşımızın çizdiği güzergahta ilerleyerek zaferi kesin kılacaktır. Şimdi kazanmanın zamanıdır. Biz kazanacağız!

Türkiye Komünist Partisi – Marksist Leninist (TKP-ML)

Maoist Komünist Parti (MKP)

18-05-2022

2145

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar