Cumartesi Mayıs 4, 2024

TKP-ML TİKKO’dan Cemil Amed :İbrahim Kaypakkaya, Dörtler ve Haki Karer’in ölümsüzlük yıldönümü değerlendirmesi

TKP-ML TİKKO’dan Cemil Amed, İbrahim Kaypakkaya, Dörtler ve Haki Karer’in ölümsüzlük yıldönümünde bir değerlendirmede bulundu.

Cemil Amed yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti.

Birleşik devrim mücadelesinden ne anladığımız nasıl bir anlam yüklediğimiz önemlidir. Türkiye işçi sınıfı başta olmak üzere emekçilerin ve ezilenlerin Kürt ulusunun özgürce ayrılma hakkına sahip olma mücadelesinin birlikteliği ve ortaklığı olarak anlaşılmalıdır. Kürt ve Türk halkı başta olmak üzere farklı milliyetlerden emekçilerin kurtuluş ve özgürlük istemlerinin ancak birlikte ortak mücadelesi olarak anlamak gerekir. Sömürülen ve ezilen sınıf ve tabakaların ulus, inanç ve cinslerin özgürlük ve kurtuluş arayan her kesimin ortak ve birlikte mücadelesi olarak anlamak gerekir.

Keza kurtuluş ve özgürlük mücadelesini demokratik halk devrimiyle sınırlı tutmamak oradan sosyalizme doğru yürüyen devrimin devam ettirilmesi ve sürdürülmesi birlikte örgütlenmesi olarak anlamak gerekir.

En temel demokratik hak ve özgürlükleri başta olmak üzere devrime ve kurtuluşa ait tüm görevlerin birlikte ele alınıp örgütlenmesi anlamak gerekir. Demokratik halk devrimi doğru anlaşılıp kavranırsa birleşik devrimin kendisidir.

Kaypakkaya’nın faşizmin bir devlet biçimi olduğu geçici ve süreli bir olgu olmadığını parlamento ve seçim sisteminin olmasının faşizm gerçekliğini ortadan kaldırmadığını anlamak gerektiğini anlatıyor. Kurumsallaşan TC devlet yapısının temel kolonlarının faşizm olduğunu hatırlatıyor. Demokrasiden uzak özgürlüklerden yoksun bir diktatörya olduğunu anlatıyor. Parlamento kürsülerinde seçim meydanlarında söylenen sözlerin verilen vaatlerin faşizm gerçekliğini örten maske olduğunu anlatıyor. Parlamentonun varlığına ve biçimine bakarak sürekli gerçekleştirilen seçim sistemine dayanarak demokrasiyle hiçbir alakasının olmadığını hatırlatıyor.  AKP-MHP ittifakında, faşizmin günümüzde almış olduğu biçim olarak anlamak gerektiğini anlatıyor. Yüz yıllık TC tarihinde demokrasiye ait her şeyin gerçeklikten uzak boş sözler ve vaatler olduğunu bilmek ve anlamak gerekir. Kaypakkaya TC devlet yapısını ve tarihini deşifre ederek gerçekleştirmek istediği demokratik halk devriminin yolunu çizmiştir.

TC devlet gerçekliği hakkında hiçbir yanılgıya ve tereddüde meydan bırakmayacak bugüne ışık tutacak gerçek tahlil yaparak yol gösterici rolü oynamıştır.

Haki Karer’i partileşme yolunda atılan ilk cesur adım olarak anlamak gerekir.  Bu adım mutlaka militan yoldan olarak kavramak ve uygulamak gerekir. Tohum halinde devrimci düşüncelerin halka militanlara ait olması yolunda yapılan büyük fedakarlık olarak anlamak ve tanımlamak gerekir. En zor koşularda devrim ve özgürlük inancının tükenmemesi mücadelesinin sürdürülmesi olarak anlamak gerektiğini düşünüyorum.

Dörtler nasıl ki karanlığın en koyu anında yanan aydınlık ateşi olarak değerlendiriyorsak Leyla Güven şahsında bugün devam eden zindan direnişini aynı tarihsel anlamda süren benzerlik olarak değerlendiriyorum. Dörtler büyük bir uyanışın önemli tarihsel kesitiydi. Leyla güven arkadaş şahsında sürdürülen direnişin de büyük kitlesel uyanışın yeniden kazanma fikrinin ve idealinin cesur adımı olarak görüyorum. Leyla güven ve zindan direnişçilerinin büyük fedakarca direnişi en zor koşullarda ve anda kazanma ve başarma inancı olarak değerlendirmek gerekir.

Tecrit bir öndere bir devrimciye bir militana yönelik bir saldırı olarak görmemek gerekir. Tecrit bir halkın özgürlük idealine vurulmak istenen en büyük zincir olarak okumak gerekir. Zindan direnişini de bu ağır kuşatma saldırısına yönelik bir cesaret duruşu olarak değerlendiriyorum.

İbrahim Kaypakkaya yoldaş yapamadığımız ve layıkıyla yerine getiremediğimiz görevlerimizi yeniden hatırlatıyor. En ileri bilinci kuşanmak için cüret ve cesareti kendimize ilke edinmeliyiz. Bilinç ve cesareti birlikte irademize işleyerek yürümemiz gerektiğini hatırlatıyor. Her koşul altında hakikati arayarak imkansızı istemeyi statükocu bürokrat dogmatik anlayış ve yaklaşımlardan kopmayı her bakımdan nitelikli sıçramayı emrediyor. Reformizm-Revizyonizmle aramıza kalın kesin çizgi çekmemizi nihai hedefe ulaşmanın yolu arayışı ve mücadelesini daha fazla büyütmeyi anlatıyor ve hatırlatıyor.

Her gün yeniden ve yeniden Kaypakkaya’nın düşünce ve yaşamına, savaşma ve zafere olan inancına fikirlerine sarılmak gerektiğine ihtiyaç olduğunu anlatıyor. Söylem ve istemin yetmediğini harekete geçmek gerektiğini anlatıyor.

12538

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar