Cuma Nisan 19, 2024

TKP/ML Enternasyonal Büronun açıklaması:Tüm Kardeş Parti ve Örgütlere

Partimize bağlı Halk Ordusu TİKKO (Türkiye İşçi Köylü Ordusu) gerillalarıyla faşist Türk Ordusu arasında Dersim'in Aliboğazı alanında 23 Kasım 2016 tarihinde başlayan ve 28 Kasım 2016 tarihine kadar süren çatışmada 8 yoldaşımız şehit verilmiştir. 6 gün süren çatışmada yitirdiğimiz halk savaşçıları; Ersin Erel, Hasan Karakoç, Murat Mut, Alican Bulut, Samet Tosun ve kimlikleri tespit edilemeyen 3 yoldaşımız kahramanca çarpışarak güneşe uğurlanmışlardır. Faşist Türk Ordusundan iki askerin saf dışı bırakıldığı çatışmada, beyaz ordu kayıplarının daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Zira, her zaman olduğu gibi Türk devletinin kayıplarını gizlediği bilinmektedir.

Türk devletinin yüzlerce askerinin ve özel komando birliğinin katıldığı, her türlü silah ve askeri aracın kullanıldığı bu çatışmada, TİKKO savaşçıları 6 gün boyunca faşist ordu güçlerini alana sokmayarak çatışmayı sürdürmeyi başarmışlardır.

Yoldaşlarımızın alınan cenazelerinde oluşan yanıklar ve bazı yoldaşlarımızın yandıkları için tanınmaz bir durumda olmaları, Türk devletinin çatışmada kimyasal silah kullandığını göstermektedir. Özel bir otopsi yapılmasına izin vermeyen Türk devleti, şehitlerimizin yakınlarını ve ailelerini tehdit ederek yaptığı katliamın üstünü örtmektedir.

Faşist Türk devleti ölülerimizden bile korkuyor. Katledilen devrimci ve yurtseverleri mezarlarında dahi rahat bırakmayan faşist diktatörlük; 13 Mayıs 1980 tarihinde Elazığ'ın Karakocan ilçesinde polisle girdiği çatışmada şehit düşen partimiz kadrolarından Armenak Bakırcıyan yoldaşımızın anıt mezarı Dersim valiliğinin aldığı bir kararla yıkılmıştır. Ermeni soykırımının 100. yılında yapılan bu anıt mezara dahi tahammüllü kalmayan Türk devletinin bu alçakça saldırıyla verdiği bir diğer mesajda Ermeni düşmanlığıdır. Aynı alçakça saldırıları katledilen PKK gerillalarının mezarlarına karşı da yapan Türk devleti yüzlerce mezarı yıkarak, Kürtlere ölülerinizi bile rahat bırakmayacağız mesajı verilmektedir.

Türkiye'de Kürt ulusal mücadelesi ve sınıfsal mücadelenin giderek ivme kazanması egemen sınıfları her geçen gün daha da korkutmaktadır. 15 Temmuz 2016 tarihinde gerici Fethullah Gülen kliği tarafından yapılan Darbe Girişiminin başarısız olmasını kendi lehine çeviren AKP hükümeti, ''Gülencilere karşı mücadele ediyorum'' kisvesiyle, Kürtlere, devrimcilere ve ilericilere saldırılarını artırmış bulunuyor. Binlerce ilerici ve demokratın işten çıkarıldığı, yüzlece çalışan kamu emekçisinin ve 150 yakın gazetecinin tutuklanıp cezaevlerine konulmasıyla saldırlarını her geçen gün daha da artıran faşist diktatörlük, HDP (Halkların Demokrasi Partisi) Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ı tutuklayarak, topluma, 'her an herkesi tutuklarım' mesajı vermiştir. Kürt düşmanlığıyla bilinen AKP, faşist Türk devletinin geleneklesci devlet politikasını harfiyen uygulayarak saldırlarını devam ettiriyor. Suriye'de Rojova devriminden bu yana, Kürtlerin burada kazandığı statüyü bir türlü hazmedemeyen Türk devleti, Cerablus işgaliyle Suriye'de Rojovaya girme palanları suya düştüğü için, ülke içinde Kürtlere karşı milliyetçi duyguları kabartarak, denetimindeki gerici kitleleri Kürtlere karşı kışkırtarak, iktidarını sürdürmeye çalışmaktadır.

AKP'nın tek adamla diktatörlüğü daha da güçlendirme planları, başkanlık siteminin hayata geçirilmesi hamlesi, faşist ve ırkçı MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) ortaklığıyla sürdürülerek tamamlanmak isteniyor. Türk burjuvazisinin 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana uzlaşarak başlattığı saldırı OHAL (Olağan Üstü Hal) yürürlüğe girmesiyle iyice artmıştır.

Ancak tüm bu çabalar nafile!.. Faşist diktatörlük, yükselen halk muhalefetini ve Kürt ulusal mücadelesini artık durduramayacaktır. Ağababaları emperyalistlerden aldıkları destekte Türk devletini çöküşten kurtaramayacaktır.

Kürt ulusal hareketi, devrimci hareketin ve Komünistlerin bu dönemde eylem birliklerine çok daha önem vererek faşizme karşı mücadeleyi ileriye taşıyarak yeni mevziler kazanabilirler. Ezilen Kürt ulusuna, emekçilere ve işçi sınıfına umut olmanın bir yolu da budur.

Hemen yanı başımızda Suriye, Libya ve Irak'ta devam eden savaşta yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın yerlerinden olduğu günümüzde, anti-emperyalist mücadelenin önemi tamda bu gerçeklerde saklıdır. Partimiz, Rojova da oluşturulan enternasyonal taburda yerini alarak bu tarihsel görevin yerine getirilmesi için sorumluluk almış bulunuyor. Partimiz, Türkiye'de Demokratik Halk Devriminin gerçekleştirmek için savaşı daha da boyutlandırmaya kararlıdır.

DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR!

23 KASIM 2016 TARİHİNDE TİKKO GERİLLALARININ DÜŞMANLA GİRDİKLERİ ÇATIŞMA PARTİMİZ MÜCADELE TARİHİNE YAZILMIŞ YENİ BİR DESTANDIR!

YAŞASIN HALK SAVAŞI!

KAHROSUN EMPERYALİZM, FAŞİZM VE HER TÜRDEN GERİCİLİK!

TKP/ML -EB 10 Aralık 2016 

47164

Şengal'de Hamo Şerro'nun direniş ruhu yaşıyor, bir de Kürt sorunu hala Kaypakkaya geleneğinin kırmızı çizgisidir!

3 Ağustos 2014, Ezidi halkının tarihinde kara bir gün olarak anılıyor. Bugüne kadar 73 kez zalimlerin fermanı ile karşı karşıya kalan halk en son Şengal'de IŞİD çeteleri tarafından katliamlara maruz kaldı. Üstelik ''uygar'' dünyanın gözleri önünde, haberleşmenin, teknolojinin en yüksek aşamasında, engellenemeyen soykırım insanlığın yeni utanç sayfalarından biri olarak tarihe geçti.

Ayrılık Teorik Değil

Acemiler Abisi Acemiler.

Sendikalarda ....

Örgütleyenin proletarya köylü, örgütleneninde halk olmasını beklerken ...

Neye niyet neye kısmet.

Ayrılın şöyle bir bakalım, ayrılın.

Ayıp değil mi ? Neden bu şekilde davranıyorsunuz ? Yakıştıramadım sizlere.. Şöyle bir ayrılın bakayım. Sen şu taşı eline al bakayım. Sende şu değneği.  Ha ... şöyle. Şimdi başlayın.

Acemiler abisi acemiler.

Göreceksiniz abileri ayrılıkları konusunda ileride öyle teorik açıklamalarda bulunacaklarki hepimizin dudağı uçuklayacak.

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı Ortadoğu halklarının Newroz’unu selamladı. Rojava Komutanlığı “İçinde bulunduğumuz tarihsel süreç bizden büyük sorumluluklar beklemektedir. Bu anlamda Kawa’nın Ortadoğu’ya yaydığı özgürlük ateşini harlandırmak en temel görevimiz olmalıdır” dedi.

“Kawa’nın tutuşturduğu özgürlük ateşini direnişle harlayalım!”

Hizip safsatası ile üzeri örtülen gerçekler

Kolektifimizin uzun bir süredir gündeminde olan bir dizi tartışma kamuoyuna yansımıştır. Bu tartışmaların taraftar ve kamuoyuna sızdırılmasına başından beri karşı çıktık. Tartışmaların zamanında ve yerinde yürütülmesini esas aldık. Elbette burada temel kaygımız kolektifimiz içinde ortaya çıkan ideolojik-politik-örgütsel tartışmaların bizi güçlendirecek bir içerik ve misyonla ele alınmasıdır. Kolektifimiz içinde ideolojik mücadelenin sağlıklı bir biçimde yürütülmesinin koşullarını yaratmaya çalıştık.

Hollanda ve Türkiye arasında yaşanan “krizi” nasıl okumalıyız?! H.Gürer

AKP’nin siyaset yapma Algoritması!

TKP/ML-GYDK;NEWROZ ATEŞİNİ SANDIKLARA TAŞIYARAK AKP'Yİ HAYIR OYLARIMIZLA YAKALIM!

NEWROZ PİROZ BE

Newroz başkaldırı ve özgürlük bayramıdır. Demirci Kawa'nın Asur Hükümdarı zalim Dehag'a karşı başlattığı isyan 2600 yıldır ezilen mazlum halklara yol göstermeye devam ediyor. Bir Kürt olan Demirci Kawa'nın 21 Mart günü tüm insanlığa armağan ettiği bu direniş geleneği, tarihin serüveni içinde sadece Kürtlerin sahiplendiği bir direniş olmaktan çıkarak, tüm Ortadoğu halklarının sahiplendiği bir güne dönüşmüştür.

“Kaypakkaya’yı pratiğiyle çizilmiş yolu izleyerek sarsılmaz bir kararlılıkla anıyoruz”

Katledilişinin 44. yıldönümünde, önder yoldaş İbrahim Kaypakkaya’yı onun teorisinin bakış açısında durarak ve pratiğiyle çizilmiş yolu izleyerek sarsılmaz bir kararlılıkla anıyoruz!

18 Mayıs 1973!

BOYKOT tavrı üzerine: Taktik hata, stratejik körlük!

15 yıllık iktidarı ile ülkemizdeki faşizmin özgün bir vearsiyonunun temsiliyetine erişen AKP tarihinin en kaotik seçimlerinden birisine hazırlanıyor. Yaklaşan referandum, AKP’nin son yıllarda aldığı darbeler ile açığa çıkan krizinin giderilmesi ya da kalıcılaşması açısından ciddi bir dönemeç anlamına gelmektedir.

Demirdağ’dan öğrenelim: Savaşı savaşarak öğren, öğret, geliştir!

Hem ülkemiz devrimci hareketinin tarihi hem de uluslararası deneyimler halk gençliğinin devrimin motor gücü olduğu gerçeğini birçok kez göstermiştir. Ülkemizde de sınıf mücadelesinin tarihi dönemeçlerine kısa bir bakış, gençliğin üstlendiği rolün tayin edici olduğunun görülmesine yetecektir. Öyle sanıyoruz ki, 68 gençlik hareketinin çıkışına kadar gitmeye gerek yok bu gerçeği görmek için. Kobanê’yi zafere taşıyan direnişin öncülerine bakmak yeterli olacaktır. Coğrafyamızda halk gençliği, Kobanê’den yükselen isyan çığlığına akın akın sınırları aşarak yanıt olmuştur.

Ötekileştirilenlerin Rojavaya Gidenlerle Dedikodusu

"Bu demektir ki, köylünün ...... yok olmadığı ...... yerini tarım gündelikçilerine bırakmadığı yerlerde, şunlar olabilir: ...... Fransa'da olduğu gibi her işçi  /köylü/  devrimini engeller ve yıkar  ......  /proletarya/ onun  /köylünün/ durumunu doğrudan iyileştirecek ve bunun sonucunda, onu devrim saflarına kazanacak önlemler almalıdır."  Marks

De ... babo ... türkiye devrimci hareketi hiç bu kadar birbirine benzeşmemişti.

TKP/ML Kadın Komitesi

 

Kadın Komitesi: “Kadınların öfkesi, isyanı ve örgütlü iradesi karşısında hiçbir diktatör duramayacak!”

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne dair bir açıklama yayınlayan TKP/ML Kadın Komitesi “Özgürlüğümüzü, geleceğimizi emekçi kadın ellerimizle yaratalım! Buna gücümüz, buna bilincimiz, buna inancımız var! Unutmayalım, öfkemizin, isyanımızın ve örgütlü irademizin karşısında hiçbir diktatör, hiçbir iktidar sahibi duramaz!” dedi.

Sayfalar