Cuma Nisan 19, 2024

TKP/ML Enternasyonal Büro:Ulusal ve Sınıfsal kurtuluşun Kahramanları Ölümsüzdür!

Gün olmuyor ki acı haberler almayalım.  Emperyalistler, onların bölgedeki gerici, faşist iktidarları ve onların örgütlediği katil sürüleri her gün birçok kahraman komutan ve savaşçıları aramızda almaktadırlar.

Başta PKK ve PYD olmak üzere Kürt  ulusal hareketi her gün düşmanlarına kayıp verdirdiği gibi, dört parçaya bölünmüş Kürdistan'da, dağlarda ve kentlerde kayıplar da almaktadır. Bu boyutta olmasa da devrimci, sosyalist hareketler de mücadelelerinde kayıplar almaktadır. Ne yazık ki kayıpsız mücadele olmaz; kayıpsız, bedelsiz hedeflere ulaşılamaz. Mücadelenin kazanım ve zaferi verilen bedeller ve toprağa düşen kahramanların omuzların da yükselmektedir. 

Aldığımız bir haberle yüreğimiz bir kez daha dağlandı. Devrimci Komünarlar Partisi kurucusu ve MK üyesi Gökhan Taşyakan, IŞİD çetelerine karşı savaşırken ölümsüzleştiğini öğrenmiş bulunuyoruz. BÖG'un kurulmasında büyük emeği geçen, HBDH'nin kurulmasında katkıları hiçbir zaman unutulmayacak olan Gökhan Taşyakan'ı unutmayacağız. DKP'nın Kobane komutanlarından olan Gökhan Taşyakan kaybından dolayı başta partisi ve ailesine başsağlığı mesajlarımızı iletiyoruz.

IŞİD çetelerine karşı Rojova'da başlatılan hamle ile oldukça hareketli günlerin yaşandığı bu süreçte, Partimiz TKP/ML'nin Rojova komutanın görevleri sırasında yitirilmesinden iki hafta geçmeden, Rojova kantonunda Minbic'in kurtuluşunda önemli rol oynayan ön plandaki komutan Ebu Leyla'nın ardıllarından  Menbiç Askeri Meclis Komutanı Ednan Ebu Emced, IŞİD katil sürülerinin zulmü altındaki Raka'yı özgürleştirme savaşında bir operasyon sırasında, savaşçılar Kemal Ebdulqadir Bêş Elo (Baran Tirkmanî), Emîr Enîr (Ebû Heleb) ve Hisên Eleş Ebdullah (Yekta) ile birlikte 29 Ağustos 2017 günü yitirdik. Aynı gün MLKP/FESK Kürdistan Kır Birliği Komutanlarından Hüseyin Akçiçek (Alişêr Deniz) ve PKK gerillası Oğuz Aksu ile birlikte Maraş'ın Nurhak ilçesinde TC devleti ile son mermilerine kadar çatışmada yitirdik. Yoldaşları, aileleri ve halkımız, bu acıları mücadelede yaşatacaktır. Bu farklı parti ve örgütlerdeki ölümsüz kahramanlar, herkes kendi siyasal hedefleri ekseninde, asgari birliktelikler de buluşarak, ortak düşmanlara karşı birlikte mücadele de aramızda ayrıldılar.

Bu ölümsüz kahramanlarımız, zayıflamış devrimci dayanışma ve birlikteliği fiziki ölümleriyle yeniden canlandırma işlevi ve çağrısını örmeleri yönüyle de yol göstermiş oldular. Deniz'lerin, Mahir'lerin, Kaypakkaya'ların, Kemal Pir'lerin, Mazlum Doğan'ların mücadele ruhundaki kararlılığı, dayanışmayı,  ortak yönleri ve ortak değerleri sahiplenmeyi canlandırma ve büyütmenin bir çağrısı olarak anlaşılmalıdır... 

Ölümsüzleşen kahramanlarımızın, düşmanlarına karşı ölümüne, yürekli ve cüretli mücadelesi, sadece bizlere yol göstermekle  kalmıyor; uyuşturulmuş, sersemleştirilmiş, duyarsız, sağırlaştırılmış, ilgisiz, bakar görmeyen, duyguları körelmiş, şaşkın,  devrimlerin lafını edip içinde yer almayan, onun gereklerine ve yükünü omuzlamaya yanaşmayanları da uyarıp sarsma, basınç altında bırakma yönüyle de yol göstermeye devam edecektir.

Bedenen aramızdan ayrılan her kahramanlarımızın toprağa düşmesi  aynı zamanda geride kalanlara bir savaş çağrısıdır: Safları sıklaştırın! Yerlerimizi doldurun! Güçleri birleştirin ve birliktelikleri yakalayın! Daha yüksek bir moral, kararlık ve cüretle mücadeleyi yükseltin! Bağımsızlığı, özgürlüğü ve siyasi iktidarı başkaları bağışlamayacak, onu kendi irademiz ve bileğimizin gücüyle sağlayacağız! çağrısında bulunmaktadırlar. Onların çağrısına layık olacağız ve bizlere verdiği onuru daima gururla taşıyacağız. Anıları ve mücadeleleri bizlere yol göstermeye devam edecektir!

TKP/ML   Enternasyonal Büro   13  Eylül 2017

40698

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Proletarya Partisi

Halkların Birleşik Devrim Hareketi’ne yaklaşımımız!

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) 12 Mart tarihinde ilan edildi. Bu gelişme Türkiye işçi sınıfı ve halkının demokrasi, özgürlük ve devrim mücadelesine sempati duyan, yanında yer alan ve mücadele içinde olan geniş kitleler tarafından ilgiyle karşılandı. Aynı “ilgi”nin hakim sınıflar cephesinde ve onların sözcüleri tarafından da gösterildiğini ifade etmeliyiz.

Doğu Perinçek'in dişine kan değdi

Önceki gün Ulusal Kanal iflah olmaz Halk düşmanları Doğu Perinçek ile Yalçın Küçük'ün tartış malarına sahne oldu.Baştan sona hararetli geçen tartışmalardan sonra çıkan sonuç,ikisinin de gelenekçi,ittihatçı,ırkçı,faşist TC Devleti'ni savunan unsurlar olduğunu bizzat kendi ağızlarından duyduk ve dinledik.Şarlatan ikilinin bu kadar hararetli tartışmaları,aralarında ilkin nitel bir görüş ayrılığı gibi algılansa da,özleri aynıdır.Aralarındaki farklar niceldir.Yok birbirlerinden farkı ikisi de Osmanlı torunlarıdır.

Terörden ne anlıyoruz?

Terör amacı olmayan, hedefi belirsiz kör kurşun misali sivil toplumlara yapılan toplu katliam saldırılarıdır. Çoğunlukla sermaye gurupları tarafından finanse edilirler. Örgütlenmesini, eğitilmesini, silah ve mühimmat teminini sermaye devletleri yaparlar. Yeri ve zamanı geldiğinde bu devletler tarafından harekete geçirilip toplu katliamlara imza atarlar. Bu tür eylemler karşı devrimci eylemlerdir. Emperyalist lojistik desteğe sahiptirler.

“Zaferi, halkın özgürlük savaşımına nasıl kazandırırız?”

Ayaklanma ve halk savaşı ateşten bir sanattır. Devrimci savaş sanatında gösterilmesi gereken hassasiyet bütün sanatlarda ortaya konandan daha ilerde ve gelişkin olmak zorundadır. Bu sanat bütün sanatlardan daha bir derinlik ve incelikle ele alınmak zorundadır. Çünkü savaşta yapılacak bir hata ağır bir kayıp ve büyük bir acıyla sonlanabilir. Devrimci savaş sanatında yapılacak ciddi bir hata bazen bütünü kaybetmeye götürebilir. Devrimci sanat yürek ve aklın en ileri temelde birleştirilmesi, karar vermeden önce üzerinde kırk kez düşünülüp, yoğunlaşılarak yürütülmesi gereken bir sanattır.

“Newroz coşkusuyla gözaltı, tutuklama ve yasakları hükümsüz kılalım”

“Devrimci, demokrat, ilerici güçleri pres operasyonlarıyla sindirmeye, korkutmaya, yıldırmaya yönelik hiçbir baskı politikası bugüne kadar başarıya ulaşamadı, bugünden sonra da başarılı olmayacak” şeklinde açıklama yapan Partizan açıklaması şu şekilde sürdürdü: “Faşist Kemalist Diktatörlüğün geleneksel olarak uyguladığı katliam politikaları devam ediyor. Bugün de başta Kürt ulusu olmak üzere azınlık milliyet ve inançlara, ezilen yoksul halka, işçi sınıfına, kadınlara, LGBTİ’lere yönelik imha, inkar ve asimilasyon politikaları hız kesmeden devam ediyor.

Sedat'a….. Ihsan Feridun Berkin

Sen’inle 1977 yılında, kavurucu bir Ağustos gecesinde, İzmir Karabağlar’da bir gecekondu’da tanışmıştık. Sen, Ben ve bir arkadaş daha, el yapımı iptidai bir matbaa ile, sabaha kadar binlerce bildiri basmıştık. Bildirilerin mürekkepleri kuruyup, üst üste istifledikçe keyfimize diyecek yoktu doğrusu ; rotatif misali çalışıyordu körpe kollarımız ; rotatif ne kelime….ertesi günkü mitingde dağıtılacak binlerce bildiriyi, o gece sabaha kadar sadece biz üçümüz basacaktık.

Newroz;Köhnemişe isyan,mazluma kardeştir!

Newroz, sınıf mücadelesi tarihinde zulme karşı yeni bir sayfa açma hamlesidir. Demirci Kawa’nın bu devrimci hamlesi tarihseldir, gelecek kuşakların ve toplumların isyan-direniş geleneğidir.

Newroz Ortadoğu ve ortaasya toplumlarının bilincinde yenilenme, başlangıcın ifadesidir. 21 Mart’ı dönüm noktası olarak kavrayan toplumsal bilinç hamle yapmaya, geçmişin ağır yükünden kurtulmaya da hazırdır. Demirci Kawa’nın Dehak’ın zulmüne karşı haysiyet, onur ve geleceği kazanma mücadelesi Newroz’un başlangıç, yenilenme özünün devrimci karaktere bürünmesini sağlamıştır.

Bu Senin Hikâyendir

Sen bir halksın. "MÜMİN VE EFENDİ" bir halksın.

Halkların devrimci birliği

Emperyalizm bir yandan ranta dayalı sermayesini büyütürken diğer yandan ezilen dünya halklarının yaşamında büyük bir ağırlık olarak duran sefaletin yaratıcısı ve sorumlusudur. Dünyada var olan ve yaşanan köleliğin ve yoksulluğun yaratıcısı ve sürdürücüsü durumunda olan emperyalizm bütün faşist-gerici ulus devletlerle birlikte yaşatılan soykırım ve katliamlarında baş sorumludur. Emperyalistler ve yerli gerici faşist iktidarlar Ortadoğu’da ve ülkemizde ulusal-dinsel-mezhepsel çatışmaların düşmanlıkların yegane sorumlularıdır.

Kürdistan boşalıyor!

Özyönetim ve Hendek

Katliam, yıkım ve göçün diyarı oldu !
Oysa birkaç ay öncesine kadar umutlanmış ve özyönetimle kendi kendimizi yöneteceğimize dair hesaplar yapmıştık.
Devletin Moğol psikozuyla Kürdün kendi kendini yönetme isteğini bastıracağını kimse düşünememişti, düşünemezdi, zira Erdoğan, İran mola rejiminin sünni versiyonlu dinci rejiminin ayak yerini yapmak için yapay bir barış ortamı yaratmıştı. Bu barış ortamına hepimiz kandık, "yetmez ama evet" lerle destekledik, rehavete kapıldık ve işlenen tüm suçlara da ortak olduk.

Umudun Yazarı Sizler Gibi Olmaksa ...

İnsanı faşistlikten kurtaran sevdikleri için üretikleri değil ki .

İnsanı faşistlikten kurtaran sevdikleri dışındaki insanlar içinde üretmesidir .

Vallah zenginlere döndük. Billahta zenginlere döndük. 

Hani şu nasıl kazanıldığını bilmeyen,  har vurup harcayan,  çocukları olan zenginler var ya,  ha…  onlara döndük.

Bu kadar da olmaz ki .  

Dünyanın neresinde halkın sosyal yaşantısının içerisinde çıkıp gelen tınılar  çalındığında devrimcide burçak tarlasına iştirak etmez ki .

Bir şeyde diyemiyorsak .

Sayfalar