Cuma Nisan 19, 2024

TKP/ML- GYDK

24 Aralık 1978 Maraş katliamını,19 Aralık 2000 Hapishaneler katliamını ve 28 Aralık 2011 Robiski katliamını Unutmadık/Unutturmayacağız!

Türk devletinin en temel özelliği katliamcı olmasıdır. Bu ona Osmanlı'dan kalan bir mirastır. Türk devleti, Kemalizmin ideolojik rehberliğinde 1923'de kuruluşunu ilan ettiği günden itibaren, yeni oluşturulan Türk devletinin varlığını ancak diğer ulusları ve azınlıkları katlederek, yok sayarak koruyabileceğini benimsediği için çok geçmeden katliamlara başlamıştır. Kürtlerin ''kurtuluş savaşı'' sonrası haklarının tanınacağına ilişkin Lozan'da verilen sözlerin bir anda unutulmasıyla başlayan isyanlara ilk eklenen Şeh-Sait isyanının bastırılması olmuştur. Bunu, 1915 soykırımından geri kalan Ermeniler ve yine ülkede azınlık konumunda olan Rumlar ve Yahudilerin katliamları ve sürgünleri izlemiş, buna yenileri eklenerek günümüze kadar gelmiştir.

Türk devletinin tarihi elbette sadece bu katliamlarla sınırlı değildir. Sınıfsal ve ulusal mücadele yükseldikçe faşizm de katliamlarını o boyutta devam ettirmiştir. Kemalist faşist devlet kendi düzenini korumak için uyguladığı sürekli faşizmle, demokrasinin bazı kırıntılarına dönem dönem göz yumduysa da, ülke sürekli olarak askeri faşist darbelerle, parlamenter maskeli faşist düzenle korunmaya ve sürdürülmeye çalışılmıştır.

Maraş katliamı tesadüfü müydü?

1978 Maraş katliamı Türk devletinin yükselen devrimci hareketin iktidarı sarsan gücünü baskıyla yok etmek, açık faşist bir yönetime geçmek için MHP'li faşistler eliyle gerçekleştirdiği katliamlardan biridir. Alevilerin hedef seçilmesi tesadüfü değildir. Bilinçli ve planlı bir şekilde devlet MHP eliyle bu katliamı gerçekleştirmiş ve ardından sıkıyönetime geçerek, bir yıl sonrada 12 Eylül Askeri Faşist Darbesi yapılmıştır.

Maraş katliamı bu yönüyle üzerinden kalay kolay atlanacak bir katliam değildir.

Katliama giden yolun ilk fitili 19 Aralık günü gecesi saat 21.30 sıralarında Çiçek sinemasına konan bir bombanın patlatılmasıyla başlatılmıştır. Faşistlerin ''Komünistler camileri bombalıyor'' propagandası gerici kitlenin sokağa dökmesiyle devam etmiştir. Ertesi gün 20 Aralık'ta Alevilerin yoğun olarak gittiği bir kıraathane bombalanmış, aynı gün Töb-Der üyesi iki öğretmenin öldürülmesiyle olaylar iyice alevlenmiştir. MHP'li faşistlerin tezgahladığı, ''Alevilerin ve Komünistlerin cenaze namazları kılınmaz'' tahrikleriyle kalabalık bir kitle cenazelere saldırmıştır. 22 Aralık günü MHP'li faşistler, ''Alevilerin ve Komünistlerin Sünni mahallerine saldıracakları'' provaksiyonunu örgütlediler. Tüm bunlar MHP'li faşistlerin devletin kolluk güçlerini de yanına alarak Alevilere dönük katliam adım adım örülmüş ve 23 Aralık günü kentteki tüm polis gücü geri çekilerek, MHP'li faşistler çevre il ve köylerden getirdikleri silahlı güçlerle katliamı gerçekleştirdiler. İktidarda ki CHP, katliamın ardından 13 ilde sıkıyönetim ilan ederek MHP'nin istediği gerçekleşmiş oldu.

Maraş katliamının gerçek katillerini devlet hiçbir zaman deşifre etmemiştir. Yargılanan bazı MHP'li katillere ise göstermelik cezalar verilerek dava kapatılmıştır.

Alevilere yönelik yeni oyunlar ve olası katliamlar bugün AKP eliyle devam ettirilmektedir. AKP, tam bir Alevi düşmanıdır. Sünni İslam geleneğiyle hareket eden AKP'nin 14 yıllık iktidarı boyunca Alevilere karşı gösterdiği düşmanlık, artık gizlenemez bir şekilde başka araçlarla sürdürülüyor. Cemevlerini türlü gerekçelerle Alevilerin ibadet yeri görmeyen, cami imamlarının maaşları, camilerin su ve elektrik paralarının devletçe karşılandığı, buna karşın Alevilere karşı düşmanca politikalarını sürdüren AKP'nin IŞİD eliyle Alevilere karşı katliamlar planladığı defalarca kamuoyuna yansıdı.

Hapishaneler herzaman devletin hedeflerinden biri oldu!

Faşist diktatörlük sınıf mücadelesinin bir mücadele alanı olan hapishanelerde sayısız katliamlar yapmıştır.

Türkiye'de hapishaneler katliamının en acımasızı ve kanlısı 19 Aralık 2000 tarihinde gerçekleşen katliamdır. Türkiye hapishanelerinde bulunan devrimci tutsaklar ''F-Tipi'' olarak hayata geçirilmek istenen izolasyon uygulamasına karşı 20 Ekim 2000 tarihinde başlattıkları ölüm orucu ve süresiz açlık grevinin başarıya ulaşmaması için faşist diktatörlük, 19 Aralık 2000 tarihinde aynı anda 20 hapishaneye birden saldırarak 28 devrimciyi katlederken, yüzlercesini de yaralandı. 10 bin askerin yer aldığı bu operasyonda, iş-makinaları, ağır silahlar ve zehirli gazların kullanıldığı operasyona verilen ''Hayata Dönüş'' adı, hapishaneler katliamı olarak tarihe geçmiş bulunuyor.

16 yıl önce 19 Aralık hapishaneler katliamında yitirdiğimiz Ahmet İbili, Ali Ateş, Ali İhsan Özkan, Alp Ata Akçagöz, Aşur Korkmaz, Berrin Bıçkılar, Cengiz Çalıkoparan, Ercan Polat, Fahri Sarı, Fırat Tavuk, Fidan Kalşen, Gülser Tuzcu, İlker Babacan, İrfan Ortakçı, Murat Ördekçi, Mustafa Özdemir, Mustafa Yılmaz, Nilüfer Alcan, Özlem Ercan, Seyhan Doğan, Sultan Sarı, Şefinur Tezgel, Ünsal Gedik, Yasemin Cancı, Yazgülü Güder, Halil Önder, Hasan Güngörmez ve Rıza Poyraz'ı bir kez daha saygıyla anıyoruz. Faşist diktatörlük bu saldırıyla gerçekleştirdiği katliamla direnişi bitireceğini ve devrimcileri teslim alacağını sanmıştır. Ancak yanılmıştır. Devrimci tutsaklar onlarca kayıp vermesine karşın teslim alınamamışlardır. Direniş, katliam sorası da aylarca sürmüş, dışarıda sürdürülen destek eylemlerinde 100 yakın eylemci sürdürdüğü ölüm orucu eyleminde ve devletin direniş evlerine yaptığı saldırlarda hayatını kaybetmiştir. 19 Aralık hapishaneler katliamının katillerini devlet aklayarak bu katliamın dosyasını kapattığını sansa da yanılmaktadır. Bu katliam unutulmayacaktır. Hesabı er ya da geç sorulacaktır.

Hapishaneler şimdilerde tam bir işkence merkezi gibi çalışmaktadır. Kapasitesini aşan ve en az 5 bin kişinin fazladan kaldığı mevcut hapishanelerde, hak ihlalleri, keyfi cezalar, sürgünler devam etmektedir. 500 devrimci tutuklunun hasta olduğu, bunların önemli bir bölümünün ölüm sınırında bulunmasına rağmen bırakılmaması, faşist diktatörlüğün yeni katliam planının bir parçasıdır.

Kanlı bir saldırı Roboski

Türk devleti kurulduğundan günümüze Kürt ulusuna karşı düşmanca bir politikayla hareket etmektedir. Kürtlerin her hak istemi katliamla bastırılmıştır. 1925'ten şimdilere taşınan Kürt ulusal direnişi ve baş kaldırıların da yüz binlerce Kürt köylüsü, emekçisi katledilmiştir. PKK'nın 1984 yılında başlattığı silahlı direniş ve baş kaldırda 50 bin Kürt köylüsü, emekçisi ve aydın katledilirken, 5 milyon Kürt köylüsü yerlerinden edilerek göç ettirilmiştir.

Kürt köylüsüne karşı en acımasız katliamlarından biri de 28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski Köyünde sınır ticareti yapan 36 Kürt köylüsünün F-16 savaş uçaklarının yaptığı bombalama sonucu hayatını kaybetmeleri olmuştur. Faşist diktatörlüğün işlediği bu insanlık suçunu sürekli birbirinin üzerine attığı bu katliamın yeni sorumluları olarak bulunan Gülencilerle, devlet işlediği bu suçtan kurtulmanın yolunu bulmaya çalışsa da, AKP işlediği bu suçun hesabını vermekten kurtulamaz.

Kürtlere karşı devletin gerçekleştirdiği yeni operasyonların AKP eliyle sürdürülmesi dozajını artıran bir düzeyde devam ediyor. Daha yakın bir dönemde Suruç, Lice ve daha birçok ilçede gösterilen direnişler karşısında, acımasız bir şekilde, bodrum katlarında topluca katledilen yüzlerce insanın kanı daha kurumamışken, beşer onar katledilen Kürt gerillalarının parçalanan bedenleri faşizmi korkutmaya devam ediyor.

HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ve Belediye Başkanlarının tutuklanması, Belediyelere kayyum atanarak Belediyelere el konmasıyla direnişi bitirmeyi hedefleyen Türk devletinin bunu başarmasının mümkün olmadığı, tarihsel direniş tecrübeleriyle sabitken, bu son saldırılarında Türk devletinin başarılı olması hevesi kursağında kalacaktır.

13 Aralık 2006

TKP/ML GYDK 

47252

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Cumhuriyet Bayrami' Ve Bagimsiz Turkiye Hangi Sinifin Ideolojisidir?

 

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.

Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

 

Solu Liberalleştirmek

 

Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi. 

Kürdistan ve "Demokratikleşme"

Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP


Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!

 Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!

 Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!

Bölünmek için Birlesin


Bölünmek için Birlesin!

Bir Maoist hayati iki ucundan kavrar her zaman; Burjuvazi ve Proleterya ucundan. Birin iki oldugunu kavramamis bir kafa Marksist bir kafa degildir.
Komunist partiler icin Demokratik-Merkeziyetcilikin tek bir anlami vardir; Demokrasi KP lerde Burjuvaziyi temsil eder; Merkeziyetcilik Proleteryayi temsil eder....

Yaranın Merhemini cellattan mı isteyecegiz!

           Yeğişe Çarents   15 Mart 1921  Yer Berlin Charlottenburg semti,

   İttihat ve Terakki Cemiyeti başkanı,İç işleri bakanı,1915 Ermeni Soykırımı'ndan birinci de rece sorumlu,1,5 milyon Ermeni'nin ölümüne sebep olan Tehcir kararnamesi'nde imzası bulunan Talat Paşa Erzincanlı Soğomon Tehleryan tarafından öldürüldü.  Ermeni soykırımı'nda ölenlerin İntikamını almak için Talat Paşa Berlin'in en işlek caddesinde gündüz vakti ensesinden vurularak Ermeni halkı adına cezalandırıldı.Kaçarken polisler tarafından yakalandı.Direniş göstermedi.

Şiirin Şairleri, Şairlerin Şiiri -

“Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her satırını çizip notlar düştük kıyılarına”[1]

“Herkes gider, şiir kalır,” der İbrahim Tenekeci.Doğrudur; öyledir…

Şiirin tarihi şaire doğru akarken; “Şiir kelime kaynar. Bir kazandır, dumanlar tüter içinden,” der Ahmet İnam…

İnsan ruhunun ve yaşamın derinliklerine nüfuz eden şiir ölmez, öldürülemez; çünkü ölümsüzdür…

Hayır; ‘Buz’[2] başlıklı yapıtı ile ‘2011 Turgut Uyar Şiir Ödülü’ne değer görülen Osman Özçakar’ın, “Şiir biraz da sözcüklerle manipülasyon yapma işidir,” tespitine katılmak mümkün değil.

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir

 
 
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

İtiraz ahlaki[*]

 

“İnsanlarda eksik olan

güç değil iradedir.”[1]

 

Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.

İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.

Sayfalar