Cuma Nisan 19, 2024

TKP/ML MK'sinden Newroz açıklaması

Elimize e-posta yoluyla ulaşan bir habere göre yazılı bir açıklama yapan Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist Merkez Komitesi TKP/ML MK ’nin açıklama metninin tamamını haber değeri taşıdığı için paylaşıyoruz:

Direnişi Büyütecek, Özgürlüğü Kazanacağız!

Newroz Piroz Be!

2014 Newroz'u; Türk, Kürt uluslarından, çeşitli milliyet ve mezheplerden emekçi yığınların, çoktandır AKP şahsında, faşist diktatörlükle bir hesaplaşma arenasına dönüşen yerel seçimler düzleminde, direnişin ve özgürlüğü kazanma iddiasının büyüyeceği bir  güne ev sahipliği yapacaktır.

Tarihsel anlamını, Kürt halkının direnişinden, karanlığa yakılan isyan ateşinden alan Newroz, umudumuzu büyütmekte, savaşma azmimizi bilemektedir. Zira, Newroz, TC'nin kuruluşundan bugüne, azgın bir şovenizm ve milliyetçilik eşliğinde uygulayageldiği inkar, imha ve asimilasyon politikalarına karşı Kürt ulusunun yürüttüğü mücadelenin isyan çığlığı olmuştur. Zalim Dehak'a  başkaldıran Demirci Kawa'nın çekici; zulüm altında inleyen, yok sayılan, aşağılanan, dili ve kültürü yasaklanan ve kaderini tayin hakkı elinden alınan Kürt ulusuna, aydınlık geleceğin, kurtuluşun ve zaferin adresini göstermiştir. Kawa'nın çağrısına kulak kesilen Kürt halkı, görkemli bir direniş sergilemiş, onbinlerce evladını bu amansız kavgada sonsuzluğa uğurlamış, özgürlüğü ağır bedeller pahasına parça parça almasını bilmiştir.

Mazlum Doğan'la özdeşleşen Newroz ve onunla simgeleşen ulusal kurtuluş mücadelesi; TC devletinin kabusu olmuş, onu temellerinden sarsmış, dengesini bozmuş, çaresiz bırakmıştır. Kürt halkının, isyan ve direnişle alazlanan; dağların doruklarından yankılanan özgürlük türkülerini susturmak isteyen hakim sınıflar; tüm olanaklarını seferber etmiş, sayısız katliama imza atmış, binlerce köyü boşaltmış, milyonlarca Kürdü vatanından etmiştir. Ne var ki direniş, gün geçtikçe büyümüş, Kürdistan'ın dört bir yanına yayılmıştır.

İşçiler, Emekçiler!

Ezilen emekçi yığınların baskı, zulüm ve sömürüye başkaldırdığı Gezi İsyanı'nın sınıf mücadelesinde yarattığı iklimle karşılıyoruz Newroz'u. Sokağına, parkına, mahallesine, kentine ve kuşkusuz en önemlisi geleceğine sahip çıkan yığınlar, Gezi İsyanı'nda gücünü görmüş ve göstermiştir.

“Bu daha başlangıç...” şiarı, AKP hükümetinin siyasal temsilcisi olduğu düzenin, neo-liberal uygulamalarına karşı yakılan isyan ateşinin daha da büyüyeceğine işaret ediyordu. Bugün, politik arenada ortaya çıkan tablo, Gezi İsyanı'nın sarstığı, kimyasını bozduğu faşist kemalist diktatörlüğün resmidir.

Gezi İsyanı, hakim sınıf klikleri arasındaki koalisyonu bozmuştur. 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ve artık süreklilik kazanan bilgi ve belgelerle ortaya çıkanlar, yalnızca AKP hükümetinin, bakanlarının değil aynı zamanda bugüne kadar onlarla işbirliği/kader ortaklığı içindeki Cemaat'in de gerçek yüzünü ortaya sermiştir. Şimdiye kadar ortak iş tutanlar, şimdi birbirini suçüstü yakalamakta, deşifre etmektedir.

Ortaya saçılan milyon dolarlar, ayakkabı kutuları, yolsuzluklar, sistemin işleyişini göstermekte, kodlarını anlatmaktadır. Komprador burjuvazi ve toprak ağalarının iktidarı; dizginsiz bir sömürü, buna eşlik eden, başta Kürt ulusunun kaderini tayin hakkı başta olmak üzere azınlık milliyetlerin bütün haklarını yok sayan faşist zorbalık üzerine kuruludur. Faşist diktatörlük, “tek millet”, “tek bayrak”, “tek vatan” parolası ve buna paralel gelişen faşist terör ve zorbalıkla, Kürt ulusu üzerindeki baskı politikasını sürdüregelmiştir.

Türk, Kürt Uluslarından Emekçi Halkımız!

Bundandır ki, AKP hükümetinin bugün “demokratik çözüm”, “barış süreci” olarak yüksek perdeden haykırdığı söylemler, büyük bir aldatmacadan ibarettir. AKP, düzenin sadık bir hizmetkarı olarak, hükümeti sürecinde yaşama geçirdiği politikalarla Kürt halkına  yönelik kin ve düşmanlığını açıkça göstermiştir. Roboski'de çoğu çocuk 34 gencimizin bombalanması emrini veren, harekatın başındaki generale rütbe veren Erdoğan değil midir?

“Barış” ve “çözüm”den söz edenlerin; günde beş miting yaparak, saatlerce konuşanların ve hemen her konuya müdahale yetkisini kendisinde görenlerin, Roboski davasında üç maymunu oynamaları tesadüf değildir.

Faşist diktatörlüğün, bugün “barış” ve “çözüm”den söz etmesi, demokrasinin bünyelerine sirayet etmesinden değil Kürt halkının sergilediği direnişten dolayıdır. Kürt ulusu, ulus olmaktan doğan haklarını, yasaklara, engellere, devlet vahşetine rağmen pratikte yaşama geçirmiş, TC'ye de fiiliyatta açığa çıkan bu gerçeği kabul etmek düşmüştür.

Kuşkusuz bu “rıza” eylemi de, niteliklerine uygun olmuş, bunu yaparken Kürtlerin birliğini parçalamayı amaç edinmekten, demokrasi ve değişim nutukları atmaktan geri durmamışlardır! Aradan geçen bir yıl içinde, Kürt ulusunun siyasal özgürlükler, seçim yasası/barajı, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması, rehin politikasının bir sonucu olarak gözaltına alınan ve tutuklanan 8 bini aşkın Kürt siyasetçinin serbest bırakılmasına yönelik en küçük bir adım dahi atılmamıştır.

“Çözüm”den söz eden AKP, Rojava'da cihatçı çeteleri beslemekte, onlara her türlü yardımı yapmaktan geri durmamakta, akıl hocalığı yapmaktadır.

Rojava'da kendi kaderini eline alan Kürt ulusu, geleceğini kendisi inşa etmekte, tüm saldırı ve kuşatmaya karşın örgütlülüklerini genişletmekte, kurumsallaşmasını derinleştirmekte, direnişi büyütmektedir.

Faşist Kemalist Diktatörlük ise “Osmanlı'da oyun çoktur” deyişinin hakkını vermekte, yalan, iki yüzlülük ve aldatmacada sınırları zorlamaktadır. Ne ki, hak ettikleri yanıtı almak için fazla beklemelerine gerek kalmayacak, çokça önem atfettikleri, dillendirmekten bıkmadıkları sandıkta da, Kürt halkının direnişine tanık olacaklardır.

Baskı, şiddet, katliamla yoğrulu milli baskı politikasına karşı tarihin tanıklığı, isyan ve direnişle büyüyen Newroz ateşinin Kürt ulusunu, halkını aydınlatmaya, bilinçlendirmeye ve yol göstermeye devam ettiğidir.

Newroz Parolamız Olacak, İsyan Büyüyecek!

Kahrolsun Faşist Kemalist Diktatörlük!

Tüm Uluslara Tam hak Eşitliği!

Yaşasın Halk Savaşı!

Newroz Piroz Be!

TKP/ML MK
Mart 2014

91859

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Proletarya Partisi

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar