Pazartesi Mayıs 20, 2024

TKP/ML ÖRGÜTLENME KOMİTESİ:Kuruluşunun 40. Yılında PKK'yı ve Kürt Özgürlük Mücadelesini Selamlıyoruz!

27 Kasım 1978’de Lice’nin Fis köyünde kurulan Kürt Özgürlük Mücadelesinin öncü gücü Kürdistan İşçi Partisi'nin 40. mücadele yılını kutluyor, özgür bir Kürdistan kurma mücadelesinde toprağa düşen tüm PKK şehitlerinin anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.

1923 yılında içlerinde Türk hakim sınıflarının da yer aldığı bir antlaşmayla emperyalistlerin gözetimi ve denetiminde 4 ayrı parçaya bölünen Kürdistan topraklarının bir bölümü Türk devletine verildi. Türk devletinin ilhak ettiği Türkiye Kürdistanı'nda, Türk hakim sınıfları yeni kurdukları faşist TC devletiyle başından itibaren Kürtleri yok sayarak, başta Kürt ulusu olmak üzere tüm ulus ve azınlıkları Türkleştirmek için özel politikalar geliştirdiler. Faşizmle malul yeni Türkiye Cumhuriyeti, kendi hakları ve bağımsızlıkları için ayağa kalkan mazlum Kürt ulusuna karşı tam bir imha ve inkar politikası uyguladı. Türk devletinin kuruluşundan üç yıl sonra 1925'deki ilk Kürt isyanı kanlı bir şekilde bastırıldı. Kürtler yerlerinden edildi. Binlerce Kürt köylüsü kendi yurtlarından başka alanlara sürgün edildi. Dilleri ve kültürleri yasaklandı. Kürt oldukları için gittikleri yerlerde horlandılar, iş verilmedi, yoksulluk içinde bir hayat sürdürmek zorunda kaldılar. Bunu diğer katliamlar, baskı ve asimilasyon politikaları takip etti.

PKK'nin 1978 yılındaki kuruluşu ise, takip eden ve artık geriye dönülmesi mümkün olmayan özgürlük mücadelesiyle faşist Türk devletine vurduğu darbelerle devleti defalarca ayağına getirerek masaya oturtmuştur.

PKK, 1984 yılında ilk kurşun olarak tarihe geçen Eruh baskınıyla, hem 1980 Askeri Faşist Cuntasının “ezdik, bitirdik” söylemini boşa çıkartmış, hem de Kürt özgülük mücadelesinin yok edilemediği, Kürtlerin bağımsız bir Kürdistan kurana kadar mücadelelerini devem ettireceklerini namlunun ucundan verdikleri mesajla tüm dünyaya duyurmuştur.

40 yıldır kesintisiz bir şeklide devam eden Kürt Özgürlük Mücadelesi kararlı ve onurlu duruşuyla mücadelesine devam ediyor. Türk devleti ise, 29. kez karşılaştıkları bu isyan hareketinin başlarına neler açacağını bildiği için, en baştan ezmek ve yok etmek için tüm gücüyle yönelttiği saldırılarına “müzakere dönemleri” de dahil bugüne kadar hiç ara vermedi.

Özellikle 1980 Askeri Faşist Cunta sonrası Diyarbakır Hapishanesinde uygulanan insanlık dışı uygulamalarla isyan, esaret koşullarında ezilerek bitirilmek istenen PKK, tüm bu baskı ve yok etmelere karşı direndi, toparlandı, kuruluşunun üzerinden birkaç yıl geçmesine karşın, geride bıraktığı mücadele deneylerinden çıkardığı derslerle önemli hamleler yaptı.

PKK, başlattığı özgürlük mücadelesiyle ulusal güçlerin büyük bir kesimini saflarında örgütlemesini bilmiş, özellikle Kürt kadın ve gençlerini savaşın içinde özgürleştirmenin önemli adımlarını atmıştır. Nitekim kadın mücadelesinin, Kürt özgürlük mücadelesinin temelinde gördüğü işlevle, Türkiye Kürdistanı'nda feodal-ataerkil yapıda ciddi çözülmeler yaşanmıştır. Ulusal mücadelede feodal yapıyı ve değer yargılarını paramparça eden en başta Kürt kadını olmuştur. Kitlesel olarak savaşta yerini alan Kürt kadını bugün Rojava'da gerçekleştirdiği devrimle coğrafyanın en ileri mevzisini oluşturmaktadır.

Partimiz, kuruluşundan itibaren çok uluslu ülkemizde Kürt ulusu üzerindeki baskıları görerek, Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkını kayıtsız-şartsız savunarak, Kürt ulusal mücadelesinin yanında olmuş, desteklemiş ve her fırsatta yakın durarak ortak platformlarda yer alarak birlikte mücadele etmiştir. 1980 Askeri Faşist Cuntası döneminde Diyarbakır Hapishanesinde birlikte örülen direniş, Dersim'de savaşçılarımızın birbirlerine karışan kanları ile gelişen yakınlık ve dostluk, bugün her iki partinin yollarını bir kez de Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nde birleştirmiştir.

HBDH'nin sadece bir eylem birliği/ittifak olmanın da ötesinde bir anlamı vardır. HBDH aynı zamanda Kürt Özgürlük Hareketinin ulusal demokratik mücadelesinin pratik olarak desteklenmesi olarak da kavranmalı ve görülmelidir. AKP'nin topyekun bir saldırı ile ezmek istediği tüm toplumsal güçlerinin bu saldırları püskürtmek ve faşizme karşı mücadelede HBDH'nin önemi ve gerekliliği her geçen gün kendisini daha da hissettirmektedir.

Partimiz, PKK'nın 40. mücadele yılında, her alanda Kürt Özgürlük Mücadelesin yanında olduğunu bir kez daha ilan eder.

Yaşasın Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı!

Yaşasın Kürt Ulusunun Ulusal Özgürlük Mücadelesi!

Kahrolsun Faşist Türk Devleti!

Bütün Ülkelerin İşçileri Ve Ezilen Halkları Birleşin!

27 Kasım 2017

TKP/ML ÖRGÜTLENME KOMİTESİ 

44189

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

DİSİPLİN ANLAYIŞIMIZA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ - I

Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Sayfalar