Perşembe Mart 28, 2024

TKP/ML Örgütlenme Komitesi;“Partimizin Seçkin Üyesi, Tikko Rojava Komutanı Nubar Ozanyan (Fermun Çırak) Yoldaş Ölümsüzdür! Onun Mücadele Azmi Ve Kararlılığı Daima Yolumuzu Aydınlatacaktır!”

Bütün yaşamını partimizin gelişip güçlenmesi ve Demokratik Halk Devrimini gerçekleştirmeye adayan Nubar Ozanyan yoldaşı kaybetmenin acısı içindeyiz. 14 Ağustos 2017 tarihi, hüzün ve kahramanlığın günü olarak hep anılacaktır.

Nubar yoldaş, partimizin değerli bir üyesi ve Rojava'daki TİKKO birliğinin komutanlarındandı. Parti içinde kullandığı Orhan (Armenak Bakırcıyan) ismini ise, partimiz kadrolarından Orhan yoldaştan almıştı ve yoldaşımızın anısını savaş cephesinde de yaşatarak silah elde toprağa düştü.

Nubar Ozanyan, 1956 yılında Yozgat'ta yoksul bir Ermeni ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta annesini kaybetti. Yoksul Ermeni çocukların okutulduğu Karagözyan İlkokulunu bitirdikten sonra, Tıbrevank'da geçirdiği gençlik yıllarında Armenak Bakırcıyan yoldaşla tanıştı.

Armenak yoldaşın kendisini devrimci fikirlerle tanıştırması ve ardından ilişki kurduğu Partimiz TKP/ML ile tanıştığından bu yana örgütlü mücadelesini kesintisiz sürdürdü.

12 Eylül 1980 Askeri Faşist Cuntasının işbaşına gelmesini takip eden süreçte yurtdışına çıktı.

O, Fransa'da bulunduğu müddetçe, partimizin bölge faaliyeti içinde yer almış, Fransa parti faaliyetimizin gelişip güçlenmesine büyük değerler katmış ve mütevazi yaşamıyla daima örnek bir devrimci olarak, yoldaşlarının örnek aldığı bir devrimci olmuştur.

Nubar yoldaş, partimizin 1990 yılında Filistin'deki Askeri Eğitim Kampı açıldığında partiye başvurarak gönüllü aday olduğunu bildirmiş, bu talebinin kabul edilmesinin ardından Ortadoğu'ya geçmiştir.

Filistin eğitim kamplarında ciddi bir eğitim aldı ve bu yönlü yeteneklerinin de payıyla nitelikli bir gelişme kaydetmesiyle partimize büyük değerler kattı. O, sadece askeri yönüyle değil, siyasal olarak da kendisini sürekli geliştirdi.

Marksist-Leninist-Maoist eğitime önem veren bir yoldaş olarak kazandığı yetenek ve birikimiyle partinin önemli bir kadrosu oldu.

O, parti üyeliğini bir ayrıcalık olarak görenlerden değil, proleter bir çizgi ve dava insanı olarak kavrayanlardandı.

1991-92'de Beka'daki eğitim kampını tamamladıktan sonra, Dersim veya Karadeniz'de gerillada görev almak istiyordu. Coşkulu, azimli ve gözleri pırıl pırıldı. Ağır yeraltı koşulları, sokak infazları ve kayıpların yaygın olduğu bir dönemde, o korkusuzca partinin en zor faaliyetlerini üstlenmek istiyordu.

Partinin onu başka bir alanda görevlendirmesine itiraz etmeden görev aldığı bölgelerin koşullarını değerlendirmiş, Partiye muazzam olanaklar sağlamıştı.

İradesi dışında kimi “kazalar” sonucu partinin olanakları ciddi bir aksaklık ve kesintiye uğrasa da yarattığı olanaklarla, ülkede savaş alanlarına askeri ve teknik araçları ulaştırmasıyla büyük değerler kattı.

Nubar yoldaş, bulunduğu görev alanında kaldığı süre içinde sadece bazı imkan ve olanaklar yaratmakla kalmadı. Gittiği ülkede bildiği dili daha da geliştirdi. Rusça'yı çeviri yapacak kadar iyi öğrendi. Zaman buldukça kütüphanelerden çıkmaz oldu. Rusça eserlerin özellikle Türkiye ve Kürdistan'ın güncel ihtiyaçlarına ışık tutacak, komünist ve devrimci hareketin tecrübe ve gelişim sağlamasına hizmet edecek eserleri Türkçe'ye çevirme işleriyle de uğraştı.

“Kafkasların Lenin'i Stepan Şahumyan”, “G.K. Orjonikidze ve Ermenistan'da Sovyet İktidarının Kuruluşu” adlı kitapları çevirip Türkçe'de basımını sağladı, henüz basılmamış 2 ciltlik bir başka kitabı çevirmede önemli rol oynadı. Bazı parti belgelerini Rusça'ya çevirdi. Yaşamını yitirmeden önce Kaypakkaya'nın Seçme Eserlerini Ermenice'ye çeviriyordu, ancak ömrü buna yetmedi.

Okumaya, araştırmaya ve çeviri yapmaya büyük bir isteği olan Nubar yoldaşın en büyük özlemlerinden biri de, kazandığı askeri tecrübe ve birikimini kitaplaştırma arzusuydu. O tam bir görev insanıydı.

Görev verilip de yerine getirmediği hiçbir görev olmamıştır.

Nubar yoldaş, partimiz 2013'te yeniden Ortadoğu'da askeri kamp açma kararı aldığında yine en önde gönüllü olarak katılmak istediğini bildiren ilkler içinde yer aldı. Partimiz, onun askeri ve politik yetkinliğini, tecrübe ve birikimini göz önüne alarak Ortadoğu Askeri Komutanlığı'na atadı.

Irak Kürdistanı'nda kaldığı süre içinde birçok yoldaşımızı askeri ve politik olarak eğitti. Değişen koşullar ve partimizin enternasyonal mücadelesinde ileri bir adım olan Rojava Devrimine katılma kararıyla 2015 tarihinde bir grup TİKKO gerillasıyla Suriye Kürdistanı'na (Rojava) geçerek devrimci mücadelesini burada sürdürdü.

Nubar yoldaş, savaş tecrübesi ve askeri birikimiyle TİKKO savaşçılarının yanı sıra, Rojava Devrimine katılan onlarca enternasyonal savaşçının da eğitimini sağladı, katkıda bulundu.

Nubar yoldaş sadece savaşçıları eğiten bir komutan olarak kalmadı, o, Rojava-Siluk'ta DAİŞ çetelerine karşı yapılan hamlede, onlarca DAİŞ çetesinin saf dışı edilmesinde gösterdiği üstün başarı ile de hep hatırlanacaktır.

O, sadece parti savaşçılarımız için de değil, Rojava'da savaşan tüm savaşçıların tanıdığı, sevdiği ve örnek aldığı büyük bir komutandı.

Nubar yoldaş, Partimizin özellikle 2 yılı aşkın bir süredir yaşadığı sorunların çözümü konusunda en çok sorumluluk hisseden yoldaşlardan biriydi.

O tam da yaşamında somutladığı gibi bürokratizme, dogmatizme ve tasfiyeciliğe karşı amansız bir mücadelenin doğru tarafı olarak mücadelesini sürdürdü. Nitekim, salt sloganlarla, büyük laflarla, programatik görüşlerin günde beş vakit lafzını etmekle devrimin bırakalım gerçekleştirilebilmesini, savunusunun dahi yapılamayacağını pratiğiyle ortaya koymuş bir yoldaş olarak bizlere önemli bir değer ve miras bıraktı.

O, özüyle sözüyle bir olanlardandı. O, gerçek bir Kaypakkaya takipçisiydi. Halk Savaşına olan inancı onun devrimci yaşamının en önemli yanlarından biriydi.

Nubar yoldaş partinin gelişip güçlenmesinin savaşın doğrudan içinde olacağına olan inancını şehit düşene kadar savundu ve bu uğurda da kendisini feda etmekten çekinmedi.

Partimiz, kurulduğu tarihten bugüne enternasyonal bir ruhla hareket etti. Enternasyonal dayanışmaya önem verdi. Anti-emperyalist mücadelenin sadece ülkemizde değil, dünyanın neresinde olursa olsun aynı içerikte olduğunu savundu.

Savunduğu bu görüşüne bağlı kalarak, gösterdiği pratik tutumuyla kardeş ve dost partilerle geliştirdiği ilişkilerle örnek bir tutum sergiledi.

Partimiz 2014 yılından bu yana, gücü oranında Ortadoğu coğrafyasında üstlendiği sorumlulukla devrimci parti ve örgütlerle geliştirdiği dostane ilişkiler ve yer aldığı eylem birliklerinde emperyalizme ve gericiliğe karşı verdiği savaşı bundan böyle de gücü oranında vermeye devam edecektir.

Bugün enternasyonal dayanışmanın pratik olarak en ileri mevzisi Rojava'dır. Suriye iç savaşında, çelişkileri iyi değerlendiren Kürt Ulusal Hareketinin, Rojava'da gerçekleştirmekte oldukları devrimle Rojava'da elde ettikleri statü sonrası, tüm gerici güçler Rojava'nın düşmesi için saldırdılar.

Türk devletinin IŞİD, El-Nusra, ÖSO gibi gerici güçleri kullanarak, Rojava'nın düşmesi için yaptığı saldırılarda, Kürtlerin yanında yer alan uluslararası devrimci güçler, Rojava'da gösterdikleri enternasyonal dayanışmayla gerici güçleri püskürtmede katkıda bulunarak Rojava devrimini korudular.

Rojava'daki enternasyonal dayanışma daha ileri boyutta, içinde partimizin de yer aldığı enternasyonal taburlarla Suriye Kürdistanı'nın özgürleşmesi mücadelesi son aşamasına doğru ilerlemektedir.

Savaşla birlikte yakılıp yıkılan Rojava, enternasyonal bir dayanışmayla yeniden inşa edilmektedir.

İspanya iç savaşında, Vietnam ve Filistin'de gösterilen enternasyonal dayanışmayla, emperyalistlere, işgalci güçlere ve faşist iktidarlara karşı verilen ortak mücadele, bugün Rojava'da yaşam bulmaktadır.

İvana Hoffmann, John Gallagher, Ashley Johnson, Konstandinos Erik Scurfield, Emir Qubadi, Michael İsrael, David Taylor, Nikolas Wardin, Suphi Nejat Ağırnaslı, Ayşe Deniz Karacagil, Alper Çakas, Rıfat Horoz, Ulaş Bayraktaroğlu ve onlarca enternasyonalist savaşçıyla birlikte, Kürt savaşçılar; Aras Şeho, Rukiye Eskin, Reşit Bulut, Meryem Mihemed ve daha yüzlerce şehidin yanına ismini yazdıran Nubar yoldaşın hayatını feda ederek kattığı değer, Rojava Devriminin örülen bir tuğla taşı olmuştur. Kürt ulusu, kadim bir ulusun, Ermeni halkının bu yiğit evladını hiçbir zaman unutmayacaktır.

 

Paris'in Fakir'i, Ermenistan'ın Nubar'ı, Rojava'nın Orhan'ı Ozanyan yoldaş ölümsüzdür!

Devrim ve Komünizm Şehitleri Ölümsüzdür!

Yaşasın Halk Savaşı!

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!

Yaşasın Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı!

 

TKP/ML ÖRGÜTLENME KOMİTESİ

16 Ağustos 2017

41226

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Halkın günlüğü gazetesinde yayımlanan bu makaleyi yerinde ve doğru tespitlerinden ayrıca Kaypakkaya'yı anlama ve algılama yönünden değerli bir yazı olması sebebiyle okumanızı tavsiye ederiz.

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Kaypakkaya’yı sevmek (Deniz Faruk Zeren)

Kim, ne zaman onun ismini ansa devletin en katı, en soğuk, en acımasız yüzüyle karşı karşıya kalıyor!

Kim ne zaman onun fotoğrafını assa, taşısa, devletin sorgularıyla, kelepçesiyle, zındanlarıyla tanışıyor!

Kim, ne zaman onu sevdiğini, izinde yürüdüğünü söylese vay haline!

Bu dünyada, bu ülkede sevilmesi suç olan kaç insan var?

On yıllar önce katledilmiş, katilleri açığa çıkarılmak bir yana korunup gizlenmiş, mezarına giden yollara bile karakollar kurulmuş, adına yazılan şarkılar yasaklanmış bu insan güzeli, İbrahim Kaypakkaya’yı sevmek neden suç?

“Özgür yaşa ya da öl” (Nubar Ozanyan)

Sömürgecilik pratiği ve politikası hemen her yerde ve anda benzerlikler taşımaktadır. Amerika’dan Fransa’ya, Hollanda’dan Portekiz-İspanya’ya uzanan sömürgeci tarihin işgal ve yıkıma dayalı ayak izleri hep aynıdır. Sözde yoksul ve geri kalmış ülkelere medeniyet götüren uygar ülkeler(!) sömürgeci tarihlerini kolonyal çıkarlarına göre yazarlarken yerli halklar ise tarihi direniş ve isyanla yazmaktadır. Bu hikaye, yeni biçim ve kodlarda sürdürülse de özü ve gerçekliği hep aynı kalmaktadır.

Kaypakkaya ardılı hareketin bölünme ve ‘birlik” sorunu üzerine

  1. Çok parçalılık, bölünme/kopuşma ve ayrışma sorunu.

‘Yakın tarih’ olarak, 1968 süreci ve 1970 başlarında ortaya çıkışı itibariyle ele alındığında görülecektir ki Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi (TKKDH), sınıflı toplum gerçekliğinin doğal bir gereği olarak da zaten parçalı/çok bölüklü olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Bu, elbette anlaşılır ve kabul edilebilir bir durumdur.

Sınıf Savaşımı Uzun Bir Yürüyüştür

Bugün karşı karşıya olduğumuz yoksulluk tablosu, kapitalist gelişmenin ve sermaye birikiminin kaçınılmaz sonucudur. Yaratılan zenginlikler bir tarafta birikirken diğer tarafta ise yoksullaşma ve yıkım büyümektedir. Bu, kapitalizmin genel yasasıdır. Proletaryanın yoksullaşması, bir avuç egemen sınıfın ise zenginliğine zenginlik katmasıdır.

Sayfalar