Cumartesi Nisan 20, 2024

TKP/ML TİKKO Kobanê: Newroz'u Kuşan, İsyanı Harmanla!

"Newroz'u Kuşan, İsyanı Harmanla!

Bu yıl halkımızın direniş ve serhildanlarının günü olan Newroz bayramını karşılarken, Kobanê direnişi, 6-7 Ekim serhildanı ve bütün Rojava direnişi tüm sıcaklığıyla Newroz’a doğru akmaktadır. Direniş bayrağı diktiğimiz Kobanê sokaklarından, başta Amed, Dersim, İstanbul olmak üzere tüm şehirlere, Newroz’un isyan şiarıyla sesleniyoruz;

Halkımız,

Köleci toplumdan beridir, yüzyıllarca, destansı direnişler yaşanmış ve bu direnişler Newroz gibi dünya halkları nezdinde farklı cisimleşmiştir. Sömürü ve zulüm boyunduruğu altındaki ezilen halklar isyanlarla, direnişlerle vücut bulmuş ve bu tarih ile sembolleşerek günümüze kadar süregelmiştir. Newroz bir halkın zalimlere karşı verdiği mücadele, isyan, direniş bayrağının sembolüdür. Newroz, Rojava’da, Kobanê’de halkımızın emperyalist saldırganlık ve DAİŞ vahşetine karşı verdiği mücadelenin kendisidir. Newroz, bir ulusun yok sayılmasına, imha, inkârına karşı gelişmiş ve ortaya çıkmış haklı bir öfkedir. Newroz, ezilenlerin emperyalizme ve o’nun yerli uşaklarına attığı tokattır. Newroz, Gezi’dir, Paris’tir, Stalingrad’dır, Madrid’dir, Kobanê’dir, Filistin’dir…

Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Boşnak, Macar milliyetlerinden halkımızın yani biz ezilenlerin isyan bayrağıdır. Nasıl ki dünyanın dört bir yanında ismi değişse de yaşanan Newrozlar gibi. Bu anlamda isyan bayrağımızı kuşanarak, alanları zapt edelim.

Yoldaşlar,

Sizlere çağrımızdır;

Newroz’un yakıcı sıcaklığıyla kavrulan zulüm ve sömürü efendilerine karşı öncü misyonumuzu dünden daha fazla azimli, daha fazla kararlı ve daha fazla inatçı bir şekilde yerine getirmeliyiz. Bugün dünyanın her karış toprağından, topraklarımızı satan, doğamızı yok sayan, sömüren, ezen, katleden bir avuç asalak takımına karşı öfke yükselmekte ve devrimci durum dalga dalga büyümektedir. Görevlerimize sıkı sıkıya bağlanalım, Newroz’u kuşanalım ve isyanı harmanlayalım.

Newroz’un bu sene önemi halihazırda politik gerçeklik nedeniyle ortadadır.  Bir yandan yüzyıllardır bir imha, inkâr politikasının devamı olan, yüzyıllardır bir imha-inkâr politikasının devamı olan, boğulmaya çalışılan Rojava gerçekliği öte yandan ülkemizde iç güvenlik paketleriyle, katliamlarla, hırsızlıklarla bunlara binaen politik bir dizi argümanlarla yaratılmak istenen korku imparatorluğuna karşı daha gür bağırmalıyız; "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!"

Newroz ile birlikte, Kobanê direnişi bütünleşmiştir. Gelin, Newroz'un sıcaklığıyla Kobanê inşasında sesimizi daha gür duyuralım. Avrupa, Türkiye-T.Kürdistanı'ndan Kobanê'de yaşamın inşasında sesimizin olması direnişin bir parçasını oluşturmaktadır. Bu anlamda, sendikalara, DKÖ'lere bu direnişin bir parçası olma, bu direnişin sesi olma çağrısında bulunuyoruz.

Bijî 21'ê Adarê, Bijî Newroz, Bijî Berxwedana Kobanê!

Bijî Marksîzm, Lenînîzm, Maoîzm!

Bijî Partî Me TKP/ML,  Artêşê Gel TÎKKO, TMLGB!                                                                       

TKP/ML TİKKO Kobanê Komitesi"

 

57015

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Proletarya Partisi

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar