Salı Nisan 16, 2024

TMLGB MK: "Nubar Ozanyan'ın düşleri yol göstericimiz, mücadelesi azmimiz olacaktır!"

"14 Ağustos günü partimiz TKP/ML'nin değerli üyesi, ordumuz TİKKO'nun fedakar komutanı Nubar Ozanyan (Orhan Bakırcıyan) yoldaş, partimizin büyük emekler harcayarak konumlandığı Rojava'da ezilenlerin özgürlük ve kurtuluş umudunu büyüterek şehitler kervanına katılmıştır. Partimizin büyük bir kaybı olan Orhan yoldaş, Ermeni kimliği ile gittiği Rojava'da Kürt, Arap, Türkmen, Ezidi ve diğer ezilen ulus ve inançların yükselttiği özgürlük ve kurtuluş bayrağının taşıyıcısı olmuş, Aliboğazı'nda destanlaşarak ölümsüzleşen 12'lerin düşlerini devralarak Rojava'da savaş mevzilerinde yaşatmıştır.

Rojava Devrimini sonuna kadar savunacağız!

Rojava devrimi, emperyalistlerin ve bölgede bulunan uşaklarının türlü saldırı ve işgal girişimlerine rağmen gelişip güçlenmektedir. Faşist TC devleti, Cerablus ve El-Bab bölgesini işgal etmesine rağmen, özgürleştirilen bölgelere de işgal tehditlerinde bulunmaktadır. Tüm bu tehditlere rağmen bölge halkları tarafından faşist TC devleti bölgede işgalci olarak görülüp istenmemekte ve Rojava devrimi sahiplenilmektedir.

Rojava devrimi ile eşdeğer olarak büyüyen korkusunu gizleyemeyen faşist TC devleti, Türkiye Kürdistanı'na saldırarak bölge halklarına adeta soykırımı dayatmıştır. Gerek ülke içerisinde gerekse de Rojava'daki gelişmeler TC'nin aleyhine olup iktidarını sarsan ve sonunda da yıkacak olan birer nüve taşı görevini görmektedir.

Rojava'daki gelişmeler bu anlamda partimiz açısından önemli ve değerlidir. Gerek askeri ve gerekse de politik olarak konumlandığımız Rojava devrimi üzerine salt sayfalarca değerlendirme yapmak yerine bizzat devrimi büyütmek ve geliştirmek bizler açısından önceliklidir.

Ermeni yetimhanelerinden Rojava'ya bir devrim serüveni

Bu düşünceyi hayatının önceliği haline getiren Nubar yoldaşta partimiz tarafından Rojava'ya gönderilen ilk savaşçılardandı. Yaşamı boyunca ezilenlerin daima fedai savaşçısı olan ve bu uğurda görevini yürüten Orhan yoldaş, Filistin, Hayastan, Irak Kürdistanı ve Rojava'da partimiz TKP/ML'nin enternasyonal bir savaşçısı olarak savaş mevzilerinde yerini almıştır. Küçük yaşta annesini kaybettikten sonra Ermeni yetimhanelerinde büyüyen ve oldukça yoksul bir yaşamın içerisinden gelen Orhan yoldaş, sınıfsal olarak bulunduğu konumun özelliklerini yaşamının da sarsılmaz bir karakteri haline getirmiştir. Orhan yoldaşta bulunan paylaşımcı, mütavazi, çalışkan ve davaya adanmışlık özellikleri de işte bu sınıfsal duruşunun ortaya çıkardıklarıdır.

Partimizin özellikle 2 yılı bulan sorunları karşısında büyük bir fedakarlık örneği gösteren Orhan yoldaş, sorunların çözümü noktasında da çeşitli görevler üstlenmiştir. Özellikle partimiz içerisinde boy veren bürokrat, dogmatist ve savaş kaçkınlığına “komutan, cephede komutandır” şiarı ile karşılık vermiş, komünist karakterine paralel olarak çeşitli savaş cephelerinde yerini almıştır.

Savaşın gelişip güçlendirilmesinin bizzat savaş cephelerinde gösterilen pratik ile mümkün olacabileceğini gösteren Orhan yoldaş ve 12 kızıl karanfilimiz bu anlamda komsomolcular için örnek alınacak ve hep hatırlanacaktır.

Partimiz TKP/ML'nin 45 yıllık tarihine örnek bir halka olarak katılan Orhan yoldaş, partimizin komsomol gücü GB'nin mücadele azmi olacak, devraldığımız bayrağını onurla ve gururla dalgalandıracağız.

Nubar Ozanyan ölümsüzdür!

12'lerden Nubar'a, şan olsun TKP/ML'ye!

Yaşasın Rojava devrimimiz!

Yaşasın Halk Savaşı!

Savaş, öğren, ilerle, gücümüz TMLGB!

Yaşasın partimiz TKP/ML, halk ordusu TİKKO, gençlik örgütümüz TMLGB!

TMLGB MK

Ağustos 2017"

39856

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

Sayfalar