Cumartesi Nisan 20, 2024

Toplumsal Tarihin Öne çıkardığı Komünist Kadınlar

Toplumsal tarihin başlangıcından günümüze kadınlar, toplumsal kurtuluş mücadeleleri içinde her zaman yer almışlardır. Kadınlar, yok sayıldıkları toplumsal süreçlerde dahi, tarihi daha ileriye taşıma mücadelesinin dışında kalmamışlardır. Her süreçte onlar kendi önderlerini de yaratmıştır. Özellikle kapitalizmin gelişmesiyle beraber, sınıflar mücadelesinin en önlerinde kadın hakları ve sosyalizm mücadelesinde yerlerini almasını bilmişlerdir.

Almanya işçi sınıfı kendi içinden çok komünist kadın çıkarmıştır. Bunların en bilinenleri Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg’dur. Daha sayısız Alman komünist kadın, Alman burjuvazisine karşı savaşlarda şehit düşmüşler ya da hapis yatmışlardır. Jenny Marx, Laura Marx, Elanor Marx’ta Almanya’nın yetiştirdiği komünist kadınlardan bazılarıdır.

Bugün ise, bu saydığım komünist kadınların devamcısı olan Gabi Geartner, onlardan kızıl bayrağı devralmıştır. Alman burjuvazisi Rosa Luxemburg’u katlederek devrimi o gün için önledi. Ancak, işçi sınıfının sosyalizm mücadelesini durduramadı. Onun bayrağını her zaman taşıyanlar oldu ve bugünde o bayrağı Gabi Geartner yükseklerde taşımaya devam etmektedir.

 

Fabrika işçiliğinden Komünist Parti Başkanlığına

Gabi Geartner, 37 yıldır MLPD’nin başkanlığını yapan ve partinin kurucu ve teorik önderlerinden Stefan Engel’den görevi 1 Nisan 2017’den itibaren dervaldı.

G. Geartner, MLPD’nin gençlik örgütü REBELL (isyancı) saflarından 1996 yılında parti üyesi olmuş ve 2000 yılından itibarende parti MK üyesi olarak görev yapmaktadır. Gabi Geartener, bir süre iş aletleri teknisyeni olarak fabrikada çalıştı. 2003’ten beri profesyonel devrimci olarak çalışmaktadır.

Almanya Marksist-Leninist Partisi (MLPD), X. Parti Kongresi’nde aldığı bir kararla partiyi gençlendirmeye ve gençleştirmeye gitti. Aynı zamanda parti içinde kadınların daha fazla öne çıkarılmasını kararlaştırdı. Uzun zamandır parti içinde kadınlar önemli bir yer teşkil etmesine karşın, son kongrede bunu daha bir görünür kıldı.

Örneğin, X. Kongre’de, delegelerin % 46’sını kadınlar oluşturuyordu. Yine yeni seçilen Merkez Komitesi’nin %44’ü kadın üyelerden oluşuyor. Bu veriler, MLPD’nin kadın aktivistlere daha fazla önem verdiği ve pozitif ayrımcılığı kadınlardan yana kullandığının göstergesi oluyor. X. Kongre’ye katılan delegelerin %77’si işçi kökenliyken, geriye kalanı ise küçük burjuva kökenli emekçilerdi. Bu veriler, MLPD’nin işçi sınıfı partisi olarak işçiler arasında çalışmaya verdiği önemi gösteriyor.

MLPD’nin Almanya’da yaşayan göçmenlere içinde çalışmaya da özel bir önem veriyor. Bu konuda bir çok broşür çıkardı. Parti üyelerinin % 7,5’i Almanya’da yaşayıp Alman olmayan başka uluslara mensuptur.

MLPD disiplinli bir parti ve kendi üyelerinin teorik ve siyasi eğitimine özel bir önem verir. Alman burjuva çalışma disiplini bilinen bir şey olmasına karşın, Alman komünistlerinin disiplini proleter çalışma tarzından ileri geliyor.

Türk ve Kürt komünistlerinin MLPD’den öğrenecekleri bir çok şey var:

Birincisi; proleter disiplin. İkincisi; kadınların öne çıkarılması. Üçüncüsü; üye ve kadroların teorik eğitimini aksatmadan sürdürmek.

MLPD, her üye ve kadrosunu sürekli ve düzenli bir teorik eğitime tabi tutuyor. Üyeler bu eğitimlere katılmakla yükümlüdür. Burada, günlük sorunlardan genel sorunlara kadar tüm konular ele alınırken, üyelerin teorik seviyelerinin yanında kendilerini çok yönlü geliştirmelerinede önem veriliyor. Aynı zamanda, eleştiri özeleştiri sürekli olarak işletiliyor. Küçük burjuva bürokratik çalışma tarzına, küçük burjuva düşünce tarzına ve küçük burjuva sağ ve “sol” oportünist eğlimlere karşı mücadele ediliyor.

MLPD, dünya görüşüne uygun olarak da, diğer ülke komünist-devrimci parti ve örgütleriyle enternasyonal ilişkilere önem vermektedir. Bu amaçla kurulan ICOR (İnternational Coordination of Revolutionary Parties and Organizations –Uluslararası Devrimci Parti ve Örgütler Koordinasyonu ) içinde 39 ülkeden 54 parti ve örgüt yer almaktadır.

ICOR, Kobane’de büyük bir sağlık merkezi kurdu. Gabi Geartner’de Kobane’de sağlık merkezinin yapımında bir işçi olarak yer aldı. Bu, komünistlerin ezilen ulusla enternasyonal dayanışmasının tipik örneğiydi.

Kobane’de kurulan sağlık merkezi, bütünüyle kitlelerden toplanan bağışlardan ve ev ev dolaşılarak iş aletlerinin toplanmasıyla gerçekleştirildi. Sağlık merkezinde çalışanlar ve iş aletleri bin bir zorlukla ve Türk devletinin tüm engellemelerine karşın, Türkiye üzerinden Kobane’ye taşındı.

MLPD, Almanya’da var olan başka uluslardan işçi ve emekçilere ait demokratik örgütlenmelerle de yakın ilişki sürdürmeye çalışmaktadır. 2017 Eylül ayında yapılacak olan parlamento seçimleri için, “Enternasyonal Liste”yle seçimlere girecektir. Bu liste içinde, Almanya’da yaşayan çeşitli ulusal kökenlere sahip işçi ve emekçiler yer almaktadır. ATİF, AGİF, PYD, Filistinliler ve diğer örgütlenmelerden milletvekili adayları vardır. ATİF’in milletvekili adayları ise 2015 Nisan ayında tutuklanan ve halen cezaevinde yatan iki ATİF üyesidir. Bu Almanya tarihinde bir ilktir.

Gabi Geartner’yı zorlu görevler beklemektedir. Emperyalist savaş tehlikesinin arttığı bir süreçte; Alman burjuvazisine karşı işçi sınıfının sosyalist

mücadelesinin geliştirilmesi ve dünya devrimci mücadelesine katkının yanında, daha fazla kadının komünist örgütlenmeler içine çekilmesi ve partinin gençleştirilmesi görevleri onu beklemektedir. 

42892

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Yusuf Köse

Kavganın ve Mücadelenin Ozanı; Yetiş Yalnız…

İbrahim Kaypakkaya, ilgilenenler tarafından bugüne kadar birçok özelliği ile tanındı, bilindi. En yaygın bilinirliği‚ “ser verip sır vermemesidir” sanırız. Doğrudur, Kaypakkaya işkencede direndi. Onun düşmana karşı direnişi inadından veya acıya dayanıklı olmasından kaynaklanmıyordu elbette… Bunu nereden mi biliyoruz? Dönemin en azgın faşist uygulamaların yapıldığı Amed Zindanı’nda yapmış olduğu siyasi savunmadan. Kemalist faşist diktatörlüğe karşı, onun elinde tutsakken dahi örgütsel ilişkilerini deşifre etmeden, uğruna mücadele ettiği komünizm düşüncesini savunmasından biliyoruz.

“Ermenilerin hepsi ASALA olsun” (Nubar Ozanyan)

Yaklaşık 45 gündür Artsakh, vicdansız ve eşitsiz bir kuşatma altında. Artsakh halkı buz kesen soğukta direniyor. Dünya sağır ve suskun.

30. Ölümsüzlük Yılında MANUEL DEMİR/ՄԱՆՈՒԵԼ ՏԷՄԻՐ Yaşıyor! Partizanlar yaşıyor! (1)

Manuel Demir’i 30. ölümsüzlük yılında saygıyla anıyoruz. Bu vesileyle Ermeni Fedailer adıyla başlattıkları ve hayatlarını Ermeni halkının davasına adadıkları, bugün ise Partizan hareketine dönüşerek devam eden mücadelede sayısız Ermeni devrimciler Hrantlar, Hayrabetler, Armenaklar, Yalımyanlar, Ozanyanlar ve Manueller’i de anıyor ve aradan yüz yıl geçmiş olsa da bu mücadelenin devam edeceğini belirtiyoruz.

TKP-ML OPK Üyesi Ünal Orhan: Yeni Yılda Umudu ve Özgürlüğü Güçlendirmeliyiz, Güçlendireceğiz!”

Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist Ortadoğu Parti Komitesi (TKP-ML OPK) üyesi Ünal Oral ile yapılan röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Hangi Sınıfın Cumhuriyeti Yaşasın?

Feodal aristorkrasiye karşı burjuvazinin iktidara gelmesi ve feodalizmi yıkması tarihsel olarak ilericiydi. O dönemde “ kahrolsun feodalite, yaşasın cumhuriyet” sloganı ileri bir hedefi gösteriyordu. Bu tarihsel dönüşüm Fransız burjuvazisinin 1789 burjuva devrimiyle başarıldı. Bu, toplumlar tarihinin geri döndürülemez diyalektik gelişimiydi. Feodal aristokrasi, ne kadar çaba harcarsa harcasın, gelişen üretici güçlerin önünde daha fazla direnemezdi ve kendinden önceki toplumların başına gelen kendisinin de başına gelmişti: Toplumlar tarihinin çöplüğündeki yerini aldı.

Zorunlu Açıklama!

Kısa bir süre önce; "Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han ve Süleyman Cihan." başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının giriş bölümünden de anlaşılacağı gibi bu yazı, Anayasa Mahkemesi'nin Sansaryan Han’a ilişkin kararı vesile yapılarak yazılmıştı.

Sosyal medyayı ve malum platformları aktif olarak takip etmediğimden; yazıya ilişkin kimlerin ne türden değerlendirmeler de bulunduğunu bilmiyorum. Bu çok ta önemli değil; elbette her okurun kendine göre değerlendirme, beğeni ve yergileri de olacaktır.

Ali Haydar Dersim’e (Nubar Ozanyan)

Değerli bir komutanı daha kaybettik. Dersim halkının bağrından çıkıp, dağlara sevdalanan, özgürlüğü zirvelerde arayan bir komutanı yitirdik. Büyük bir yürek acısı daha yaşadık.

„Holodomor „ Yalanı Üzerine

Başta Avrupa emperyalist burjuvazisi olmak üzere, bütün gerici devletler, emperyalist Rusya'nın Ukrayna'ya saldırı ve işgalini bahane ederek, tüm SSCB kazanınlarını, anıtlarını yok etmenin yanında, yeni yeni kararlarla, Stalin önderliğindeki SSCB'ni ve sosyalizmi karalamak için her türlü yalana baş vurmaya hız verdiler. Burjuvazinin, sosyalizm ve onu anımsatan herşeye düşmanlığı, kapitalizm ayakta kaldığı sğrece devam edecektir. Bu nedenle, burjuvazinin bütün yalanlarını açığa çıkarmakta devrimci mücadelenin en önemli ayaklarından biridir.

Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-2 Kemalizm Sol Değildir!

AKP-MHP faşist ittifakı süresince siyasal İslamcılığın karşısına da alternatif olarak Kemalist ideoloji çıkarılıyor. Kendine “sol” diyenlerin siyasal İslamcılığın alternatifi olarak Kemalizm’i yeğlemeleri kabul edilebilir bir siyasi tutum değildir.

Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han Ve Süleyman Cihan!

Dün, Sansaryan Han’a ilişkin bir haber okudum gazetelerde: “92 yıl sonra Sansaryan Han için tarihi karar.” başlığı altında, özetle, şunlar aktarılmaktaydı: 

 

Ermeni fakir çocukların eğitim masraflarının karşılanması amacıyla vakfedilen ancak 1930 yılında devlet tarafından el konulan ve uzun yıllar İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan Sansaryan Han, Anayasa Mahkemesi kararıyla 92 yıl sonra Ermeni vakfına geri verilecek.”[1]

 

Uluslararası İşçi Sınıfı İçin Büyük Bir Kayıp! Jose Maria Sison'u Sonsuzluğa Uğurladık

Filipin Komünist Partisi'nin (FKP)  kurucu önderi, Yeni Halk Ordusu (YHO) ve Filipin Ulusal Demokratik Cephe'nin (FUDC) danışmanı ve  Uluslararsı Halkların Mücadele Birliği'nin (ILPS) kurucularından ve başkanı, Filipin proletaryasının ölümsüz militanı Jose Maria Sison'u (yoldaşlarının Joma'sı) 16 Aralık 2022 tarihinde kaybettik.

Sayfalar