Cuma Mart 29, 2024

Toplumsal Tarihin Öne çıkardığı Komünist Kadınlar

Toplumsal tarihin başlangıcından günümüze kadınlar, toplumsal kurtuluş mücadeleleri içinde her zaman yer almışlardır. Kadınlar, yok sayıldıkları toplumsal süreçlerde dahi, tarihi daha ileriye taşıma mücadelesinin dışında kalmamışlardır. Her süreçte onlar kendi önderlerini de yaratmıştır. Özellikle kapitalizmin gelişmesiyle beraber, sınıflar mücadelesinin en önlerinde kadın hakları ve sosyalizm mücadelesinde yerlerini almasını bilmişlerdir.

Almanya işçi sınıfı kendi içinden çok komünist kadın çıkarmıştır. Bunların en bilinenleri Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg’dur. Daha sayısız Alman komünist kadın, Alman burjuvazisine karşı savaşlarda şehit düşmüşler ya da hapis yatmışlardır. Jenny Marx, Laura Marx, Elanor Marx’ta Almanya’nın yetiştirdiği komünist kadınlardan bazılarıdır.

Bugün ise, bu saydığım komünist kadınların devamcısı olan Gabi Geartner, onlardan kızıl bayrağı devralmıştır. Alman burjuvazisi Rosa Luxemburg’u katlederek devrimi o gün için önledi. Ancak, işçi sınıfının sosyalizm mücadelesini durduramadı. Onun bayrağını her zaman taşıyanlar oldu ve bugünde o bayrağı Gabi Geartner yükseklerde taşımaya devam etmektedir.

 

Fabrika işçiliğinden Komünist Parti Başkanlığına

Gabi Geartner, 37 yıldır MLPD’nin başkanlığını yapan ve partinin kurucu ve teorik önderlerinden Stefan Engel’den görevi 1 Nisan 2017’den itibaren dervaldı.

G. Geartner, MLPD’nin gençlik örgütü REBELL (isyancı) saflarından 1996 yılında parti üyesi olmuş ve 2000 yılından itibarende parti MK üyesi olarak görev yapmaktadır. Gabi Geartener, bir süre iş aletleri teknisyeni olarak fabrikada çalıştı. 2003’ten beri profesyonel devrimci olarak çalışmaktadır.

Almanya Marksist-Leninist Partisi (MLPD), X. Parti Kongresi’nde aldığı bir kararla partiyi gençlendirmeye ve gençleştirmeye gitti. Aynı zamanda parti içinde kadınların daha fazla öne çıkarılmasını kararlaştırdı. Uzun zamandır parti içinde kadınlar önemli bir yer teşkil etmesine karşın, son kongrede bunu daha bir görünür kıldı.

Örneğin, X. Kongre’de, delegelerin % 46’sını kadınlar oluşturuyordu. Yine yeni seçilen Merkez Komitesi’nin %44’ü kadın üyelerden oluşuyor. Bu veriler, MLPD’nin kadın aktivistlere daha fazla önem verdiği ve pozitif ayrımcılığı kadınlardan yana kullandığının göstergesi oluyor. X. Kongre’ye katılan delegelerin %77’si işçi kökenliyken, geriye kalanı ise küçük burjuva kökenli emekçilerdi. Bu veriler, MLPD’nin işçi sınıfı partisi olarak işçiler arasında çalışmaya verdiği önemi gösteriyor.

MLPD’nin Almanya’da yaşayan göçmenlere içinde çalışmaya da özel bir önem veriyor. Bu konuda bir çok broşür çıkardı. Parti üyelerinin % 7,5’i Almanya’da yaşayıp Alman olmayan başka uluslara mensuptur.

MLPD disiplinli bir parti ve kendi üyelerinin teorik ve siyasi eğitimine özel bir önem verir. Alman burjuva çalışma disiplini bilinen bir şey olmasına karşın, Alman komünistlerinin disiplini proleter çalışma tarzından ileri geliyor.

Türk ve Kürt komünistlerinin MLPD’den öğrenecekleri bir çok şey var:

Birincisi; proleter disiplin. İkincisi; kadınların öne çıkarılması. Üçüncüsü; üye ve kadroların teorik eğitimini aksatmadan sürdürmek.

MLPD, her üye ve kadrosunu sürekli ve düzenli bir teorik eğitime tabi tutuyor. Üyeler bu eğitimlere katılmakla yükümlüdür. Burada, günlük sorunlardan genel sorunlara kadar tüm konular ele alınırken, üyelerin teorik seviyelerinin yanında kendilerini çok yönlü geliştirmelerinede önem veriliyor. Aynı zamanda, eleştiri özeleştiri sürekli olarak işletiliyor. Küçük burjuva bürokratik çalışma tarzına, küçük burjuva düşünce tarzına ve küçük burjuva sağ ve “sol” oportünist eğlimlere karşı mücadele ediliyor.

MLPD, dünya görüşüne uygun olarak da, diğer ülke komünist-devrimci parti ve örgütleriyle enternasyonal ilişkilere önem vermektedir. Bu amaçla kurulan ICOR (İnternational Coordination of Revolutionary Parties and Organizations –Uluslararası Devrimci Parti ve Örgütler Koordinasyonu ) içinde 39 ülkeden 54 parti ve örgüt yer almaktadır.

ICOR, Kobane’de büyük bir sağlık merkezi kurdu. Gabi Geartner’de Kobane’de sağlık merkezinin yapımında bir işçi olarak yer aldı. Bu, komünistlerin ezilen ulusla enternasyonal dayanışmasının tipik örneğiydi.

Kobane’de kurulan sağlık merkezi, bütünüyle kitlelerden toplanan bağışlardan ve ev ev dolaşılarak iş aletlerinin toplanmasıyla gerçekleştirildi. Sağlık merkezinde çalışanlar ve iş aletleri bin bir zorlukla ve Türk devletinin tüm engellemelerine karşın, Türkiye üzerinden Kobane’ye taşındı.

MLPD, Almanya’da var olan başka uluslardan işçi ve emekçilere ait demokratik örgütlenmelerle de yakın ilişki sürdürmeye çalışmaktadır. 2017 Eylül ayında yapılacak olan parlamento seçimleri için, “Enternasyonal Liste”yle seçimlere girecektir. Bu liste içinde, Almanya’da yaşayan çeşitli ulusal kökenlere sahip işçi ve emekçiler yer almaktadır. ATİF, AGİF, PYD, Filistinliler ve diğer örgütlenmelerden milletvekili adayları vardır. ATİF’in milletvekili adayları ise 2015 Nisan ayında tutuklanan ve halen cezaevinde yatan iki ATİF üyesidir. Bu Almanya tarihinde bir ilktir.

Gabi Geartner’yı zorlu görevler beklemektedir. Emperyalist savaş tehlikesinin arttığı bir süreçte; Alman burjuvazisine karşı işçi sınıfının sosyalist

mücadelesinin geliştirilmesi ve dünya devrimci mücadelesine katkının yanında, daha fazla kadının komünist örgütlenmeler içine çekilmesi ve partinin gençleştirilmesi görevleri onu beklemektedir. 

42862

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Yusuf Köse

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Sayfalar