Cuma Mart 29, 2024

Ya Devrimden yanasın yada faşist diktatörlükten yanasın

Garip olaylar oluyor ülkemizde. Aslında garip olaylar oluyor demekte yanlış. Çünkü,hepimiz alıştık devletin bu tür panorayak oyunlarına... Devlet erk'inde at iziyle ıt izi birbirine karışmış durumda. Darbeciler kim? Darbeyi yapanlar kim? Bunların siyasal temsilcileri ve yönlendiricileri kimler? Henüz bu sorular en azından kamu tarafından netlik kazanmış değil. Açık olan birşey var ki,darbeciler devletin içerisinde ve iktidarın önemli mevkilerinde yer almaktadır. Belkide darbecilerin başı'da,kıçı'da Erdoğan ve şurakasıdır.Bu ihtimal çok büyük olup,giderek ağırlık kazanmaktadır.Kanımca faşist Erdoğan şurakası bu amatör darbe planlamasını yaptı,senaryosu ortak örgütlenerek karşıt egemen kliğin tasfiyesi tamamlandı.

Asıl amaçlanan,açık faşist terörün ,katliamların üstünü örtmek perdelemek,gündemi değiştirerek kaybettiği itibarı bu oyunla yeniden elde etmek ve mağduriyetleri oynamaktır.Şu an bunda göreceli başarılı olduğu söylenebilir.Bu bırakmak istemediği koltuğun garanti olduğu anlamına gelmiyor.Yarın nelere gebe,hep birlikte göreceğiz.Hazırlanan bu sanal darbe tezgahı nasıl kimlerle örgütlendi,kimler kurban seçildi,kimlere yıkılması gerektiği,kimlerin bertaraf edilmesi gerektiği,kimlerin halkı sokaklara dökmesi gerektiği tek tek açığa çıkacaktır.

Bunda kimsenin şüphesi olmasın.Hatta,"birkaç kelle keserek topluma,aslında Kürtlere ve devrimci demokratlara,aydınlara,sosyalistlere gözdağı vermeyi amaçlamaktadır.Öyle de oldu. İŞİD ve Ergenekoncu mafya çetelerini sokaklara sürerek sıradan hiçbir şeyden haberi olmayan, yanlızca emre amede olan yoksul sıradan eskerlerin kafaları tüm kamoyu önünde kesildi.Bu nasıl "demokratik bir devlet" ki,kafa kesenleri taktir ediyor,devam edin,"diyor. Eğer doğruysa ki,0 büyük ihtimal islamda biat etmenin bir yoluda "kişiye tecavüz ederek", onurunu kırarak tecavüzü şantaj aracı olarak kullanmaktalar. Yaşadığımız bu ortamda herşey mümkün,herşey olabilir. Faşizmin en karanlık bir dönemini yaşıyoruz. Hakim sınıflar arasında süregelen çıkar dalaşına doğru tahlil yapmak gerekiyor. Bilinmeli ki,Türk devlet erki yüzyılın en karanlık dönemlerinden birini yaşamakta olup,parçalara bölünmüş en zayıf dönemini yaşıyor. Darbe oyunu, yeni bir tezgahın devreye sokulması,rakip kliklerden birinin tasfiyesini,diğerinin ise ,yeni bir darbe senaryosuyla yerini sağlamlaştırmasının önünü açtı.

Önce ki yazımda şunu belirtmiştim; darbecilerin darbecilere karşı yapmış olduğu bir darbe girişimidir bu.Faşist klikler arasında iktidara hakimiyet kurma dalaşıdır.Hakim sınıflar arasında süren çelişkiler şiddete dönüşmüşse, devlet içten çatırdıyorsa bu kötü değil iyidir.Sermaye klikleri arasında süregelen çelişkiler özde uzlaşmaz çelişkiler olup,şiddeti ve kanlı çatışmalarıda beraberinde getirmektedir.

Bugün MHP'nin Bahçeli kanadı,AKP ,CHP'nin Kemalist şovenist kesimi, Ulusalcılar-Ergenekoncular hepsi birlikte yeni bir faşist oluşuma gitmektedir. Bu faşist blokların kimin önderliğinde birleşeceği henüz net ve açık değil. Birbirleriyle çok yönlü cebelleşme,Osmanlı entirikaları,Kemalist tuzaklamalar devam ediyor.Erdoğan'ın ipleri eskisi gibi sağlam değil,nerden kopacağıda hiç belli değil. Yarına hangi faşist darbe ve entirikayla "demokrasi" adına uyanırız hiç belli değil.

Bugün tek bir gerçeği halklarımız gördü ve gelecekte yaratılmak istenen korku çemberi yıkılmış oldu. O da,"Kahraman Türk Ordusunun Yenilmezliği",suya düştü,çamura bulandı.Faşist Türk ordusu aslında "kağıttan kaplan"mis,bunu herkes gördü.Yüzyıllık yıkılmaz tabuyu kendi elleriyle bir gecede kendiler kolayca yıkıverdiler.Kendi iktidar dalaşında düşünmeden yaptıkları yanlışlar kendi yıkımlarını,sonlarınıda beraberinde getireceğini kestiremediler.

Yüzyıllık tarihimizde ,"o yıkılmaz,karşısında durulmaz,dünyanın ikinci büyük NATO ordusu , yine kendi elleriyle,"bir gecede tarumar oldu,yıkıldı,tüm itibarı altüst oldu.Deyim yerindeyse toplum nezlinde beş paralık oldu. Bir yerde iyi oldu,faşist ordunun o yıkılmaz korku çemberi yıkıldı.Dünya aleme rezili rüsva oldu,itibarsızlaştı.Buna karşı daha militarist,şovenist,faşist eğitimli polis devleti kuruluyor. Çürüyen, yıkılmaya başlayan faşist devleti yeniden revizyondan,dizayndan geçirmek istenmektedir.

Amerikan emperyalizmi Erdoğan'ın çürüyen yanını güçlendirmek için, yeni bir darbe oyunu sergiledi. Ve bu derbenin başarısız olmasını yönetti vede istedi. Bir tarafta Erdoğanın bir ayağını boşa çıkardı,"haddini bil,istersek seni bertaraf ederiz"demek istedi. Diğer yandan,"sen hala bize lazımsın fazla ileri gitme,söylediklerimize harfiyen uy"ikazı yapıldı. Bu darbe oyunuyla, Erdoğan'ın eli güçlenmedi,zayıfladı,zayıflattırıldı. Güçlenen elini,meydan okur hale gelen yolunu bir anlamda kesiverdiler. "Akıllı olmasını" gelecekte"Ortadoğu'da izlenecek rotaya aynen riayet etmesi rica "edildi. Ee bizim ki,süt dökmüş kediye döndü,korkudan renk değişimi yaşadı.Cep telefonuna yansıyan korku resmi bize herşeyi çok güzel anlattı. Yaşanan gerçekler bu almamıyla kötü değil iyidir.Darbeyi kimden öğrendiğini,saat kaçta duyduğunu Genelkurmay'ın ve Mit'in kendisini ne zaman haberdar ettiğini kattı karıştırdı gaf üstüne gaf yaparak kendi kendini yalanladı. Rolünü iyi oynayan bir aktör olmadığı,çok amatörce davrandığı,yakayı ele veren işaretler bıraktı. Bugün düşmanın durumu dünden daha kötü ve zemin katı kayganlık taşıyor. Bu anlamda durum iyi.

Düşmanlarımız kurt misali birbirine düşmüş durumda,birbirlerini yiyorlar. Bu halklarımız için kötü değil iyidir. Bazı çok bilmişler,yüksek perdeden nagaralar atanlar siyasete kalıpçi olup,güncel politika da ana özgüle müdahaleetmeyi beceremezler.Çirtlak sesle kalıplar üzerinde bağırıp duruverirler.Güne müdahale tavır takınma yerine kalıplaşmış sözcükleri tekrarlayıp dururlar.Buna da bilmem ne derler.Bence bu tür bağırmaların,keskin sirkelik yapmaların bir yararı yoktur,bir anlamda ifade etmiyor.

Bugün Türkiye ve Kürdistan halklarının baş düşmanı AKP, Ergenekon, Ulusalcı faşist koalisyon dur. Bu diğer düşman sınıfları gözardı etme , onlarla mücadele etmede gevşeklik gösterme anlamı asla çıkarılamaz. Devrimin bütün dostları birlikte faşist devlete karşı mücadele etmeli,bu mücadeleyi geliştirmeli eylemde birlik ajitasyon ve propaganda da srrbestlik ilkesini temel almalılar. Gelecekte oluşturulacak halkların birleşik cephesinin yolu böylece açılacaktır. Türkiye ve Kürdistan da halklarımız ve kitleler örgütlenmeden,harekete geçirilmeden devrimi gerçekleştirmek koca bir hayeldir. Hayallerle hareket edenler erken yorulur,zıddına hızla evrilirler.

Sınıf mücadelesi bir günlük,bir aylık,bir yıllık değildir.Uzun yılları kapsar,sabırlı olmayı gerekli kılıyor. İşçi sınıfını,köylülüğü,emekçi halklarımızı uzun yılları kapsayan örgütlemeyi bize emrediyor. Şehirlerde işçi sınıfı içerisinde,büyük fabrikalarda çalışmak,örgütü yaratmak,komünist işçiler yetiştirmek , kırlarda gerillaya kan aktarımı,kadro aktarımı ve uzun çalışmalar sonucu sınıfı örgütleyerek şehirlerde devrimin ana damarlarını sağlamlaştırmak,gelecekteki devrim için ayaklanmaya hazırlamak esas alınmalıdır.Devrim nakış nakış işlenmek,emek harcamak, komünist işçi kadrolar yaratarak devrimde sorumluluğu birinci derecede üstlenmek demektir.

Kısacası,her alanda faşizme karşı sınıf mücadelesini yükseltmeli daha büyük ve zor sorumluluklar almalıyız. Bilmeliyiz ki bedel ödenmeden,insan hak ve özgürlükleri mücadelesi büyütülemez,zafere taşınamaz. Öyleyse,devrime yeni demokratik devrime yürümenin tek yolu kitleleri kazanmak,harakete geçirmeyi hedeflemektir,becerebilmektir.. 

46249

Son Haberler

Ya Devrimden yanasın yada faşist diktatörlükten yanasın

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar