Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)
Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.
Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.
TC devleti destekli Azeri faşistleri, saldırılarına her gün yenilerini ekleyerek devam ediyor. Daha birkaç gün önce Ermenistan-Azerbaycan sınırında İHA ve havan toplarıyla yapılan saldırı sonucu 4 Ermeni askeri yaşamını yitirdi. Azerbaycan, askeri teçhizat ve ilave personelini, sınır bölgesi olan Sotk köyü yönünde yığıyor. Yani yeni bir işgal hazırlığı yapıyor.
Saldırıların yoğunlaştığı Sotk köyü, altın maden yataklarının olduğu bir sınır bölgesidir. Önemli maden kaynaklarının olduğu bölge, Azeri oligarkların iştahını oldukça kabartmaktadır. Bu nedenle Azerbaycan devleti, bu bölgeye yönelik askeri saldırılarını artırarak köy halkını sürekli korku içinde tutarak göçe zorlamaya çalışmaktadır. Biçilmiş otlar yakılmakta, küçük ve büyük baş hayvanlar çalınmakta, arazide çalışan köylülere ateş açılmaktadır. Köylerin evleri ve özellikle pencereleri hedef alınmaktadır.
Tek merkezli bir suç örgütü gibi çalışan, her türlü kötülüğü bir yöntem olarak meşru kabul eden Azeri oligarkları, Ermenistan’ı zorla hazırlıksız olduğu bir savaşın içine çekmeye çalışıyor. Tamamlanmayan, eksik kalan işgal ve soykırımı tamamlayarak geride küçük bir toprak parçasına mahkum edilmiş bir Ermenistan bırakmak istiyorlar.
Bir yandan Ermenistan topraklarının önemli bir bölümünü diğer yandan Karabağ topraklarını işgal edip koparmak isteyen bu saldırganlığın arkasında sadece Azeri oligarkları yoktur. Onlara her türlü askeri-teknik-personel-istihbarat-diplomatik desteği veren soykırımcı faşist TC devleti ve onun “başında” AKP-MHP faşist yönetimi vardır.
Karabağ’da yaşayan Ermeni halkı; açlık, ilaçsızlık, dermansızlık, yakıtsızlıkla göçe zorlanmaktadır. “Ermenisiz bir Karabağ” yaratma hayali Türk-Azeri faşistlerinin bir Turan projesidir. Bütün saldırılar, bu projenin bir parçasıdır.
Dünya ile bağlantısı kesilen bir ülkenin ilaçlarının bitmesine, benzin yokluğundan dolayı ambulansların çalışmamasına, hastaların kliniklere yaya olarak gitmek zorunda kalmasına ne demeliyiz? Süpermarketlerde rafların tümünün boş kalmasını, insanların sabah saatlerce ekmek kuyruğuna girip bir tek ekmek alamadan evlerine dönmelerini nasıl izah etmeliyiz? Yeterli gıda ve süt bulamamaktan kaynaklı hamile kadınların düşük yapmalarını nasıl anlatmalıyız? Sahipleri bile aç iken sokaklarda başıboş, sahipsiz, yarı aç dolaşan köpek ve kedilerin halini kime söylemeliyiz?
“Batı”nın ve Rusya’nın gözleri önünde Ermeni halkı açlığa, dermansızlığa, yalnızlık ve çaresizliğe mahkum edilmiş durumdadır. Ezilenlerin özgürce kendi topraklarında yaşam hakları, umut ve hayalleri bu devletlerin çıkar çemberi içinde kaybedilmek istenmektedir. Ezilenin ezileni durumunda olan Karabağ Ermeni halkının beylere ve devletlere karşı olmaktan başka çaresi yoktur. Ülkesi için direnip, özgürlükleri için savaşan Kürt halkına daha fazla elini uzatmalı ve onunla birleşerek zalimlere karşı güçlü bir savaşım vermelidir. Özgürlük ve toprak önemlidir ancak bugün Ermeni halkı için umut daha da önemlidir.
Son Haberler
Sayfalar
TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!
Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.
Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”
Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.
Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....
Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.
Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....
Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..
Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde, orasını burasını yakan o... fakir... insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...
Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)
Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.
Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)
Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.
Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.
“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)
Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.
Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı
Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.
BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı
Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor
Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.
Altı ülke eklendi
Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.