Faşizme Karşı Direniş, Serhildan!
Faşist Kemalist Diktatörlük başta Kürt ulusu olmak üzere parolası mücadele ve direniş olan tüm halk kesimlerine azgınca saldırmaya devam ediyor. Hâkim sınıf kliği AKP sistemli baskı ve sömürü politikasına, katliam, gözaltı ve tutuklama terörüne geride bıraktığımız iki seçimle (7 Haziran-1 Kasım) birlikte hız kazandırmış, Kürt ulusuna, işçi ve emekçilere, kadınlara, çocuklara, LGBTİ’lere, doğaya ve yaşama karşı teyakkuza geçerek yeni bir saldırı dalgası başlatmıştır. Halkımız, mücadele ve direniş geleneğini Gezi İsyanıyla, Kobanê serhıldanıyla, fabrika işgalleriyle sürdürmüş, meydanlarda ve sokaklarda gün gün devam eden mücadelesiyle korku imparatorluğu yaratmak isteyen egemenlerin korkularını büyütmüştür.
Kanlı devlet terörüne sarılan, halkımıza kan banyosu yaptırmaya yeminli Türk hâkim sınıflarının saldırıları karşısında Kürt halkının direnişi, Cizre’de, Silopi’de, Amed Sur’da, İdil’de başlattığı direniş bugün deŞırnak’ta, Nusaybin’de, Hakkari Yüksekova’da sokak sokak, mevzi mevzi sürmektedir. T.Kürdistanı’nda halkın mücadelesini bodrum katlarında boğmak isteyen faşist devlet tüm ülkede geliştirdiği abluka,kuşatma ve yasaklarla devrimci demokratik,ilerici ve yurtsever kesimlerin hak alma mücadelesini,baskı, gözaltı ve tutuklamalarla terörize ederek, ezmek istemektedir.
Abluka Ve Kuşatma Duvarını Direnişle Yıkalım!
Hâkim sınıf kliği AKP sistemli baskı ve zor politikasını içine yuvalandığı ekonomik ve siyasi krizi aşmanın yolu olarak kanlı devlet terörüne çevirmiş, önündeki dikenleri temizlemek için halka yönelik katliam politikasına sarılmıştır. Faşist devlet Kürt ulusunun tarihsel haksızlığa, ayrımcılığa ve inkâra karşı süren mücadelesine eşine az rastlanır bir katliama saldırmıştır.
Kürt halkının demokratik taleplerini ve siyaset yapma hakkını kitlesel gözaltı ve tutuklama terörüyle ezmek isteyen faşist devlet saldırısını tüm halk kesimlerine yönelterek vites büyütmüştür. Katliamlarla, devlet terörüyle korku imparatorluğu yaratarak halkı suskunluğa ve sessizliğe boğmak isteyenler, halkın mücadelesini ablukaya almaya, kuşatmaya çalışanlar direniş duvarına çarpmış durumdadır. Kürt halkı Şırnak’ta, Nusaybin’de, Yüksekova’da yükselttiği direnişle, katliamlara, devlet terörüne karşı geliştirdiği öz savunma-öz yönetim mücadelesiyle ezilen ve yok sayılan tüm kesimlerin hak alma ve demokratik kazanımları savunma mücadelesiyle birleşmiş, ortaklaşmıştır. Türkiye Kürdistanı’nda katliamlarla birlikte devreye sokulan kentsel dönüşüm saldırısının hedefindeki milyonlarca işçi emekçinin mücadelesi,gecekondu mahallelerinde yaşayan halkın direnişi ve öfkesi buluşmuştur.
Kürt halkının, İşçilerin emekçilerin, kadınların, gençlerin, LGBTİ’lerin, çocukların talepleri, hak alma mücadelesi faşizmin katliamlarına, abluka ve kuşatmasına, devlet törörüne karşı direniş kulvarında yolculuğunu sürdürmektedir. İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs bir kez daha faşist saldırılara, baskı ve sömürüye karşı direnişe, mücadeleye tanıklık edecektir.
Gazetecileri, avukatları, akademisyenleri gözaltı ve tutuklamalarla susturmaya, baskı altında tutmaya çalışan faşist devlet devimcilere, yurtseverlere yönelik katliamlara vardırdığı devlet terörünü sistemli olarak sürdürmektedir. Onlarca Partizan okurunun, YDG’li ve Özgür Gelecek çalışanlarının 1 Mayıs öncesi gözaltına alınması, devlet terörünün hedefi haline getirilmesi faşist devletin yaratmak istediği korku imparatorluğunun, süren korkusunun bir ispatıdır. Gözaltı ve tutuklamalar ne devrimci çalışmaların engellenmesini, kitlelerle buluşmasını engelleyebilir, nede yılgınlık ve korkuya yol açabilir.
Faşizme, katliamlara ve baskıya karşı biriken öfkeden, devrimci faaliyetin kitlelere taşıdığı bilinç ve kararlılıktan korkan hâkim sınıflar çareyi saldırmakta, gözaltı ve tutuklama teröründe görmektedir. Faşist devlet yabancısı olmadığımız bu saldırısıyla kararlılığımızı arttırmış, 1 Mayıs’a daha güçlü bir iradeyle hazırlanmamızı, alana çıkmamızı kamçılamıştır. 2016 1 Mayıs’ını Taksim fikrinde vazgeçmeden Bakırköy’de karşılamayı ortaklaştıran konfederasyonların, meslek örgütlerinin, siyasi parti ve HDK bileşenlerinin kitlesel bir miting gerçekleştirme ve AKP karşısında ezilen kesimlerin iradesini açığa çıkarma yaklaşımıyla eleştirel bir tutum içerisinde olarak bizlerde “ortaklaşıyor“ 1 Mayıs’ta Bakırköy’de olacağımızı duyuruyoruz.
İşçi ve emekçileri, kadınları, LGBTİ’leri, ezilen ulus ve inançları isyan ve direnişleriyle, talepleriyle birlikte 1 Mayıs’ta PARTİZAN saflarında buluşmaya çağırıyoruz!
Son Haberler
Sayfalar
TKP-ML Avrupa Komitesi: Kuruluşunun 50. Yılında Partiyle Devrim Yürüyüşümüz Devam Ediyor!
1972-2022… Kesintisiz süren 50 yıllık devrim yürüyüşümüz, partimizin yol göstericiliğinde devam ediyor.
24 Nisan 1972, Türkiye ve T. Kürdistanı açısından kritik önemde bir tarihtir. Yeni bir sayfanın açıldığı bir milattır.
TKP-ML MK: 50 Yıllık Mücadelemiz, Geleceği Kazanma İrademizdir!
YAŞASIN PARTİMİZİN 50. KURULUŞ YILI!
Partimiz 50 yaşında! 24 Nisan 1972’de İbrahim Kaypakkaya önderliğinde sınırlı sayıda kadro ve militan tarafından kurulan partimiz, bugün 50. yaşını kutluyor. Bir insan için uzun ancak sınıflar mücadelesi ve toplumlar tarihi açısından kısa bir süre olan bu zaman diliminde Partimiz, önemli başarı ve zaferler kazandı. Yenilgiler aldı ve gerilemeler de yaşadı. Ancak hiçbir zaman devrim iddiasından ve Halk Savaşı ısrarından, silahlı mücadelenin gerekliliği-zorunluluğu bilincinden kopmadı.
Leninist Emperyalizm Tanımının Bulanıklaştırılması
Rusya’nın 24 Şubat (2022)’da Ukrayna’ya saldırısıyla birlikte, emperyalizm üzerine tartışmalarda sıklaştı. Ve kendini solcu olarak adlandıran bir kısım siyasi hareket ve bazı yazarlar, Rusya’nın emperyalist olmadığını, ama emperyalist amaç güden işgalci bir güç olarak değerlendirdi. Bazıları ise, “anti-emperyalist cephede” değerlendirmeye devam ediyorlar.
İlham ve güç kaynağımız…(Sentez)
Proletarya partisinin kuruluşunun ve mücadeleye atılışının ellinci yılındayız. Bu süre içinde mücadelesini kesintisiz sürdüren proletarya partisi, bundan sonra da mücadelesini sürdürecektir. Onu var eden koşullar devam ettikçe varlığını devam ettirecektir. Sınıf bilinçli proletaryanın öncü müfrezesinin ülkemizdeki varlık nedenleri, günümüzde sistemin çöküntü içine girdiği koşullarda çok daha kendisini dayatır duruma gelmiştir. Elbette ki o, üstlendiği tarihsel rolü yerine getirecektir. Çünkü mücadelesine yol gösteren sağlam temellere dayalı ideolojik-politik bir pusulası vardır.
Beyaz dağ’dan arta kalan çığlık dizelerinin şairi EMİR ALİ YAGANI kaybettik… Hasan Hayri Aslan
Son yıllarda Dersim’in çok değerli kültür insanlarını kaybettik. Sılo Qız, Emre Saltık, Hasan Saltık, Mehmet Çetin, Remzi Aydın… birer yıldız gibi kayıp gittiler. Remzi Aydın için “Gri İklimden Maviye yolculuk” yazı çalışmamı yaparken 9 Şubat günü EmirAli’nin ölüm haberi ile sarsıldık. Epey zamandır yolları taşımak zor geliyor bana; ziyaret edemedim, kısa mesajlaşmalarla yetindik. 13 Kasım 2018’de söyleşi için o gelmişti bulunduğum kente. O sıra aldığım kitaplardan “Beyaz Dağda Bir Gün”ü şöyle imzalamış: “İhtiyar, ne böyle yaşanmışlıklar, ne de bu kitap olaydı!
TKP-ML MK:Yol Göstericimiz, İlham ve Güç Kaynağımızdır Partimiz!
24 Nisan 1972, İbrahim Kaypakkaya önderliğindeki bir avuç komünist tarafından, karanlığa tutulan meşalenin kurumsallaşma adımı olarak tarihe geçti. Dönemin, savaş ve direniş geleneği, Mahir ve Denizlerle birlikte örülüyordu. Anti-emperyalist kavgada yakalanan ivme, devrimci militan bir mücadele yaratmıştı. İbrahim yoldaş, savaş cephesine proletaryayı temsilen katıldı.
Zafer ve yenilgilerle dolu bir tarih! (1)
Dünyada 1965-1970 yılları arasında emperyalist-kapitalist sistemin kaynaklık ettiği ana çelişkiler giderek şiddetleniyordu. Bu başlıca çelişkiler; emperyalizm ile ezilen halklar ve uluslar arasındaki çelişki, emperyalist-kapitalist ülkelerde proletarya ile burjuvazi arasındaki çelişki ve yine çeşitli emperyalist ülkeler arasındaki çelişkilerdi.
Lorenzo Orsetti… (Nubar OZANYAN)
Yolculuk boyunca başını arabanın arka koltuğuna yaslayarak uyurdu. Yaptığımız yolculuklarda Lorenzo’yu uyanık görmek neredeyse mümkün değildi. Araç içinde uyuyarak saatlerce yolculuk yapabilirdi. Ama “yeni bir özgürlük hamlesi olacak” cümlesini duyduğunda ne gözünde uyku belirtisi ne de yorgunluktan eser kalmazdı. Barış halinden savaş haline, uyku halinden silahlı tekmil haline nasıl hızlıca geçildiğinin örneğiydi Lorenzo.
Burjuvazi Parayı, İşçiler Ekmeği Düşünüyor
Burjuva sınıfı, daha fazla kar elde etmek için daha fazla alanı kontrol altına almak ve bunun için de daha fazla silahlanmak istiyor. Ağızlarında “barış” yok ve hiç bir zamanda “barış” kelimesini tam anlamıyla kullanmadılar. “Barış” dedikleri anda da yine kafalarında savaş vardı.
Azami kar için birbirlerine karşı savaş açarken, savaşa sürdükleri askerler yine işçilerdi. Savaşta ölenler, bombalarla param parça edilenler, evleri yıkılanlar, göç yollarına düşenler, burjuvaların egemenlik savaşında hiç bir çıkarı olmayan, ama, onlar vasıtasıyla sürdürülen bir savaş....
Sağlam proleter karakter örneği …Ali Asker YER
Pazar günü Stuttgart Arena Kültürhaus’da evgili yoldaşımız Ali Asker YER’in anma toplantısındaydık. Salon ve çevresi sevenleri ve yoldaşlarıyla doluydu. Bu sevgi seli hiç kimseyi şaşırtmadı, çünkü o gerçekten çok sevilen gerçek bir proleter devrimciydi. Onun yaşamından kareler içeren sinevizyon gösterimi sırasında salonu derin bir sessizlik ve hüzün kapladı, çok sayıda insanın gözleri ıslak ıslaktı. Hiç birimiz onun bu zamansız gidişine katlanamamıştık.
50. Yılın Deneyimi Newroz Ateşinin Görkemiyle1 MAYIS ALANLARINA!
Başta Kürt halkı olmak üzere Mezopotamya halklarının isyan ve direniş günü olan bir Newroz’u daha geride bıraktık. 8 Mart’ta kadınların dalgalandırdığı isyan bayrağı, 21 Mart Newrozlarında başta Kürt halkı olmak üzere Türkiyeli işçi ve emekçilerin kitlesel ve coşkulu eylem ve mitinglerine sahne oldu. 2020 Newroz’u salgın bahane edilerek yasaklanmış, 2021 Newroz’u salgının etkisi altında kalmıştı.
2022 Newroz’u ise gerek Kürt ulusunun artan özgürlük talebi ve gerekse de yaşanan ekonomik krizin derinleşen etkisiyle görkemli bir katılıma neden oldu.