Cumartesi Kasım 30, 2024

Neden suriyeli savaş mağdurları istenmez

Dünyamız küresel  emperyalist  semayenin yaşadığı ekonomik kriz sonucu büyük sarsıntılar yaşıyor. Ortadoğu’da başta Amerikan  emperyalizmi olmak üzere,empryalist haydutlar kendi çıkarları,sömürü ve rahatları için insan kanına doymuyor. Daha fazlasını istiyor,kan , katliam kâr, kâr, kâr …Onları kendi çıkar ve menfaatleri ilgilendiriyor. Biz bunları yüzyılın tarihinde çokca yaşadık. Alman emperyalizmi birinci emperyalist savaşta Ermeni soykırımını  İttihat-Terraki paşalarıyla birlikte  gerçekleştirmedimi? “Ermenilerin canı cehenneme, bizi Alman İmparatorluğunun çıkarları ilgilendirir .”demedilermi, katliamları ırkcı,faşist  Talat,Turan  ve Kamalin başını çektiği panislamist-pantürkist  iktidarıyla gerçekleştirdiler.

Fransız emperyalizmi Afrika kıtasını kan ve katliamlarıyla  soykırımlar yapmadımı, Güneş batmayan büyük emperyalist büyük İngiltere Asya’da,Afrika’da, latin Amerika’da sömürgeci,ırkcı soykırımcı katliamlar yapmadılarmı?  Corçil “Siyahların, Afrikalıların gaz odalarında yakılmalarını,topluca öldürülmelerini “istemedimi? Hangisinin geçmişi temiz,hangisi ezilenden yana olmuş bir gören,duyan , tanık olan varmı?38 de Dersimde atmış bin insanımız mağaralarda,evlerde,köylerde topluca  katledilip munzur suyuna atılmadımı , Maraş da , Sivas’ta , Çorum’da, Surda,Cizre de , Nusaybin de , Lice de yüzlerce , binlerce kürt katledilmedimi? Peki bu soykırım ve katliamların birinci sebebi ırkcılık,şövenizm,ulusalcılık,ve faşizm değilde nedir.!

Sizlere geçmişten basit ve hafızalardan silinmeyen bir örnek vermek istiyorum; Ermeni ulusu 1900  yılları başından  1920 lere kadar soykırıma , tehcir ve zulme maruz kaldı. Erzurum’da, Erzincan’da, Elezığ’da ,Kürdistan nın her yanında Fırat,Dicle,Murat vb sulara kadınıyla,kızıyla,çocuğuyla , bebeğiyle  canlı canlı sulara atıldı,katledildiler. Keşiş dağlarının karşı yakası Fıratın ötesinde Dersimli kürt,zaza aleviler Ermeni soykırımı na karşı çıktı binlerce Ermeni Dersime sığındı. Dersimliler ırkına,milliyetine,mezhebine bakmadan,dinini hiç dikkate almadan yardımına koştu,kol kanat gerdi,korudu kolladı,kendinden biri gördü , peki kötümü etti? Ermeni ve müslüman olmadığı için yapılan soykırıma zulme sessizmi kalmalıydı? Buna hangi aklı selim insan evet diyebilir… Dersim bu anlamıyla da  geçmişimizin yüz akı olarak karşımıza çıkıyor. Zulme sessiz kalmıyor,karşı çıkıyor,bedel ödüyor.

Bugün devrimci hereketlerin bir çoğu ne yapmak istiyor,hangi safta yerini almak istiyor. Alevilerin kendileri  yüzyıllardır zulum gören , zulme karşı çıkan bir mezhep , nasıl olurda taşıdığı tereddüt sonucu Suriyeli Mültecilerin yerleşimine, ilticasına,barınmasına karşı çıkabiliyor?.. Yaşadığı kaygı ve tereddütleri taşısa da,büyük riskleri olsada Alevi örgütlerin Suriyeli mültecilerin yerleşimine karşı çıkmaları anlaşılır gibi değil.

Sorun bu kadarla bitmiyor. Dün KCK eş başkanı  Cemil Bayık ,”Suriyeli mültecilerin Kürdistana yerleştirimesine  karşı olduklarını, Kürdistan halkının topraklarına mülteci yerleştirmeye karşı çıkmasını,müsade etmemesi “doğrultusunda açıklama yaptı.

Cemil Bayık ın yapmış olduğu açıklama, bence talihsiz bir açıklama olmustur. Çünkü, faşist türk devleti kendi çıkarları doğrultusunda herşeyi mübah görmekte,ırkcı-şöven katliamcı yoluna devam etmektedir. Onu bütün ırkcı,faşist ulusalcılar desteklemektedir. Faşizmin bu uygulamalarından dolayı, savaşın açık mağduru olan bu insanların yerleşimine karşı çıkmak anlaşılır gibi değildir.  Kaldı ki , faşist Türk devleti bu göçtürme,çöktürme, asimile etme politikasını yeni uygulanmıyor, bu yüz yıla yakın bir zamandır  Ermeniler, Kürtler,Rumlar,Aleviler Araplar ve diğer azınlıklara uygulanan sistamatik bir devlet politikasıdır. Kürt ulusuna uygulanan soykırım politikası milyonları zorunlu göçer kılmış , topraklarını terk etmiş, asimile ve Türk’leştirmek esas alınmıştır. Kürt ulusundan insanlarımız akla gelmez baskıya, hakarete ve zulme  uğratılmış yaşam hakkı bulundukları yerlerde bulamaz olmuşlardı.

Şimdi , aynı durumda olan bir halkı,ulusu istememek, Kürt yerleşim bölgelerinin demografisini, nüfus yapısını değiştirmeye yönelik  olarak bir TC politikası olsa dahi, ezilen bir ulusun  özgürlüğü için,haklı   bir mücadele yürüten KCK önderliği sorunu gerekçeleriyle daha doğru izah eden bir yaklaşım sergilemeliydi.. Özellikle belirtmek isterim ki, her nerden gelirse gelsin milliyetçi, ayrımcı,ötekileştirici , ayrıştırıcı bir davranış göstermeye açık ve net tavır takınmalıyız.

Empati kuralım,o zaman Avrupa’da emperyalist devletlerin , ırkcıların,faşist partilerin yabancıları istememesi,yakması,dövmesi,aşağılamasına biz  ne diyeceğiz?Haklımısınız,doğru yapıyorsunuz mu diyeceğiz? Böyle birşey olabilirmi? Sebepler ve sonuçlar doğru ele alınmadan faydacı,çıkarcı , duygusal ele alınabilinirmi? Tabi ki hayır .Avrupalı emperyalist devletler bir yandan savaş suçu işlediklerini saklamak, çıkardıkları savaşların, katliam ve soykırımların sonucu olan mülteciliğe karşı kendi halkını kışkırtması sonucu Kürt , Arap, Afrikaılı mültecileri , Avrupalı halk istemiyor.Ortaya çıkan ekonomik,siyasi,toplumsal krizin  işsizliğin sorumlusu yabancıları ve mültecileri görüyor . O zaman bu ırkcı anlayışları haklı  görmüş olmuyormuyuz.  Her toplumsal ve soyal olayı değerlendirmek siyasi bakış açımızdan kaynaklanır .

Olayları somut olgulardan ele almak zorundayız. Bugün bizim işimize geldiğinden  dolayı doğrulardan,ilkelerden vazgeçemeyeceğimizi hassasiyetle belirtmek isterim.

Devrimci komünistler asla ırkcı söylemlere,ötekileştirici , cinsiyetçi,tekci mantığa prim vermezler. Yanlışı gördükleri yerde eleştirir,düzeltilimesini isterler. Ki, bu bugün için dahada önemlidir. Çünkü ırkcılık , şövenizm,ötekileştirici faşist ideolojiler dünyamızda gelişiyor ve revaçta.  Ve yoğun bir toplumsal taban bularak geleceğe ciddi tehlike taşımaktadır. Daha dün Amerika’da yaşanan ırkcı polis saldırısı bunun bariz örneğidir. O sebeple , ırkcı,şöven diktatörlüklere,emperyalizme, faşizme karşı ülkemizde , bölgemizde, bulunduğumuz her alanda, ulusların eşitliğini, halkların kardeşliğini özgürlüğünü ve bağımsızlığını savunmalıyız. Bu ilkeli tutumu olmazsa olmaz görmeliyiz. 

47255

Son Haberler

Sayfalar

Neden suriyeli savaş mağdurları istenmez

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Sayfalar