TKP/ML TİKKO: “Kobanê Direnişi Direnişimizdir!”
TKP/ML TİKKO Ortadoğu Bölge Komitesi yaptığı açıklamayla Kobanê Direnişini selamlayarak Direnişi sahiplenme çağrısında bulundu. “Kobanê Direnişi direnişimizdir” diyen TKP/ML TİKKO, tüm örgütlü güçlerine ve devrimci-demokrat kesimlere de direnişin aktif parçası olma çağrısında bulundu.
DAİŞ çetelerinin emperyalistler ve onun uşaklığını sürdüren TC Devleti tarafından finanse edildiğine ve desteklendiğine dikkat çeken TKP/ML TİKKO Ortadoğu Bölge Komitesi açıklamasında “DAİŞ çetelerinin Rojava'daki Kürt ulusal demokratik kazanım ve mevzilerini yok etmek amacıyla Kobanê Kantonunu kuşatması ve faşist insanlık dışı ve bu faşist insanlık dışı çetelerin ağır silahlardan güç alarak halkı katletme girişimi bütün dünya insanlığının gözleri önünde devam etmektedir” dedi.
DAİŞ çetelerinin doğrudan emperyalistlerin eliyle kurulduğunu ancak gelinen aşamada “bugün bu beladan kurtulmak istendiğini” belirten TKP/ML TİKKO Ortadoğu Bölge Komitesi, bunun da yine kendi emperyalist çıkarlarına uygun şekilde yapılmaya çalışıldığını ifade ettiği açıklamasına ayrıca şu ifadelere yer verdi:
“Dün DAİŞ çetelerini bölgesel çıkarları için var eden emperyalist haydutlar bugün de bu beladan kurtulma planlarından söz ederken, yapılan hiçbir şeyde ve atılan hiçbir adımda bölge halklarının, Kürt ulusunun, Rojava'nın ve Kobani'nin güvenliği, özgürlüğü söz konusu değildir. Süreç ve attıkları bütün adımlar emperyalist çıkarlarının bölgesel uşak-gerici rejimlerin ihtiyaç duyduğu verili statükonun devamı ve çıkarlarıyla belirlenmeye çalışılıyor.
Ne var ki gerek emperyalist haydutlar gerekse de bölgedeki uşak güçler hesap edemedikleri iradeyle yüz yüze bulunmaktadırlar. Bu irade özgürlüğüne ve onuruna tutkuyla bağlı bir halkın iradesidir. Kürt halkının Rojava'da, Kobani'de sınırlı imkanlara ve kuşatılmışlığa karşın sergilediği ve bütün bedelleri ödeme pahasına ortaya koyduğu kahramanca direniş yüzlerce, binlerce evladının özgürlüğü uğruna feda etmekten geri durmadığı büyük yaşam ve kurtuluş isteğidir.
Kobani halkının silahlı birlikleri YPG, YPJ öncülüğünde sergilediği bu yiğitçe direniş aynı zamanda tüm dünya halklarına ve ülkemizin işçi ve emekçilerine özgürlüğün, zulümden kurtuluşun ve onurluca yaşamın yolunu bir kez daha göstermektedir. Geçtiğimiz ay Şengal ve Maxmur'da ortaya çıkan ve DAİŞ katliam planlarını engelleyen özgürlük ve direniş iradesi, halka karşı sınır tanımayan fedakarlık ve cesaret bu kez Kobani'de Kürt halkının yiğit kadın ve erkeklerince bir kez daha sergileniyor.
Ortaya konulan bu soylu direnişi kendi direnişimiz olarak görüyor ve halklarımızın özgürlük, demokratik yaşam ve sosyalizm mücadelesinin bir parçası olarak bütün devrimciliğimizle selamlıyoruz. Ülkemizin bütün sokakları, kentlerimizin varoşları, bütün mücadele alanlarımız, Dersim, Erzincan, İstanbul vb bütün kentlerimiz, tüm yoldaşlarımız ve bütün devrimci demokratlar Kobani'de ortaya çıkan Devrimci - Direnişçi iradeden ilham almalı ve yalnızca kalpleri ile değil sergileyecekleri pratikleriyle de bu direnişin bir bileşeni olarak cesaretlice bir duruş sergilemelidirler
Kaynak: Fırat Haber Ajansı (ANF)
Son Haberler
Sayfalar
BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu
Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’
Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı. Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında, Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.
Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK
Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...
Geri dönüp baktığımda
Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor.
Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.
Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…
Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.
AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları
Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise, “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı.
Kürt krallığı için mi Halepçelerde öldüler ?
Gazeteler geçenlerde Mesut Barzani ile Celal Talabani'nin İstanbul'daki mülklerini sıralayınca, Halepçe'de soykırıma uğratılan Kürtler geldi gözümün önüne.
Devrim Bir Maceradır
Devrim bir maceradır. Kayıtsız kuyutsuz, şartsız koşulsuz, sorgusuz sualsiz devrim denen bir deryanın içine atmaktır kendini devrimcilik. Geriye bakmadan, arkada kalanları kara kara düşünmeden, hep ileriye yönelmektir devrimcilik.
Geceyi gündüze, yeri geldiğinde gündüzü geceye çevirmektir, yarınların getireceği yakıcılığı düşünerek, devrim denen maceranın içine hesapsızca atılmaktır devrimcilik.
Kürt siyasetinin kurtlarla bitmeyen dansi
Bir halk için tarih tekerrür ediyorsa, bu o halkın tarihten ders çıkarmadığını gösterir ki, vay o halkın haline. Burada kastedilen elbette halkın kendisi değil önderleridir. Kürtler de, önderleri tarihten pek ders çıkarmayan talihsiz bir halktır. Kürt önderleri yüz yıldan beri Türk devlet yöneticileriyle diyalog kurmaya çalışmış ama hep hüsrana uğramışlardır. Hatırlanacağı gibi daha birkaç ay önce devletle müzakere havası esiyordu Newroz' un barış güvercinleri uçurulan Kürt semalarında. Şimdi ise bir ümitsizlik rüzgârı esmekte halaylar çekilen o meydanlarda.
On’ların Öğrettiği
birer birer, biner biner ölürüz
yana yana, döne döne geliriz
biz dostu da düşmanı da biliriz
vurulup düşenler darda kalmasın…//
çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı
çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum…
sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata…”[1
Yukarıdaki dizeler Orhan Kotan’ın, Diyarbakır Zindanı’nda kaleme aldığı “Gururla Bakıyorum Dünyaya”sındandır; yazmaya gayret edeceklerimin özetidir sanki…
Aysel Tuğluk ve ekrad-i bi idrak
Fazla söze gerek yok.2007’de Kemalist bürokrasinin yaklaşan tasfiyesini öngöremeyip “Kurtarıcı motif, tarihsel imge Mustafa Kemal ve onun tarihsel eylemselliğinin büyüklüğü kendisini gösterdi ve gösterecek. O bir mucizedir, ölümsüzdür. Uluslaşmada temel direktir.