Çarşamba Aralık 11, 2024

Yol açan,yol gösteren...

İşçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin örgütlenme ve savaşma ihtiyacının olduğu yerde bir yönetme ve yürütme ihtiyacı var demektir. Bir yol göstericiliğe ihtiyaç var demektir. İşçi, kadın, gençlik vb. çalışmalarını, bir birimi, bir grubu, bir örgütü örgütlemek-yönetmek ya da bir harekete önderlik etmek kısaca devrimin parçalarda ve farklı alanlarında ve bir bütüne önderlik etmek gibi bir görev ve sorumlulukla karşı karşıya olunduğu bir gerçektir.

Yoksul yaşamın ve ölümün kefenini yırtmak için devrimci bir örgüt yaratmak ve onun sağlam, güvenilir, kalıcı önderliğini oluşturmak en zorlu görevdir. Devrimcilerin en büyük dersi önderliktir. En çok zorlanılan ders önderliktir. Bilgisine en çok ihtiyaç duyulan devrimi yönetmenin-örgütü yürütmenin sanıldığı ve düşünüldüğü kadar kolay olmadığını bilmek gerekir. En çok zorlanılan, en çok hata yapılan, en çok yetersiz kalınan konuların başında da önderlik konusu gelir. Bütün bunlardan dolayıdır ki önderlik, özgürlük ve kurtuluş savaşımında en zor ve en önemli derstir.

Önderlik, her gün, her an ancak bir an olsun asla vazgeçilmeden diyalektik materyalizmin eğitim atölyelerinde sürekli bir şekilde kendine çekidüzen vermektir. Sınıf savaşımının yasalarına göre eğitmek-eğitilmek, kalıba dökmek ve kalıba dökülmektir. Bütünlüklü ve kapsamlı olarak diyalektik materyalizm öğretisine sahip olmaya çalışmaktır. Derin bir çözümleme, etkili bir yürütme ve köklü bir değiştirme gücünü ve iradesini örgütleyebilmektir. Okunarak hemen öğrenilebilecek, birkaç pratik, birkaç yıllık devrimci çalışma içinde sahip olunacak, hemen elde edilebilecek bir mevzi olmadığını anlamak gerekir. Uzun yıllara dayalı sürekliliği sağlanmış bir mücadelenin ve her mücadelede elde edilen deney ve tecrübeler üzerinden manevi bir saygınlık elde edilen ciddi bir mevzidir. Güven ve tutarlılığın sonucu elde edilebilecek bir mevzidir. Görevleri hakkıyla ve layıkıyla yerine getirilmediğinde eleştiri öz eleştirinin ateşinde tekrar tekrar yanmayı göze almak demektir. Eleştirileri en çok üzerine alan, kendini düzeltme ve devrimcileştirmede en önde ve en çok örnek olması gerekendir. Önderlik konumunu, “apoletini” sürekli omzunda değil cebinde taşıyandır.

“Önderlik ne sabahtan akşama kadar tekrarlanan bir slogan ne de küstahça itaat istemek değildir” der Başkan Mao. Önderlik kurumun doğru politikasını yaratıcı bir şekilde uygulayan, devrimci çalışmalarda örnek olan, ikna, inandırma ve saygınlık gücüne dayanılan, güven duyulan, güven veren, görüşlerinde ve eyleminde tutarlılığıyla amacına yüksek düzeyde bağlı olandır. Yetki ve mevkisiyle değil fedakarlığı, çalışkanlığı, duruş ve yürüyüşüyle yol açıcı ve yol gösterendir. Devrimci savaşın en önünde, en ilerisinde, güven duyulması gereken yerde bir anıt gibidir. Ona bakılarak yapma-başarma-cesaret ve zafer gücü kazanılandır.

Kendini çelişkiye kapatmayan, diyalektik gelişme sürecinin tutucu ve reformcu yaklaşımlarla çarpıtılmasına fırsat vermeyen; doğala, yaşaması gerekenle gerekmeyeni ayırt etmeyi becerebilendir. Fikir ve eylem gücünü birlikte konuşturandır. Söz gücü ve eylem gücü yüksek olandır. Tutarlılığı, yaşam ve savaş ilkesi olarak benimseyendir. İçindeki ve dışındaki burjuva ve küçük burjuva düşünce ve alışkanlıklara karşı savaşmaktır. Özgürlük düşüne ve çabasına tutkuyla bağlı olandır. Planlı ve tecrübelidir. Planlama ve yürütme gücüdür.

Savaş, güzel duyguların yaşama geçirilmesidir. Özgürlüğe değişime tutku düzeyinde bağlılıktır. Nasıl yaşamak gerektiğini bilendir. Dönüştüren güçtür. En bitik yerde bir kaya parçası da olsa onda kök salmayı başarabilendir.

Her gün ve her an amacına yüksek bağlılıkla yürüme iradesini ortaya koyabilendir. Tek bir adımı bile amaçsız atmayandır. Yürünen her yol, yaklaşılan her emekçi, kurulan her insani ilişki amaca uygun olmak gibi bir yüksek sorumlulukla ele alınmalıdır. Önderlik her adımda her çalışmada başarıyı düşünen ve örgütleyendir. Ezilmiş, ayaklar altına alınmış, uçurum dibine yuvarlanmış, ölmüş bitmiş kişiliklerden kahraman yaratma beceri ve çabasını ortaya koyabilendir. Uyuyan, savaşma beceri ve yeteneğini gösteremeyen köleleştirilmiş bir sınıfı- bir halkı uyandırarak savaştırabilendir.

(Bir Partizan)

46038

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Hangi Sınıfın Cumhuriyeti Yaşasın?

Feodal aristorkrasiye karşı burjuvazinin iktidara gelmesi ve feodalizmi yıkması tarihsel olarak ilericiydi. O dönemde “ kahrolsun feodalite, yaşasın cumhuriyet” sloganı ileri bir hedefi gösteriyordu. Bu tarihsel dönüşüm Fransız burjuvazisinin 1789 burjuva devrimiyle başarıldı. Bu, toplumlar tarihinin geri döndürülemez diyalektik gelişimiydi. Feodal aristokrasi, ne kadar çaba harcarsa harcasın, gelişen üretici güçlerin önünde daha fazla direnemezdi ve kendinden önceki toplumların başına gelen kendisinin de başına gelmişti: Toplumlar tarihinin çöplüğündeki yerini aldı.

Zorunlu Açıklama!

Kısa bir süre önce; "Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han ve Süleyman Cihan." başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının giriş bölümünden de anlaşılacağı gibi bu yazı, Anayasa Mahkemesi'nin Sansaryan Han’a ilişkin kararı vesile yapılarak yazılmıştı.

Sosyal medyayı ve malum platformları aktif olarak takip etmediğimden; yazıya ilişkin kimlerin ne türden değerlendirmeler de bulunduğunu bilmiyorum. Bu çok ta önemli değil; elbette her okurun kendine göre değerlendirme, beğeni ve yergileri de olacaktır.

Ali Haydar Dersim’e (Nubar Ozanyan)

Değerli bir komutanı daha kaybettik. Dersim halkının bağrından çıkıp, dağlara sevdalanan, özgürlüğü zirvelerde arayan bir komutanı yitirdik. Büyük bir yürek acısı daha yaşadık.

„Holodomor „ Yalanı Üzerine

Başta Avrupa emperyalist burjuvazisi olmak üzere, bütün gerici devletler, emperyalist Rusya'nın Ukrayna'ya saldırı ve işgalini bahane ederek, tüm SSCB kazanınlarını, anıtlarını yok etmenin yanında, yeni yeni kararlarla, Stalin önderliğindeki SSCB'ni ve sosyalizmi karalamak için her türlü yalana baş vurmaya hız verdiler. Burjuvazinin, sosyalizm ve onu anımsatan herşeye düşmanlığı, kapitalizm ayakta kaldığı sğrece devam edecektir. Bu nedenle, burjuvazinin bütün yalanlarını açığa çıkarmakta devrimci mücadelenin en önemli ayaklarından biridir.

Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-2 Kemalizm Sol Değildir!

AKP-MHP faşist ittifakı süresince siyasal İslamcılığın karşısına da alternatif olarak Kemalist ideoloji çıkarılıyor. Kendine “sol” diyenlerin siyasal İslamcılığın alternatifi olarak Kemalizm’i yeğlemeleri kabul edilebilir bir siyasi tutum değildir.

Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han Ve Süleyman Cihan!

Dün, Sansaryan Han’a ilişkin bir haber okudum gazetelerde: “92 yıl sonra Sansaryan Han için tarihi karar.” başlığı altında, özetle, şunlar aktarılmaktaydı: 

 

Ermeni fakir çocukların eğitim masraflarının karşılanması amacıyla vakfedilen ancak 1930 yılında devlet tarafından el konulan ve uzun yıllar İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan Sansaryan Han, Anayasa Mahkemesi kararıyla 92 yıl sonra Ermeni vakfına geri verilecek.”[1]

 

Uluslararası İşçi Sınıfı İçin Büyük Bir Kayıp! Jose Maria Sison'u Sonsuzluğa Uğurladık

Filipin Komünist Partisi'nin (FKP)  kurucu önderi, Yeni Halk Ordusu (YHO) ve Filipin Ulusal Demokratik Cephe'nin (FUDC) danışmanı ve  Uluslararsı Halkların Mücadele Birliği'nin (ILPS) kurucularından ve başkanı, Filipin proletaryasının ölümsüz militanı Jose Maria Sison'u (yoldaşlarının Joma'sı) 16 Aralık 2022 tarihinde kaybettik.

Hızır

Hdp'liler katı atık tesisinin yeri değiştirilmesi konusunda öneri gelirse destekleyeceklermiş.

Demek ki gelmese...

De gurban... aha çevreci projeniz... aha boğuniz... aha siz...

Sütlüce'ye akmasın... kendi içimize... köyümüze.... aksın diyorsanız...

De... hadi...

Sütlüce'ye katı atık tesisi kurulmasın.... kendi köyümüze kurulsun... diye önerge getirinde sizi görem.

De.... Hadi kurban...

De.... Hadi...

Gerçekten çok akıllıca.

Gerçekten çok sinsice.

Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-1- (Sentez)

"İşçi sınıfının devrimciliğine karşı çıkanlara sol denebilir mi? Ya da bunlar gerçekten sol olabilir mi?"

Sınıflı bir toplumda, bu toplumun alternatifi olarak sınıfsız toplumu öngören ve bunun mücadelesini veren Marksizm-Leninizm-Maoizm’in eleştirilmemesi, özellikle de mülk sahibi sınıfların ideolojik ve siyasal temsilcilerinin eleştirileri ve demagojik saldırılarına maruz kalmaması düşünülemez.

Barbara ve Sara olma zamanı! (Nubar Ozanyan)

Emekçi kadınlar birçok şeyden mahrumdur. Yoksun olduğu esas şeyler, özgürlük ve örgütlülüktür. Faşist devlet şiddeti, feodal baskı, Türk şovenizmi, egemen erkek zihniyeti, işgal ve saldırı, erkek adalet, aile ve din, dışlanma, aşağılanma vb. Saymakla ve yazmakla bitmiyor. 

KKB’li TİKKO Savaşçısı:Kobanê Ruhuyla Rojava’yı Savun!

Faşist TC içindeki klikler, Kobanê zaferinden bu yana dillerden düşmeyen bir yarasında birleşti.

Milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duydukları böylesi günlerde sağdan soldan TC faşizmi her zaman birleşmiştir. Bu bazen masa altından olur, bazen kapalı kapılar ardında, bazense öylece aleni. Burjuvazinin kalbini korkudan hoplatan bir işçi direnişi olabilir, emperyalist tekellere geçit vermeyecek bir çevre direnişi olabilir, faşizmi zayıflatacak bir demokrasi talebi olabilir, ataerkiyi ve heteroseksizmi titretecek bir adım olabilir bu gizli ya da açık el sıkışmaların sebebi.

Sayfalar