Cuma Nisan 26, 2024

Ağrı neden bu kadar önemli?

KAYPAKKAYA-partizan
Günlerdir Ağrı’da olan biten nedir diye soruyor herkes. Bu sıradan bir seçim çekişmesi değil elbette. Seçimi kaybedenlerin 15.kez itiraz edip, bu kez geniş ‘‘güvenlik‘‘ tedbirleriyle, tankları, askerleri, İstanbul’dan getirttiği askerleriyle bu seçimin galibi olmak istemesi, Ağrı’nın öneminden kaynaklanıyor.

 

Ağrı neden mi önemli onlar için?

Ağrı, Kürt ulusal bilincinin meşalesidir de ondan. İşte Ağrı’nın neden önemli olduğunu anlatan süreç:

Ağrı Milli Hareketi Cumhuriyeti

Şeyh Said İsyanı sonrasında hazırlanan 24 Eylül 1925 tarihli Şark Islahat Planı gereğince Kürt aristokratlar ve dinî önderleri sürgün edildilirler. 5 Ekim 1927 tarihinde Bedirhaniler ve Cemilpaşazadeler gibi Kürdistan Teali Cemiyeti’nin eski üyeleri, Ermeni Taşnak komitesinin üyeleri Hoybun örgütünü kurarlarr. Celadet Ali Bedirhan, Kâmuran Ali Bedirhan, Ekrem Cemilpaşa, Memduh Selim gibi aydınlar tarafından yönetilen Hoybun örgütü Ağrı’da isyanlar meydana geldiğinde İhsan Nuri’yi general rütbesine terfi ettirerek 20 yandaşıyla birlikte bölgeye gönderir. Ağrı Dağı ve civarında İhsan Nuri’nin önderliğinde “Ağrı Milli Hareketi” adında bir cumhuriyet ilan edilir.

Ağrı’ya Operasyon Kararı

Mustafa Kemal başkanlığında, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Birinci Umumi Müfettiş İbrahim Tali (Öngören)’in de hazır bulunduğu Bakanlar Kurulu toplantısında 29 Aralık 1929 tarihli ve 8692 sayılı kanun hükmünde kararname çıkarılır. Burada Haziran ayında Ağrı’ya yönelik operasyon kararı alınır.

Bakanlar Kurulu kararname doğrultusunda 7 Ocak 1930′da Genelkurmay Başkanlığı 9. Kolordu komutanlığına, Bulakbaşı ile Şıhlı köyü arasında asilerle meskun olan köyler ile sığınılan yerler ele geçirilerek asiler geçim üssünden yoksun bırakacağını, bölge ‘‘eşkiyadan‘‘  temizledikten sonra Ağrı Tepeler hattına doğru takip edileceğini ve bölgede jandarma alayları için lazım olan yerlerden başka meskûn yer bırakılmayacağına dair emir verir.

18 Mart 1930 tarihinde Salih (Omurtak) 9. Kolordu Komutanlığına atanır. 11 Haziran 1930 tarihinde Türk tarafının Ağrı direnişçilerine karşı silahlı muhalefeti başlar. Hoybun bütün Kürdistan’a yönelik yardım çağrısında bulunur. Bundan dolayı geniş cephede direnişçilerin cevap alma endişesine kapılan Cumhuriyet ordusu 800-1500 silanlı olduğu tahmin edilen Ağrı Dağı’ndaki direnişi kırmak için hazırlanan saldırıdan geçici olarak vazgeçer.

Katliam

Temmuz ayında bu sefer Cumhuriyet Ordusu iki kolordu (7. Kolordu ve 9. Kolordu) ve 80 uçaktan oluşan hava gücü kullanır ve isyana katılan bütün köyler yakılırken 30.000 Kürt  Zilan Deresi’nde katledilir.

Cumhuriyet gazetesi 16 Temmuz 1930 tarhinde bu olayı “Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur.” şeklinde duyurmuştur.

31 Ağustos 1930 tarihli Milliyet gazetesinde dönemin başbakanı İsmet (İnönü)’in demeci yayımlandı: ‘‘Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Aslı astarı olmayan propagandalara kanmış, aldanmış, neticede yollarını şaşırmış Doğu Türkleridir.‘‘

Katliamın ardından bölge halkının tüm mallarına el konulur, 1950 yılında Erciş Asliye Ceza Mahkemesi’ne mallarını geri almak için başvuran köylüler, herhangi bir sonuç alamaz ve 2012 yılında konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınır..

1894

Son Haberler