Cumartesi Nisan 27, 2024

Partizan ve YDG İstanbul’da Devrim ve Komünizm şehitlerini andı

kaypakkaya haber
İstanbul'da devrim ve komünizm şehitleri anmak amacıyla Partizan ve YDG tarafından bir etkinlik gerçekleştirildi.

 

Partizan ve YDG ocak ayının son haftasının devrim ve komünizm şehitlerini anma haftası olması vesilesiyle İstanbul’da bir anma etkinliği gerçekleştirildi.

Kitlenin toplandığı salonda, “Sınırlı Bir Yaşamı Sınırsız Bir Davaya Adayanlar Ölümsüzdür” yazılı pankart ile bir çok Devrimci ve Komünist’in fotoğrafı asıldı. Anma etkinliği devrim ve komünizm mücadelesinde yaşamını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı. Ardından Partizan tarafından bir konuşma yapıldı.

Partizan konuşmasında, Ocak ayının son haftasının 1978 yılından bu yana Kaypakkaya geleneği tarafından Devrim ve Komünizm şehitleri Anma haftası olarak ele alındığını dile getirdi.

Türkiye’de politik atmosfere dair vurgular yaparak, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana AKP-MHP iktidarının devrimci ve yurtsever güçlere onlar özgülünde tüm toplumsal kesimlere yönelik azgın bir saldırı furyasını yaşama geçirdiği, bu kapsamda gerillaya yönelik operasyonlara hız verildiği, tutuklamaların yapıldığı çok sayıda devrimci komünistin yaşamını yitirdiği, yaşanan kayıplarında etkisiyle kitlede belli bir gerileme yaşandığını ifade edildi.

AKP-MHP iktidarının özyönetim direnişlerini bahane ederek Kürt düşmanlığını ve şovenizmi derinleştirdiği buna paralel bir şekilde Rojava’ya yönelik askeri işgal operasyonlarını yaşama geçirdiği bu sürecin belli yanlarıyla devam ettiği belirtildi. Türk sermayesinin 2000’lerden bu yana rejimi tepeden aşağıya yeniden organize ettiği, bu sürecin içinde devrimci, yurtsever güçlere de azgınca yöneldiği belirtildi. Bu süreçlerde eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un dile getirdiği “Teröristin kazanma umudunu kaybettirme” politikasının yaşama geçirdiği, devrimci ve yurtseverler, geniş toplumsal kesimler için AKP-MHP iktidarının özgür bir geleceği kazanma umudunu yok etmeye çalıştığı belli yanlarıyla da bir mesafe aldığı ifade edildi.

Konuşmada, faşizmin tüm saldırganlığına rağmen bu dönem boyunca devrimci ve yurtseverlerin ciddi bir duruş ortaya koyduğu, ağır bedeller ödediği ve direniş meşalesini bugünlere taşıdığı, devrim ve komünizm şehitlerinin bu konjektür içinde, kazanma umudunu ifade ettiği bunun ete kemiğe bürünen gerçeğini yarattığı belirtildi.

Devrim ve komünizm şehitlerinin; devrim ve demokrasi mücadelesi adına umudu büyüttüğü, yol açtığı birer kutup yıldızı olarak yol gösterdiği ifade edildi.

Konuşmada bu yılın Kaypakkaya geleneği açısından önemli bir anlamı olduğu; yarım asırlık bir mücadele tarihinin geride bırakıldığı ifade edildi. 50 yıllık tarihsel sürece, içindeki olumlu pratiklere, başarılara ve düşmana ödetilen bedellere dayanılarak daha güçlü adımlar ve çıkışlar yapmak ve geleceği kazanmak adına titizlikle dönüp bakmak gerektiği, 50 yıllık tarihten güç alarak geleceği kazanacaklarını dile getirdi.

“Özgürlük, 7/24 devrimci olmakla, Demirdağ yoldaşın dediği atak, bilgili ve fedakar olmak hayatımızın merkezine devrimciliği koymak elde edilebilir”

Partizan’ın konuşmasından sonra ise YDG adına bir konuşma yapıldı.

YDG temsilcisi, “Enes Kara’nın intiharında ve Cizre’de katledilen Abdulgaffar Dayan’ın ölüm biçimlerinde görüldüğü gibi gençliğin geleceğinin bu ölümlere sıkıştırılmaya çalışıldığı bir dönemin içindeyiz. Ezilen milyonların istem ve taleplerinin yaşama geçirilmesinin ilk taşıyıcıları olan tutsakların tecrit-tredman politikaları ile ölüme mahkum edildiği bir dönemdeyiz. İşçi ve emekçilerin bütün haklarının her geçen gün tırpanlandığı, toplumsal mücadelenin en dinamik noktalarını oluşturan kadın ve LGBTİ+’ların yaşamlarının, emeklerinin, kimliklerinin her gün yeni bir saldırının hedefi haline getirildiği bir dönemin içindeyiz.” şeklinde başladı sözlerine.

Yapılan konuşmada güncel durumda gençliğe dair saldırıları ve baskılara dair önemli vurgular yapan YDG konuşmasında gençliğin çizilen sınırları aşarak bir örgütlülük ve konumlanışa ihtiyaç olduğunu ve bunu hayata geçirmekte olduklarını dile getirdi.

Konuşma, “”Unutmayalım ki varlık nedenimiz direnmek değil! Varlık nedenimiz alt üst etmek, varlık nedenimiz özgürlüğü kazanmak. Bu günümüzle verili olanla yetinmekle özgürlüğü elde edemeyiz. Özgürlük, 7/24 devrimci olmakla, Demirdağ yoldaşın dediği atak, bilgili ve fedakar olmak hayatımızın merkezine devrimciliği koymak elde edilebilir” şeklinde sona erdi.

Ardından anma etkinliğine gelen katılımcılar söz alarak tanıdıkları ölümsüzleşen Partizanları anlattı. Söz alan bir konuşmacı Barbara Anna Kistlerle, hapishanede olduğu dönemde analarla kurduğu ilişkiye, gittiği evlerde kitleler tarafından nasıl sevildiğini yaşadıkları üzerinden anlattı.

Bir başka konuşmacı da Zeki Uygun ve Ünal Küçükbayrak’la beraber yürüttüğü faaliyeti, bu iki Partizanın son derece alçakgönüllü mütevazi bir yaşamı olduğu mücadeledeki kararlılıklarıyla öne çıktıklarını ve genç yaşta aramızdan ayrılmalarının ciddi bir kayıp olduğunu ifade etti.

Son konuşmacı da Efendi Diril’le tanışma sürecini bölgede yürüttükleri faaliyeti o dönemde diğer devrimci örgütlerle ilişkilerini polemikleri ve Efendi Diril’in bu süreçlerdeki tutumunu aktardı. Konuşmacı geride kalan 50 yıllık süreçte yaşamını yitiren sayısız insan olduğunu bugün kalanların ise “onların mücadelesini ne kadar taşıyabiliyoruz ?” sorusunu kendine sürekli sorması gerektiğini dile getirdi.

Anma etkinliğinde devrim mücadelesinde yaşamını yitirenleri tanıyanlar tarafından  anlatıların dile getirilmesi ile devam etti.

Anma etkinliği şiir dinletisi ve marşların söylenmesiyle sona erdi.

728