Cumartesi Nisan 27, 2024

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı Yalnız Değildir!

kaypakkaya-partizan
Konfederasyonumuz ATİK’in örgütlediği birçok etkinlikte de konuşmacı olarak yer almıştır. En son, bir yılı aşkın zamandır tutuklu bulunan 10 ATİK tusağının ilk duruşma günü olan 17 Haziran’da, mahkeme için gelen delegasyonların da arasında idi.

 

Özgür Gündem Gazetesi’nin her sayısına araştırma açıldığı için, 3 Mayıs itibariyle dayanışma amaçlı “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyası başlatıldı. Bu eylem bir yanıyla basın özgürlüğü için mesleki bir dayanışmaydı ama aslında halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı içindi. O günden bu yana 50'yi aşkın; çok büyük bölümü gazeteci olan, sanatçılar, yazarlar, aydınlar, insan hakları aktivistleri Özgür Gündem'de Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi birer günlük. Hemen aynı günlerde bu eyleme katılanlar için “örgüt propagandası yapmak” suçundan soruşturma başlatıldı.

20 Haziran 2016 Pazartesi günü haklarında soruşturma açılan, mahkemeye sevk edilen Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı (TİHV) Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, gazeteci - yazar Ahmet Nesin ve Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu tutuklandılar.

Savcılık sorgusundan sonra elleri kelepçelenerek Şebnem Korur Fincancı; Bakırköy Kadın Tutukevi’ne, Ahmet Nesin, Erol Önderoğlu Metris Cezaevi’ne götürüldüler.

Barış ve İnsan Hakları Savunucuları, Aydınlar, İnsan Haklarına Düşman Olanlar Tarafından Tutuklanıyorlar!

TC Faşizminin iktidardaki temsilcisi AKP hükümeti ve saraydaki Sultan Türkiye ve T. Kürdistanı halkı üzerinde korku dağları yaratmak istiyor. Sindirirmiş, susturulmuş kendilerine koşulsuz biat eden bir toplum yaratmak için, estirdiği terör saldırısında sınır tanımıyor.

Bir ülkenin aydınlık yüzü olan aydınlar, bu coğrafyada her zaman faşizmin hedefinde olmuşlardır. Nazım Hikmet'ten, Sebahattin Ali’ye, Nezihe Muhittin’den günümüze dek hep böyle oldu... Gezi Direnişinden bugüne tutuklanan gazeteciler, aydınlar, akademisyenler hepimizin belleklerinde hala taptaze duruyor...

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da aydınlara, akademisyenlere yönelik bu saldırı furyasından muaf kalamazdı.

Çünkü 12 Eylül den günümüze kadar, devletin karanlık yüzünü, işkence ve yargısız infazlarda gizlenen katliamları cesurca ortaya çıkarandı. Bu duruşundan dolayı, siyasal iktidarların tehditlerine, soruşturmalarına defalarca maruz kaldı. Bulunduğu görevlerden sık sık çeşitli bahanelerle uzaklaştırıldı. Ama her açılan soruşturmada haklılığını kanıtlamış, kazandığı davalarla geri dönmüştür.

Dün işkence Delillerini Topladığı Elleri, Bugün Kelepçeye Vuruldu’

Türkiye’nin dört bir yanında işkence delillerini, Cizre'deki bodrumlarda katledilen çocukların çene kemiklerini cesaretle topladığı elleri, bugün alçakça kelepçeye vuruldu.. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı olarak sadece Türkiye'de değil, aynı zamanda bir adli tıp profesörü olarak dünyanın her yerinde işkence ve insan hakkı ihlallerinin hep karşısında oldu.

Halka yaşatılan devlet terörünün izlerinin yok edilmemesi, gerçeklerin açığa çıkması, suçun belgelenmesi amacıyla otopsi yapmak için, dünyanın dört bir yanına uzatmıştı o ellerini,... Her olayda büyük bir özveri ile çalışmış, her zaman ezilenlerin yanında safını tutmuştur.

Adli tıp, insan hakları, barış çalışmaları, işkencenin önlenmesi, kadına yönelik şiddet alanlarında birçok çalışması ve katkısı bulunan Şebnem Korur Fincancı, henüz gencecik bir tıp öğrencisi iken neden adli tıp uzmanlığında karar verdiğini şöyle açıklıyor. “Asistanlık döneminde bir işkence olgusunun nasıl örtbas edilebildiğine tanıklık ettim. O zaman kendime bir söz verdim, Bu böyle örtbas edilebiliyorsa, ortaya da konulabilir. Onun için uğraşmak gerekir diye. 80 sonrası ortaya çıkanlar, yaşananlar hepsi etkendi aslında.” Kendi kendine verdiği bu sözü yaşamı boyunca hiç unutmadı ve her zaman sözünün arkasında cesurca durdu.

Korkmuyoruz, Susmuyoruz, Evlere Geri Dönmüyoruz!

Şebnem Korur Fincancı, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin de önemli bir parçası olup, kadınların toplumsal yaşamın her alanında eşit yer alabilmeleri için uluslararası çalışmalara imza atmış, birçok çalışma yürütmüş, araştırmalar yapmış, yazılar yazmıştır. 2002'de Dünya Sağlık Örgütü'nün Kadına Yönelik Cinsel Şiddet Araştırması ve El Kitabı çalışmalarında, çeşitli ülkelerde İstanbul Protokolü'nün uygulanması eğitimlerinde yer almıştır.

Şebnem Korur Fincancı, aynı zamanda bir aktivist, bir Feminist, sosyalist, devrimci olarak Yeni Kadın’ın da birçok çalışmasında vardı.

Kongrelerimize, eğitim kamplarımıza, kampanyalarımıza katılmış, yazılarını dönem dönem dergimizle paylaşmış, kendisinden istediğimiz her desteği dayanışmacı ruhuyla seve seve sağlamaya çalışmış, Yeni Kadın örgütümüzün önde gelen dostlarındandır. Alçak gönüllüğü, gözlerine ve güleç yüzüne yansıyan insan sevgisi, en zor anlarda bile umut saçan kişiliği ile kadın mücadelemizde örnek kadınlardandır.

Konfederasyonumuz ATİK’in örgütlediği birçok etkinlikte de konuşmacı olarak yer almıştır. En son, bir yılı aşkın zamandır tutuklu bulunan 10 ATİK tutsağının ilk duruşma günü olan 17 Haziran’da, mahkeme için gelen delegasyonların da arasında idi.

Şebnem Korur Fincancı Susturulamaz, Yıldırılamaz!

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, insan haklarının savunulmasında bıkmadan, usanmadan sonuna kadar mücadele edenlerdendir. Tutuklayarak onu yıldırabileceklerini, sindirip susturabileceklerini sananlar fena halde yanılıyorlar. Biliyoruz ki; O şimdi, Bakırköy Kadın Ceza ve Tutukevi'nde canlı tanıklıklarla koşulları yerinde gözlemleyecek ve çıkar çıkmaz da aynı direngenlik, aynı cesaret, aynı kararlılıkla, bilim insanı olmanın onuruyla daha fazla bilenerek ve deneyimlenerek mücadelesini sürdürecek..

Şebnem ve Şebnem gibi mücadeleci kadınları tutuklayarak, baskı ve tehditlerde bulunarak kadınlara verilmeye çalışılan mesaj asla hayat bulmayacak! Her kadın tutuklanmasında, her kadına yönelik şiddette, her kadın katliamında öfkemiz, kinimiz bir kat daha artmakta...

Korkmuyoruz, Susmuyoruz, Evlere Geri Dönmüyoruz!

Bilinsin ki; yıllardır her türlü ezaya/ cefaya layık görülmesine, göz altlarında kaybedilmeye, toplu katliamlarla sindirilmeye çalışılmasına rağmen, inadına direnişi büyüten Kürt Ulusu’nun sesi olmaya çalışan Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma suç ise, biz bu suça ortağız.

Madem dayanışma suç; Özgür Gündem ve Şebnem Korur Fincancı ile Kadın dayanışmasını Türkiye sınırlarının dışına, Avrupa sokaklarına da taşıyarak suç ortaklığını büyütüyoruz!

* Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı Yanlız Değildir!

* Sesimiz Sesi, Mücadelemiz Mücadelesi Olacaktır!

* Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin, Erol Önderoğlu Derhal Serbest Bırakılsın!

* Özgür Basın Susturulamaz! 

YENİ KADIN
820

Son Haberler