TKP-ML TİKKO: Özgür Dayan kanla yazılan direnişin bilinci ve ruhu oldu

“Êzidî halkının kutsal topraklarında 29 Mart günü Heval Rojhat Ali şehit düştü. Êzidî halkının fedakar yoldaşı, özgürlük sevdalısı şehit düştü.

Heval Rojhat Ali’nin şahsında önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın  “Tam özgürlük” fikri ve “tam eşitlik” düşü Êzidî halkının kutsal topraklarında dolaşarak ölümsüzleşti. Heval Rojhat, zulmün dipçiğine ve köleliğin kırbacına karşı savaşan keskin bir proleter kılıç oldu. 

“Fermana Kurda”, “Fermana Êzidîya” son bulsun diye Heval Rojhat Ali şehit düştü. Êzidî kadınları köle pazarlarında satılmasın, Êzidî halkı kutsal topraklarında özgürce yaşasın diye Heval Rojhat Ali şehit düştü.

Bir sıra neferi gibi sessizce, korkusuz bir devrimci gibi onurluca ismi gibi özgürce Kürdistan topraklarında savaştı. Emperyalizmin yarattığı faşizmin beslediği DAİŞ çetelerine karşı  direnişte hiçbir fedakaralıktan kaçınmadan bedel ödemekten çekinmeyerek en önde  omuz omuza Êzidî halkıyla birlikte savaştı.

Heval Rojhat Ali,  Êzidî Kürt-Türk halkının kardeşliğini, özgürlüğün tertemiz beyaz sayfalarına kanıyla yazdı. O, Êzidî çocukların al renkli mendillerine işlenen ölümsüz bir devrimcinin resmi oldu. Kobanê’den Şengale, Cizire’den- Sur’a kanla yazılan direnişin bilinci ve ruhu oldu.

Yaşayan tüm ölümsüz direnişçiler gibi Heval Rojhat silah elde söylenen bir direniş türküsü oldu. Düşmeyen bayrak, susmayan yürek oldu. Ölümsüz Önder İbrahim Kaypakkaya’ nın özgürlük fikrini bilincine,  düşünü silahının kabzasına işleyen Şehit Rojhat Ali kime karşı, nerede, nasıl savaşılacağının mütevazi bir öğretmeni oldu.

Hiçbir talimat almadan, hiçbir övgüye ihtiyaç duymadan, kimseler bilmeden bir devrimciye yakışır bir şekilde kahramanca savaştı ve sessizce şehit düştü. 

Biz biliriz Heval Rojhat Ali, faşist çetelere karşı savaşmak ne demektir. Biz iyi biliriz Heval, bir sıra neferi gibi sessizce silah kuşanmanın korkusuzca savaşarak şehit düşmenin adını. Biz biliriz ölümsüzleşenlerin bayrağını daha yukarı taşımayı  ve düşlerini gerçeğe dönüştürmeyi.”