Pazartesi Nisan 29, 2024

TKP/ML TİKKO savaşçısı Ulrike Barbara : Yeni kurulacak yaşamda kadınlar yönetecek

kaypakkaya-partizan
Kobanê direnişi içerisinde yer alan TKP/ML TİKKO savaşçısı Ulrike Barbara, zaferde büyük payı olan kadınların şimdi de yeni yaşamın inşasında yer alması gerektiğini belirterek, kadın iradesiyle inşa edilecek yeni yaşamın temelinin daha sağlam olacağını belirtti. Agit Cem ise, "Gelin taşın altına birlikte elimizi koyalım" dedi.

 

Aylarca DAİŞ çetelerinin barbarlığı, zulmü karşısında muazzam bir direniş sergilenen Kobanê'de, 134 gün sonra özgürlük ilan edildi. İlk günlerden itibaren bu direnişin içerisinde MLKP yer aldı. Direnişin içerisinde yer alan diğer örgütler arasında TKP/ML TİKKO da bulunuyor.

Partilerinin çağrısıyla Kobanê'ye gelerek savaşan TKM/ML TİKKO savaşçıları, İbrahim Kaypakkaya'nın ardılları olarak direnişte yer aldıklarını belirtti.

'BURADA OLMALIYDIK'

TKP/ML TİKKO savaşçılarından Ulrike Barbara, partilerinin "Kobanê direnişi, direnişimizdir" başlıklı açıklaması ve çağrısının ardından Kobanê'ye gelerek direnişte yer aldıklarını belirtti. Kaypakkaya'nın ardılları olarak zalimliğin, zulmün olduğu her yerde mücadele ettiklerini söyleyen Barbara, "Dayanışmanın ötesinde bir anlam ifade ediyor burada olmamız. Kuzey Kürdistan'da olduğu gibi Suriye, Irak ve İran Kürdistan'ında Kürtler ezilmeye devam ediyor. Burada DAİŞ çetelerinin barbarca katliamları, Şengal'de Ezidi kadınlara yönelik vahşet, katliamlar...Devrimciler olarak buna sesiz kalamazdık" dedi.

Yaklaşık bir ay önce Kobanê'ye geldiğini kaydeden Barbara, kentin özgürleştirilmesinin ardından hissettiklerini şöyle anlattı: "Bir ay önce geldiğimde sıcak savaş vardı. Bugün, gece dışarı çıkmak, silahsız dolaşmak çok tuhaf geliyor. Kısa bir zaman olabilir ama deneyimlemek açısından önemli bir zaman. Doçka, havan toplu saldırıların olduğu günleri yaşadık. Düşman bulunduğumuz noktaya kadar sızmıştı. Kobanê özgürleşti diye açıklama yapılınca inanmakta zorlandım. Bu özgürlük mücadelesinde emeğinin olması insana başka bir duygu yaratıyor."

Bir kadın olarak, kadınların YPJ saflarında verdiği mücadeleye tanık olmanın, içerisinde yer almanın önemine dikkat çeken Barbara, "Sürekli okuyorsun, duyuyorsun ama yaşamak, içerisinde olmak çok daha farklı. 5 bin yıllık ezilmişliğine inat kadınların burada gösterdiği mücadelenin kendisi özgürleşme açısından büyük bir umut kaynağı. Kadınlar silah tutamaz, narindir, zariftir denilmesine inat burada gösterilen irade ile mücadeleye daha bağlı olduğumuzu, irade olduğumuzu gösterdik" diye kaydetti.

"Kadınların savaştığı yerlerde erkek yoldaşlar kendilerini çok daha güvende hissediyor, çünkü biliyorlar kadınlar sonuna kadar direnir" diyen Barbara, kadın savaşçıların direniş ve özgürleştirme mücadelesindeki önemine, güvenilirliğine dikkat çekti.

Çok sayıda komutanlık başta olmak üzere önemli görevlerde yer aldığını, yönettiğini hatırlatan Barbara, bunun kadınların verdiği muazzam ve kesintisiz mücadelenin sonucu olduğunu vurguladı.

"Türkiye devrimci hareketi içerisinde yer alan kadınlar olarak biz, mücadelede etkinleşmeyi, yetkinleşmeyi tartışıyoruz ama burada kadınlar zor koşullara rağmen inisiyatif alıyor, yönetiyor" diyen Barbara, kadınların söz ve kararlarının tartışılmadığını söyledi. Kadınların kurtuluşunun kavgadan geçtiğinin altını çizen Ulrike Barbara, "Kadınların ordusu olmadan zaferini kazanamayacağı, özgürlüğünü ilan edemeyeceğinin net olarak görüldüğü yerdir burası. O nedenle kadın ordulaşması çok önemli bir yerde duruyor."

Direniş içerisinde yer alan ve özgürlük ilanında büyük payı olan kadınların Kobanê'nin yeniden inşası ve yeni yaşamın kurulmasında da yer alacağını söyledi. Barbara, şöyle devam etti: "Kazanılan zafer kadınların tırnaklarıyla kazanıldı, her karış toprak şehitlerin kanına bulandı. Kurulacak kentin kadın tarafından inşa edilmesi, kadın bakış açısının her tarafa yansıması çok değerli. Yeni kurulacak yaşamda kadınların üreteceği, yöneteceği kendini var edeceği alanlar yaratılmalı. Şu çok açık kadınlar yeni yapılacak evlere dönmeyecek." "Kobanê zaferi tüm ezilenlere örnek olan bir zaferdir. Tüm ezilenlerin yeniden yapma iradesi, umudu ortaya çıkacak. Nasıl ki Gezi direnişinde 'Hiç birşey eskisi gibi olmayacak' dediysek Kobanê direnişi de son değil bir başlangıç" diyen Barbara, bu yeni başlangıçta mutlaka kadınların aktif rol alması gerektiğini kaydetti.

'KADINLARIN İÇERİSİNDE YER ALDIĞI YENİ YAŞAMIN TEMELİ DAHA GÜÇLÜ OLUR'

Kadınların iradesi ve bakış açısıyla inşa edilecek yeni yaşamın temelinin çok daha sağlam olacağını vurgulayan Barbara, tüm kadınları Kobanê'nin yeniden inşası sürecinde yer almaya çağırdı.

'SARYA CESARET ÖRNEĞİ'

Sözlerini Aralık ayında ölümsüzleşen MLKP savaşçısı Sibel Bulut'u (Sarya Özgür) anarak sonladıran TKP/ML-TİKKO savaşçısı Ulrike Barbara, "Türkiye devrimci hareketinden olduğumu bildikleri için her yerde sürekli Sarya yoldaşı anlatıyorlardı, övgüyle. Çünkü Sarya burada bir cesaret örneği. Sarya burada kadınların yarattığı değeri anlamak bakımından çok önemli bir yerde duruyor" dedi.

TKP/ML TİKKO savaşçısı Agit Cem, ulusal sorun ve Kürt sorunu bakımından İbrahim Kaypakkaya'yı Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'dan ayrı düşündüğünü belirterek, şunları söyledi: "İbrahim yoldaş Marksizm, Leninizm ve Maoizm temsilcisi olarak üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmiş, Kürt ulusal sorunun bizim sorunumuz olduğunu, ulusların kendi kaderini tayin hakkının nasıl olması gerektiği noktasında bir tez ortaya atmıştır. O dönem kimi reformist, revizyonist, sosyal demokrat, komünist örgütler örgütler ya Kürt halkının kuyrukçuluğunu yapan ya da Kürt ulusunu kendine yedeklemeye çalışarak devrimin ancak Türkiye'de gerçekleşeceğini ve Kürt ulusunun buradan besleneceğini iddia ediyordu. İbrahim yoldaş bu çizgiyi reddetmiş, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkı olduğunu vurgulamıştır. Biz 40 yıllık savaş tarihimizde şundan dem vurduk, ülkede bir şovenizm damarı var. Kendimizde dahil, örgütlerin şovenizm çukuruna düştüğünü belirttik. Partimizin çizdiği bir güzergah var. Ulusal sorunu silahlı ya da silahsız olarak değerlendirmiyor. Biz, onun demokratik muhtevasını değerlendiriyoruz, silah kullanmış ya da kullanmamış önemli değil. Sonuçta, bu zulmü görmemek, bu ulusal, milli baskıyı görmemek bir komünist örgüte yakışacak bir şey değil. Partimiz, bu doğrultuda Kobanê'yi sahiplendi ve çağrı yaptı."

Kobanê direnişinin sadece Kürt ulusunun direnişi olmadığını vurgulayan Agit Cem, her milletten, ulustan halkların direnişteki yerini aldığını hatırlattı.

'BU KENT SİLAHLARLA KURTULDU AMA SİLAHLARLA KURULMAYACAK'

Kobanê'nin büyük bir direniş, inanç ve azimle kazanıldığını ifade eden Cem, şu çağrıyı yaptı: "Savaşmak bir yanını oluşturuyor ama tek mesele de savaşmak değil. Şimdi esas mesele yapısal inşanın yanı sıra ideolojik, politik olarak kentin inşa edilmesi. Burada yeni bir düzen kurulacak. Bu anlamda şehrin inşasında yer almak isteyen herkes buraya gelmeli. Bu şehir silahlarla kurtarıldı ama silahlarla kurulmayacak. Savaş bitti, her şey bitti diye düşünülmemeli. Şimdi daha fazla çalışmalıyız. Dünya hala geç değil. Burada yeni bir yaşam, yeni bir düzen kurulacak hepimizin eli olsun. Taşı birlikte kaldıralım. Sadece savaşa değil, aynı zamanda yapmaya çağırıyoruz herkesi."

KOBANÊ (İsminaz Ergün)

 

 

 

 


4743