Pazartesi Nisan 29, 2024

YKP (M-L)’nin 25 Ocak seçimlerinin sonuçlarına ilişkin açıklaması

kaypakkaya-partizan
Yunanistan’da 25 Ocak seçimlerinde Marksist-Leninist Yunanistan Komünist Partisi ile ittifak yapan Maoist parti Yunanistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist)’nin yarı resim yayın organında yayınladığı seçim değerlendirmesini, Yunanistan seçimleri değerlendirmelerine önemli bir katkı sağlayacağı düşüncesiyle yayınlıyoruz:

 

25 Ocak seçimleri görünür bir şekilde politik sahnenin reorganizasyonu çabası ile sona erdi. Bu çaba, emperyalist denetime ve memorandumlara karşı baş gösteren halkın devasa grev hareketleriyle burjuva blokta yaşanan sarsıntı ile yaklaşık dört yıldır sürmektedir. (…)

Yeni Demokrasi-PASOK hükümet bloğu, işçi sınıfından, küçük ve orta burjuva kesimlerden ve yoksul köylülükten oluşan geniş halk kesimlerinin gelir ve haklarının yağmalanmasının meydana getirdiği halk öfkesi karşısında ağır bir yenilgiye uğramıştır. Sermayenin ve emperyalizmin barbar politikaları karşısında ağır bedeller ödeyerek çıkmaza düşen halk, bu politikaların asli temsilcilerine “sırtını dönmüştür”. Yeni Demokrasi ve PASOK, her biri kendi ölçüsünde bu politikalarının bedelini ödedi. Ancak her ikisi de -her biri kendi koşulları ölçüsünde- oyunda kalmaya ve bağımlılık sisteminin destekçisi olmaya devam etmektedir.

Yeni Demokrasi, 2012 seçimlerine göre küçük bir gerileme ve esasta ise SYRİZA ile arasındaki % 8,5’luk farkla ağır yara almıştır. Bu da parti içerisinde krizin doğmasına neden olmuştur. Kriz kendini parti başkanı üzerinden gösteriyor olabilir ancak esasta asıl sorun bölgedeki emperyalistler arası çelişkiler kapsamında, ülke burjuva sınıfının yöneliminin belirlenmesidir. Bu durumda, yaşanan krize rağmen, Yeni Demokrasi Partisi yerli burjuva sınıfının temel politik aksı olmaya devam etmektedir ve oy tabelasında önemli bir yer edinmekte olan sağ ve aşırı sağ kesim, bu güç tarafından yönlendirilecektir.

PASOK seçimlerden perişan halde çıkarken başta koalisyonun yamağı olan DİMAR (Demokratik Sol) ve barbar politikaların uygulayıcılığını yapanlar, SYRİZA tarafından silinip süpürüldüler. Yorgo Papandreou’nun partisinin ortaya çıkması PASOK’ta yaşanan erimenin sonucu olmakla beraber, yerli sosyal demokrat harekette yaşanan bütünlüklü yönelim sorununu da açıkça ortaya çıkarmaktadır.

Seçimin galibi SYRİZA, halkın Troika emperyalistlerinin barbar politikalarına karşı oluşan tepkisinin büyük bölümünü kendi potasında toplamayı başardı. İşçi hareketi ve halk hareketinin dağılmasından faydalanarak, yaşanan hayal kırıklığı ve umutsuzluk üzerinden, kapitalist krizden çıkış için, kirli seçim aldatmacası ve kolay çözüm oyununu oynamıştır. Diğer taraftan ise, Karamanlis’in “Batıya aitiz” ifadesini tasdik edercesine yabancı emperyalist merkezlere, yerli ve yabancı sermaye çevrelerine “uyumlu hükümet” sınavlarını başarıyla verdi.

“Sosyal kurtuluş” hükümeti halka kısmi kırıntılar verilmesinin dışında, IMF, AB ve ABD politikalarına uyumun örtüsünden başka bir şey olmayacaktır. Her ne kadar emperyalistler tarafından zaman tanınsa da, SYRİZA hükümetinin yükümlülüklerini yerine getirmesi noktasında güvence istenecektir.

“Olumsuz bir konu: Altın Şafak oyları!”

Bir kez daha faşist Altın Şafak’ın yüksek oy oranı olumsuz sonuç olarak kendini göstermektedir. Tehlikeli düzeydeki faşist birikimin muhafaza edilmesi, bir yandan halkın ve gençliğin bir bölümünün parçalanarak bu blokta toplanmasını, diğer yandan ise bu gücü dağıtarak kendine bağlamak isteyen burjuva sağ bloğun zafiyetini ortaya koymaktadır. Her halükarda Altın Şafak halk ve hareketin kendisi için düşmandır ve bu güç er veya geç sistem tarafından değerlendirilecektir.

Emperyalizm ve sermaye için her an kullanılabilir olan diğer bir güç ise Theodorakis’in partisi POTAMİ (NEHİR)’dir. Her ne kadar üçüncü parti olamasa da PASOK’u geride bırakarak meclise girmeyi başardı ve halkın ve işçi sınıfının aleyhine olacak olan yerli burjuva sınıf için dengelerin yeniden oluşturulması yönünde çaba sarf edeceğini şimdiden ifade etmektedir.

“Erteleme ve aldatmaya yer olmayacak!”

Bu seçimlerin olumlu sonuçlarından biri ise, solda bulunan önemli bir kesimin SYRİZA’nın aldatmaca retoriğine karşı durabilmiş olmalarıdır. Şantaj ölçeğindeki ayrışmalara, ani ve dar seçim sürecine, SYRİZA’nın karakteri ve “sol hükümet” olanakları noktasında solda yaşanan kafa karışıklığına rağmen halkın ve solun önemli bir kesimi mücadele ve komünizm yönelimine sahip güçleri desteklemiştir.

Yunanistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist) ve Marksist-Leninist Yunanistan Komünist Partisi ittifakı başından itibaren kararlı bir şekilde bu politik mücadeleye atılmıştır. İki örgüt, YKP (ML) ve ML-YKP, AAS (Sol Anti-Emperyalist) ittifakın deneyimlerinden de yola çıkarak, SYRİZA’nın üzerinden yükseldiği ve bundan sonra da devam edeceği ayrışmalara, seçim aldatmacalarına ve hareketin silahsızlandırılmasına karşı ülke genelinde bir mücadele yürüttü. Emperyalist bağımlılık rejimine karşı çatışmanın zorunluluğunu, borçlanılanlarla “müzakere” çizgisine karşı durulması, kapitalist krizin makul yönetimine karşı, komünist-devrimci-halk hareketinin inşa edilmesinin zaruretini ortaya koydu.

2012 seçimlerine göre güçlerin belli ölçüde korunması ve geliştirilmesi, hele ki “sol hükümet” ikileminin ortaya konduğu durumda, bu bileşeni destekleyen kesimler için olumlu ve geliştirici bir olgudur. Sürecin beklentilerini ve zorluklarını göz ardı etmeden, desteğin iki gücün işbirliğinin geliştirilmesi, ortak mücadelenin ileriye taşınması, direnişler ve kazanımlar için halk cephesinin tesis edilmesinde ve komünist, halk ve işçi sınıfı hareketinin inşası çabalarını destekleyici olduğuna inanıyoruz.

Çünkü yeni hükümetle gelecek olan “sonraki gün” de, halk haklarını ve kazanımlarını korumak için yeniden emperyalizm ve sermaye güçleriyle karşı karşıya gelecektir. Burada da hiçbir ertelemeye ve aldatmaya yer olmayacaktır.

NOT: Açklama YKP (M-L)’nin yarı resmi yayın organı http://antigeitonies.blogspot.gr

(27 Ocak 2015-Salı)


1367