Salı Mayıs 7, 2024

Barbara Anna Kistler...(Nubar OZANYAN)

Adına Kürtçe ve Zazaca türküler yakılan, mısralar dizilen, roman ve öykü yazılan İsviçreli bir enternasyonal devrimci kadındı, Barbara Anna Kistler.

Onu İsviçre’nin Alplerinden alıp Dersim dağlarına götüren tutku düzeyindeki sevda, devrimin kendi ülkesinden daha önce gelişeceği fikriydi. Onu kayak merkezleriyle ünlü İsviçre’den çekip alıp Pülümür’ün karlı dağlarına yürüten güç, proleter enternasyonalizm idealiydi. O, bir devrim serüvencisiydi. İnessa Armand’ı Fransa’dan Sovyet devrimine yürüten devrim serüveni gibi…

Barbara yoldaşı önce devrime, sonra dağlara tutku düzeyinde bağlayan, genç komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın devrimci fikirleriydi.

Gerçek adı Barbara Anna Kistler, parti ismi Kinem olan enternasyonalist yoldaşın kaybı, onu tanıyan ve tanımayan her devrimcide büyük hüzün yarattı.

Şehit düştüğünde tek başıma kaldığım hücremde asılı duran beyaz mont her gün gözüme kara bir mont gibi görünerek içimi üşüttü. Sanki Pülümür’ün karlı dağlarında donan o değil de bendim.

Pülümür dağlarında bir yandan düşman saldırısını püskürtmek ve izini kaybettirmek, diğer yandan donmak üzere olan üç yoldaşını kurtarmak için olmadık fedakarlık yaparak kendini unutan Barbara oldum. O günden bugüne yaz ortasında bile üşüyen Barbara oldum.

Barbara yoldaşı 1993 yılının 7 Şubat’ında kaybettik. Donmak üzere olan yoldaşlarını kurtarırken kumral teninin altındaki iç organları daha fazla dayanamadı. Ağır zatürre oldu. Köylülerin donmaya karşı en iyi bildikleri koyun postuna sarmaları da yetmedi.

Barbara yoldaş, Sovyet devrimine hesapsız katılan Fransız kadın devrimci İnessa Armand gibi gözlerini dağların doruklarında yakılan isyan ateşine çevirdi.

Yüreğine ateş düşenin sevdasını hangi fırtına durdurabilir. Zemheride, boranda yürürken geleceğin aydınlık günlerini belki de en çok gören Barbara’ydı. Onu farklı ve özel türden bir insan kılan da buydu.

Herkesten daha fazla hesaplaştı, herkesten daha fazla istedi. Bunun içindir ki, gözlerini Dersim’in dağ doruklarına dikerek yüreğini Munzur’un çağlayanına bıraktı.

En az kendisi, en çok yoldaş olan Barbara, doğmadığı topraklarda, göremeyeceği özgür günler için dövüştü. Olağanüstü bir direniş sergiledi. İşkence gördü, zindanlarda uslandırılmak istendi. Mahkemelerde “Beni ancak enternasyonal proletarya yargılayabilir” derken faşist mahkeme heyeti, Barbara yoldaşın ne demek istediğini dahi anlayamadan yargısını verdi. Zindanlarda her devrimci tutsağın yoldaşı oldu. Bundandır ki, herkesten fazla sevgi gördü.

Barbara yoldaşın İsviçre’de amacına uygun yaşam ve çalışması kendisine yetmedi. Dünyayı, Ortadoğu’yu daha yakından okumaya, anlamaya, çözümlemeye başladıkça yönünü ve yürüyüşünü devrimin sert gelişen topraklarına vermek gerektiği kararını verdi.

Ne çarmıha gerilmeler, ne göstermelik İstanbul yargılamaları ne de “seni bir daha bu topraklarda görürsek…” tehditleri Barbara’yı durdurmadı.

Bilinci uyanmıştı, çizili sınırlar hareketini durduramazdı artık. “Yarın bugünden daha fazla devrimin ve özgürlüğün olmalıdır” diyerek yürüyüşünü hızlandırdı.

Hiçbir kelimenin gizleyemediği, hiçbir uzlaşmacı teorinin karartamadığı kapitalizmi genç yaşında tanımıştı. Kendi ülkesinin, İsviçre’nin sömürgeleştirip varlıklarını talan etmeye, halklarını köleleştirmeye, yönetimlerini diktatörleştirmeye çalıştığı ülkeye giderek demokratik halk devrimi ve sosyalizm ideallerini gerçek kılmaya çalışması, enternasyonalizm fikrinin Barbara rengidir.

Dersim, Kürdistan’ın ters açan lalesidir. Kürdistan topraklarında gerillacılık yürüten her savaşçının hayalinde mutlaka Dersim’e gitmek vardır. Başûrlu, Rojhilatlı, Rojavalı sayısız gerillayla karşılaştım orada. Onları Dersim sevdasına çeken bu büyüleyici sır ancak Dersim’e gidince anlaşılır.

Barbara’nın gerilla hayali hem herkes gibi hem de bambaşkaydı. Daha ilerde ve yukarıda enternasyonal fikrin dağlara taşınmasıydı…

Sokaklara bakıyorum… Sokaklarda, fabrika önlerinde ve Kürdistan’da küçük küçük damlalar birikiyor. Herkes soru soruyor, bir şeyler arıyor. Kimse memnun değil gidişattan.

Rüzgar belli bir süre sonra yine yeniden bizden, ezilenlerden yana esiyor. Bu rüzgar dağların kokusunu sokaklara, fabrika önlerine, amfilere taşıyor.

Bugün Barbara’nın Alplerden Munzur’a yürüyüşünü hatırlamak için daha fazla nedenimiz var. Barbara nasıl ki, Şubat’ın ayaz ve tipisini, enternasyonalizmin ateşiyle tersine çevirdiyse, Barbaralaşarak faşizmin karanlığını ezilenler için aydınlığa çevirebiliriz.

Çiçekler içinde devrimin uyuyan güzeli, bedenini Pülümür dağlarına teslim ederken, onun devrim ideali mutlaka başka bir şekilde geri dönecektir.

2684

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar